|

Fringe diye bir dizi vardır. Bilenler bilecektir. Ben de izlemeye çalışıyorum. O dizi ve bu film, bizlere su götürmez bir gerçeğin farkında olmamızı ve de 'Yok artık! Bunu da mı bulacaklar?' dedirten şaşırma cümlelerinin dudaklarımızdan isyanvari bir şekilde çıkmasını sağlamıyor değiller? Ayrıca filmde aksiyon ve macera bir dakika olsun ara vermiyor.
Şimdi filmden üstünkörü bir şekilde bahsetmekse amacımız buyrun:

Bu oyundan beklediğinin üzerinde para kazanan Ken Castle, izleyicileri şaşırtmayarak yeni bir oyun simülasyonunu daha geliştirip slayers isminde bir oyunu daha piyasaya sürdü. Bu oyun diğerine göre daha tehlikeliydi. Yine oyun, kullanıcılarına başka insanların beyin kontrolünü ele geçirtip onları gerçek dünyada çarpıştırıyorlardı. Bu oyun tıpkı hepimizin de bileceği gibi half-life oyununa benziyor. Herkes birbirini öldürüyor ama yer gerçek dünya ve de oyuncular ellerine silah verilmiş gerçek insanlar. Oyun anlayacağınız grafik, görsellik ve de gerçeklik bakımından gerçek hayattakiyle eşdeğer. Hal böyle olunca insanlar bu oyunu da yoğun ilgiyle karşılıyorlar.
Society ve slayers'ın en önemli farkları ise bunu filmdeki slogandan aldım 'Society, birileriyle yaşamanız için; slayers ise birilerini öldürmeniz içindir.'. Slayers oyununda oyuncular hapishane mahkumlarıydı. 30 tane bölüm var ve kullanıcılar mahkumların beyinlerini yüzde yüz kontrol edip onlara direktifleri koltuklarında posur posur yatarak veriyorlar. Oyuncuları yani mahkumları yönetebilmek içinse enselerine çip yerleştiriyorlardı. Society oyununda da bu şekilde yönetiliyordu oyuncular.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder