25 Ocak 2010 Pazartesi

Reklam Tabelaları

reklam tabelalarıŞehirlerde sadeliği severim, yolda arabanızla veya otobüsle giderken camlarından baktığınızda yada herhangi bir sokakta yürürken etrafınıza baktığınızda irili ufaklı gözünüzü rahatsız eden o şeyleri sizlerde görürsünüz canım ülkemizin her şehrinde. 
 
İkinci dünya savaşından sonra yıkılan Avrupa şehirleri ABD'nin desteği ile yeniden inşaa edilirken şehirler her yönüyle,gerek altyapı gerekse üst yapı olarak ileriye dönük bir halde planlandı inşa edildi.Ancak ülkemiz şehircilik konusunda özellikle 1970-80 dönemlerinde yaşanan göçlerle birlikte tamamen sınıfta kalmış, hala büyük şehirlerimizin bile çoğu mahalleleri köy şeklinde kaçak gecekondular şeklinde oluşmuş,alt yapı ve üst yapı bakımında tamamen ilkel bir yapıya sahip olmuşlardır. Ancak benim değinmek istediğim konu bu çarpık şehirleşmenin içerisinde ufak bir yer eden ancak gayet sinir bozucu ve ilkel görünen dükkan ve ''reklam tabelaları''...
 
Yurt dışında herhangi bir şehre gittiğimde o şehrin sokaklarında dolaşırken veya meydanından etrafa doğru baktığımda gözüm sanki bir şeyleri arıyor gibiydi ama kendimi daha rahat daha ferah hissediyordum o sokaklarda yürürken, ve daha sonra fark ettim ki bu farkı oluşturan iki şey var ilki tabi ki hala ülkemizin birçok sokak ve şehrinde gökyüzünü kaplayan elektrik kabloları ikinci olarak 10mt2 dükkanların bile sahip olduğu irili ufaklı reklam tabelalarının o şehirlerde olamaması.Bu tür reklam tabelaları bir çok kişi tarafından farkında olunmasa bile görüntü kirliği açısından tüm gün boyu hayatın çeşitli stresleri altında kalmış insanlarımızın sokakta yürüdüğünde,otobuse biniğinde veya eve döndüğünde daha da sinirli olmalarına neden oluyor.

İzmir de yaşadığımdan İzmir den örnek vermek gerekirse, fuarın 9 eylül kapısından çıktığınızda karşıdaki binaların irili ufaklı birçok tabela ile kaplandığını görürsünüz veya İzmir'in en güzel caddelerinden biri olan Hatay caddesi boyunca sıralanan dükkanların herbirinin farklı renkler ve boyutlarda asılı olan tabelaları nasıl kötü bir görüntü oluşturur.



Bu sorunun çözümü aslında kolay Belediyelerin ya dükkanların metrekaresine orantılı bir şekilde tabelalara izin vermeli (renklerinin ise dükkanların ait olduğu ana binanın dış cephesindeki renklerle uyumlu olmalı) yada sadece dükkanların vitrin camlarının üzerine veya ait oldukları binaların hemen üzerine sadece isimlerinin harfleri şeklinde asılması. Bu durumun en güzel örneği izmir de sadece Forumun caddelerinde görülmesi orada bulunan dükkanların tabela tarzlarına bakarak o yöntemin şehrin her bölgesine uygulanması gerektiğini düşünüyorum.

Hiç yorum yok: