26 Eylül 2015 Cumartesi

İncisözlük Askerlik Anısı PDF ve Tüm Görsel (2.Bölüm)


Öncelikle sevgili misafir arkadaş neden böyle bir konuya ihtiyaç duydugumu açılayarak başlamak istiyorum. İncisözlükte roadrunners*kenjackal NİCK'Lİ arkadaşın yayınlamış oldugu bu yazı çok tututldu  çok sevildi.Peki var olan bu yazıyı neden yeniden yayınlama ihtiyacı duydun diye soran olacak olursa bu yazının özelliği tüm içeriğin resim ve video gibi metalarında konuya dahil edilmesidir.Bilindiği üzere zamanla videolar resimler silinebiliyor. Bu içerikte tüm video ve resimler silinmeden kalacaktır. Hikaye içerisinde argo sözleri elimizden geldiğince iyileştirerek yayınladık.
       Benim bunları anlatmak amacım yağmuru yaad etmek. ve benim gençliğim benim neslim orada neler yaşadı onları aktarmak. başka bir niyetim yok. (RRSJ@İnci)

Şimdi 1995 şırnak askerlik hikayemi anlatıyorum hikayemize başlayabiliriz..

Bölüm 1'i Okumak için TIKLAYINIZ.


BÖLÜM 2 - VEDA

Neyse istirahat verdiler bize 3 gün tabi. Takılıyoruz öyle,
Bu feyzullah ve ilker de timlerine kendilerini falan kabul ettirmeye çalışıyo yani, otorite sağlamaca.
Ben de erdinçleyim,
Dedim
+ ANLAT BAKIYIM DELİ FİŞEK, NE BU SİNİR KİMMİŞ O KIZ ANLAT BAKIYIM DEDİM;
YAA GOMUTANIM BOŞVERİN NE ANLATACAM İŞTE EVLENMEK İSTİYON ANASI VERMİYOM DİYO, ANAMA SÖYLÜYOM ODA OLMAZ DİYO BANA DELİ OLUYOM İŞTE,
+ OĞLUM KIZIN GÖNLÜ VAR MI SENDE?
VAR DEDİ GOMUTANIM ODA BENİ SEVİYO, AMA ARAYABİLDİĞİM ZAMANLARDA ANASI HEP ÇIKIYO TELEFONA VERMİYO BANA TELEFONU,
+ NİYE OLUM DEDİ BİŞEY Mİ YAPTIN SEN YOKSA,
YOK GOMUTANIM NE YAPACAM, FUKARAYIZ GARİBANIZ DİYE İŞTE ONDAN NE BABASI İSTİYO BENİ NE ANASI,
+ ONLAR ÇOK MU ZENGİN?
YOO DEEL, AMA KIZLARINI ZENGİN BİRİNE VERMEK İSTİYOLAR.
+ E DEDİM NAPACAN OLUM VERMİYOLAR BAKSANA,
GAÇIRACAM GOMUTANIM, DÖNEYİM ASKERDEN İLK İŞİM O, GEÇECEM BABASININ GARŞISINA DEYECEM VERİYON MUUUU VERMİYON MUUU,
+ GÜLÜYORUM BENDE EEEE DEDİM?
EE Sİ VERİYOM DERSE ÖPERİM ELİNDEN, VERMİYOM DERSE ALIR GOYARIM SIRTIMA GAÇIRIRIM GIZI.
+ NEYMİŞ BU ''G''IZIN İSMİ BAKIYIM (ŞİVESİ ÇOK HOŞUMA GİTTİ)=)
 FAHRİYE
+ DEDİM OLUM YA SENİN ASKERLİĞİN BİTMEDEN VERİRLERSE,
GOMUTANIM  VALLA GAÇARIM BİLLA GAÇARIM BULURUM O ADAMI VURURUM GAÇIRIRIM GIZI,
+ LAN MANYAK ASKER KAÇAĞISIN NEREYE GÜTÜRECEN KIZI,
 BURAYA ŞIRNAK A GETİRİRİM GOMUTANIM, BEN ELLERE NASIL VERİRİM FAHRİYE Mİ,


 Vay amk dedim içimden, lan adam çıkıp kızı başka birine verse benimde askerliğim yanacak, hem kaçıcak hemde kızı alıp geri gelicek gerizakalı erdinç im

Erdinç e gelsin bu şarkı da;



Bu arada hala operasyon var k.ırak ta bitmemiş daha, devamlı haberler alıyoruz, hakurka falan dalıyo bizimkiler devamlı.

Arada da yavaş yavaş normal yaşamdan haberler almaya çalışyoruz,

Lan bi gün bir öğrendim fener bizimkilere 3 çakmış. 3-0 hepside aykut. Vay amk. Dağılmış bizim takım.
Ama biliyorum yani içimden diyorum ki bizim takım en fazla 5 seneye kalmadan bir avrupa kupasını alır

Neyse beyler, yavaş yavaş üzerimizde ki psikolojiyi atmaya çalışıyoruz. Sağolsun erdinçte çok yardımcı oluyor aslanım. Ardından ender geri geldi, anlatamam sizlere öz kardeşimi görmüş kadar sevindim ama.

+ OĞLUM DEDİM NASISIN İYİMİSİN

- KOMUTANIM BOMBA GİBİYİM, YANIMDA DA YENİ MG CİMİZ ERDİNÇ VAR.

+  ENDER TANIŞTIRAYIM BAK BU YENİ MG CİMİZ ERDİNÇ PAŞA KENDİSİ GEÇEN SENEYE KADAR ALBAYMIŞ, AMA SIKILMIŞ ER OLARAK DEVAM EDİYO ASKERLİĞE

Güldük falan biraz da ender kıl oldu biraz oğlana, mg ciydi ya kendisi, Farkettim tabi ben bunu, dedim

+ ENDERİM KARDEŞİMİZE TECRÜBELERİNDEN BİLDİĞİN NE VARSA ÖĞRET.

Yanına verdim erdinçi badisi yaptım. Arada bir kantine gidiyorum işte tv ye bakmaya, o sıralardada hatırlarmısınız bilmem seçil diye bi karı var çıktı piyasaya
Uhde uhde diye şarkı yapmış, Şarkıda

“BENİ BİR GÖR YARAP YANINA AL BENİ YARAP,”

Lan zaten en ufak rüzgardan nem kapıyoruz manyak manyak şarkılar iyice bunalıma giriyoruz, dedim oğlum dinlemeyin şu şarkıyı lan.


Seçil - UHDE

Daha operasyon bitmediği için bi b*k yapmadığımız halde telefon falan yasak yani. Ne olur ne olmaz, her akşam zaten komutanlarımız söylüyo ne olur ne olmaz hazır olun yani. Tetikteyiz genede.
Lan bir gün odadayız gene, benim uzman da var sayko uzman, dışarıdan sesler geliyo amk,

+ HOŞGELDİN

Dan dun sesler geldi kapı dibinden dedim kim bu dıbına kodumun malı dağıta dağıta geliyo, Kapı bi açıldı dağlarbaşı baho =)=)=)=)

+ VAAAAAAAAY KARDEŞİM

Falan nası mutlu oldum size anlatamam ama. Kardeşim dedim sarıldım boynuna, hemen çay söyledik bilmemne, 32 diş birden dışarıda, adamda ne stres ne gerginlik hiç bişey kalmıyo,Pırlanta gibi olmuş baho gelmiş, çakı gibi omzunda mavi bere falan gelmiş aslan parçası,

+ OĞLUM NASI OLDUN İYİMİSİN,

- İYİYİM , İLAÇ VERDİLER DEVAMLI SEANSLAR FALAN HALLETTİK ÇOK ŞÜKÜR

- SİZ NELER YAPTINIZ FALAN DİYE SORDU,

+ SEN YOKKEN BİZDE ÇATIŞTIK VURDUK VURULDUK BAHADIRIM,

- YANLIZ BIRAKTIM SİZİ ÇOK ÜZÜNTÜLÜYÜM O KONUDA,

+ KARDEŞİM YA SEN SAPA SAĞLAM DÖNDÜN YA Sİ*TİR ET SEN ONU, HEM SENİN OLMAMAN TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ ADINA DAHA İYİ OLDU EMİN OL FALAN DEDİM,

Uzmanla yarıldık tabi, Bahadırda o eski bahadır yani yaa olm deme öle, ya salakmısın söleme şöle şeyler falan. Baya eski baho yani.

+ OĞLUM SEN OLSAN TEK BAŞINA ÇIKARDIN O KAMPA HERALDE AZIMIZA S*ÇARDIN SEN,

-  YA OĞLUM DEME ŞÖLE ŞEYLER YA FALAN.

- ÜSTEĞMEN NERDE,

+ VALLA BİLMİYORUM BAHADIR HERİF KIL OLMUŞ VAZİYETTE FALAN ANLATTIM DURUMU YAPTIKLARINI FALAN.

Bunun yüzü düştü yani,

+ MÜMKÜN OLDUKÇA KARŞISINA ÇIKMAYALIM DEDİM.
- Bİ SİGARA VERSENE DEVREM,
+ AL LAN AL BÜTÜN HEPSİ SANA FEDA DEDİM.

Arkadan yavuz abi de geldi bizden iyisi yok. İlker feyzullah geldi sonra, Tanıştırdım bende,

+ BU ZAHO FATİHİ BAHO, AKILLI OLUN AKLINIZI ALIR. OPERASYON ESNASINDA BAŞKA BİR KITADA OLMANIZ SİZİN FAYDANIZA,
-  YA OLUM SALAK SALAK KONUŞMA DEME ÖYLE, MİLLET BİŞEY YAPTIM SANICAK DEDİ,

Bişey yaptım sanıcak diyo hala amk, keleşi herifin ağzına sokmuş g*tümüzden kan almış tek başına hala bişey yaptım sanıcak diyo bişey demedim tabii ki.


Bahadırda gelmişti, enderde gelmişti, erdinç diye bir tosun paşam da vardı. Eh bundan iyisi şamda kayısı.  Ah birde mektubum gelse, bir de seslerini duysam arayabilsem. Deymeyin keyfime amk. Tugayda takılıyorduk öyle, sonra bu bize kıl olan üsteğmen çağırmış bizi, beni ve bahadırı. Dedim şimdi y*rr*gı yedik heralde adam bizi kurşuna dizdirecek. Okul zamanı bir suç işledikten sonra müdürün odasına gitmek vardır ya o misal.

Gittik odasına, çaldık kapıyı, girdik içeri,
- KOMUTANIM BİZİ EMRETMİŞSİNİZ
DEMEYE KALMADAN KÜKREDİ BU,

+ GİRİN DEDİM LAN SİZE, ÇIK DIŞARI ÇIK'

hay amk gibicem belasını şimdi, çıkıp tekrar girdik,

- EMREDİN KOMUTANIM

+ BANA BAKIN ŞİMDİ BENİ G*TÜNÜZLE DEĞİL KULAKLARINIZLA DİNLEYİN, GÜNEYÇAM KÖYÜ NE GİDİP BİR ADAMI GÖZ ALTINA ALACAKSINIZ, ADAMIN ADI ŞU ŞU'' ORADAN BURAYA GETİRECEKSİNİZ.BU ADAMIN ÖRGÜTLE BAĞLANTISI VAR.

- KOMUTANIM, ESKORT ALACAKMIYIZ

+ ALMAYACAKSINIZ ( SERT BİR ŞEKİLDE)

Lan a*ına kodumun pini, o omzunda ki yıldızları sökerim zütüne sokarım senin amcık diyemiyosun işte. Eskortsuz nası gidicem lan 40 adam. 2 kamyonla.

- DEDİM KOMUTANIM, BTR YLE GİDELİM, BİR SIKINTI OLMASIN

+ S*KTİR OLUP GİDİN NEYLE GİDECEKSENİZ

ya g*te bak, ulan gecenin 9 u olmuş pusu yermiyiz yemezmiyiz, s*kinde değil adamın. Elinde olsa pusunun ortasına atacak bizi, biz görevi aldık, ben yüzbaşıya gittim böyle olmayacak amk anlatacam durumu.

çaldım kapıyı, dedim
-KOMUTANIM BİR MARUZATIM VAR,

+OLUM GÖREVE GÖNDERMESİNİ SÖYLEDİM ÜSTEĞMENE SİZİ, NE OLDU ÇIKMADINIZ MI HALA?

-KOMUTANIM ÖNEMLİ BİR KONU HAKKINDA KONUŞMAK İÇİN GELDİM,

+EVLADIM ÇABUK OLMANIZ LAZIM BAK O ADAMI BU GECE ALMAMIZ GEREKİYOR.

-KOMUTANIM, ALALIM ALMASINA DA, NİYE BİZ ALIYORUZ, SINIR JANDARMA TİMİ, POLİS FALAN NİYE ALMIYO,

+EVLADIM, BAK BİZ SANA GÖREVİ SORGULA DİYE BİŞEY ÖĞRETTİK Mİ?

-HAYIR KOMUTANIM,

+AMA SANA SON KEZ SÖYLÜYORUM BU GECE BİR ÇOK MEZRA VE KÖYE BASKIN YAPILACAK İŞBİRLİKÇİ BİR ÇOK ADAM TOPLANACAK, ONLARDA GÖREVDE, SİZ BU ADAMI ALIP BURAYA GETİRECEKSİNİZ, (BU ARADA BAHADIRIN YÜZÜNE BİLE BAKMIYO AMK.)

-KOMUTANIM BTR ALABİLİRMİYİZ, ONUNLA ÇIKALIM BARİ,

+YA S*KTR*N GİDİN ÇIKIN BİR AN ÖNCE NEYLE ÇIKIYOSANIZ. YENİ ASTEĞMENLERDEN BİRİNİDE ALIN YANINIZA,

- EMREDERSİNİZ KOMUTANIM ..

yanımızda bir de başçavuşta var olayı o halledecek, istihparattan da iki astsubay var, biz gideceğiz onlarla köye, onlar alacaklar adamı getireceğiz, aslında güven eskortu gibi bişeylik yapacağız anlıyacağınız. ilkeri çağırdım oda aldı timini, 3 kanyon 1 de btr yola koyulduk, btr de zırhlı araçtır,

timleri hemen 20 dakikada hazırladık saat 10 gibi atladık gidiyoruz, zifiri karanlık amk, sınırdan daha uzak bir noktada olduğu için içimiz biraz rahat, zaten k.ırak ta operasyon var burunlarını çıkartamaz muallakler. ama insan pusu mayın falan korkuyo yani,

çıktık yola gidiyoruz, ben şöförün yanına oturdum giresunlu çocuk en arkadan takip ediyoruz konvoyu en önde btr var. ulan bir anda nasıl gerildim size anlatamam. bir geçitten geçmeye başladık, etrafımızda ki dağın etekleri bildiğin düz duvar, ve kafamıza biri roketi çaksa sıçtık, gerildim felaket gidiyoruz zifiri karanlıkta yolda. bir adam için şu hale bak amk.

inanılmaz dik yamaçları olan bir geçit, kapalı alanda kalma korkusu olan bir adam olsa yemin ediyorum geçitten geçene kadar ölür, öyle dar. diyorum ya tepeden birileri roketi çaksa kafamıza imkanı yok yani karşı ateş vermemiz, ki mayın döşemek için inanılmaz ideal bir yer.önümüzde de btr var amk, içinde de bir teğmen, o kadar yavaş ilerliyor ki, insan daha da sinir oluyo amk. hadi bir an önce gidelim falan modundayız. daraldım resmen lan.bir 10 dakika daha ilerledik şak diye durdu önümüzdekiler.

telsizden dedim
- NİYE DURDUK,

+ TEĞMEN :
      TUZAK VAR SANIRIM

-  ANANI S*K*Y*M, TİM İN İN İN İN İN İN İN İN İN
 hemen iki tarafa yayıl hemen hemen hemen.bir panikle yayıldı iki yana, bende bekliyorum ki birileri bizi pusuya düşürecek, bahadır da indirmiş timi, ilkere bakıyorum kamyonda duruyo hala dıbına kodumun salağı roketi bi çaksalar bütüm tim havaya uçacaklar, gittim kamyonun arkasına askere
- İNİN OĞLUM
bunlar atladılar hemen ilkere
- İNİN AŞAĞIYA GERİZEKALIMISIN OLUM SEN.

baho gene olmuş dağ adamı baho, herif eline g3 ü alınca değişiyo lan resmen.nasıl sakin nasıl sakin anlatamam size, timi mevzi almış bu ortada elde g3 geldi yanımıza,

+ GELİN BAKIYIM

lan bir rahat bu o rahatlığı sinir etti beni. aldı bizi btr nin yanına gittik teğmenin oraya
- KOMUTANIM NEDİR NE TUZAĞI,

+ BAK ŞURAYA
yolu gösteriyo bana, zaten toprak dıbına kodumun yolu, bakıyorum dikkatlice hiç bir s*k yok.

- GÖREMEDİM KOMUTANIM

+ OLUM BAK KENARA BAK

alla alla harbi körlük başladı bende sanırım,

- KOMUTANIM YOK, YANİ GÖREMİYORUM,

baho görmüş teğmen benide ilkeride aldı götürdü, laaaaaaaaan ananı avradını s*k*y*m, adamlar telli tuzak atmış ve anti tank mayını falan ne varsa yığmışlar biri bi geçse o dağ geçitinin oraya havaya uçacak btr o gürültüne kayaların altında kalacaz resmen.

- KOMUTANIM NASI GÖRDÜNÜZ
 ya, ben olsam varya gibsen göremem yani, aydınlıkta teröristi zor görmüş adamım yani düşün,

+ OĞLUM ONDAN YAVAŞ GİDİYORUM BEN BİLİYORUM YANİ PUSU OLACAĞINI,

- ALLAH RAZI OLSUN KOMUTANIM.

yani düşünün en önde ben yada baho olsa sıçmışız. hele baho olsa aaa o ne lan ip mi o diyim üzerine sürer yani sonra bütün asker 10 metre havaya uçarız kamyonlarla.

istiparatçı geldi

+ İSTİHBARATÇI
       KOMUTANIM GEÇ KALDIK, BİR AN ÖNCE GİTMEMİZ LAZIM İMHA EDEMEZMİSİNİZ
- TEĞMEN
       2 SAATE YAKIN SÜREBİLİR,

içimden diyorum ki allahım ne olur intikal yapmayalım ne olur bu geçitte yürüyeceğimize bir kamyonunun el frenini boşa salıp itelim tuzağa doğru ne olur intikal yapmayalım,

+ TEĞMEN
      BEN BİŞEY YAPAMAM ADAM GETİRECEĞİZ BURAYA Kİ, İMHA EDERKEN BURADA KİMSENİN OLMAMASI LAZIM KAYALAR DÜŞER,

+ İSTİHPARATÇI
      ASTEĞMENİM MECBUR YÜRÜYEREK GİDİCEZ,

senin asteğmenini s*k*y*m ben demek geldi içimden,

- İYİ, NAPICAZ YÜRÜYECEZ.

10 falan var amk köye ya s*k*cem böle işi, bir adam için düştüğümüz duruma bakın amk.

bahadıra dedim
- SEN KAMYONLARI AL GERİ DÖN, TEĞMENE ESKORTLUK YAP SONRA GELİRSİNİZ BURAYA, TESLİZDEN FALAN HALLEDERİZ ARTIK YOL TEMİZLENİNCE, GELİRSİNİZ,

BAHADIR
+ BEN NİYE GİDİYORUM İLKER GİTSİN

- EN SON KÖYE ADAM ALMAYA GİDİNCE ORTALIĞI YIKTIN S*K*RİM BELANI BAHADIR, AL TİMİNİ S*KT*R GİT BURADAN.

neyse timi aldık ilkeri aldık ve onun timi, başçavuş ve istihparatçı astsubaylarla yürüymeye başlıcaz,

+ TEĞMEN
    BAK BURADA TEK TUZAK OLMAYABİLİR BİR KAÇ YERE ATMIŞLARDIR DİKKAT ET YOLDA,

dedektör kullananan askerini verdi, en önce o çocuk arkasından hemen ben ilerliyoruz amk.

- İLKERE
    UZMANININ ARKASINDA DUR ATTIĞI YERLERE ADIM AT, HAVAYA UÇUP BENİ DELİRTME.
+ İLKER
    TAMAM ABİ

çıktık yola.


zaten tek ışık yok, zifiriye yakın karanlık mevcut, bide amk dik geçit arasından geçiyoruz, bir tak göremiyoruz, arada önümde ki mayıncı çocukta duruyo ya iyice altıma sıçıyorum amk,çocuğun bastığı yerleri kesmeye çalışıyorum oralara basıyorum yani, ulan zaten elinde dedektör var, sana o mayın gelene kadar çoktan öter.ama korku işte, gene ilerledik bir 10 dk kadar, bu gene durdu makinayla uğraşıyo,

-  NE OLDU AMK YA NE OLDU GENE NİYE DURDUN NEYLE OYNUYON İKİDE BİR DEDİM,
+ KOMUTANIM AÇMAYI UNUTMUŞUM

ben iptal amk.olduğum yere yığılıp bayılıcaktım resmen elim ayağım bir anda buz kesti anlatamam size o anı beyler yani kafama mermi yemiş gibi oldum resmen o lafı duyunca.

- LAN SENİ VURURUM BAK A*INA KODUMUN ÇOCUĞU S*KERİM SENİN BELANI A*CIK
 falan nasıl saydırıyorum ama.
- AÇ LAN ŞUNU , G*T OĞLANI,

+ AFEDERSİNİZ KOMUTANIM

lan bildiğiniz 20 dakikadır yürüyoruz öyle mal gibi pusuya tuzağa mayına falan gelsek varya bakırsaklarımız g*tümüzden çıkıcak gerizekalı herif ya.

- LAN BAK SENİ ÇEKER VURURUM BAK BULDUĞUM İLK MAYININ ÜZERİNEDE ATARIM.AÇTIN MI LAAAN
diye sessiz sessiz söyleniyorum tamammı.allahtan arkamda ki asker duymadı, duysa varya oraya yığılır kalırız bayılırız yani.

+ AÇTIM KOMUTANIM

- BAK ADAM GİBİ GİT ÖLDÜRÜRÜM BAK SENİ SALAK PEZ*V*NK
 amk bahadırın biri gidiyo biri geliyo. uzmana sayko diyoruz ya adam korkusuzluğundan sayko bunlar bildiğin şuursuz amk.


bu gidiyo önümden beyler tamam mı, allahım diyorum şu mallara rağmen eğer beni sapsağlam sevdiklerimin yanına zütürürsen heralde hakikaten sevdiğin kulunum yani.abi üsteğmene o anda hak verdim lan. insan delirir lan. elim ayağım boşaldı resmen,herife güven kalmadı tabi, yemin ederim ben alıcam ben kullanıcam aleti,yürüyoruz güvende kalmadı ya, ayağıma taş geliyo hafiften toprağa gömülüyo benim kalbim yerinden çıkıyo resmen. yürüyorum yere basarken bişey toprağa gömülüp çıt çıt çıtçıtçıtçıt yapıyo dal parçası ben kalp krizinin eşiğinden dönüyorum resmen.
öyle s*kten bişey ki anlatamam sizlere yani.

yemin ederim 1 2 km lik düz yolu biz 1 buçuk saatte aldık, arkamda ki istihparatçı da devamlı biraz hızlı asteğmenim biraz hızlı diyo devamlı, çek vur amk sinirim nası gerilmiş vaziyette, hem hızlı olmak zorundasınız hemde mayın falan çıkarmı bilmiyosunuz. mayıncı çocuk var ama o zaten kendine hayrı yok, serseri mayın yani kendisi mayın amk. mayınla dolaşıyoruz resmen allahın dağında. neyse sağ sağlim vardık köye saat olmuş 1 buçuk falan. bizim en az 1 buçuk 2 saat önce gelmemiz gerekirdi yani, üsteğmenin acele edin demesi, astsubayın çabuk olalım demesi mayınlar bizim salak mayıncı falan üstümde bir baskı var ki sormayın amk.
hemen köyü sardık amk,

+ ASTSUBAYLAR ;
       ASTEĞMENİM SİZ GELMEYİN BİZ SİVİL GİRİCEZ ALIP ÇIKICAZ, ADAMI ALDIĞIMIZ ANDA GELİRSİNİZ BİZİ GÖRECEK YERDE DURUN,

-  BAK GERİ DÖNDÜRMEM ASKERİ BU YOLDAN, KAMYONLAR GELİP ALACAK AHALİYİ AYAKLANDIRMAYIN UĞRAŞTIRMAYIN BENİ BURADA.

ilkerde yanımda var adam altına sıçacak resmen.

+ HEMEN ALIP GİTMEMİZ LAZIM BURADAN.

- LAN OLUM, NEREYE GİDİYOSUN BU KARANLIKTA GÖRMEDİN Mİ GEÇİTİ, OLMAZ YA BİRAZ BEKLE YA DA ADAMI ALIN EVDE TUTUN MİLLETİ GALYANA GETİRMEYİN UĞRAŞTIRMA BENİ,

ilkerin uzmanıda o g*t  varya bana dostum dostum diyen zaten kılım, bana geldi omzumdan tutup demez mi
+ DOSTUM BİRAZ SAKİN OL

ben bunun yakaya bir yapışmışım hacılar o üstümde ki baskından
- SENİ S*KERİM BAK BURAYA GÖMERİM SENİ A*CIK KOMUTANIM DİCEKSİN BANA AZINI YÜZÜNÜ ELİNE VERİRİM SENİN ADAM OL A*INA KODUMUN P*Çİ

hemen uzmanım bitti yanımda zaten, almaya çalışıyo elimden ama nasıl yapışmışım herife anlatamam,diyorum bende,

- KOMUTANIM DİCEKSİN BANA DE LAN KOMUTANIM S*KEYİM BELANI DE LAN
 falan öldürücem herifi sinirden yani en sonunda
+ KOMUTANIM ÖZÜR DİLERİM

bıraktım muallakyi dedim
- BUNDAN SONRA, BANA KOMUTANIM DEME G*TÜNÜ KESERİM SENİN
ilkere döndüm

- AL ŞUNU GÖTÜR BURADAN AZINI YÜZÜNÜ S*KİCEM SENİNDE
ilkerde şokta yeni gelmiş çocuk zaten amk. döndüm bu astsubaya
- ABİ BAK SAKATLIK ÇIKICAK GERİ DÖNDÜRTMEM BEN KİMSEYİ BURADAN.

işte olmaz bilmem ne
+ O ZAMAN BEKLEYİN AMK KIPIRDIYANI BAĞLARIM VALLA BURAYA,

kimseyi kıpırdatmıyorum yerinden.

- ÖNCE YOL TEMİZLENECEK ÖLE GEREKİRSE SABAHA KADAR BURADAYIZ.

yattım amk köyü kesiyoruz.
+ İSTİHPARATÇI ASTSUBAY ;
     BAK ADAMI ELİMİZDEN KAÇIRIRSAK BUNUN SEBEBİ SENSİN ŞİKAYET EDERİM SENİ
falan e adam da haklı yani ama abi s*ksen dönmem ben yoldan bir daha.bir tanesi de ayrıldı yanımızdan, meğer üsteğmene söylemiş bu ben telsizleri kapattırtım bizimkilere ses mes çıkmasın diye,

uzmanım geldi
+ ÜSTEĞMEN;
-  EMREDİN KOMUTANIM
+ DERHAL O ADAMI ALIN DÖNÜN,
-  KOMUTANIM YOLDA TUZAKLAR VAR YAYAN DÖNEMEYİZ YOL TEMİZLENECEK ONU BEKLİYORUZ,

bu gene ana avrat küfür..
+ ALIN DÖNÜN HEMEN ,

hay amk s*kicem gelde uğraş şimdi, döndüm astsubaya dedim
- BAK BURADA BİR ASKERİM ŞEHİT YA DA GAZİ OLSUN ÖNCE DEDİM SENİ VURUCAM SONRA O P*Çİ VURUCAM (KÖYDE Kİ ADAMDAN BAHSEDİYORUM)

- SONRA KENDİ KAFAMA SIKICAM DEDİM.
 kafa gene gitti amk. allahtan bahadır yok varya, köye süngü hücumuna kaldırır askeri yani. bunlar hemen atladılar köye doğru tabi, bizde bunları izliyoruz. neyse amk, bunlar girdi köye, silahları çıkartıp bellerine gizlediler, çaldılar kapıyı, biri açtı ama görmedim kimin açtığını bunlar sakin sakin girdiler içeri, allah allah dedim bu nası adam alma lan, herif kendi rızasıyla aldı adamları içeri, ben hala köyü kesiyorum ses seda yok. neyse yarım saat geçti çıktı bunlardan biri,el kol yapıyo bana gelin gelin diye, dedim uzmana koşun hemen, erdinçi aldı yanına, koştular girdiler içeri, bi telaşlanmaya başladım ben. ne oluyo içerde acaba. sonra çıktı bunlar önde astsubay ve bizim uzman arkada diğer istihparatçı ve erdinç bi adamı sırtlamışlar geliyolar. hemen iki askerimi daha gönderdim,

yardım ettiler, bunlar geldi ben de koştum
- NE OLDU
+ BAYILTTIK ADAMI

- E NASI G*TÜRÜCEZ LAN ADAMI SEN Mİ TAŞICAKSIN SIRTINDA, AYILTICAM ŞİMDİ KELEPÇELEYİP G*TÜRÜCEZ AĞZINI FALAN BAĞLAYALIM, BAĞIRMASIN BARİ,

+ YOK GEREK YOK.
neyse biri bunu ayıltmaya çalışıyo, biri de ayakta

- KİM BU HERİF
+ BU PKK LI ÖRGÜTE PARA KARŞILIKDA ÇOCUKLARI SATIN ALIYO, BİZDE ÇOCUKLARINI SATAN ADAM KILIĞINA GİRDİK, DAĞDAN İNİP BUNUN GİBİ EVLERE GELİYO BU TİPLER ORADA PAZARLIK YAPIP ÇOCUKLAR İÇİN PARA VERİYOLAR.

- O ÇOCUKLARI SATAN ADAMI ALSAYDIK BUNU NİYE ALIYORUZ

+ ÇOCUKLARI BABALARI SATIYO ZATEN BUNU ALIP O ADAMLARI ÖĞRENİCEZ.

vay amk çocukların kendi öz babaları satıyo pkk ya yok böyle bişey.neyse bu adam ayaklarımın dibinde ayılmaya çalışıyo, bu gözleri açtı, bi bana döndü mavi mereyi omzumda gördü şak gene bayıldı görmeniz lazımdı o anı. bunu gene ayılttılar, falan kendine geldi su verdik işte, bağladık ellerini geri dönüyoruz amk. saat olmuş 3 artık.

hayatımda duyduğum en güzel seslerden biri:

- BAHADIR;
    GELİYORUZ YOLU AÇTIK

 vay amk bundan daha güzel bir haber alamazdım o esnada. hemen bekledik zaten bekliyoruz diye itiraz eden olsaydı azına sıçardım orada.yarım saat geçmedi aldılar bizi geri dönüyoruz. yol ne kadar temizlendiğini bilsenizde insan korkuyo amk.

geldik tugaya işte, bu üsteğmen zıplıyo gene bana

+ NE BEKLİYOSUN SENİN KEYFİNİ Mİ BEKLİCEZ ARTİSMİSİN SEN

hiç cevap vermedim bağırdı bağırdı bağırdı s*ktir olup gitti sonra. zor tutuyorum artık ama kendimi yüzbaşıya söyleyecem yani çünkü bi çare bulmazsa s*kicem bi gün onu açık net.


Erkin Koray - Sevdiğim

(erkin babayla 2012 son saatlerinde 2013 doğru gidenlerin aksine biz 1995 yılına doğru gidiyoruz, yanımızda olan ve olmayan tüm dostları anmak için, gelin gençler yolculuk yapalım geçmişimize doğru, canan uğruna can verenlere doğru gidelim. )

adamı köyden apar topar almıştık. baygın olarak getirilen adamı görünce astsubaylara dönüp

- ABİ BU ADAM BAYGIN NASIL GÖTÜRÜCEZ BUNU? SIRTLAYIP ONCA YOLU GÖTÜREMEYİZ HEMDE MAYINLI ARAZİ 

adamda,

+ BİLİYORUM AYILTICAM KELEPÇELEYİP GÖTÜRÜCEZ 

e a*ına koduğum bağırmıcak mı bu adam? s*kicem zaten bu kadar olay içerisinde bu derece sakin adamları kaldıramamaya başlamışım. taşımak için gönderdiğim erdinç yanımda nefes nefese kalmıştı. belli ki adam epey ağır. suyumu verdim erdinçe kana kana içti aslan parçası. ardından ayaklarımın dibine yatırılmış işbirlikçi (ki biz bunlara şehir içinde olduğu için milis diyoruz) yavaş yavaş ayılmaya başladı. gözlerini açıp omzumda ki mavi bereyi görmesiyle bayılması bir oldu.  

- HADİ AMK YA AYILTIN ŞU ADAMI BİR AN ÖNCE GİDELİM, İYİCE BASTIRDI KARANLIK O GEÇİTTEN GERİ DÖNMEMİZ LAZIM.

+ TAMAM TAMAM AYILTIYORUM 

iki su attı, bir iki hafif tokat, ellerini kelepçeledi kaldırdık g*tü, geri dönmek için zifiri karanlığa doğru yürümeye başladık. belli bir süre yürüdükten sonra, bahadır anons geçti, 

+ KARTAL 1DEN KANAT3E 

+ KANAT 3 TEN KARTAL 1 DİNLEMEDEYİZ,

+ KANAT3.. KORİDOR TEMİZ GELİP SİZİ ALACAĞIZ YER TEYİD EDİN,

hayatımda almış olduğum en güzel haberlerden biriydi bu. o kadar yolu yayan dönmek zorunda kalmayacaktık. bir süre daha yürüdük geçitin girişine gelmeden önce b.t.r. ve arkasından 3 kamyon belirdi, hemen askere kamyona binmesini söyleyerek bahadırın yanına gittim ve sarıldım can havliyle.

+ NOOLDU OLM BİŞEY Mİ OLDU? 

- ANLATIRIM,GİDELİM BİR AN ÖNCE, NE OLDU TEMİZLENDİMİ YOL,

+ EVET, TEMİZLENDİ BİR SIKINTI YOK.

o kadar rahatlamıştım ki anlatamam. hala aklımda o mayıncının dedikleri var, açmayı unutmuşum  ne demektir lan bu şuursuz herif !!!

aynı yoldan bu sefer ters istikamete doğru gitmeye başladık.  hala mayın tehlikesi varmış tabii.  ama ben o mayın temizlendi ya artık birşey olmaz modundaydım.  sonradan öğrendik ki 12 tane çeşitli noktalarda mayın döşemiş p*zevenkler. ama nasıl oldu bilinmez bize bir tanesi denk gelmişti. zaten orada görev yapanlar bilirler. denir ki ''burada herkesin bir mayını bir mermisi vardır ona denk gelmemeye çalısın'' orada sizide bekleyen bir mayın ve bir mermi var kardeşlerim denk gelmemeye çalısın.  saatlerdir gitmek için uğraştığımız yolu 1 2 saatte alıp geri döndük, ben, ilker ve bahadır asteğmenle birlikte yanımızda astsubaylar, adamı üsteğmenin odasına götürdük. 

üsteğmen özellikle bana bakarak söylenmeye başladı, 
+ SEN KORKUYOSUN DİYE HERŞEYİN *MINA KOYACAKTIN. BURADA SİZ KORKUYOSUNUZ DİYE OPERASYON YAPAMICAKMIYIZ. ZATEN ADAM OLSA SİZİ GÖNDERİRMİYİM 
amk falan binbir türlü sallıyo adam bize, durumu rapor ederek hiç bir vukuat olmadan adamı alıp getirdiğimizi söyledikten sonra üstümü dahi değiştirmeden hemen yüzbaşıya gittim beyler.anlatıcam artık durumu canıma tak etti bunun yüzünden ölüp gidicez burada.

çaldım kapıyı, gir sesini aldıktan sonra daldım içeri,

- KOMUTANIM İZNİNİZ OLURSA BİR MARUZATIM VAR ONU ARZ ETMEK İSTİYORUM.

elinde ki raporları inceleyerek bana bakmadan 
+ SÖYLE
- komutanım, üsteğmenimiz bize devamlı ters davranıyor, her göreve beni gönderiyo, her intikalde beni ya arkada artçı olarak tutuyor yada en önden öncü olarak gönderiyor, tamam şikayetim yok ama devamlı bana yapmaya başladı, askerimden ben sorumluyum komutanım,haksızlık olmuyor mu çocuklara?

baktı bana alttan alttan, 

+ PEKİ SEN HAK VERMİYOMUSUN KOMUTANINA

- KOMUTANIM ANLAYAMADIM 

+ OLUM SİZİN YÜZÜNÜZDEN ADAMIN HAYATI KAYACAKTI RESMEN, O SALAK HERİFİN YAPTIKLARI YÜZÜNDEN KIDEM TENZİLİ YİYORDU ADAM ZOR BELA DURDURDUK.

- KOMUTANIM HAKLISINIZ AMA BEN GÖNDERMEDİM Kİ BAHADIRI, SİZE ENDİŞELERİMİ ANLATMIŞTIM. GERİ ÇEKİN BEN GİDEYİM DİYE.

bunu diyincede bu sefer buna geldiler o esnada amk,

+ BENİM SUÇUM MU LAN O ZAMAN 

dicektim senin suçun tabi dalyarak, bilmiyomusun bahadırın durumunu, kafayı yemiş adamı gönderiyosun. başka adam mı yok s*kik? da işte diyemiyosunuz beyler nası diyeceksiniz.

- KOMUTANIM BEN ÖYLE BİŞEY DEMEK İSTEMEDİM, SADECE TEK MARUZATIM ÜSTEĞMENİMİZİN BİZE KARŞI OLAN TUTUMU, KONUŞMAK İSTESEMDE YANINA DAHİ YAKLAŞTIRMIYOR, BİZİ GÖRÜR GÖRMEZ TAVIRLARI DEĞİŞİYOR ÇEKİNİYORUZ AÇIKCASI.

+ EE BEN NAPIYIM

ananın *mını yap diyemedim tahmin edebileceğiniz gibi,

- KOMUTANIM BURADA KELLE KOLTUKTA OMUZ OMUZA VERMİŞ ÇARPIŞIYORUZ. BİZ ÜSTEĞMENİMİZDEN BİNLERCE KEZ ÖZÜR DİLEMEYE HAZIRIZ, AFFINI İSTİYORUZ NE CEZA VERECEKSE VERSİN, AMA BU ŞEKİLDE OLMASINI İSTEMEM. BİZE CEZA VERİRKEN TİMİMDEKİ ASKERLERİMEDE CEZA VERİYOR.

(ki askerde bir kişi bir tak yer herkes cezasını çeker bilenler bilir)

bu demez mi;

+ İYİ İŞTE SİZİN CEZANIZDA BU.

bu yani cezamız öylemi, bayılana kadar yürümek, mayınlı arazide intikal yapmak, allahın dağında destek almanın imkansız olduğu bir yerde adam kaldırmak operasyon yapmak bu yani. 
ulan ben askermiyim amk, gelip geçici gün sayan adamım s*kerim sizin kafa yapınızı diyemiyosunuz işte. dedim asteğmen efendi sıçtın bu askerlik bitmez burada. öyle bir moral bozukluğu yaşadım tabi ki anlatamam, korktum açıkcası gözden çıkartıldığımızı düşünmeye başladım, timimi istirahate çektim, bende istirahete giderken, uzmanım geldi dedi; 

+ KOMUTANIM TİMDEN NÖBETÇİ İSTİYOR ÜSTEĞMEN.

- LAN AMK DAHA YENİ GELDİK BAŞKA ADAM MI YOK? 

+ İSTİYORMUŞ KOMUTANIM.

vermem dedim lan; 

- VERMİYORUM ASKERİ S*KERİM ONUN FERİŞTAHINI GELSİN VURSUN AMK DEDİM GİTTİM ODAYA.

bahadır odada dalınca içeri bu birden ayaklandı, zaten en ufak ani tepkiyi kafamız kaldıramaz olmuş aniden dalınca odaya zıpladı bu yerinden, o sırada da masada ki sigara paketimden sigara aşırıyor iblis, döktü sigaraları yere bir tane ağzında var bir de kulak arkası yapacak hergele.

+ OLUM, ŞU ODAYA ŞÖLE GİRME AMK ELİMDE SİLAH OLACAK VURACAM BAK SENİ Bİ GÜN, 

masaya yayılmış sigara dallarından biri alıp yaktım hemen, 

+ NE OLDU LAN 

- BAHADIR AZIMIZA SIÇTIN OLUM BAK AZIMIZA SIÇTIN YAA 

+ NE OLDU LAN NE YAPTIM BEN

- SEN GİTTİKTEN SONRA ADAM BİZE BAĞLADI AĞZIMIZA SIÇIYO HERİF, ŞİMDİDE ADAM İSTİYOR. 

bununda moreller bozuldu tabi, sonra dayanamadım amk napıyım, kalktım hemen uzmanıma gittim, 

- KALDIR BİZİMKİLERDEN İKİ TANESİNİ ERDİNÇİ GETİR GELSİN YANIMA. 

geldi çocuklar
- OĞLUM YAPACAK BİŞEY YOK ELİMDEN BİŞEY GELMEZ. KUSURUMA BAKMAYIN 

erdinç aslanım benim 
+ BAŞIM GÖZÜM ÜSTÜNE GOMUTANIM NE OLACAK DUTARIZ

- ASLANIM BENİM KUSURA BAKMAYIN 
dedim gönderdim bunları. ulan emrinde ki askerde olsa insan lan bunlar.  yani bir yandan küfür ediyorum üsteğmene bir yandan sinir oluyorum. ama yani öyle bir ortam ki kafayı yemememiz elde değil üsteğmende kendince haklı yüzbaşıda haklı bende haklıyım kendimce,  garip bir durum yani anlıyacağınız.
gönderdik çocukları nöbete, gergin bir iki gün devam eti böyle. sonra bir haber geldi çelik 1 harekatı bitmiş,  allah asker geri dönüyor!! 

yakıp yıkmış ortalığı,  zaten namaz dağında toplanan kaydırılmış birliklerin yoğunluğundan anlayabiliyorsunuz bittiğini, 

48 gün beyler, 

48 gün dağlarda çakal kovalamak ne demek?

48 gün boyunca, 35 bin asker 10 bine yakın korucu, o dağları darmadağın etti bu çocuklar. 

500 küsürünü teröristi etkisiz hale getirmişler. 

ama harekat boyunca 64 tane şehidimiz var. 

değil 500 tane 5 milyon tane ölse o it sürülerinden hanginize yetecek? 

hiç kimseye... 

allah hepsine gani gani rahmet eylesin. 

üsteğmen ibrahim, diyarbakırlı sezai. 

üsteğmen ibrahim benden 8 yaş büyüktü, aradan yıllar su gibi aktı geçti, o hala 29 yaşında,

ama ben 40 yaşıma dayanmışım artık. fakat hala abim. 

50 yaşımda da öyle olacak. 29 yaşında olacak o ama hala abim olacak.

1992 de üzümlü karakolunu basan hainler yüzünden şehit düşmüş jandarma komando er zekariye gözyuman ın cebinden çıkmış komado şiiri, 

artık bütün komandonun şiiri haline gelmişti 3 sene içerisinde. karakollara yazılıyordu o vasiyet şiiri,

hala da öyledir eminim,

GEL EY SEHER ŞEBNEM FERAH

KOMANDO VASİYET ŞİİRİ;

OLUR YA BİR ÇATIŞMADA ÖLÜRSEM..

ARKAMDAN YAS TUTMAYIN
BIRAKIN TOPRAĞIMDA RAHAT UYUYAYIM..

BEDENİMDEN ÜNİFORMAMI ÇIKARMAYIN,

ONLAR BENİM GURURUMDUR
ÖLÜNCE KEFENİM OLACAK

BAŞIMDAN MAVİ BEREMİ ÇIKARMAYIN,

O BENİM ŞANIM ŞEREFİM OLACAK.

AYAĞIMDAN BOTLARI ÇIKARMAYIN,

ONLAR NİCE YOLLAR AŞACAK
SIRAT KÖPRÜSÜNDEN GEÇECEK.

ELİMDEN TÜFEĞİMİ ALMAYIN,

O BENİM NAMUSUMDUR
MEZARIMA SEMBOL OLACAK.

YARAMIN KANINI SİLMEYİN,

AHİRETTE HESABI SORULACAK.

GÖĞSÜMDEN KÖR KURŞUNU ÇIKARMAYIN,

O BENİM MADALYAM OLACAK.


Rashid Behbudov - AYRILIK

buruk bir sevinç yaşadık tabii, sanki herşey bitmiş terör belasından memleketimiz kurtulmuş gibi. burukta bir sevinç olsa dedim ya sevinçler ve güzel şeyler çok uzun sürmez diye.

hemen bitti zaten o buruk sevincimizde. yani nası anlatsam, nası tezahür etsem bilemiyorum, sevinemiyorsunuz, utanılacak birşey orada sevinmek öyle hissediyorsunuz. arkanızda arkadaşlarınızı bırakmışsınız ne sevinmesi diyorsunuz.

olmuyo işte amk.  askerden sonra da sevinmek adama koymaya başlıyor bazen.  ayıp bişeymiş gibi. halbuki bir insanın en doğal hakkıyken ve hep sevinmesi ve mutlu olması gerekirken sevinemiyorsunuz. gülmek ayıp bişey gibi devam ediyorsunuz hayatınıza.

bitmişti harekat.

sadece harekat.

ancak daha önümüzde aylar var.

bittikten sonra komutanlarımız demişti zaten,

sadece harekat bitti beyler şimdi bunlar intikam için kuduz köpek gibi saygımayı deneyecekler. dahada hazırlıklı ve tetikte olmak gerekir.

dedim ya orada güzel şeyler pek uzun sürmez diye. o hesap.

harekat bitmiş, namaz dağında, kaydırılmış birlikler toparlanmaya başlamış gidecekler.

1 gün geçti bittiği haberini aldıktan sonra.

binbaşımızda gelmiş operasyondan.

izin almak istedim.

- KOMUTANIM AİLEMİ ARAYABİLİRMİYİM

+ ARAYABİLİRSİN ARTIK

ama ne mümkün amk. vergi dairesinde kdv ödemelerinde ki son gün ya da üniversite harçlarının ödenmesinde ki son günmüş gibi, boydan boya sıra var.

her asker ailesini arayıp haber vermek istiyor. yaşadığını söylemek istiyor. her arayandan aynı cümle tek bir cümle;

+ MERAK ETMEYİN BİZ ORADA DEĞİLDİK, BAŞKALARI ORADAYDI BENİM RAHATIM YERİNDE

herkes aynı şeyleri söylüyor.

+ BİZ ORADA DEĞİLDİK

ulan kim oradaydı peki, kimse orada değil madem. ailelerde inanmıyordu belki ama elden ne gelir karşılıklı olarak bir nebzede olsa kafaların rahatlaması lazım. zaten o telefonda sesini duyan annen baban sevgilin her kimse işte. milli piyangodan 124 trilyon çıksa o kadar sevinmez heralde.

can bu can. başka bir şeye benzer mi hiç?

her telefondan gelen çığlık ağlama sesleri. bu seslere verilen aynı tepki,
+ YA TAMAM AĞLAMA AMA LÜTFEN

orada ki personel ne ağlar istediği gibi ne güler kahkaha ata ata. hepsi gizli yapılır. ayıpmış gibi.

en insani duygular ayıptır onlar için. ağlayamazsın!

neden?

askersin sen ağlayamazsın!

gülemezsin !

neden?

şehit arkadaşların var gülmek yakışmaz bize!

öyle geçer hayatın...

sabırsızlanıyordum aramak için.

tugay zaten ana baba günüydü, operasyondan dönen askerler subaylar astsubaylar helikopterler araçlar, yıkılıyor ortalık.

sırayı görünce geri döndüm,

baş telsizse gittim, telefon açmak için, ama ne mümkün amk içerisi subay kaynıyor.

geri döndüm,

bahadır da telaşlı, belli oda telefon açacak sabırsızlanıyor.

ne olur bekleyin rahatlayınca açarsınız demeyin.

bir operasyon çıkar 1 hafta daha arayamazsınız.

orada telefon açan asker bilin ki en değerli zamanında size ayırıp açıyor telefonu.

en fazla 15 dakikası var.

bırakın istediği kadar konuşsun çocuk sizinle.yerinde duramıyordu bahadır.

+ BİŞEY SORUCAM SANA
- SOR
+ ARASAM MI YA KIZI SENCE?
- NİYE ARICAKSIN NE DUYMAK İSTİYOSUN Kİ GENE YÜZÜNE TELEFONU KAPATACAK MORALİN BOZULACAK ARAMA BOŞVER.
+ YA OLUM BELKİ O ANDA BİR SIKINTISI VARDI O YÜZDEN ÖYLE KONUŞMUŞTU BİLEMEYİZ Kİ, YA BANA İHTİYACI VARSA?

bak bak lafa bak ya bana ihtiyacı varsa, yemin ediyorum barış manço nun bir şarkısında diyor ya;

''bu erkeklerin günahı kız sizlerden sorulacak''

hakikaten öyle.

ulan ne aciz varlıklarız şunlar karşısında.

adam komando lan. 1 ay olmamış daha herifin ağzına keleş namlusunu sokmuş adam bu. hakikaten garip. erkeklerin yaradılışında var bu lanet, kadınlara karşı bir lanetimiz var resmen.

-  BAHADIR, ARAMA BOŞVER.
+ ARICAM ABİ BİR DAHA ÖYLE YAPARSA TAMAM ARAMAM O ZAMAN.
-  OLUM, GÖZÜNÜ SEVİYİM BAK BİR DAHA ÖYLE ŞEYLER YAŞAMAYALIM ALLAHINI SEVERSEN.
+ YOK ABİ YAŞAMAYIZ YA İYİYİM BEN O SIRALAR HERŞEY ÜST ÜSTE GELMİŞTİ.

üst üste geldiği dediği şeylerde tepemizde roketler falan patlıyo yani o amk gayet normal bişey gelmiş gibi anlatıyo herif.

-  SEN BİLİRSİN, AMA GENE O MODA GİRERSEN NE YARDIM EDERİM NE YÜZÜNE BAKARIM.
+ TAMAM LAN TAMAM
 GÜLDÜ SARILDI FALAN
+ BİR SİGARA AT BAKIYIM
- BÜTÜN MAAŞIM SENİN SİGARANA GİDİYO AL İÇ GEBER AMK

lan bir yandan da deli gibi telefon açmak istiroyum, bu böyle olmıcak dedim, gittim girdim bir şekilde ulaşabildim telefona, hemen yağmuru aradım önce,  arkamız asker dolu askım sevgilim falan demek pek kolay değil, hemen arayayım da aradan çıksın,  çalmaya başladı telefon,  çalıyo çalıyo çalıyo açan yok. kafayı yicem açmadı kimse,

e işten ayrılmıştı evdeydi hani,  nerede ki bu?

(aklınıza gelmiyor beyler belki pazara gitti amk bişey almaya gitti ama asker düşüncesi işte hep beni beklesin telefonun başında istiyosunuz)

bir daha aradım,

çaldı çaldı çaldı...

yok amk açan.

bir daha aradım,

artık arkamdakilerde homurdan ma başladı döndüm susun lan!! diye bağırdım ses biraz kesildi.

gene çaldı çaldı..

açan yok.

kimse yok evde.

lan nerede bunlar.

15 dakikam var 10 dakikası armakla geçti ama nafile.

kimse açmadı teli.
dedim annemi arıyayım bari,

arıyorum orada da açan yok.

haydaa s*kicem ama artık bu işi nerde lan bunlar.

bir daha aradım çok şükür dedem açtı teli.

+ OĞLUM NASISIN NASI ORALAR..

ama patırdı gürültü kopartmadan adam emekli başkomiser neler olup bittiğini az çok biliyo zaten.

+ NASISIN İYİMİSİN,

arada ses titriyor ama hissedebiliyosunuz, o kadar zaman kulaklarınızla en ufak çıt sesini dinler olduğunuz için kavrayabiliyosunuz ses tonunda ki titremeleri.

+ OĞLUM, ÇOK KÖTÜYMÜŞ ORALAR HABERLER GELİYO, NASISINIZ?

- İYİYİZ DEDE, SEN MERAK ETME SIKINTIMIZ YOK ÇOK ŞÜKÜR, BİTTİ ZATEN HAREKAT ONDAN ARAMADIM SİZİ YASAKTI.

+ BİLİYORUM EVLADIM, ANNEN HER GÜN 2 KERE ARADI AMA İZİN VERMEDİLER.

-  DEDE ANNEM NEREDE KİMSEYE ULAŞAMIYORUM, YAĞMURLARIDA ARADIM KİMSE AÇMADI,

dedem başladı kem küm etmeye,

+ OĞLUM ANNEN İŞTE DIŞARIDA PAZARDA BABAN İŞİ VARMIŞ ÇIKTI, BENDE NAMAZ KILIYODUM O YÜZDEN YETİŞEMDİM AÇAMADIM,

- DEDE YAĞMURLARI BİLİYOMUSUN? ARADIM AMA ULAŞAMADIM.

lan dedem nereden bilecek amk, soruyorum işte öle ufak bir haber almak için kapıda ki nöbetçiye sorarım yeri gelirse yani.

+ OĞLUM İYİ O DEDİ MERAK ETME. DIŞARIDADIR ANNESİYLE GÖRÜŞÜYO ANNEN ZATEN SIK SIK.
- NASI YANİ DEDE GÖRÜŞÜYO MU ANNEM ONLARLA?

+ EVET OĞLUM SIK SIK TELEFONDA GÖRÜŞÜYORLAR ARADA GİDİYO YANLARINA,

anaaaaaaa..

dedim içimden aileler anlaşmışlar heralde, arada görüşmeler başlamış kesin evlenicek benimle dedim, garibim işte ne yapsın aklına bile gelmiyor ki başka bir durum olabileceği,


Yavuz Bingöl - Tanrıdan Diledim

- DEDE, ANNEME SÖYLE YAĞMURADA SÖYLESİN ARADIM ONLARI MERAK ETMESİNLER TAMAM MI?
+ TAMAM KIZANIM MERAK ETME SEN, BEN SÖYLERİM SEN KENDİNE DİKKAT ET,
- ELLERİNDEN ÖPÜYORUM DEDEM BABAMADA ÇOK SELAM SÖYLE KARDEŞİMİDE ÖP BENİM İÇİN,
+ TAMAM KOÇUM SEN MERAK ETME. DİKKAT ET SEN KENDİNE.

diye kapattık teli.. lan kalbim nası küt küt atmaya başladı, arkamdaki askere sarıldım resmen. oluyo lan bu iş dedim,  annem, yağmur, aysun teyze buluşuyolar belkide evlenme planları yapıyolar çeyiz falan,  allahım geri döner dönmez evlenicem falan diyorum içimden.  mutluluktan uçucam amk. işte böyle bir durum olunca ölmiyeceğinizi anlıyosunuz.  yani en azından intikalde falan daha dikkatli oluyorsunuz vurulmamak mayına basıp ölmemek için.

evlenicem olum boru mu. evimin kadını çocuklarımın anası olacak, vay bee hey gidi hey,  koştum bahadıra,
- OLUM, LAN EVLENİYORUM GALİBA LAN
+ HAYIRDIR KARDEŞ TALİBİN Mİ ÇIKTI İSTEMİŞLER Mİ SENİ ANNENDEN,
-  LAN NE DİYOSUN, ANNEMLE YAĞMURLAR BİRLİKTE TAKILIYORLARMIŞ, HERALDE ÇEYİZ FALAN LAN DEDEM SÖYLEDİ OLUM EVLENİCEM SANIRIM SONUNDA.
+ VAY KARDEŞİM TEBRİK EDERİM ŞAHİT YAPARSIN BENİ ARTIK,
-  OLUM YAPMAZMIYIM TABİ Kİ YAPARIM,

nası hayaller ama, gelin arabasını hayal ediyoruz,
+ BAHADIR ;
         BEN KULLANIRIM ARABAYI DİMİ,

-  ARABA SENİN KÖPEĞİN OLSUN,
+  DÜĞÜNÜNDE ANKARA HAVALARI ÇALARIZ DİMİ,
-   LAN NİYE ÇALICAM ANKARA HAVASI,
+ E BENİM YARI ANGARALIYAM GARDAŞKK
dedi şivesiyle koptuk resmen. olum evlenicektim lan. bir erkek evleniyo diye ne kadar sevinir bilmiyorum ama ben çok sevinmiştim.  ruh halim 360 derece tersine döndü o an, sonra üsteğmen geldi bir anda içeri,

+ NE OLUYO LAN GÜLÜYOSUNUZ BU KADAR,
-  KOMUTANIM EVLENİYORUM,
+ DUR BAKALIM DAHA ÇOK GÜNÜN VAR O KADAR SEVİNME,

*rospu çocuğu. ama o anda heyecanımı sevincimi istesede alıp götüremedi p*zevenk.. dedim lan sana inat ölmicem burada. çok gürültü çıkartıyormuşuz, kapının önünden geçerken duymuş, yavşak bütün tugay yıkılıyo amk.  adam bize karşı felaket tavır almış durumda, nefes alıp vermemiz batıyo artık. ilker le feyzullah girdi içeriye,

aramışlar onlarda moraller bombok tabii, ilk defa anne baba sesi duydu çocuklar. telkin ettik bahadırla. arkasından teğmen hakan geldi, onada anlattım durumu,  çok sevindi oda nişanlı zaten

+ BELKİ BİRLİKTE YAPARIZ DÜĞÜNÜ
-  KOMUTANIM HARİKA OLUR VALLA.

gülüştük, yavuz abi girdi içeri,  o arayabilmiş,  yüzü nasıl gülüyor adamın. aramış kızı konuşabilmiş. 2 dakika yanlızca sonra ayla kapatmak zorunda kalmış annesi gelmiş. o bile yetmiş adama.
+ SESİNİ DUYDUM ÇOK MUTLU OLDUM

onada anlatım durumu, içeri çay getiren askere bile anlatıcam artık o kadar mutluyum ki. annemle buluşmalaranın sebebi başka ne olabilir di ki amk?

kız hastaneye kaldırılmış annemde o yüzden onların yanında olduğu nereden aklıma gelicek amk?

sonra erdinç girdi içeri,
+ GOMUTANIM BİŞEY DİYECEM,
- LAN OĞLUM, BİŞEY DİYECEM NE MARUZATIM VAR DESENE,
+ DİYEMİYOM GOMUTANIM DEDİ DİLİM DÖNMÜYO ONA,
- DUR, GELİYORUM
 çıktık dışarı odadan birlikte, attım kolumu omzuna, moralim üst seviyede,

- HE SÖLE DEDİM KOÇERO NEDİR?
+ GOMUTANIM SIRA BANA GELDİ SIRAMI ALDILAR TELEFON KONUŞMASINDA,
- NASI ALDILAR LAN, SIRA SENDE DEĞİL MİYDİ?
+ BENDEYDİ GOMUTANIM 1 SAATTİR BEKLİYORUM TAM ARIYACAM BİR KERE ÇALDI AÇMADI KİMSE BİR KERE DAHA ÇALDI GENE AÇMADI BİR KERE DAHA ARICAKTIM ARKAMDA Kİ DEDELERDEN BİRİ TUTUP ATTI OMZUMDAN.
- LAN OĞLUM SAVUNSAYDIN YA HAKKINI,
+ GOMUTANIM İSTESEM AĞZINI BURNUNU GIRARDIM AMA SEN DEDİN YA OLAY ÇIKARTMA DİYE,
-  ENDERİ ÇAĞIR BURAYA.

aydınlı efe ender babayiğit çocuk *mına koyar ortalığın valla, geldi bu
- ENDER AL ERDİNÇ İ SIRASINI ALMIŞLAR ÇOCUĞUN GİT YARDIM ET. BİŞEY DİYEN OLURSA BENİ ÇAĞIR.

neyse gittiler bunlar,  geri geldiler biraz sonra,

+ ENDER ;
       KOMUTANIM ARKA SIRADA Kİ ASKER SIKINTI ÇIKARTIYO BU SEFER.

- KİMİN TİMİNDEN O ASKER,

+ BAHADIR ASTEĞMENİN,

gittim baho nun yanına,
- REİZ GEL BENİMLE,
+ NE OLDU
- SENİNKİLER BENİM ÇOCUKLARA DALAŞMIŞ,

gittik sıraya anlattım durumu böyle böyle

- ÇOCUKLAR BAKIN ÇOCUĞUN SIRASI HAK YEMEYİN,

+ KOMUTANIM BİZİMDE ZAMANIMIZ DAR
falan bişeyler diyolar,  bahadır girdi araya,

+  BU ASKERİ EN ÖNE ALIN ZATEN ONUN SIRASIYMIŞ BUNU YAPARSANIZ HEPİNİZE (BENDEN BAHSEDİYO) ASTEĞMENİNİZDEN BİR DAL SİGARA, HAYDİİİ ALKIŞ KIYAMET KOPMAYA BAŞLADI HELAAAAL FALAN,

1 karton sigara verdim ve yetmedi yani borçlu kaldım amk. sadece bahadırın timinden değil duyan gelmiş duyan gelmiş amk. ebeni s*keyim bahadır senin ebeni.
bu arada mektubu almayı artık ölesiye arzuluyorum. malatyadan ne zaman gelir en ufak bir bilgim yok.  izin verseler yürüyerek gidip ben alacam artık. erdinç in sıkıntısını hallettikten sonra döndük, o sırada teğmen hakan bir geçit töreninden bahsediyordu.

- KOMUTANIM NEDİR BU GEÇİT TÖRENİ?
+ HAREKATIN BİTMESİNDEN DOLAYI BÜTÜN DEVLET ERKANI KARŞISINDA MALATYA DA BİR GEÇİT DÜZENLENECEK.
- NE?
  MALATYADA MI?
  KOMUTANIM BENDE GELEMEZMİYİM MEKTUP VAR BİLİYOSUNUZ.
+ MÜMKÜN DEĞİL AMA BEN GİDİYORUM İSTERSEN ALIP GETİREYİM?
-  KOMUTANIM KULUN KÖPEĞİN OLURUM BU İYİLİĞİ BANA YAPARSAN.
+ YAPARIM TABİ OĞLUM NİYE YAPMIYIM

ismini gelecek adresi falan hepsini yazdım.

-  KOMUTANIM NE ZAMAN DÖNERSİNİZ
+ 4 GÜN SONRA FALAN BURDA OLURUZ DEDİ,
-  KOMUTANIM ALDIĞINIZDA MEKTUBU ELİNİZE HABER VERİN NE OLUR.
+ TAMAM, DENERİM MERAK ETME AMA BİZZAT KENDİ ELLERİMLE GETİRİCEM SANA MEKTUBU SÖZ.

abi 1 aydan fazla olmuş mektubu bekleyeli,  ama 4 gün ölüm gibi geliyo amk.  şimdi istiyorum yani şu anda gelsin istiyorum. çok merak ediyorum, evlenme teklifimi kabul edecek lan baksanıza herşey besbelli yani aileler iç içe girmiş artık alıcam kızı başka yolu yok!!

1 veya 2 güne toparlandı malatyaya gidecek birlikler yolcu ettik.  heyecanım hat safhada artık mektubu alacam ya. sonra yüzbaşı çağırdı bizi odaya.

+ BU TOPLADIĞIMIZ ADAMLARI İLÇEYE G*TÜRECEKSİNİZ POLİSE TESLİM EDECEKSİNİZ, KOMSER MURAT VAR ONA VERİN GELİN.

kolay ve basit iş amk. evlenicem ya o an istese git namaz dağına çık gel onu da yaparım. neyse ben timi hazırlıyorum.  bir tim eşlik edecez adamı g*türecek astsubaylara. polise de niye teslim ediyosak,

terörle mücadele.
o zaman siyasi şubeydi sanırım belki yanılıyorda olabilirim.



DAĞLARDIR DAĞLAR

hazırladım ben timleri, saat zaten öğlen daha 11 falan.  diyorum içimden çabuk çabuk gidelim de bir an önce karanlığa kalmadan dönelim geriye, ilçe girişinde de polis karşılıcak bizi onlarla birlikte gidecez ilçe emniyetine, neyse önümüzde zırhlı araç, astsubaylar ve adam içinde, arkalarında biz çıktık yola, hava baya güzel, artık bahar ayındayız ısınmaya başlamış yavaş yavaş ortam, harala gürele gidiyoruz zaten yol yok bişey yok. ben gene önde oturmuşum, yarım saat falan ilerledik, kontrol noktası var karşımızda durdurdu bizi, uzman vardı, geldi yanıma,

+ ASTEĞMENİM İLERİYE MAYIN ATMIŞLAR BİRAZ BEKLEMEK ZORUNDASINIZ,

ya s*kicem artık bu mayınları amk, en basit işi bile yapamaz olmuşuz resmen.  hayır zaten anlamıyorum ki amk, adamı polise teslim etmek için biz niye gidiyoruz, hep bu yavşak üsteğmenin işi diye düşünüyorum.

-  VAR MI ZAİYAT FALAN,
+ YOK DEDİ ÖNCEDEN FARK EDİLDİ O İMHA EDİLECEK,
-  NE KADAR SÜRER DEDİM,
+ ÇOK BİŞEY SÜRMEZ ASTEĞMENİM EKİP GELDİ ZATEN, 1 SAATE AÇARIZ YOLU.

1 saat mi ebenin *mı. indim araçtan askeride indirdim, astsubaylardan biri indi,

- ABİ, SENİN İŞTE BİR CENABETLİK VAR. BU ADAMLA BİR İŞİN OLUNCA DEVAMLI MAYIN DÖŞÜYOLAR YOLUMUZA
+ BİLİYORUM ZATEN ÖZELLİKLE YAPILIYOLAR,
-  NASI ÖZELLİKLE YAPIYORLAR?
+ ADAMI ORTADAN KALDIRMAK İSTİYORLAR ÖTMESİN DİYE,
-  E NİYE MAYIN PUSU ATSALAR YA KAMYONA,
+ ATMAZLAR HAREKAT DAHA YENİ BİTTİ GÜÇLERİNİ TOPARLAMALARI LAZIM ÖYLE KOLAY İŞ DEĞİL O, ZATEN ÖZELLİKLE HAREKAT ESNASINDA YAPTIK BURUNLARINI ÇIKARTAMASINLAR DİYE,

vay amk bildiğin hedefmişiz haberimiz yok iyimi. gerildim amk ben tabi, uzmana gittim, uzmanım açılmadı mı artık yol demeye kalmadan, bir patladı bu mayın amk yer yerinden oynadı resmen, yer altımdan kaydı bildiğiniz resmen, herifler öyle bir tuzak atmışlar ki o tuzağa girsek en ufak bir parçamızı bulamazlar amk, uzman hemen telsize davrandı falan benim kulaklar gibildi resmen, çok uzağımızdaydı ama böyle derinden gelen bir gürültü yok yani. kulağımı ovmaya başladım ben, uzman da döndü bişeyler diyo,

-  AMK NE DİYOSUN ANLAMIYORUM,
+ KOMUTANIM 15 DAKİKAYA ÇIKABİLİRSİNİZ TEMİZLENDİ YOL,
-  HAY CANINA KURBAN DEDİM HELE ŞÜKÜR,

bindirdim askeri kamyona 15 dakika sonra çıktık tekrar yola, tuzağın imha edildiği yere geldiğimizde etraf tabi asker kaynıyo, yoldada baya bildiğin krater oluşmuş amk, adamlar işini şansa bırakmıyor yani.


Cem Kısmet - Sabbah

devam ediyoruz yolda, ama tırsmış vaziyetteyim, adam dedi ya özellikle bize yapıyolar,allahım dedim evlilik arifesindeyim allah aşkına bişey olmasın gözünü seviyim,  çok şükür bir b*k olmadan ilçeye yaklaştık zaten, özel harekatçılar karşıladılar,

+ BİZİ TAKİP EDİN, ADAMI ŞU SİVİL ARACA ALICAZ,

meğer amk ahali bizi bekliyo ilçede direk zırhlı araça girişecekler bunlarda o sivil otoyla sokacaklar çaktırmadan. neyse amk, yavaş yavaş girdik ilçeye, bir taş yağmuru başladı anlatamam size, mermi gibi taş atıyo herifler, tak tak etrafımızda patlıyo, direk polis çevirdi zaten etrafı, bizim cam bir patladı amk, allahtan bir yerimize gelmedi, dedim durdur kamyonu dur amk askere dedim in aşağıya mavi bere görsünler. içimden diyorum amk kim lan bu adam bütün millet burada, baktım polis havaya ateş ediyo, bende sıktım bir iki tane belimdeki silahımla,  asker amk bir gerildi, bizim uzmanda bağırıyo bizimkilere,

+ İNDİR LAN SİLAHI SİLAHI İNDİR EMNİYETE AL SİLAHI,

ahali bildiğin yıkıyo ortalığı amk, hepside genç çocuk polis panzeri falan suluyo bunları devamlı ve poliste arada ateş açıyo havaya, bizde zaten silah sesi duymayalım gaza geliyoruz hemen, neyse ben astsubaylarla içeriye girdim askeride aldım içeri, komser çocuk var benden 4 5 yaş büyük, böyle kabasakal amk, boğazlı lacivert kazak var üzerinde tam tem herif. ağır rahatsız zaten, elde tespih bir elde telsiz falan. zaten askerlikten geleli adam 2 yıl olmamış, askerliği tuncelide yapmış dönmüş şırnak a vermişler adamı.

+ HOŞGELDİNİZ
+ GELİN,
EMİR VERDİ
+ ALIN,  BUNU ODAYA,

geçtik odasına, dışarısı felaket ama amk. ben zaten en ufak olaya gelemiyorum çok gerildim bildiğiniz. lan ben devamlı dışarıyı dinliyorum bunlar çok sakin adamlar zaten devamlı bunlarla iç içe amk.
cam kırılma sesleri falan geliyo arada iki el tak tak silah sesi falan, ne oluyo dışarıda tahmin etmek zor değil,

- BEN GİDEYİM GEÇ OLMADAN, ÇAY KALSIN
bir an önce s*ktir olup gitmek istiyorum. bu kadar adam kalabalık daraldım resmen lan.

+ KOMSER ;
      ASTEĞMENİM NEREYE GİDİYOSUNUZ LİNÇ EDERLER İLÇEDEN ÇIKADAN.

-  EE NAPICAM AMK, BURADA MI KALICAM,

+ ASTEĞMENİM VALLA BİR YERE BIRAKMAM SİZİ, BÜRYAN ISMARLIYAYIM SİZE,

lan büryan ne amk, ayrıca ne yemeği misafirliğe mi geldik ne çeşit manyasınız lan siz.
+  ÇIKAMAZSINIZ BURADAN, HABER VERELİM MİSAFİRİMİZ OLUN DİYO BU, DEVAMLI AMA GELİN MİSAFİR EDELİM SİZİ,

(beyler bu komser bizim bayburtlu olmasın sözlükte ki=)=)=) )

sakallı herif amk, üniversite yıllarında bu adamları bizim okulda saygııyorlardı, şimdi herifle karşılıklı oturuyoruz bana büryanmıdır ne gibimdir ondan ısmarlıyayım diyo,

- YOK BEN GİDİYORUM
kalktım , çıktım odadan, uzmana dedim
- YÜRÜ AL TİMİ ÇIKIYORUZ,

+ ASTEĞMENİM ÇIKAMAYIZ DIŞARISI ANA BABA GÜNÜ,

- UZMANIM ÇIKIYORUZ DEDİM TOPLA TİMİ KALAMAM BEN BURADA,

neyse aldık timi, kapıdan çıkıcaz kapıya doğru 10 15 tane adam getiriliyo içeri kavramışlar kafalardan ellerinden bir sürü sivil çelik yelekli polis topluyolar herifleri, kafanızı çıkartamıyosunuz taş yağıyo gökten amk. yani anlıyacağınız polis kordonundan çıktığımız anda infial olacak,  döndüm ben tugaya telefon açalım dedim, aradım tugayı

- ÜSTEĞMENİM ÇIKAMIYORUZ BURADAN,

- DÖNÜN AMK BURAYA GELİN,

lan çıkamıyoruz amk bütün şehir burada olay var. süngüyle yara yara mı gelelim amk. yok illa geleceksiniz, ilçe emniyet müdürüne haber verdik o anlatsın bari durumu amk, durduk yere ya ceza yiyecez ya da halka ateş açacaz mümkünatı yok yani ilçeden çıkmamıza, sokak sokak polisle birbirine girmiş millet. çevik kuvvet falan darmadağın ediyolar şehiri, ilçe müdürü sağolsun aradı etti birilerini, en sonunda bizi misafir edecekler ama nasıl rahatsız oldum,

komser muratın odaya döndüm,

+ ASTEĞMENİM CANINIZI SIKMAYIN GELİN BÜRYAN SÖYLEDİM

çay bahçesi vardı cudi dağına bakan var mı hala bilmiyorum orada bir et lokantası vardı güveç falan bişeyler yapıyo amk, neydi ismi sinan et lokantası mı ne işte, oradan söylemişler bunlar,

- KOMSERİM BU ADAM SİPARİŞİ GETİRİYODA BİZ NASIL ÇIKAMIYORUZ,

telefonla aradım dükkan kapalı zırhlı araçla gidip alacak bizimkiler. vay amk hayata bak yemeği zırhlı araçlarla gidip alıyo polis, büryan geldi beyler, yanında yayık ayran, buz gibi, birde tatlı olarak bal ve ceviz içi, hayatımda bu kadar lezzetli bir şey yemedim amk. böyle bir tat yok. olamaz yiyemezsin. o bölgeye karşı bütün bakış açım bir anda değişti resmen.  dışarıda kıyamet kopuyor ama biz yemek yiyoruz, askerimede söyledik yemin ederim parmaklarımı yalayacaktım utanmasa. komser murata kanım ısındı tabii bu yemekten sonra,

-   ABİ NEDİR BU ADAMLAR YA TOPLUYOSUNUZ,
+  BUNLAR MİLİTAN ŞEHİR MİLİSİ BU MUALLAKLER, KAÇAKCISI VAR ARALARINDA, ÖRGÜTE ADAM TOPLAYAN VAR BİR SÜRÜ ŞEY,
-   ŞEHİRDE NE KADAR MAL KAÇAK ABİ HEPSİ KAÇAK MAL MI?
+  BEN BİLE KAÇAĞIM OLUM DEDİ, NE ŞEHİRİ HERKES KAÇAK BURADA. AMA ASIL ONLAR DEĞİL SIKINTIMIZ, BAK, SENİN GETİRDİĞİN ADAM ŞEHİR MİLİSİ, KAÇAKTAN SÖZDE GÜMRÜKLERİNDEN UYUŞTURUCUDAN FALAN PARA TOPLUYOLAR BİR KISMINI BUNLARA VERİYOLAR, BUNLARDA O PARALARI ALIP 4 5 KARISI OLUP 10 15 ÇOCUĞU ADAMA VERİYO O DA ÇOCUKLARINI ÖRGÜTE SATIYO, BU SİZİN GETİRDİĞİNİZ ADAM DA İŞTE PARA KARŞILIĞI ADAM ALIYO, ONDAN ŞİMDİ O ANLAŞTIĞI ADAMLAR KİM ONLARI ÖĞRENİCEZ
amk nası bir hayattır bu ya, adam para kazanmak için bol bol çocuk yapıp para karşılığında satıyor şaka gibi, akşam olmaya başladı artık, dışarıdan hala devam ediyo olaylar.
+ MURAT KOMSER;
     GEL SENİDE SORGUYA SOKAYIM,

ulan şimdi merakta ediyorum tamammı, ama ne biliyim lan sorgu falan biz öğrencilik yıllarında çok tırsardık yani, eyvallah bizim dede de emekli başkomiser ama ne biliyim amk çekindim,
-   KOMSERİM YOK YA SIKINTI OLMASIN
+  YOK OLUM GEL DEDİ GECE UZUN SENDE GÖR
- İYİ

lan en fazla dövmüşlerdir adamı, yani, *mına koyayım bir indik adamın anasını s*kmişler böyle bir görüntü yok. herifi yatırmışlar mp5 tüfeğinin kemerini çıkartıp çevirip çevirip ayaklarına sarmışlar ve falaka, lan o kadar operasyona girdim böyle şey görmedim amk,
komser murat aldı leğende ki suyu üstüne boşalttı bunun, kendine gelsin diye,  bende geriden izliyorum,

+ SÖYLE LAN İSİMLERİ , TEK TEK SÖYLE KİMLERDEN ALIYOSUNUZ O ÇOCUKLARI

 aldı eline kalemi defteri geçti oturdu bir sigara yaktı, o muallak söylüyo murat komser yazıyo adamın azına sıçmılar biz yukardayken bunu konuşturmuşlar zaten, o kadar çok isim saydı ki anlatamam 7 8 tane adam.

+ KOMSER MURAT ;

         BAK BU ADAMLARIN VARYA ALTINDA SON MODEL JİP VE MERCEDESLERİ VAR, SEN BAKMA İLÇEYE HALK SEFALET İÇİNDE BU MUALLAKLERİN AHIRLARININ ÖNÜNDE SON MODEL ARABALAR VAR KAÇAKTAN ÖRGÜTE ADAM SAĞLAMADAN FALAN BÖYLE BU MUALLAKLER DEDİ,

ne diyim amk, hakikaten de öyle yani.

neyse beyler o gece bunun gibi kaçakçı şehir militanı kim varsa bir güzel silkelediler, bülbül gibi öttüler zaten. dışarıda ki seslerede ilçe müdürlüğünün alt katında ki sesler eklendi. kafayı yememek elde değil yani, sabaha karşı saat 4 gibi iyice sesler kesildi,

komser murat a dedim (artık abi kardeş muhabbeti yapıyoruz)
-   ABİ BİZ GİDELİM BİR SIKINTI YOKSA,
+  DUR ASLANIM BİR BAKALIM NEDİR DURUM
 anons çekti ekiplere,
+ SAKİN DURUM BASTIRILDI AMA ESKORTLA GÖNDERELİM İLÇE DIŞINA KADAR EŞLİK EDELİM,

biz bindik araca, aracın anasını s*kmişler resmen, araçta önümüzde bizim zırhlı araç, iki tanede polis özel harekat ilçe dışına kadar eşlik ettiler bize, ilçe dışına çıktıktan sonra ayrıldılar, bizde saat 7 7 buçuğa doğru vardık tugaya. tugaya girdim, bahadır yok intikale göndermişler, üsteğmene gittik gene istirahatte adam, ohh dedim amk bir an önce hazırladım raporu uzmanımın yardımıyla masasına bıraktım ayrıldım oradan. birde onu çekemem zaten kafam olmuş zaten balon ebemiz s*kilmiş gürültüden. sessizli ne iyi geldi anlatamam.

sabaha karşı da bahadırlar geldi zaten, bir vukuat olmadan döndüler onlarda çok şükür,
- İSTİRAHATTEYİM BAHO ODA RAPOR HAZIRLICAKMIŞ,

tam yatacam, bu demez mi
+ TEĞMEN HAKAN ARADI MEKTUBU ALMIŞ KARDEŞİM HAYIRLI OLSUN,

haydii benim uyku kaçtı bu sefer,

- NASI ALMIŞ, NEREDE ŞU ANDA, NE YAZIYOMUŞ İÇİNDE FALAN,

+ NE BİLİYİM AMK İÇİNDE NE YAZIYODU SORMADIM AYRICA OKUMAMIŞTIR O AMA BU SİNİRLİ BİRAZ.

-  LAN SENİN NEYİN VAR

+ KIZ YÜZÜNDEN, YA Bİ SIKINTI YOK,

anladım amk yine kız koymuş buna postayı.

(millet 2013 yılına girmiş 2014 e doğru yolculuk etmeye başlamışken, ısrarla benimle 1995 senesine gelen ve bundan zevk duyan
arkadaşlara teşekkürü bir borç biliriz, yürüyün dostlar gelin peşimden)

yıl 1995 şafak pek karanlık, en zor zamanlar başlıyor...

mektubun teğmen hakan ın eline geçtiğini öğrendiğimde yaşadığım tarifsiz heyecan ve mutluluğu size kelimelere dökerek anlatabilmem imkansız arkadaşlar. öyle bir beklenti içerisindeydim ki, anlatamam sizlere. mektubun içeriği bir tarafa evlenme teklifime ne cevap vereceğini merak ediyordum. gerçi az çok tahmin ediyorum,  yani bir düşünsenize,  annemle birlikte onun annesi ve kendisi dolaşıyorsa,  e özellikle bu benim mektubumdan sonraysa, bu ne anlama gelir sizce?

demek ki kabul etmiş. ama sonra her nedense içime bir kurt düştü. sordum kendi kendim, e tamamda aga geziyorlar iyi hoşta, niye?

annem nerden biliyor ki benim evlenme teklifi ettiğimi?

ben söylemedim ki mektubla evlenme teklifi yaptığımı.  e yağmurların söylemeside çok saçma değil mi?

kız tarafı evlenme teklifi aldım hadi gidip organizasyon yapalım der mi erkek tarafına?

ki erkek tarafının ailesine haber verir mi?

allah allah..

belki de ben buradayım diyedir, belkide birbirlerini teselli ediyorlardır. aman ne farkeden amk, aralarının iyi olması her şekilde benim işime yarar. o yüzden koy züte dedim. zaman bir türlü akıp geçmiyordu beyler.  bir türlü gelmiyordu o *mına kodumunun zalım mektubu. aylardır bekliyordum. orada askerin yakınları delicesine bir merak içinde çok küçük bir haber almayı bekler ya askerinde durumu aynıdır,  bir an önce bitsin şu işlerde haber alıp haber vereyim der.  o yüzden askerlik çok uzun gelir belkide adama. devamlı bir beklenti olduğu için. bense zamanımı arada gelen geçmiş günlerin gazetelerine göz gezdirerek yiyordum. özellikle galatasaray ın son durumuna, bakıyorum bizim takıma sıçmış,  beşiktaşla trabzon almış başını yürümüş. zaten kalede stauce yle olacak iş değil bu amk diye içimden geçiriyorum. fener de ne kadar kötü olsada bizi eziyor gene. abi stauce denilan andavala bir alışamadım adama;

(merak edenlere dönemin gs kalecisi stauce)



diyorum devamlı o sıralar,  ahh ahh keşke bir baba yiğit çıksada şöle ulubatlı gibi bir kaç ay içinde alsa bayrağımızı dikse kadıköyün ortasına diye iç geçirmiyorum değil hani=))=))=))

bir kaç hafta sonra;



çelik harekatından sonra günlerimiz bir nebzede olsa rahat geçmeye başladı.  zaten askerin yaz hazırlıkları vardı uzun bir süredir.  harekata katılan bir birlik olduğumuz için o sırada pek göreve gönderilmiyorduk, e eğitimede pek girmiyorduk, yerine yeni gelen asker devalı eğitimdeydi.  tabi üsteğmen dallamasına raslamaz gözüne çarpıp aklına girmezsek. akıp geçiyordu öyle zaman, daha doğrusu akmıyordu aslında zaman. hiç olmadığı kadar sakin saatlerdi, saatlerdi diyorum çünkü sakin geçen 1 saatin ardından her an bir b*k olabilir diye tetiktesiniz. arkası büyük fırtınalara gebe yani çok açık ve net. zor bir yaz olacak belli.


Pilli Bebek - Gündüz Yüzlü Kız

uzmanımdan özellikle istemiştim, malatya dan birlikler döner dönmez,  hatta amk şırnak il sınırı içerisine girdiği anda bana haber ver diye. o haber akşam üstü gibi masamda metal tasta çay içerken geldi,
+ ASTEĞMENİM GELİYORLAR,

yemin ederim öyle bir yüklenmişim ki çaya dilim ağzım g*tüm başım yandı sıcak çaydan.

hemen kapıya doğru çıktım, askerler araçlarla içeriye doğru geliyor,  gözlerim hemen teğmen hakanı aradı.  yanımdan çıkan subayların farkında bile değildim içimdeki coşku patlamalarından dolayı. deli gibi teğmen hakanı arıyordum.  hani daha okula yeni başlamış bir çocuk ilk tenefüste bahçede annesini arar ya o hesap amk.  o telaşla işte, uzmanıma döndüm

- TEĞMEN HAKANI GÖREBİLİYOR MUSUN?

+ GÖREMEDİM DAHA,

bir kaç saniye geçti ki bana saat gibi geliyor o saniyeler bir an önce mektubumu almak istiyorum elime,

+ UZMANIM;
     ORDA ORDA GÖRDÜM BAK,

-  ABİ NEREDE GÖREMEDİM AMK NEREDE?

+ ORDA İŞTE BAKSANA,

-  GÖREMEDİM ABİ YAA,

(amk gözlerimde ya hakikaten sorun var o dönem ya da ben hakikaten malım)

+ ORDA İŞTE ASTEĞMENİM BAKSANA ŞU TARAFA LAN,

- AHA GÖRDÜM VALLA.. VALLA GÖRDÜM,

teğmen hakana doğru koşturdum hemen, sırtı dönüktü, yanına geldim, sırtından tuttum,

- ABİ HOŞGELDİNİZ..

abi dememden dolayı biraz duraksadı, tamam ''abi'' de muhabbet ederkende, asker var lan orada ama işte heyecan,

+ HOŞBULDUK, BİRAZ ŞAŞKIN BİR İFADE VAR YÜZÜNDE ABİ DEMEMDEN KAYNAKLANAN,

- NASISIN? GÖZLERİM YOLLARDA KALDI,

+ İYİ İYİ DUR VERİYİM SANA MEKTUBU DA ÇOK İŞİM VAR,

zaten amk ver mektubu s*ktir olup gidiyim sonra ne yaparsan yap,

- TAMAM ÇOK SAĞOL VALLA ALLAH SENDEN RAZI OLSUN,

almıştım lan mektubu, öyle bir kavradım ki zarfı anlatamam,  o kadar kısa mesafede kaybedeceğim yada birisinin elimden alacağı korkusu kapladı içimi,

- UZMANA DEDİM;
       BENİ SORAN OLURSA TUVALLETTE ÇOK İŞİ VAR DE OYALA BİR SÜRE İDARE ET BENİ

+ TAMAM

ben koşarak tuvalete gittim, baktım kimse yok,  daldım hemen sonlarda ki bir kabine,  hemen zarfın açtım içini, açmadım lan resmen yırtıp parçaladım elim ayağım titriyor aylardır bekledim an gelip çatmış, ve mektupta ki ilk cümle beyler (heyecan dorukta);

ASKIM...

dam damara girdi böyle mermi gibi !!güm!! diye vurdu kafamdan,

ASKIM...

allah o askm yazan parmaklarını yerim senin..


Teoman - Kadınım

SONUNDA GELEN MEKTUP;

----------------------------------------------

ASKIM...

MEKTUBUNU ALDIM.

O MEKTUBUNDAN SONRA SANA NASIL DİYECEĞİMİ BİLMİYORUM AMA BUNU BİLMEN GEREK.

BU MEKTUBU YAZARKEN NE KADAR ZORLANDIĞIMI BİLEMEZSİN.

DUR, BU CÜMLELERİ OKURKEN SAKIN KORKMA İÇİNE BİR ENDİŞE KAPLAMASIN NE OLUR.

SENİ ÇOK SEVİYORUM.

EVLENME TEKLİFİN BENİ O KADAR MUTLU ETTİ Kİ, ANLATAMAM.

ZATEN NEDEN BU KADAR BEKLEDİN ANLAMIYORUM.

EĞER SANA ANLATACAKLARIM OLMASAYDI BU KAĞIDA SADECE KOCA BİR EVET YAZARAK GÖNDERİRDİM, BUNDAN ŞÜPHEN OLMASIN ASKIM.

ANCAK, NE YAZIK Kİ BUNU YAPAMAM.

DUR AŞKIM NE OLUR SAKİN OL.

KORKMA.

SENİ HER ZAMAN ÇOK SEVDİM.

HER ZAMAN DA SEVECEĞİM.

AMA BUNU KABUL EDEMEM.

EN AZINDAN ŞİMDİLİK ASKIM.

KIZMA BANA HEMEN NE OLUR.

ÖNCE SANA ANLATACAKLARIMI BİR DİNLE.

YAZDIKLARIMI OKURKEN SAKİN OLMAYA ÇALIŞ.

KENDİMİ ÇOK SUÇLUYORUM ASLINDA,

SANA BUNU SÖYLEMEYECEKTİM, NASIL SÖYLEYEBİLİRDİM Kİ? SEN ORALARDAYKEN.

AMA O EVLENME TEKLİFİNDEN SONRA SANA AÇIKLAMAM GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNDÜM.

AŞKIM NE OLUR KORKMA,

SENİ ÇOK SEVİYORUM.

ANCAK TEKLİFİNİ KABUL EDEMEM.

BEN HASTAYIM ASKIM..

(KAFAMA BU SÖZLER MERMİ GİBİ ÇARPMAYA BAŞLADI BEYLER)

BABAM GİBİ KAN KANSERİNE YAKALANDIM.

DUR HEMEN KOYVERME KENDİNİ ASTEĞMENİM.

ÖYLE KOLAY YILMAYACAĞIM ELBETTE.

SEN ORADA NASIL SAVAŞIYORSAN BENDE BURADA SAVAŞACAĞIM.

AĞLAMA SAKIN ASTEĞMENİM, MERAK ETME VAZGEÇMEYECEĞİM.

SENİN İÇİN VAZGEÇMEYECEĞİM TIPKI SENİN GİBİ. BENİMLE OLMAK İÇİN ASLA VAZGEÇMEDİĞİN GİBİ BENDE VAZGEÇMEYECEĞİM O KADAR KOLAY.

SENDE NE OLUR VAZGEÇME EMİ ASTEĞMENİM.

TELEFONLARINA ÇIKAMIYORUM ARTIK,

TEDAVİM HASTANEDE DEVAM EDİYOR.

ANNENDE YANIMDA BİLİYORMUSUN ARTIK İKİ TANE ANNEM VAR.

ASKIM...

BU HASTALIĞIM OLDUĞU SÜRECE SANA EVET DİYEMEM.

SANA RESMİMİ GÖDERMEMİ İSTEMİŞTİN, RESMİM ZARFIN İÇİNDE,

EH SAÇLARIM BİRAZ DÖKÜLDÜ AMA BENİ BU HALİMLEDE SEVERMİSİN?

HELE Bİ SEVME ÇÖKERİM TEPENE ASTEĞMEN.

(SAÇLARINI TAMAMEN KESMİŞLER BEYLER, MASMAVİ GÖZLERİ ÇIKMIŞ ORTAYA, YENİ DOĞMUŞ BİR BEBEK GİBİ OLMUŞ)

ASKIM,

NE OLUR KENDİNE HAKİM OL, EĞER SANA BİRŞEY OLURSA BEN BURADA ÖLÜRÜM BUNU BİL.

BANA BİRŞEY OLMASINI İSTEMEZSİN DEĞİL Mİ?

BİR AN ÖNCE ASKERLİĞİNİ YAPIP GERİ DÖN.

SANA ÇOK İHTİYACIM VAR.

HANİ DEMİŞTİM YA O GECE SANA ''ELİMDEN GELDİĞİ KADAR BEKLEYECEĞİM''.

SENDE ELİNDEN GELDİĞİ KADAR DAYANMAYA ÇALIŞ ASKIM.

AYAKTA KAL ASTEĞMENİM,

BİZE BURADA KOMANDOLAR ÇOK GÜÇLÜ ONLARA BİR ŞEY OLMAZ DİYORLAR.

SENDE DAYAN ASTEĞMENİM, BİR AN ÖNCE GERİ DÖNMEYE BAK.

ASKIM.

AĞLAMA SAKIN.

BEN AĞLAMIYORUM.

HEP SENİ DÜŞÜNÜYORUM.

BURADA SENİNLE AYAKTA KALIYORUM,

HER GECE UYKUYA SENİNLE DALIYORUM,

SENDE UYUYORSUN DEĞİL Mİ?

HER GECE UYUDUĞUNU SÖYLEDİ ANNEN, DIŞARIYA ÇIKMIYORMUŞSUNUZ. GERÇEKTEN ÖYLE Mİ ASKIM?

EĞER ÖYLEYSE, BEN GECE SAAT EN FAZLA 2 DE UYUYORUM,

SENDE O SAATTE UYUYABİLİRMİSİN?

ÇOK GEÇİRME O SAATİ.

HANİ BİRLİKTE YAŞASAK HEP AYNI ANDA UYKUYA GİDERİZ DEMİŞTİK YA.

O GÜNE KADAR DA HEP SAATTE UYUYACAKTIK.

SÖZ VERMİŞTİM.

BEN TAM 12 UYUYMAK İÇİN YATAĞA GİRİYORUM, ASKIM SENDE UYU O SAATLERDE NE OLUR.

ASKIM SENİ ÇOK SEVİYORUM.

KENDİNİ BIRAKMA.

SEN KENDİNİ BIRAKIRSAN BEN BURADA ÖLÜRÜM.

İKİMİZİN İÇİN AYAKTA KAL ASKIM.

SON OLARAK ASTEĞMENİM, BANA BİRŞEY OLURSA KARDEŞİM ATA VE ANNEM SANA EMANET.

AMA MERAK ETME ASTEĞMENİM, BİZ KOMANDO KADAR OLAMAZSAKTA DİRENECEĞİZ LAZIM BEN İNATÇIYIMDIR.

E BİLİYORSUN İŞTE ASKIM BU İNADIMDAN EN ÇOK SEN ÇEKMEDİM Mİ?

SENİ BEKLEYECEĞİM ASKIM.

OFF ŞU ANDA İÇİMİ BİR GARİP HİS KAPLADI.

SENİ TEKRAR GÖRECEĞİM BİLİYORUM.

HEP BENİMLE KAL OLUR MU ASKIM?

SEN GELENE KADAR DAYANACAĞIM, SEN GELDİKTEN SONRA ZATEN AYAĞA BİLE KALKARIM.

SEN YARDIMCI OLURSUN DEĞİL Mİ AYAĞA KALKMAMA?

ELİMDEN TUTARSIN.

AĞLAMA SAKIN ASTEĞMENİM,

BEN AĞLAMIYORUM SENİ DÜŞÜNÜYORUM.

SENDEN BİR ŞEY İSTİYORUM ASKIM.

ORADAN BANA BİR KAVANOZA TOPRAK KOYUP GÖNDERİRMİSİN,

SENİN OLDUĞUN YERLERİ KOKLAMAK İSTİYORUM.

ASKIM NE OLUR ÜZÜLME.

SANA YALAN SÖYLEYEMEYECEK DURUMA GELDİM.

KENDİNE HAKİM OL ASKIM NE OLUR.

BANA GERİ DÖN,

BAK VALLAHİ ÖLÜRÜM GERİ DÖNMEZSEN ASTEĞMENİM.

ÖLMEYECEKSİN TAMAM MI?

BU BİR EMİRDİR ASTEĞMENİM.

SENİ BEKLEYECEĞİM ASKIM.

GELDİĞİNDE KIRMIZI ELBİSEMİ GİYECEĞİM, TEKRAR BOĞAZA GİDECEĞİZ. SÖZ BENDE GALATASARAYLI OLACAĞIM.

ÜZÜLME ASKIM.

SENİ ÇOK AMA ÇOK SEVİYORUM.

YAĞMUR..

-------------------------------------------


KIPIRDAYAMIYORDUM.

KANIM DONMUŞTU.

İNANAMIYORDUM BU OLANLARA.

İNANMADIĞIM İÇİN BİR DAHA OKUMAK İSTİYORDUM AMA AYNI ŞEYLERİ OKUYACAĞIMDAN ÖLESİYE KORKUYORDUM BEYLER.

OLDUĞUM YERE ÇÖKTÜM.

ELİMDE AÇILMIŞ BURUŞUK BİR MEKTUP.

BİR ANDA HAYATTA KURDUĞUNUZ TÜM HAYALLERİN PARAMPARÇA TUZ BUZ OLDUĞU DÜŞÜNÜN.

BAŞINIZA GELDİ Mİ HİÇ?

AMA BİR ANDA.

BİR SANİYE İÇERİSİDE.

BİR KANAS MERMİSİ KAFANIZA SAPLANIR.

VURULDUĞUNUZU BİLE HİSSEDEMEZSİNİZ.

ATEŞ AÇILDIĞINI BİLE HİSSEDEMEZSİNİZ.

ÖLDÜĞÜNÜZÜ BİLE ANLMAZSINIZ.

ONUN GİBİ.

BİR ANDA.

GÖZ AÇIP KAPAYICAĞA KADAR.

DARMADAĞIN OLMUŞTUM.

HAYALLERİME TUTUNMAYA ÇALIŞIYORDUM.

MEKTUBU ALMADAN ÖNCEKİ HAYALLERE.

ISRARLA.

BİR UMUT VARDI,

ALLAH KORUSUN ÖLMEMİŞTİ Kİ DAHA,

AYAKTA BENİ BEKLİYORDU.

HEM ATAYI BANA EMANET ETTİ.

HEM BİR İSTEĞİ VARDI.

KAVANOZDA TOPRAK İSTİYORDU, ONU BULMALIYDIM HEMEN ŞU ANDA.

ÇIKTIM TUVALETTEN,

KAFAM YERİNDE DEĞİL,

YÜRÜYORUM BİLİNÇSİZ BİR ŞEKİLDE KULAKLARIMDA İNANILMAZ BİR UĞULTU ISLIK SESİ.

DIŞARI ÇITKIM ELİMDE AÇILMIŞ BURUŞUK BİR MEKTUP,

TOPRAK BULMAM LAZIMDI,

TUGAYIN TOPRAĞI OLMAZ SONRADAN GELMİŞ O TOPRAK,

DIŞARIYA ÇIKMAM LAZIM,

KAPININ ÖNÜNE ÇIKTIM,

ZORLADIM İTTİM KARŞIMDAKİLERİ,

ÇÖKTÜM YERE MANYAK GİBİ,

TOPRAKLARI DOLDURACAK BİR KAVANOZUM YOK,

CEBİME DOLDURMAYA ÇALIŞTIM,

SIRTIMDAN ÇEKİYORLARI,

İÇ CEBİME PANTOLONUN

CEBİME ATMAYA ÇALIŞIYORDUM TOPRAKLARI ELLERİM YARA BERE İÇİNDE ADAM DÖVÜYORUM SANKİ TOPRAĞI ELLERİMLE HER ALIŞIMDA,

TEK ELİMDE AÇILMIŞ BURUŞUK BİR MEKTUP,

TEK ELİMLE DOLDURMAYA ÇALIŞIYORDUM TOPRAKLARI.

LAZIMDI ONA KOKLAYACAKTI,

BENİ ÇEKMEYE ÇALIŞANLARA BAĞIRDIĞIMI HATIRLIYORUM,

LAN BENİ BIRAKIN TOPRAK GÖNDERMEM LAZIM,

BIRAK ULAN

BIRAK BIRAK DOKUNMAYIN, TOPRAK DOLDURMAM LAZIM,

BIRAKIN ULAN BIRAKIN,

HİÇ SESSİZ ÇIĞLIK ATTINIZ MI? NEFESİNİZ ÇIKMADAN SESİNİZ ÇIKMADAN AĞLADINIZ MI? ÖYLE BİR HAYKIRDIM Kİ SESİM DAHİ ÇIKMIYORDU,

BAŞIMDA BİR KAÇ ASKER, BİŞEYLER DİYORLARDI, SESLERİNİ DUYMUYORDUM. GÖZLERİM KAPANMIŞ...


Pilli Bebek - Delilik

açtım gözlerimi,

başımda bir tabib,

sonra da bahadır belirdi,

uzaktan yankılı sesler duyorum,

ulan çok kötüymüş durumu desene o zaman,

sonra yavaş yavaş kendime geldiğimi anladılar,

bahadır hemen atladı;

- KARDEŞİM, ASLAN KARDEŞİM , Bİ SU VER Bİ SU,

su içirdiler, bir anda kendime geldim.

+ MEKTUBUM NERDE LAN!  MEKTUBUMU VER BANA!
   LAN BAHADIR MEKTUBUMU VER!!

hemen verdiler, belli ki okumuşlar.

- KARDEŞİM SAKİN OL DEDİ BAHADIR,

+ TOPRAK LAZIM! DEDİM,  TOPRAK İSTEDİ ONA GÖNDERİCEM!
   TOPRAK VERSENE BANA BAHADIR

- TAMAM DEDİ BAK DOLDURDUM TOPRAĞI, SAKİN OL BİRAZ,

   hakikaten bir kavanoza doldurmuş toprağı, üzerine yazmış “şırnak vatan toprağı”, sakinleştirici vermişler,  çok debelenmişim belli ki, sonra üsteğmeni gördüm başımda.

- NASISIN

sanane lan! sanane! diye bir bağırmışım ki anlatamam, üsteğmen kaldırmış beni revire, o taşıtmış,

- ÜSTEĞMEN ;
  SENİ DİYARBAKIRA GÖNDERİCEM,

+ OLMAZ, GİDEMEM, BURADA KALICAM,

-  GİTMEN LAZIM BAK İYİ DEĞİLSİN,

+ İYİYİM LAN BEN İYİYİM, GİTMİCEM GÖNDERİRSENİZ VURURUM KENDİMİ, KAÇARIM ORADAN. (Kİ KAÇARDIM GERÇEKTEN DE.)

+ BURADA KALICAM. BURADA ÖLMEMEM LAZIM BENİM,

bahadıra döndüm,

+ BAHADIR NE OLUR GÖNDERMEYİN BENİ OLUM,  NE OLUR GÖNDERME BENİ DOKTOR

- TAMAM, MERAK ETME,

tekrar uyuttular, ne kadar uyudum bilmiyorum,  sonrada erdinç gelmişti yanıma,

komutanım sizi ziyarete gelmişler,

+ KİM

 üzerimde bembeyaz bir denizci kiyafeti var o surada tertemiz ama,

+ KİM LAN

- BİR KIZ GELDİ KOMUTANIM NİZAMİYEDE,

koştum nizamiyeye ama ölesiye koştum  fakat nizamiye dağın tepesinde,  koşuyorum oraya doğru dağın tepesine yol balçık içinde çamur her yer, üstüm başım pisleniyor devamlı, sonra bir pusuya düşüyorum

kendimi atıyorum etrafa,  düşüyorum aşağıya doğru,  erdinç beni çıkartıyor oradan,  erdinç in üniforması kıpkırmızı kan içinde, defalarca bu rüyayı gördüm.  defalarca unutmam mümkün değil, arada hala görüyorum beyler.


Son Osmanlı Yandım Ali (Sisli Bir Mazi)

uyandım gene, kimse yok,  serumu attım, tabib asteğmen koğuşa girdi o esnada, 

- DOKTOR BENİ BURADAN GÖDERME BAK, İYİYİM BEN,

hakikaten iyiydim, bir enerji vardı üzerimde, mektubu kontrol ettim üstümü başımı düzeltirken cebimde,

- BENİ BURADAN GÖNDERME NE OLUR. ORAYA GİDERSEM BİR DAHA İYİ OLAMAM, 

+ EMİNMİSİN, 

- EMİNİM, EMİNİM,  GİDERSEM YAĞMURUN YANINA KAFAYI YEMİŞ HALDE DÖNERİM GÖNDERME BENİ,

+ TAMAM,  GÖNDERMEM, AMA BİR DAHA OLURSA GÖNDERİRİM SENİ PMDR YE. 

- ALLAH RAZI OLSUN SENDEN TABİB ASTEĞMENİM,

çıktıp yürüyorum,  üsteğmenle karşılaştım o esnada,

+ NEREYE ASTEĞMENİM

ebenin *mına diyecektim demedim,

- TELEFON AÇICAM

yüzüne bile bakmadan gittim,

aradım evi, annem çıktı, 

+ KIZANIM, EVLADIM NASISIN?
- NİYE SÖYLEMEDİN BANA?
+ OĞLUM BİZDE YENİ ÖĞRENDİK, HEM ULAŞAMADIK Kİ SANA,
- NASIL DURUMU ANNE?
+ İYİ EVLADIM İYİ, TEDAVİ YAPIYORLAR MERAK ETME SEN İLAÇLARINI ALIYOR MERAK ETME İYİ OLACAK... 

sessizlik oldu bir an, belli yalan söylüyor.

+ OĞLUUUMM OĞLUM NE OLUR İYİ OL BAK GÖZÜMÜN BEBEĞİ, 
   SEN İYİ OLURSAN YAĞMURDA İYİ OLUR EVLADIM. BAK SEN DÖN O KIZDA İYİ OLACAK EVLENECEKSİNİZ MERAK ETME EVLADIM NE OLUR BAK.

- TAMAM ANNE KAPATIYORUM DEDİM KAPATTIM DAHA KONUŞMASI BİTMEDEN.

deli dumrul gibiyim, odaya gittim, kimse yok. bahadırı arıyorum, uzmanımı buldum;

-  NEREDE BUNLAR 
+ İNTİKALDE ASTEĞMENİM, SAAT AKŞAM 7 FALAN.
- SEN HAZIRLA TİMİ BİZDE GİDİYORUZ, 
+ ASTEĞMENİM BİRAZ DİNLENİN LÜTFEN HEM NEREYE GİDİYORUZ KOMUTAN MI DEDİ? 
- ABİİİ HAZIRLA TİMİ, BEN KONUŞUCAM KOMUTANLA İYİYİM AMK YA SEN HAZIRLA HEMEN.

üsteğmene gittim odası,  kapıyı çaldım hemen girdim içeri, öyle dese gir demeden girdin çık dese varya anasını avradını s*kerim yıkarım o odayı.  bu zaten farketti demedi bişey,

+ NE VAR?
- KOMUTANIM BİZDE İNTİKALE GİTMEK İSTİYORUZ,
+ OLMAZ,
- ÜSTEĞMENİM.. BİZDE GİTMEK İSTİYORUZ HEM BANADA İYİ GELECEK DIŞARI ÇIKMAK.
+ EMİNMİSİN? 
   BAK İLKER ASTEĞMENLE FEYZULLAH İNTİKALE ÇIKACAKLAR İKİ TİMDE GİDECEK SENDE ONLARLA GİDEBİLECEKMİSİN? 
   PUSU ATILACAK BU GECE NE DERSİN ÇIKARMISIN? BENDE ÇIKICAM.
- İYİYİM BENDE SİZİNLE GELMEK İSTİYORUM,
+ İYİ O ZAMAN HAZIRLAN SENDE BİZİMLE GELİYOSUN GECE 10DA HAREKET EDİCEĞİZ.
- SAĞOLUN KOMUTANIM, DEDİM ÇIKARKEN.
+ BANA BAK, BİR DELİLİK YAPMA BU SEFER GEBERTİRİM ORADA SENİ ANLADIN MI?

normalde ne denir? emredersiniz komutanım, ama sade ve net cevap verdim,

- ANLADIM..


Elçin Bulut - Bir Fırtına Tuttu Bizi

üstüme yapışmış eşortmanlarımı çıkarttım, ıp ıslak belliki akşamları epey terlemişim, leş gibi kokuyorum, aynaya baktım az biraz kirli sakal var.  ama s*kimde değil, giydim üstümü başımı, atletimi değiştim, çoraplarımı,  hava güzel olmasına rağmen epey bir soğuk, zaten güzel şeyler kısa sürer *mına kodumun yerinde, kumanyamı aldım, sularımı, ne olur ne olmaz yağmurluk falan aldım, şarjörler falan fazladan aldım hatta uzmandan. çantanın orasına burasına doldurdum. asteğmen efendi bu akşam çatışacaksın ya öleceksin yada analarını s*keceksin o yüzden bol bol al. 

çok hırslıyım, dikkatli yürümek pusmak yok, delikanlı gibi çıkacaksın ayakta onların *mına koyacaksın. onlar olmasa şu anda sevdiğinin yanındaydın. onların anasını s*kemessen bu gece kafana sıkacaksın. hazırlandım, yedek atlet aldım sadece, çorap almadım, 1 gece 1 gündüz görevi, kafama bere falanda almadım s*kerim rüzgarı. topladım timi geçtik iştima alanına bekliyoruz üsteğmeni,


Böyle Bir Kara Sevda Kara Toprakta Biter

uzman falan toplandık, ilker geldi yanıma;

+ ABİ SENDE Mİ GELİYOSUN,
- EVET İLKERİM BENDE GELİYORUM NİYE ŞAŞIRDIN?
+ YOK ABİ ŞAŞIRMADIM DA, DİNLENSEYDİN ABİCİM,
- YOK KARDEŞİM BENDE GELİYORUM, KOMANDOYUZ OLUM BİZ HAREKETSİZ DARALIYORUM BENDE GELİCEM,

belli amk millet gelmemden rahatsız olmuş. timime bakıyorum bazılarıda yan gözle bana bakıyor çocuklar, erdinç te tık yok ama, öl desem ölecek aslanım,  ender de de biraz burukluk, mg3 ü evladı gibi görürdü aldılar çocuğun elinden bir g3 verdiler. timin yanına gittim, 

-  ÇOCUKLAR, BU KADAR ZAMAN OLDU BİRLİKTEYİZ, HEPİNİZ HAKKINIZI HELAL EDİN,

millet birbirine baktı amk, pusu intikalı zaten bir b*k olmaz 1 gece 1 gündüz görevi, 

+  ERDİNÇ ;
      HELAL OLSUN GOMUTANIM

hepside yarım ağızla, onlarıda anlıyorum,  o dağa çıkarken en son isteyeceğiniz şey kafayı sıyırmış bir komutan. bekliyorum üsteğmeni, dedim lan kendi kendime yağmuru göremezsem ölünce görücem zaten s*ktir et herşeyi sen. yanında ne kadar çakal varsa onlarıda götür ki ölümün birşeye benzesin amk. sanırsın intihar görevine çıkıyoruz. üsteğmen geldi, görevi açıkladı, 

+ NAMAZ DAĞINA ÇIKIYORUZ, GÖRÜNTÜ ALINMIŞ, HALA DAHA BÖLGEDE OLABİLİRLER, BİRBİRİNİZE SAHİP ÇIKIN, ALLAH YARDIMCINIZ OLSUN,

kamyonlara bindik, eskort timleride var, çıktık yola, gidiyoruz ama kafamda devamlı çatışma çıksın isteği var. başka bir şey düşünmüyorum. ah bugün bir çıksalar karşımıza, ah bir girsek birbirimize, yanıp tutuşuyorum resmen.


CEM KARACA - ÖLÜM

yarım saatlik bir yolculuktan sonra indik araçlardan, namaz dağına doğru çıkmaya başladık, ne intikal sıkıntısı var üzerinde ne başka bişey.  diyorum erkek gibi çıksınlar karşıma savaşalım. vurulacaksak sırtımdan değil kafamdan vursunlar yüzüme sıksınlar. içimde inanılmaz bir ölüm isteği var. tırmanmaya başladık, muhtemelen ben uykudayken yağmur ciselemiş etrafı, dağ balçık gibi, suya bastım tökezlerken erdinç tuttu beni, aklıma rüyam geldi hemen. dağ, çamur, düşerken erdinçin tutması, ve yağmur yağmış, yüzümü bir gülümseme kapladı. devam ediyoruz, tırmanıyoruz 40 kilo var sırtımda, bu sefer bu muallak üsteğmen değil 2 gün aralıksız 2 ay yürütse s*kimde değil yürürüm bayılana kadar değil ölene kadar. umrumda değil. arkamda düşen düşer gerekirse tek çıkarım, 

inanılmaz bir rüzgar başladı namaz dağında, bir tarafta cudi var bir tarafta küpeli dağı,  ayaklarım ıslandı su birikintisine girdiğim için rüzgar donduracak ayaklarımı resmen. ama gibimde değil. durunca değiştiririm çorapları nasılsa sıkıntı yok.  yürüyoruz devamlı, soğuktan milletin burnu akıyor burun çekme sesleri, mühimmatından çıkan sesler o kadar. başka bir b*k yok. 

hadi amk ne salak heriflerin atın pusunuza düşelimde s*keyim belanızı. ama yok amk işte.  istiyoruz ya ondan, istemesek anında beynine beynine iner g*t oğlanları. saat 4 e kadar bir yürüyüş yaptık. bu saatte kadar, özellikle önden giden ve timin arkadan gelmesini bekleyen öncü tim ve geçtikten sonra arkasını kollayan artçı tim olduk ki zaten bunu özellikle istedim.


CEM KARACA - AY KARANLIK

aya bakıyorum arada bir, ortadan kayboluyor arada sırada, gözükmüyor, gözükmeyince iyice bir karanlık çöküyor üstümüze, saat 4 gibi geldik hakim tepe üstüne kurulduk. ama o kadar rüzgar var ki anlatamam size, oturamıyoruz, biraz otursan donacaksın sabaha kadar titreyeceğiz sonra, atmışız pusuyu bekliyoruz, ses yok faça yok amk. zaten hep sormuşumdur ''ne bekliyoruz amk?'' gidelim biz bulalım şunları.  ama nerde bulamıyosun ki kimbilir neredeler hangi mağaranın kaçıncı katında. bahadırlarda o gece k.ırak a girmiş 1 km falan. onlarda bir b*k  bulamamışlar, sabah olunca üsteğmen nöbetleşe nöbetleşe uyuyun. dedim uzmana 
- SEN DAHİL YATIN UYUYUN.
 2 saat uyudular. tabi onlara uyumak denirse, ben o sırada çoraplarımı değiştirmek için çantama baktım çorap yok. atlet koymuşuş çorap koymamışım amk. kafa yerinde değil ki. sabah olmaya başlarken ben yattım, bir iki saat öyle yalandan yarı baygın uyumuşum. uyandığımda yemin ediyorum ayaklarım kıpırdamıyor. donmuş resmen. uzmanıma dedim 
- VUR TEKME AT AYAKLARIMA.
+ ASTEĞMENİM ATMIYIM NİYE ATIYORUM?
- AYAKLARIMI HİSSETMİYORUM KAN GİTSİN, 

bu başladı tekme atmaya,

-  AT AT DAHA SERT VUR,

sağlı sollu indiriyo tekmeleri,

+ DİPÇİKLE VURIYIM MI DEDİ?

- OLDU AMK ÇEK VUR İSTERSEN BİDE DİPÇİK NE LAN AYAĞI MI MI KIRICAKSIN.

sonra yavaş yavaş his geldi ayaklarıma, ama beynim zor kontrol ediyor ayakları. o soğuk çok başka bir soğuk beyler. burada bazen soğuk olsun kar yağsın romantik bir ortam olur diyoruz ya. orada ne karın ne de yağmurun yağması pek romantik bir ortam oluşturmaz. 

ölüm için yağar kar yağmur, ölüm için eser rüzgar. donuyoruz amk bildiğin donuyoruz, titriyorum resmen anlatamam size o anı. ancak o soğuk havayı yaşayanlar bilir yani. böyle bir soğuk yok. hemde sözde yaz aylarına gelicez amk. yağmurluğumu yırtım ayaklarıma sardım. ah ulan dedim yağmurum sen orada ben burada direniyoruz.  dedim aga sakin ol, ölmiceksin kız ne dedi ölme, atayıda sana emanet etti,  sonra tak tak bir kaç ateş gelmeye başladı amk. 

kendime geldim ya. *rospu çocukları bütün gece gelmelerini istedim ses seda yok amk. tamam ölme diyince ateş gelmeye başladı tepeye doğru. tam *rospu çocukları bunlar.
attık kendimiz yere. nereden geldiğini anlamadık ateşin. yer tespiti yapmaya çalışıyoruz,bir iki el daha ateş geldi, tak tak tak tak ama aralıklarla geliyo peşisıra değil, lan küpeli dağına baktık ki gabar dağı işte, *mına koyayım gözükmüyo bir b*k, gabar aynası varmı aranızda bilen ama ona denk geldik,

ulan bir yansıma var o tarafa bakında 1 metre önünü göremezsin, dehşet bişey, coğrafyasından kaynaklanan yer şekillerinden kaynaklanan bir durum, orada ki sizi görür ama o noktaya doğru bakınca bir s*kim göremezsiniz, gabar aynasını araştımanızı tavsiye ederim. o kadar b*ktan bişey ki, değil oraya bakmak, bakmadan ateş dahi edemezsiniz yani, ne yapıcaksın amk, aldık mevziyi 

+ ÜSTEĞMEN;
    ATEŞ EDİN 

 subay ve astsubaylara aralıklarla ama tek tek ateş etmeye başladık bizde ama havaya dağa taşa,

maksat karşımızda ki g*tler tırssın diye, karşılık ateş edildi öle ama bazen mevzi yakınına düşüyo mermileri

-  OĞLUM ÇIKARMAYIN KAFANIZI SİZ.

öyle ateş ediyoruz nereye ettiğimizi bilmeden. muhtemelen bunlar görüyo bizi zaten, kanas sesi yok ama amk. bixi bide keleş belli ki çok uzak. ulan sonra kanas sesini falan duyduk ,anında vuruldu lan vuruldu diye ses geldi bizim tepenin aşağısında ki timden. neyse aşağıdan sesler geliyo ama kafamızı kaldıramıyoruz tabi, yani görsek ateş edilen yeri bizde ateş edicez ama mümkün değil.

bir yarım saat daha karşılıklı ateş edildi, sonra sesler kesildi hemen atladık aşağıya bizde, baktık çocuğa çocuk ölmemiş ama nasıl olduysa ensesinden girmiş mermi yakarak sırtından çıkmış.  hemen helikopter çağırdık, üsteğmen istedi, diyo ki helikopter çok rüzgar var o bölgeye gelmemiz sorun yaratır. lan amk ne yapalım bırakalım mı burada çocuğu kıpırtadamayız sırtını sıyırmış omurilig faln sıkıntı varsa felç kalacak çocuk zaten baygın adam. feyzullahın timinden bu çocuk. feyzullahta başında çocuğun zor tutuyo kendini, uzmana dedim al feyzullahı buradan, tim komutanları falan var tabib de gelmişti bizimle allahtan o intikale.

+ O ZAMAN BİR YER SÖYLESİN ÇOCUĞU SIKICA SARALIM KIPIRTADMADAN GÖTÜRELİM ORADAN ALSIN HELİKOPTER.
+ ÜSTEĞMEN;
      BEKLEMEDE KALIN.

allah helikopterlik bir iş içine düşürmesin yani adamı . sardık çocuğu ama ne sarmak amk, 70 kilo olan adam oldu 90 kilo, 4 5 kişi taşıyoruz çocuğu ebemiz s*kilecek resmen, doktorda var diyo kıpırtadmayın ama gözünü seviyim falan. feyzullahta morali bozuk geliyo arkadan döndüm buna dedim, lan gelsene tut sende *mına kodumun salağı gel dedim çabuk,

atladı hemen buda tuttu ucundan neyse g*türdük, hala bekliyoruz ki helikopter gelecek, 

+ BEKLEYİN RÜZGAR BİRAZ DİNSİN,

BABALAR, ÜSTEĞMEN BİR ŞAHLANDI,

+ GÖNDERİN LAN HEMEN VURULACAZ BURADA HEMEN GÖNDERİZ AMK, S*KERİM RÜZGARINIZI NE NAZ YAPIYOSUNUZ LAN GÖNDERİN,

+ TAMAM, BEKLEMEDE KALIN,

sanki başka bişey yapıyoruz amk bizde, 2 saat sonra geldi *mına kodumun helikopteri,neyse bindirdik verdik çocuğu doktorda gitti onunla. sinir oluyorum işte bu yüzden helikopterlere amk.
yemin ediyorum özellikle bazı tabib asteğmenlerden allah binlerce kez razı olsun. bizim doktor o çocuğu 1 hafta sonra geri gönderdi ya lan tugaya. sapa sağlam geldi çocuk.

ama allahtan deri altından girip çıkmış, taktiri ilahi işte beyler. ölmeyince ölmüyosun. bütün şartlar tamam, ölmek için her koşul yerinde ama ölmüyosun yani. sonra tugaya dönücez işte, sinir küpüyüm lan. saatlerdir dağdayız kimseyi bulamadık. birde üstüne ateş yedik, anca dağa taşa sıktık geri dönüyoruz, yediremiyosunuz kendinize yani. akşam 11 de döndük tugaya, bahadırlar da gelmiş, onlarda 2 gündür kezinmişler amk her yere bakmışlar 80 90 tane adam bir kişi bulamamışlar anca arkada bıraktıkları tas poşet falan başkada bir b*k yok s*ktiğimin yerinde.


Erkan Oğur - Fırat'a Ağıt

1 gece 1 gündüz pusu operasyonundan döndükten sonra, hepimizin sinirleri ayyuka çıkmıştı. bütün gece delicesine yürümemize rağmen bir tek terörist ile karşılaşmamıştık. çıkmamışlardı karşımıza. bulamamıştık. üstüne, sabahın ilk saatlerinde ateş yemiştik. ateş yediğimiz yer ise gabay aynası mevzuundan gözümüze çarpan yansımadan yer tespiti yapamamış ve sadece dağa taşa ateş etmekle yetinmiştik.  bunlarda yetmiyormuş gibi feyzullah asteğmenin timinden bir çocuk yere yattığı halde ensesinden bir mermi yemiş, ama allahtan mermi deri içinden organlara temas etmeden sırtından çıkıp gitmişti. sırtında ki yanmadan bilincini kaybedip bayılmıştı oğlan. tabi biz o panikle (en azından ben) çocuğun şehit olmak üzere olduğunu düşündük.  hala anlam veremiyorum amk, o çocuk orada nasıl ölmedi, o mermi deri altından organlara değmeden nasıl çıkıp gitti. şansmıdır nedir anlayamıyorum. kadere inanan bir insan değilim aslında ama, bu nasıl açıklanabilinirki başka?

o moral bozukluğuyla tugaya geri döndük. bahadırlarda geri dönmüşlerdi, onlarda çok sinirliydiler. örgütten bir kaç kişi bulmak için k.ırak a bile 1 2 km kadar girmişlerdi. ama tek buldukları şey sadece biraz konserve ve poşet o kadar. o derece yürüdükten sonra bir b*k bulamadan dönmek insanı feci sinirlendiriyor beyler. 

çelik harekatının acısını çıkartmak için ve kendi yandaşlarına ''bakın tc bize istediği kadar operasyon yapsın bize bişey olmaz'' demesi için büyük eylemler, şuursuzca eylem yani eylem yapmış olmak için eylem yapacağını tahmin ediyorduk.  özellikle hakkari ve şırnak ta ki sınır karakollarını vuracakları hakkında tehditler alıyorduk. yanlız asıl sıkıntı bu tehditler her yere yapılıyordu. bir tek yere yapılsa güvenliğini alacağız fakat bütün üs ve karakollar tehtid altındaydı. bizde çıkıp deli gibi bunları aramaya başladık yol üstünde falan yakalarız diye.


Erkan Oğur - Seyreyle Güzel 

19 martta başlayıp tvlere 21 martta başladı diye söylenen çelik harekatının tarihi aslında bir çok şeyi anlatır niteliktedir beyler. bende bunu sonradan fark ettim.  19-21 mart genelde bizim nevruz bunlarında newroz kutlamalarının olduğu tarihlerdir. pkk bu nevruz kutlamaları sırasında muhakkak büyük ölçekte bir eylem yapardı. bizde büyük bir misilleme yaparak bu tarihlerde gidip k.ırak ı bastık. dolayısıyla bunlar olduğu yerde kalıp bir b*k  yiyemediler.

sonrasında ise şırnak, hakkari, tunceli, siirt, van gibi illerde tsk nın sınır ötesi yapmış olduğu operasyonlar ve halka ettiği zulümden dolayı nevruz kutlamalarının tarihi ileri bir tarihe alınmıştır diye bir bildiri yayınlandı bunların o zaman ki siyasi partilerinden ve yerel belediyelerinden. fakat tarihi bir türlü açıklanmıyordu. biz dedik bunlar kesin bir yeri basacaklar.
tugaya bir gece apar topar bir adamı alıp geldiler çakırsöğüt merkezden.  ne olduğunu anlayamadık, odamızdan dışarı çıktık bir kaç sivil giyinimli adam, bir adamı almışlar sille tokar tugaya getirdiler. arkalarında da bir kaç subay. ne olduğunu anlamak için sivil giyinmiş adamların birine yanaştım.

-  NE OLUYO KİM BU ADAM. 
+  ÖĞRETMEN BU BİZİN KÖYÜNÜN (SONRA BU KÖY KALDIRILDI)
- NE İŞİ VAR 
+ BU HERİF BİZİN KÖYÜNE ÖĞRETMEN KILIĞINDA GELDİ, ÖĞRETMEN FALAN DEĞİL ORADA Kİ ÇOCUKLARI ALIP EĞİTİM AMAÇLI GEZDİRECEKMİŞ İHBAR GELDİ ALDIK GELDİK. 
- E BURAYA NİYE GELDİNİZ İLÇE JANDARMA YA GİTSENİZE, 
+ KARIŞTIRMA ORAYI.

odaya girmeden dinlemeye başladım. içeride adama en ufak kötü muamele yapılmıyordu, yüzbaşı ve sivil jandarma istihparatçı adama nedenini anlayamadığım bir kaç soru sormaya başladı,

+  EN SON MGK(MİLLİ GÜVENLİK KURULU) TOPLANTISI HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUN ANLAT BAKALIM
-  ADAM DA BAŞLADI İŞTE NE MGK SI NE DİYOSUNUZ SİZ.
+ SEN DEDİ DHKP-C ÜYESİMİSİN?
-  YOK NE DHKP-C ÜYELİĞİ BEN GARİBAN BİR ÇOBANIM.
+ PEKİ TSK HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUN,
- TSK NEDİR BİLMEM BEN.
+ SONRA DEDİLER Kİ ''SEN PKK ÜYESİMİSİN?''
- HAYIR NE PKK Sİ BİR ALAKAM YOK PKK İLE

dedi..
adama bir giriştiler sormayın gitsin. orada bir pkk lı nasıl tespit edilir onu öğrendim. ufak laf oyunlarıyla adamın pkk üyesi olduğunu ortaya çıkarttılar. ki bir pkk sempazitanı nasıl ortaya çıkar onu öğrendim o gece. yanlız şunu diyeyim bunu her yapan pkk lı değildir elbette. öğrendiğim formul, adama konuşmanın başında hep içerisinde ''K'' harfi olan bir çok kısaltmayla ilgili soru sordular ki bu ''k'' harfini nasıl telaffuz ediyor anlamak için.

mesela tsk (teseka) ile ilgili ne düşünüyorsun dediler,  adam tsk ya (teseka) diye seslendirerek cümle içerisinde kullandı, ardından mgk toplantısını takip ediyormusun dediler, adam mgk ya (megeka) diye telaffuz etti, fakat muallakye pkk (pekaka) üyesimisin diye sordular, o kadar k ye ka demesine rağmen buna (pekeke) diyerek kendini ele verdi, yanlız eğer bu teseka ya teseke dese veyahut megeka ya megeke dese bir sorun yok, neden? çünkü adam hepsini öyle telaffuz ediyor. 

çıkın bakın tvlere ysk, mgk, tsk gibi sonu k ile biten kısaltmalara ka diye fakan pkk ya gelince ''yav biz doğru okuyoru ke ye ka mı diyeceğiz'' diyip pekaka ya pekeke diyenlere bir bakın çoğu pkk sempazitanı çıkar.  ha tabii ki her pkk ya pekeke diyen sempazitan değildir elbette ama, pekeke diyenden her zaman hafif kıllanırım ben arkadaş. işte bu herif pekaka ya pekeke deyince bizim yüzbaşı gırtlağına çöktü bu herifin. sonradan ortaya çıktı, adam suriyeli bir pkk üyesi, güney doğuya gelip öğretmenim ben diye köylüyü kandırıyor, orada ki çocukları toplayıp gelin sizi gezdirecem diye örgüte kaçırıyor *r*spu çocuğu, bu bölgeye gelmesinde ki sebepte aynı. çocukları alıp götürecek. özellikle korucu köylerin gidiyor ki onların çocuklarını alıp g*türsün ve korucuların devlete vermiş olduğu destek kesilsin.

bu kadar şerefsiz işte bunlar.  ben tabi çok göremedim olup biteni, kapılar kapandı ama adama sabah çay götürülüyordu, belli ki efendi gibi ötmüş, sabahta zırhlı araçla götürüldü. arkasından bize gelen istihparatta yakında nevruz kutlamaları olacağıydı. gününü az çok tahmin ediliyordu. bir kaç müzik grubu çakırsöğüte cizre ye ve silopi ye geleceklermiş konser vereceklermiş. valilikten izin alınmış falan. e bayram değil seyran değil ne s*kime konser vermeye geliyor bunlar belli ki geçikmiş nevruz kutlamaları için.
çakırsöğütte verilecek konser için ilçeye özel hareketçılar geldi, bizden de destek istendi, bizde ilçenin giriş çıkışlarında kontrol noktaları oluşturduk. yanlış hatırlamıyorsam nisan 29 falan gibiydi, yakın da da 1 mayıs var iyice tetikteyiz yani. hem nevruzu hem 1 mayısı kutlayacaklar. 

ilçe girişlerinde ki görevlendirildiğimiz kontrol noktasına gittik, konser akşam 7 de başlayacaktı ama güvenlik önlemleri için biz onu saat 2 ye çektik, akşamda 5 te bitirmeleri söylendi zaten. biz sabah 7 de kontrol noktasına gittik, ilçede zaten öyle 40 yılda bir konser veriliyor ilçe hiç olmadığı kadar hareketli, çevre köylerden gelenler falan da var. diyarbakırdan falan geliyor bu müzik grupları. 

ilçeye giriş çıkışlarda bol bol arama yaptık bir b*k olmadı ama bir çok genç bize pis pis bakıyor yani. o gece içinde bütün karakollar uyarıldı hazırlıklı olunsun diye, hatta bahadırın timi güçlükonak a gönderildi teğmen hakan falanda vardı onlarla güçlü konakta hakim tepelerde ki mevzilerde bekleyeceklerdi. 

aslında ilçe oldukça hareketli ve güzeldi ama işte asker tarafından bakında bu kadar hareketli olmasına alışık değiliz amk ne yapacaksın. gergin gergin bekliyoruz. bu sırada da özel harekatçıların zırhılı araçları devamlı devriye atıyor ilçede kontrol noktaları arasında. bir seferinde de bizim noktada durdu, indiler bunlar tabi rütbeleri falan belli değil adamların, bende aracın motoruna oturmuşum, hava bu seferde fena sıçak öğle vakti amk, çıkartmışım üstmü hücum yeleğim var öyle takılıyorum,

geldiler bunlar biri çıkarttı kafayı;

+ KOLAY GELSİN ASKER AĞA DEDİ,
- EYVALLAH KARDEŞİM SANA DA DEDİM,
+ SİGARA VAR MI DEDİ 
- DEDİM VAR (AL AMK BİR BAHADIR DAHA)

indiler bunlar oldu mu sana 3 bahadır,

+ KARDEŞİM İÇEMİYORUZ ARACIN İÇERİSİNDE YANIMIZADA ALMAYI UNUTTUK BURADA BİR İÇELİM DEDİ,
- BUYRUN DEDİM ALIN İÇİN,
+ NASIL, VAR MI BİR SIKINTI,
- YOK DEDİM SIKINTI GELENİ GİDENİ KONTROL EDİYORUZ İŞTE, İÇERİSİ NASIL KALABALIK MI DEDİM,
+ BU TARİHE KADAR BÖYLE KALABALIK OLMADI DEDİ BUDA,
- SIKINTI ÇIKAR MI BU GECE,
+ VALLA KUTLAMA FALAN YAPAR BUNLAR KONSERDEN SONRA ÇIKABİLİR DEDİ, GEÇEN SENE EPEY ÇIKARTTILAR,
- HEP SENE KONSER YAPMAYA GELİRMİ
+ YOK, GELMEZ SINIR ÖTESİ OPERASYON VARDI YA ONDAN GELDİLER HALKA MORAL İÇİN,

vay amk sanki operasyonu halka yaptıki halka sorsan sıkıntı yokta bunlar işte g*tünden uyduruyo sözde halk devlete karşı ya amk. sigara içiyolar bunlar, 
+ SENİN ŞAFAK KAÇ,
-  HİÇ O KONUYA GİRME AMK,

güldük falan muhabbet ediyoruz,

- SEN DEDİ ŞİMDİ AKŞAM BURAYI GÖR MİLLETE BELEDİYE APO BAYRAKLARI, PKK BAYRAKLARI FALAN DAĞITIP SALLATACAK O ZAMAN BÖYLE GÜLEBİLECEKMİSİN DEDİ BU,
+ NİYE LAN ALMAYALIM İÇERİYE BAYRAK FALAN
-  BELEDİYE YAPTIRIYO, İÇERİDE GENE YAPTIRMIŞLARDIR. KONSERLE BİRLİKTE BAŞLARLAR BİJİ APO FALAN DİYE.

telsizlerine anons geldi sonra müzik grubu ilçeye giriş yapacakmış bunlar attılar yarım sigarayı basıp gittiler hemen. benim bulunduğum noktada ilçeyi bir nebzede olsa tepeden görüyo, yani çok uzak değiliz konser esnasında duyacaz yani şarkıları falan.
neyse beyler konser saatine yakın zaten ilçeye girişler çıkışlar falan yavaşladı tek tük giriş çıkışlar başladı zaten ki çıkış yok denecek kadar az amk. konser için s*ktiri b*ktan bir platform falan kuruldu ama hoperlörler falan on numara paradan kaçınmamış o.çocukları.

neyse bende ilçeyi kesiyorum, falan derken başladı konser, en az 1000 kişi falan var alanda, alan dediğimde bir tane cadde amk.  lan konser başladı bir görüceksin zılgıtlar falan. devamlı grup yorum ve ahmet kaya bide şiwan pervermiydi neydi o işte onları çalıyo herifler, 

ilk parça beyler yemin ediyorum dağlara gel dağlara çalmaya başladı, ve konser alanını öyle bir yere kurmuşlar ki, millet hep bir ağızdan ''dağlara gel dağlara'' diye bağırıyor elleri kaldırarak direk bizim tugaya doğru döndürüyor elleri oraya ''dağlara gel dağlara'' anaaaa olaya bakın lan, resmen herkes tugaya dönmüş ''dağlara gel dağlara'' diye nispet yapıyo amk. ulan şok oldum resmen cesarete bakarmısınız. şarkıda bu zaten bilenler bilir,


DAĞLARA GEL DAĞLARA


lan napıyo bunlar diyorum bende, elimde ki sigarayı yutucam amk sinirden ama.  o.çocukları bir hafta oldu k.ıraktan geleli çıkmadınız karşımıza çoraplarla kaçtınız g*t oğlanları falan diyorum tamam mı. abi adamlar zaten sırf proveke etmek için yapıyo, yani istiyor ki biz sinirlenelim ateş edelim dağıtalım halkı sonra tc konseri bastı desinler anladınız mı, sonra beyler o zamanın ünlü ahmet kaya şarkısı girdi olaya,


Ahmet Kaya - Kürdüz Ölene Kadar

ahanda bu şarkı, lan bunlar bir azdı, arkasından apo bayrakları falan çıktı mı aga anaa bildiğin yer yerinden oynuyo amk. dedim lan kandildemiyiz nerdeyiz amk. ve şarkıyı söylerken aynı anda bir tugaya dönüyorlar ''kürtdüz allahına kadar'' sonra emniyet müdürlüğüne dönüyorlar ''kürtdüz sonuna kadar'' diyolar sonra da ''vallahi apoyu özledik'' lan birde içeride güvenlik önlemi almış polis onlara dönüp dönüp yapıyorlar yani. bende biraz daha çıktım tepeye ki daha net göreyim diye anlatamam sizlere, sinirden kendimi s*kicem orada yani, adam gel diyor konser alanında kafamdan indir beni. resmen bunu istiyor herifler.

iyice azdılar amk. lan efendi gibi yap işte konserini ne üzerimize oyun oynuyosun amk.  arkasından bunlar yetmez miş gibi fasso nejdet çalmaya başladılar amk, daha çıkmamış piyasaya bu şarkılar ama söylüyodu ahmet kaya, fasso nejdet karakolda ki dayaktan bahsediyo, herkes emniyet müdürlüğüne dönmüş bağıra bağıra söyleme başladı amk;

şarkıda bu;

ama yarı kürtçe falan söylüyorlar,


Ahmet Kaya - Fosso Necdet

neyse beyler, konserin başlarında bizi provake edecek şarkılar çalmaya başladılar bunlar, sonra baktılar bizden hareket gelmiyo normale dönmeye başladılar, lan bir güzel çalıyor muallakler anlatamam sana. bizde sakinleştik, ama hafiften hafiften dokunduruyolar gene işte metrisin önünde durdum falan. durun onuda paylaşayım,


Ahmet Kaya - Metrisin Önünde

biz de sakinleştik falan, bunlarda sakinleşti, arka arkaya güzel parçalar çalmaya başladılar güzel türküler kürtçe falan çalmaya başladılar ama güzel yani ne dediğini anlamıyorum, ahalide oraya buraya dönerek hareket yapmayı kesti, güzel güzel devam ediyor herşey, sonra saat 5 falan gelmeye başladı, bitirecekler dinleyenler falan belli amk bitmesin istiyo, sonra anons geldi işte kontrol noktalarına hava karardığında adam gönderecez sakin olun, karanlıkta yollarda ışık yok militan sanıp ateş etmeyelim diye, akşam 8 9 a kadar devam etti konser. iyide oldu amk aslında şarkılı türkülü cudiye karşı bakmak güzel şey. 

orada terör olmasa beyler varya kışın uludağa falan gidenin kafasını gibiyim derim yani, çok güzel yerler lan hakikaten çok doğal yerler ve adamın içini huzur kaplıyo anlatamam sizlere. lan düşünüyorum da hakikaten özellikle elektro sazı çalan eleman konuşturuyodu sazı yani. insanı hüzün kaplıyodu yer yer. bizede iyi gelmişti aslında konser olayı. sonra çok garip şeyler olmaya başladı, konserde şarkı söyleyen kız dedi ki ''sabahtan beri burada bekliyorlar poliste olsalar soralım bir istek parçaları var mı?'' ahalinin bir kısmı başladı yuhlamaya falan bir kısmı alkış tutuyo bende o sırada ilçeye gidiyorum yeni kontrol nöbetini alacak tim geldi, panzerden ses geldi aynen şöle

''NE VAR KARDEŞİM BİZDE ŞARKI DİNLEMEYE HAKKIMIZ YOK MU?''

yerlere yatarsınız amk. gene ahalinin bir kısmı alkış yapıyo bir kısmı yuhluyo falan. yuhlayanlar zaten belli amk. sonra istek parçalarını illettiler heralde duymadım orayıda çaldılar istek parçayı, neşet ertaştan istediler adı çok manidar ama ''cahildim dünyanın rengine kandım'' 

ama allahı var güzel söylediler amk.



Neşet Ertaş-Cahildim Dünyanın Rengine Kandım

şimdi insan soruyo çalsana amk bi türkiyem şarkısı iste ne biliyim ona benzer bişey iste diye, ama zaten çalmazlar zaten izin vermez poliste durduk yere galyana gelmesin millet. zaten hava kararmış amk. lan sonra konser bitti, konser alanı temizlenmeye başladı bizde tugaya döndük, daha yarım saat olmamış, konser verilen ilçe yıkılıyo amk. nevruzu kutlamak için caddede ateş yakmak istemişler, poliste izin vermemiş geç oldu dağılın diye, bunlarda yakmış ateşi panzerde su sıkmış, bir anda ortalık karışmış amk.


lan gece nin bir vakti, kimi kovalıcan kimi yakalıcaksın, biri molotov atmış, bir polis aracını devirmiş amk, sonra demezler mi bize hemen kontrol noktalarına geri dönün giriş çıkışı engelleyin. hay amk ya askermiyiz polis mi belli değil, haydi hurra gene atla hazırla timi geri dön amk, ilçe içinden olmasada etrafından geçiyosun falan koşuşturanlar bilmemne bizim aracada taş geliyo araya ama nerden geliyo göremiyosun amk. 

sabaha kadar irili ufaklı bu şekilde çatışma taşlama falan devam etti, zaten poliste aksiyon arıyo amk poliste paranoyaya bağlamış en ufak şeyde coşmaya meyilli, sabah karşı dediler kontrol noktalarında ki asker ilçe caddesinde toplansın.

niye amk?

yürüyüş yapacakmışız.

toplandık amk caddede yürüyoruz, g*tümüzden alev çıkartırcasına bağıra bağıra ama birilerine nispet olsun diye, 40 50 tane mavi bere çok değil ama yankılanıyor tabi,

''VATAN SANA CANIM FEDA''

ayakları çat çat çat çat yere vura vura, bom boş sokak ama işte hani nerede olduklarını hatırlasınlar diye güya,

diyorum ya orada güzel şeyler uzun sürmez diye. 1 gün sürdü sonra gene eski halimize döndük amk.döndük tugaya 1 dakika bile uyumadan geçirdik günü amk. millete güzel olan konser bize oldu ızdırap amk. tam konser bitti güzel güzel dağılacak millet derken nevruz kutlaması yapacakları tuttu. ama kim niye yapmaya çalıştı belli amk.

öğlen 1 gibi biraz istirahate geçtim, akşam saat 4 gibi acil kaldırdılar. lan *mına kodumun yerinde 1 dakika rahat durmuyor herifler.  alışmışız ama iki dakika uyuyalım lan.  belkide o günlerden kaldı anasını satayım uyuma problemi,
+ KOMUTANIM ÜSTEĞMEN ÇAĞIRIYO,

ben ona küsüm gitmicem diyemiyosun tabii ki s*ke s*ke gideceksin, kalktım hemen toparlandım üstümü giyinecem, 

+ KOMUTANIM ACİL AMA,

üstümü değiştirmeden gittim ne yapıyım, girdim yanına dedi ki balıkaya ballıkay mı öle bişeydi, o köyde patlamalar olmuş teğmen hakan sen ve bahadır hemen gidiyosunuz oraya dikkat edin orada olabilirler. lan yannan saat 4 hava kararacak bir kaç saat sonra, ne köyü ne patlaması amk. bölgede ki karakol çıkamıyor tabi içeriden baskın tehditi var. neyse hazırlandık yarım saatte doluştuk araçlara çıktı yola.
çıktık yola, yarı uyuyorum zaten anasını satayım, yani kendimi veremiyorum zaten hiç bir b*ka kafamın bir tarafında hep yağmur var. 1 saat sürmedi vardık köye allahtan her 2 3 km kontrol vardı yolda pusu tehlikesi yok yani, vardık köye en yakın karakola, teğmen hakan atladı bizde peşinden ve bir tane asker benim peşimdede erdinç var tabi,

teğmen hakan dedi,

+ KOMUTANIM PATLAMA OLMUŞ NEDİR TACİZ ATIŞI FALAN MI VAR?
- YOK TACİZ ATIŞI AMA KÖYÜN ORADAN PATLAMA OLDU, HAVAN ZANNETTİK AMA DEĞİL MAYIN OLABİLİR, 

herifler köye mayın mı döşemişler amk diyorum içimden köy ne alaka lan köye niye mayın döşensin diyorum, hemen köye hareket ettik bizde, köye bir vardık ellerinde keleşli bixili herifler. lan karanlıkta ben bunları gördüm pusu falan diye bir an panikledim amk resmen, bir kaç saniye ama sonra aklına geliyo yani herif askerin önünü kesecek hali yok yani, korucu bunlar, indik kamyonlardan, köy feryat figan amk bağıranlar zılgıt atanlar falan yer yerinden oynuyo resmen.
ellerinde keşleşli sakallı adamlar karşılayınca ne kadar korucuda olsa ben bir tedirgin oldum amk kime güveneceğini bilmiyosun orada. teğmen hakan ellerini sıkınca bir nebze olsun rahatladık tabii,

+ HAYIRDIK KERİM NEDİR DURUM,
-  KOMUTANIM MAYINA BASTI İKİ KİŞİ, 
+ TEĞMEN;
      NE MAYINI HAYIRDIR,
-  MAYIN DÖŞEMİLER KOMUTANIM ARI KOVANLARINA ÇIKAN PATİKANIN ORAYA,

bu kadar şerefsiz işte bunlar köy belli ki korucu köyü arı kovanlarına çıkan yere mayın döşemiş muallakler ki köylüler gitsin buradan. teğmen hakan bahadırı aldı timlerle çıktılar patikaya bizde köyde bekliyoruz, 2 tane kadıncağız amk, bir tanede çocuk ama çocukta bişey yok, kol kola gidiyorlarmış mayına basmışlar, bir pikap gibi araç var arkasına almışlar battaniyelerle sarmışlar kadınları pikapın arkası olduğu gibi kan gölü olmuş,

yanımda da korucu var dedim 
- NİYE YAPTILAR SENCE BUNU,
+ KOMUTANIM, BUNLAR BİZE GELDİ DEDİ BİZ BURADAN GELİP GEÇECEĞİZ SİZDEN MAL ALACAĞIZ ONA GÖRE BİZE ŞU KADAR ERZAK AYIRIN DEDİLER, BİZDE HAYIR DEDİK, TEHTİD ETTİLER KANMADIK, KARAKOLA GİTTİK İHBAR ETTİK, KARAKOLDA BİZE SİLAH VERDİ CEPHANE VERDİ MERMİ VERDİ ROKET VERDİ, BUNLAR SİZ OPERASYONDAYKEN IRAKTA 10 15 KİŞİLİK GRUP GELDİLER BİZDE ATEŞ AÇTIK KAÇIRDIK BUNLARI,

biz burada koyunlarımızı otlatırdık komutanım koyunlarımızı bunlar yüzünden çıkartamaz olduk ateş ederlerdi, koyunlarımızı sattık arıcılık yapıyorduk ama yetmiyor tabii ki, gece gündüz bal yapmaları için geceleride çıkardık onuda yapamayalım diye mayın döşemişler.

sözde bunlar kürt halkının haklarını savunuyorlar o.çocukları. köyde ki kadınlar feryat figan ama anlatamam sizlere, kendini yerlere atan mı dersin, kafasını yere vuran mı dersin, ağlayan çocuklar falan çok acı verici bir durum yani, yarım saat sonra geldi işte teğmen hakanla bahadır, dedi antitank mayını döşemişler ip çekmişler dedi, ona takılmışlar muhtemelen. vay anasını satayım iki kadıncağızı öldürecekler diye yaptıkları organizasyona bak.

-  KOMUTANIM BURADA ARICILIK YAPIYORLARMIŞ (ANLATTIM DURUMU)
+ KADINLARI ALIP HASTANEYE GÖTÜRMEK LAZIM
-  KORUCU ; YENİ KOYMUŞLARDIR MAYINI SABAHTA O YOLDAN ÇIKTILAR BİŞEY YOKTU, 

teğmen hakan da,

+ KARDEŞİM DEDİ BU TEPENİN ARKASINDA PATİKA VAR MI? NEREDEN GELMİŞ OLABİLİRLER
-  DAMLA KÖYÜ VAR BURAYA YAKIN AMA PATİKA YOL YOK BURAYA, 
+ HEMEN DEDİ 2 TİM ORAYA DOĞRU GİDELİM SENDE AL KADINLARI HASTANEYE GÖTÜR 
- KOMUTANIM DEDİM YANİ SIKINTI OLMASIN BENDE GELSEM,
+ YOK, KORUCULAR BENİMLE GELECEKLER SENDE GİT,

teğmen hakan bahadır bide korucular falan toplam işte 50 kişi kadar oldular, ben bir kişi aldım pikap ı aldım hastanenin yolunu tuttuk. tabi kadınları almak çok kolay olmadı pikapa asılanlar ağlayanlar haykıranlar falan 15 20 dakika köyden çıkmak için uğraştık resmen. lan zaten köye yol falan yok denilebilir, b*ktan bir yol var, dağın başında köy, çıktık zifiri karanlık var anasını satayım, korucu dedi komutanım yol çok taşlı kasisli meftalar pikaptan düşer hızlı gitmeyelim,

- DEDİM İP YOK MU BAĞLAYALIM SIKI SIKI
herif pis pis baktı böle, haklı tabi adam anasını satayım sanki 50 kilo narençiye taşıyosun, 
- KARDEŞİM VER O ZAMAN BİZİM ARAÇLARDAN BİRİNE ALALIM ASKER KOYALIM BAŞINA SENDE BİN ARKADAŞIN ARACI SÜRSÜN PEŞİMİZDEN GELSİN. 

+ TAMAM DEDİ BU
atladık araca yolda gidiyoruz, allahtan kontrol noktaları var sık sık yoksa s*ksen gitmem yani çıkmam o yola, neyse 1 1 buçuk saat sonrada tugaya geldik önce, komutana dedim
- KADINLARI GETİRDİM BÖYLE BÖYLE OLMUŞ HASTANEYE KALDIRACAM, 
+TAMAM 
dedi koruculara çay verdiler muhabbet etti üsteğmen, bende çıktım hastaneye gittim, lan amk ilçe girecez millet gene taş atmaya başlıyo bize, araç zırhılı da değil, telsizden dedim
- BİZE TAŞ ATIYOLAR
 ayrıca niye atıyolar yani amk. onuda anlamış değilim lan. telsizden dememle aradan 1 2 dakika geçti polis geldi hemen bende havaya ateş açtım bir iki el geri döndürdüm aracı amk. giremiyoruz içeri ya milleti ezecez ya geri çıkacaz zaten tugay iç içe ilçeylede cizreye gidecez yani ikizce yoluna çıkmamız lazım. 
meğer artık halka şey diye gidiyor haber, asker köye ateş etti iki kadın öldü. vay amk yalanın bu kadarı. polis açtı yolu dedim 
- SÜR SÜR AMK, BAZ GAZA. 

öyle böyle derken çıktık ikizce yoluna, cizreye vardık, cizre daha büyük bir yer çakırsöğüte göre, hastaneye geldik, hastanenin etrafı zaten zırhlı araç asker polis dolu amk, getirdik naaşları, zaten haberleride var, ben gerekli imzaları attım, teslim ettim geri döndüm, tugaya, üsteğmene gittim teslim ettiğimi söyledim
+ ÜSTEĞMEN ; SENLE BİRLİKTE 3 TİM DAHA GELİYO, BENDE GELİYORUM İNTİKALE ÇIKICAZ BU MAYIN DÖŞEYENLERİ ARIYACAZ, 

ya el insaf amk iki dakika g*tümüzü dinlendirelim ama yok. 

- EMREDERSİNİZ KOMUTANIM.. (HAY MK.)
benim tim zaten hazır, diğerlerini bekliyoruz. yarım saate hazırlandılar, korucular önden biz peşlerinden çıktık yola gene köye gidiyoruz, köye geldik bu sefer köy kadınları üstümüze geliyo, niye g*türdünüz nereye g*türdünüz falan. lan otopsi yapılacak savcılık inceleme başlatıcak falan nereye anlatıyosun amk türkçe bilen yok ki, korucular itip kakıyo kadınları, 

2 3 tane daha korucu katıldı, bizde başladık damla köyüne doğru gitmeye, köy bir tepenin eteklerinde zaten, o tepeye bir çıktık amk her yer kapkaranlık yüksek tepeler gözüyor sadece, e patika da yok amk, in çık ebemiz s*kilicek belli, hemen önde ki timlerle bağlantıya geçtik, 

- KONAK6 KARA2 YE TAMAM,

hemen aldılar bağlatımızı, 

+ PEŞİNİZDEYİZ DURUM NEDİR, 
- TEĞMEN ; BURASI ÇOK GİRİNTİLİ ÇIKINTILI ZOR İLERLİYORUZ, BİR İZ BULAMADIK AMA ÇOK UZAKLAŞMIŞ OLAMAZLAR KOMUTANIM
yannan uzaklaşmış olamazlar çoktan geçmişlerdir onlar ırak a, kaç saat olmuştur kim bilir mayını koyalı amk. koca bölgede 2 kişi arıyoruz samanlıkta iğne aramak daha kolay. bide karşımıza bir kol çıkarsa s*ki tutarız yani, her an eylem yapacaklar diye bekliyoruz bide amk. yemin ediyorum size gece 11 gibi yola çıktık 7 saat yürüdük sadece 4 km. 4 km yi 7 saatte aldık amk. saat olmuş 7, teğmen hakanın timiyle buluştuk işte, 

üsteğmene dedi, 

+ KOMUTANIM YOKLAR İZ MİZ YOK,

çok şaşırdım amk. belkide geride bir mağaraya oyuğa girip saklandı herifler o karanlıkda nerede bulacaksın,  ırak sınırındayız yani 1 km falan daha gitsek kirecek k.ırak a, dedi 
- O ZAMN GERİ DÖNELİM, GÜN GÖZÜYLE DE GÖRÜRÜZ MAĞARA FALAN VARMI VARSA TEK TEK BAKARIZ. 

beyler geri dönüyoruz bir kaç tane yavşak bulucaz diye 7 saatlik oldu size 10 saat ama köye gelemedik her mağaraya ovuğa bakıyoruz yaklaşık 100 kişiyiz, ayaklarım s*kilmiş vaziyette zaten sivri sivri kayaların tepesinden atlaya zıplaya gidiyosun ayaklarımın *mına koyuldu,

her mağaraya geliyoruz 3 kere içeride kimse var mı, ses yok, tak bir el bombası, sonra gir bak. heralde 100 den fazla mağaraya baktık bunların 30 40 kadarı kullanılmış belli ama harekat içerisinde boşaltılmış kimse yok. yaklaştık artık köye amk, yanından geçtiğimiz inşaat alanı gibi bir yere benzer çanak tarzı alan var içinde de 2 3 mağara, burayada aynı hareketi yapacaz ama takatimiz kalmamış artık, zaten mağaralar bir birine çok yakın yani, bağırdı üsteğmen,

kimse var mı içeride? varsa ses versin bir şey yapmıcaz yoksa ateş edicez falan bağırdı artık bir kaç kere ne kadar bağırdı bilmiyorum yani geberiyorum yorgunluktan, neyse attık birine el bombası, tık yok, ikincisine attık gene tık yok, üçüncüsüne attık ama tam gelmedi dışarı düştü patladı arkasından tak tak diye ateş açıldı içeriden, ananı avradını s*keyim, bütün yorgunluğum gitti resmen, kurt gibi dikildik amk mağaraya doğru.
neye uğradığımızı şaşırdık amk, sınıra kadar yürümüşüz meğer herifler köyün dibinde sayılırlar yani o kadar yakın.  ateş yiyince üsteğmende bağırmaya başladı,  ateş etmeyin bakın sizi oradan çıkarırız istesek çıkın teslim olun, bir yarım saat falan bağırdı ses yok aksine karşılık 1 el ateş ettiler, 

+ ÜSTEĞMEN; EL BOMBASI ATIN AMK İÇERİ,

salladık el bombalarını patır patır kayalardan kopan taşlar dökülmeye başladı amk. anında bağırmaya başladılar teslim oluyoruz falan diye,

+ ÇIKIN TEK TEK

 bir çıktı 2 kişi görmeniz lazım ağızları burunları kaymış yırtık pırtık üzerlerinde ki herşey,

+ İÇERİDE KİMSE VAR MI SİZDEN BAŞKA 3 KİŞİ VAR DEDİ AMA ÖLÜ,

bombalardan mı öldüler dedi yok dün gece ölmüşler,

meğerse bu *mına koduklarım mayını koyduktan sonra apar topar kaçacaklar ya, işte kaçarken kayalıklardan yuvarlanmış 3 tanesi orada kafaları dağıtmışlar bunlarda mağaraya almışlar hemen gideceklerken bahadırların timleri görmüşler buraya sığınmışlar. yanlış hatırlamıyosamda bir tanesi sonradan ölmüş içeride kan kaybından. çıkarttık bunları, su falan verdik, dedi komutan 

+  SİZ Mİ DÖŞEDİNİZ MAYINI, SES YOK,
        OĞLUM, SÖYLE KÖYE SİZ Mİ DÖŞEDİNİZ MAYINLARI,

bişey diyemiyo korucular var tepelerinde s*kecekler bunları yani orada. mırın kırın etti, üsteğmen çözdü işi üstelemedi belli bunlar yapmış dese biz yaptık diye orada tarıyacak korucular amk.


Karmate - ''Kara Duman''

(hikayeden sonra bazı kardeşlerimiz patır patır aşık olmaya başladılar. bu şarkı onlar için gelsin )

damlaca köyü mezrasına yakın bir mağarada tespit edilen örgüt mensubu kişileri etkisiz hale getirmiştik.  zaten sağolsunlar 3 tanesi bizi yormadan kayalıklardan düşerek kafalarını kırıp orada ölmüşler. bunlar, bizim önümüzden giden teğmen hakan ve timleri farkedince, ölüleriyle birlikte o mağaraya girmişler.  ardından timin o bölgede olduğunu düşündükleri için bir kaç gün mağarada kalmayı göze almışlar.  2 tanesi sağ, fakat 1 tanesinin bacağı felaket kesilmiş kan kaybından bembeyaz olmuş adam. diğer sağlam olanı ise sabaha karşı arkadaşlarını bırakıp tam kaçacak iken bizi farkedip geri dönmüş mağaraya.

+ ÜSTEĞMEN; ADIN NE ?
- YÜCEL 
+ KOD ADIN MI PEKİ?
- EVET 

ama sesini duymak için kıçımızı yırtıyoruz. öyle korkuyor ki orada s*kecez sanki onu, gerçi bıraksak korucular s*kecek hakikaten öyle bakıyorlar çünkü adama, gerçek adını sordu üsteğmen,

- HATIRLAMADIĞINI SÖYLEDİ, 

artık kafa ne durumdaysa, belki de yalan söylüyor ama çok umrumuzda değil, üsteğmen;

+ BURADA BAŞKA ARKADAŞLARIN VAR MI? NEREDELER 
- YOK DEDİ ONLAR 2 GÜN ÖNCE HAFTANİN E ÇEKİLMİŞLER, 
+ KAÇ KİŞİLER DİYE SORDU,
- 150 KİŞİYE YAKIN BİR KOL,

ya hakikaten sinirim bozuldu o sayıyı duyunca amk.  biz orayı basalı 2 ay olmamış ne ara toparlanıp bu kadar adam olmuşlar hakkaten aklım almıyor.  

+ ÜSTEĞMEN ; SİZİN İŞİNİZ NE BURADA,
- BİZ GÖZCÜ GRUBUYUZ 
+ NEREYİ GÖZLÜYODUNUZ 
- QARAKOLE Yİ GÖZLÜYORUZ 

dedi aynen bu şekilde telaffuz etti, 

+ ÜSTEĞMEN; HANGİ KARAKOLU AMK ONU SÖYLESENE İSİM VER 
-  BURADA Kİ QARAKOLE Yİ GÖZLÜYORUZ
+ ÜSTEĞMEN; AMK BÖLGEDE 4 TANE KARAKOL VAR, SİZ Mİ MAYINLADINIZ KÖYÜN PATİKA YOLUNU?
-  YOK, BİZ YAPMADIK,
+  OĞLUM DOĞRU SÖYLE BAK SİZ KOYMADINIZ MI O MAYINLARI,

bu davar da bir taraftan devamlı korucuları kesiyo konuşurken, herif dese evet biz yaptık orada ağzına ağzına vericekler mermiyi korucular, üsteğmen farketti üstelemedi zaten, en yakın karakola telsizden anons çekti ama telsiz de devamlı kapalı,  yani kapalı dediğim bir açık bir kapalı amk batarya bitmesin diye o yüzden aç kapa aç kapa yarra yemiş, benimkisini kullandık karakola durumu izza ettik, 

3 tane etkisiz hale gelmiş terörist 1 yaralı 1 de sağ, oraya götürecez bunları, orada kısa sorgu çekecekler,  yanlış bilmiyosam beyler, bizim öyle ifade yazdırma gibi bir durumumuz yok, jandarma komando değil normal jandarma alıyor ifadeyi, o yüzden oraya götürecez,  ifade falan alınacak sonra cesetlerle birlikte tugaya dönecez orada da savcı tutanak tutacak.  aslında olay mahalinde olması gerekir bunun ama oraya hangi savcıyı getireceksin amk.


Erkan Oğur - Seyreyle Güzel 

neyse biz bunları aldık,  diğerlerinide sardık amk çarşafa beze ne bulduysak taşıdık köye kadar, köye geldik amk,  köydekiler bu sefer bunları şehit korucular zannetti önce, gene bağırışma falan oldu, hemen müdahale ettiler korucular bizden değiller diye, 

o anda ki halleri görülmeye değerdi ama, 1 saniye önce yerlerde debelenen kadıncağızlar haberi aldıktan 1 saniye sonra ''haa tamam o zaman amk'' diye durulmaları komik gelmişti o anda bana. bir kadın özellikle dün gece ölen kadıncağızların naaşlarını vermek istemeyen kadın,  koruculardan birinin yakasına yapışıp bağıra bağıra bişeyler söylüyordu, 

sonra öğrendim ki ''bunlar mı bunlar mı yapmış'' diye soruyomuş. o iki kadın da bu kadının kız kardeşleriymiş.  iki kadın tam 6 çocuğu öksüz bırakmış,  6 çocuk bu kadının bakımına muhtaç şimdi, 
kadının da kendi çocuklarınıda ekle etti 9.  allah yardımcısı olsun. karakola götürdük bunları, 

bacağında derin kesik yarası olan hemen serumlanıp pansumana alındı. ona da sorgu yapılıp ifade alınacak çünkü.  3 ceset araçlarda kaldı,  sağlam olanıda karakola aldılar,  hemen bir ifade hazırlandı, 
mayın olayını yaptıklarına dair, ve pkk nın silahlı eylemlerine katıldıklarına dair.  açık söyliyim adamın mayınları ''evet biz döşedik'' dediğini duymadım içeride karakol komutanına söylemiş,  koruculardan biri geldi,  

+ BU ŞEREFSİZ YAPTI BEN BİLİYORUM 
- NERDEN BİLİYOSUN DEDİM ONUN YAPTIĞINI
+  BU BAŞKA KÖYÜN ÇOCUĞU ARICILIK YAPAR ONLARDA BİLİYOR ARILARIN KONULACAK YERLERİ O YAPTI. BİZE BIRAKMIYORSUNUZ BUNLAR HAPSE ATIP BIRAKIYORSUNUZ DEDİ 
-  NİYE ÇIKMIŞ Kİ DAĞA,
+ ŞEREFSİZDE ONDAN ÇIKTI,
-  ABİ, YANLIŞ ANLAMA BİŞEY SORUCAM, SİZ NİYE ÇIKMADINIZ DEDİM DAĞA, UFACIK KÖYDESİNİZ, TOPLASANIZ 15 KİŞİ YA VAR YA YOKSUNUZ SİLAH KULANAN.  ADAMLAR SİZİ BASSA ALIP GÖTÜRSE NE YAPACAKSINIZ DEDİM,
+ KOMUTAN BİZ 40 KİŞİYDİK, BAŞIMIZDA DA AMCAM VARDI. 3 SENEDE 15 KİŞİYE KADAR DÜŞTÜK, ÇOK KEZ BASTILAR KÖYÜMÜZÜ, İLK ONLAR BİZDEN KOYUN İSTEDİ VERMEDİK, ÇOBANIN YOLUNA PUSU KURDULAR HAYVANLARIMIZI TELEF ETTİLER. ORADA YİĞENLERİMİ VURDULAR. SONRA BİZ KARAKOLDAN YARDIM İSTEDİK, BİZE SİLAH VERDİLER ALLAH RAZI OLSUN. BİZ GENE KOYUN ALDIK GENE TARADILAR KOYUNLARIMIZI, BİR KERE DAHA KOYUN ALDIK PUSU KURACAKLARINI BİLE BİLE, AMA BU SEFER HAZIRLIKLIYDIK BİZ PUSU ATTIK ASKERLERDE VARDI YANIMIZDA, 6 TANE KELLE ALDIK.  SONRA BİZİM KÖYÜ 2 KERE DAHA BASTILAR,  AMCAMI, İKİ KARDEŞİMİ, YİĞENLERİMİ VE BİR OĞLUMU ÖLDÜRDÜLER.  BU ARTIK VATAN MESELESİ DEĞİL KAN MESELESİDİR.  BİR BİZDEN GİDECEK BİR ONLARDAN. BİZİ TAMAMEN TÜKETENE KADAR ÇARPIŞIRIZ.  ŞİMDİDE KÖYÜN KADINLARININ KANINA GÖZ DİKTİLER. ARTIK NE ASKER TANIRIM NE ÖRGÜT. KÖYE KÖTÜ BAKANI ORADA VURURUM.

ne diyim artık adama amk. 

- ANLADIM ABİ 

dedim o kadar.  hadi biz tugaydayız, adam 15 kişi, g*t kadar tepenin eteklerinde ki köyde pkk ile çarpışıyor.  hani dtp çıkıp, imralida ki çıkıp anlaşmamız için açılım için ilk şartlardan biri korucu sistemi kalksın diyor ya.  he boşu boşuna değil o amk. biz karakolda hemen ifadenin bir kopyasını alarak yola koyulduk, koruculara da köye dönmelerini söyledik, ama nafile amk. adamlar tutturmuş bize vereceksiniz,  peşimizden tugaya kadar geldiler, tugaya savcı gelmiş, açtık gösterdik cesetleri, kafaları patlak içinde beyinleri akmış resmen artık kafa üstü düşmüşlerse, savcıda genç 1 yılı doldurmamış daha bölgede, bunları görür görmez adamın başı döndü bizim uzman vardıya bana dostum dostum diyen, ona tutundu, kolonya falan koklattık herife, bide demez mi, 

+ BUNLAR ÇOK KÖTÜ ÖLMÜŞLER YEAAA,

he dedim amk allayıp pullayım getirecektik bide adamları. neyse incelemeyi yaptı, dedi bunların ölüm nedenleri mermiyle değil, kafaları kırılmış otopsi için hastaneye götürmek lazım,
bide sırtımda taşıt amk demek geliyor adamın içinden. herif kayalardan düşmüş işte g*tü başı yarmış, daha ne istiyosun ne yapacaksan yap, zaten tugayın ortasına koyduk gelen geçen askerler bakıp bakıp iç geçiriyo, s*ktir git bir an önce,

+ BUNLARI OTOPSİYE ALMAMIZ LAZIM.
- ÜSTEĞMEN; TAMAM AL SANA BİR TİM GÖTÜR OTOPSİYE,

İlkerin timi aldı bunları götürecek, ilker de zaten renkten renge giriyo herif, alıp zütürdüler. ben leş gibiyim amk, koku üzerime sinmiş tabi, gittim yıkanayım diye, su olmuş buz lan bildiğin buz. o buz gibi suda yıkandık ne yapıcaksın başka çaren yok.


Elveda Rumeli - Mendilimin Yesili 

istirahat aldık zaten, bende hemen telefona koştum hazır gene yasaklanmamışken. yağmuru arayacam arayamıyorum hastanede bilmiyorum telefonu. bende evi aradım, çaldı bir kaç kere ardından açıldı telefon, annem açmıştı teli, bir önce ki telefon konuşmamızda biraz sert davranmıştım, kırgındım biraz, birazda hayakırıklığı üzüntü falan. ne varsa üst üste gelmişti,

+ OĞLUM
diye açtı telefonu direk,
- ANNE NERDEN ANLADIM BENİM ARADIĞIMI,
+ KIZANIM TELEFONUN BAŞINDA BEKLİYORUM HEP EVDE BİR YANDAN DA RESMİNİ ÖPÜP DUA EDİYORUM EVLADIM 
dedi bir yandan da sesi titriyo anacığımın, 
+ SEN ARAYACAKSIN DİYE HER TELEFONA OĞLUM DİYE ÇIKIYORUM ARTIK EVLADIM
o kadar ceset içerisinde geziyosunuz, sizi öldürecek mermi nereden gelecek bilmiyosunuz beyler, o stres o gerginlik sizi 50 yaş birden yaşlandırıyor 20 li yaşlarınızda saçlarınıza ak düşürmesi sağlıyor o ortam,  ama işte annenin sesini duyunca aga ne biliyim küçük çocuğa dönüyosunuz amk. 

- ANACIM YORMA KENDİNİ BAK İYİYİM İŞTE MERAK ETME BENİ, SEN NAPIYOSUN BABAM KARDEŞİM NAPIYO,
+ EVLADIM VALLA SENİ BEKLİYORUZ SADECE, SENİNLE GÜN SAYIYORUZ BİZDE.
- ANACIM MERAK ETME BİZİMKİLER BÜYÜK OPERASYON YAPTI UZUN SÜRE BUNLAR BELİNİ DOĞRULTAMAZ O ZAMANA KADAR TESKERE ALIRIM BEN ZATEN,

ufacık bir umut bile onları kandırmaya yetiyor beyler,

+ GERÇEKTEN Mİ KIZANIM? BİŞEY OLMAZ ARTIK DİMİ EVLADIM?

- YOK ANACIM DEDİM YA BİŞEY OLMAZ MERAK ETME. HEM BİLİYOMUSUN BURADA KONSERLER VERİLİYOR HALKA, O KADAR KÖTÜ YER OLSA KONSER VERİLİR Mİ HİÇ?

+ AMAN İŞTE NE BİLEYİM EVLADIM KORKUYORUM BEN 
diyo ağlamaya başlıyo gene.

- ANNE SENDEN BİŞEY İSTİCEM. 

+ SÖYLE KURBAN OLDUĞUM 

- BEN YAĞMURLA GÖRÜŞMEK İSTİYORUM BANA HASTANENİN TELEFONUNU BULABİLİRMİSİN, BİR DAHA Kİ SEFERE ARARIM SENİ SÖYLERSİN OLUR MU?

+ YAVRUM HEMEN GİDİCEM HASTANEYE ÖĞRENİCEM ZATEN KIZIMI GÖRMEYE GİDİCEM BENDE BU AKŞAM,

- ANACIM DOĞRU SÖYLE NASIL YAĞMUR?

+ İYİ EVLADIM İYİ MERAK ETME DAHA İYİ OLACAK.

işte amk bizde annenin her sözüne en ufak şüphe duymadan inanıyoruz,

- TAMAM ANACIM KAPATIYORUM ŞİMDİ SEN TELEFONU AL BEN SENİ ARADIĞIMDA VERİRSİN.

öyle kapattık telefonları ana oğul birbirimizi kandırmış vaziyette. içimde ufacık bir umut var. zaten başka türlü orada durulmaz bu şartlarda. umudun hayalin bitince ölürsün yani bu kadar basit. istirahate giderken, bir anda koşuşturmaca başladı koridorlarda, bağırışma sesleri falan geliyor bir odadan ama kestiremiyorum, bu ilkerin timinde ki dostum diyen yavşak uzmanı çevirdim dedim,

- NE OLUYO LAN NE BU PATIRDI?

+ ''KOMUTANIM'' YAVUZ ASTEĞMENİN TİMDEN FİRAR VAR.

ananı avradını s*keyim, yavuz abinin timinden biri firar etmiş,

- LAN NASIL KAÇTI TUGAYDAN NEREYE KAÇAR TEK BAŞINA MANYAK MI LAN BU?

+ KOMUTANIM TUGAYDAN DEĞİL DÜN GECE İNTİKAL ESNASINDA KAYBOLMUŞ, 

hayda olaya gel amk. dedim
-  LAN ÖLMESİN ÇOCUK BİR YERDEN DÜŞÜP,

+ BİLMİYORUM KOMUTANIM

-  NERDE YAVUZ ASTEĞMEN ?

+ BİNBAŞININ ODASINDA,

aha dedim yavuz abim s*ki avuçladı şimdi, ne uyku kaldı ne bişey amk, yavuz abide öz abim gibi olmuş öl dese ölürüm. hemen bahadırın yanına gittim, kaldırmak için oda olanları duymuş kalkmış zaten.
+ BAHADIR ; YAVUZ ABİNİN ASKERİ KAÇMIŞ,

- OĞLUM BU İNTİKAL SIRASINDA BİR YERE DÜŞÜP BAYILMIŞ YA DA ÖLMÜŞ OLMASIN,

+ YOK LAN ÖYLE BİŞEY OLSA DÜŞERKEN SES GELİR,

bu şekilde bahadırla beyin fırtınası yapıyoruz komplo teorisi üretiyoruz amk. akşama kadar yavuz abinin tabirimi maruz görün azına sıçtılar resmen. akşam geldi odaya, ama bomb*k vaziyette, üzerinde kamufulajı hala duruyo yani, çamur toz toprak içinde abim, geldi oturdu bu, yüzümüze bile bakmıyo, lan bişey de soramıyoruz ama ne oldu ne bitti merak ediyoruz haliyle, bizim patavatsız baho atladı hemen allahtan,

+ ABİ NE OLDU YA ASKERİN Mİ KAÇTI,

bu dedi 
- NE BİLİYİM AMK ANLMADIM Kİ, HERİF KUŞ OLDU UÇTU SANKİ AMK.
+ ABİ, BİR YERE DÜŞMÜŞ OLMASIN, 
- YOK OLUM, SES GELİRDİ DUYARDIK DÜŞERKEN BAĞIRIRDI ÇOCUK, İNTİKAL YAPTIĞIMIZ HER YERE BAKTIK Kİ AKŞAM TEPEDE PUSU ATTIK ORADA VARDI, SABAHA KARŞI NÖBETLEŞE İSTİRAGATE GEÇTİK 2 GÜNÜMÜZDE HERİF UYANDIĞIMDA YOKTU, ASKERE SORDUM İŞİCEKMİŞ ÇALILIĞA GİTMİŞ GELMEMİŞ BİR DAHA.
+ ABİ, VURMUŞ OLMASINLAR ÇOCUĞU 
- YOK OLUM HER YERE BAKTIK BİŞEY BULMADIK,
+ BAHADIR; KAÇIRMIŞ OLMASINLAR ABİ
- NE BİLİYİM YA S*KİCEM BU İŞİ BİŞEYLER OLDU YA KAÇIRDILAR YA DA BU KAÇTI,

yavuz abinin uzmanıda orada, 

+ KAÇMIŞ OLABİLİR HAKİKATEN.
- NASI ABİ DEDİM (BU UZMANDA YAVUZ ABİDENDE BÜYÜK) KAÇAR YA MANYAK MI BU ÇOCUK, TEK BAŞINA NEREYE KAÇICAK AKŞAMA KADAR ÖLÜR, YA PKK VURUR YA BİZİM ASKER.
+ YOK DEDİ BU PKK YA KAÇTI.

vay amk kafam almadı bir an,
- NASI KAÇAR DEDİM ABİ ASKER BU ÇOCUK,
+ OĞLUM, ASKER AMA ASKERDEN ÖNCE PKK SEMPAZİTANI OLABİLİR, 
- NASI ASKER OLDU O ZAMAN DEDİ BAHADIR,
+ UZMAN, ASKER OLURKEN PKK LIMISIN DİYE SORMUYOLAR,
- SEN NERDEN BİLİYOSUN.
+ TİMİN İÇERİSİNDE BUNA UYUZ OLUYORLARDI DEVAMLI BEN ÖRGÜTLE BİR İŞİM YOK, NİYE SAVAŞIYORUZ ONLARLA FALAN DİYE KAFA YIKAMAYA ÇALIŞMIŞ BİR KAÇ DEFA, ARA SIRA DA AZINDAN PEKEKE LAFI ÇIKMIŞ BUNUN.
- KÜRT MÜ BU ÇOCUK,
+  YOO DEĞİL,

aklım almıyo amk. 
- DEDİM MUHBİR OLMASIN LAN BU BİZİM İÇİMİZE SIZMIŞ,
+ UZMAN, YOK YA MUHBİR OLSA NE OLACAK NEYİMİZİ ANLATACAK,
+ YAVUZ ABİ; ''İNTİKAL YÖNLERİMİZİ FALAN ANLATIR BU *MINA KODUMUN ÇOCUĞU'' DEDİ.
-  ABİ HANGİ BÖLGEDEYDİNİZ,
+ BESTLER BÖLGESİNDEYDİK DEDİ (BU BESTLER DERELER BÖLGESİ VARYA ÖLÜM MERKEZİ AMKGECE OLDUMU ÖNÜNÜ GÖREMEZSİN)

benim sayko uzmanda dedi,
+  O ZAMAN KESİN BU ÖRGÜTE KAÇTI, KESİN ÖRGÜT İÇİN ÇALIŞIYODU ZATEN,

yavuz abi iyice çöktü amk. lan sorumlu olduğun askerin kaçması ne demek. hele örgüte kaçması. adamı ne yaparlar biliyomusunuz. yavuz abiyi geçtim bütün tugayın *mına koyarlar yani.

-  YAVUZ ABİM SIKMA CANINI, YANİ BOŞVER ABİ ÖRGÜTE KAÇAMAZ O HABERİ GELİR MERAK ETME TEK BAŞINA NEREYE GİDECEK.

+ ASKERLİĞİMİ YAKACAKLAR 
dedi başladı ağlamaya,

- ABİ, GÖZÜNÜ SEVİYİM YA YAPMA BÖYLE
 diyoruz ama nafile amk. bomb*k bir durum. şimdi bu bölgede dereler köyü yakınlarında karakol var. orası devamlı tehdit alan bir karakol, zaten böyle bir karakol yok yani, yolu olmayan bir karakol lan helikopterle gidip geliniyor ancak.  bu karakol tehdit aldığı için devamlı o bölgede intikal halinde komando vardı. orada kaçmış çocuk. gerçi sonradan karakolda köyde kaldırıldı oradan. çünkü çok b*ktan bir bölge yani beyler, cudi küpeli falan yanlarında turizm cenneti sayılır o derece.

mayınlı bölgeler mi dersin, pusu atılan yerler mi dersin. ve diğer yerlere nazaran ormanlık yerleride daha fazla olduğu için haşere çok var böceğinden faresine kadar amk. binbaşı ne kadar subay astsubay varsa istirahatte hepsini çağırdı

+ O BÖLGEYE 9 TİM GİDECEKSİNİZ O ÇOCUĞU BULACAKSINIZ. YOKSA BENİ S*KERLER BENDE SİZİ S*KERİM. 

haydi tam teyakkuza geçtik amk. bestler derelere gidecez. durduk yere sıkıntıya girdik iyimi, yavuz abinin durumunu düşünün birde.

hemen hazırlandık, geçtik iştima alanına, dedi 4 gün 4 gece dağda geçirecez, bu süre zarfında buldunuz buldunuz, 4 time düşürecem bölgede ki unsurumuzu, 2 şer tim ayrı ayrı yönlerde arama yapılacak. hay amk bestler-derelerde 4 gün 4 gece devamlı intikal pusu demek ne demek biliyomusunuz. kesin şehit vermek demek. yapacak bişey yok tabii.
yavuz abi öyle bir şeyin altına girdi ki, bütün asker sanki ona gıcık olmuş gibi hissetmeye başladı adam. muhakkak vardır yani ''bu adam yüzünden niye biz b*k yoluna gidiyoruz amk'' diyen ama. ne yapacaksın amk. bu çocuk hakikaten pkk ya gitse ve ortaya çıkıp basına yansısa nasıl kullanırlar bunu varya of of of yani.  40 gün 40 gece şov yaparlar amk. 

binbaşıya sor komutanım çocuğu bulamazsak ne olur? diye. aha vereceği cevap aynen bu olur aynen bunu demezse bende bişey bilmiyorum;



HEPİMİZİ S*KERLER 

büyük propaganda malzemesi onlar için. neyse beyler, hazırlandık, helikopterlere bindik, helikopterler bizi anca namaz dağında ki araziye atabileceklerini söylediler, sebepte bestler-dereler bölgesine uçuş çok tehlikeli, lan hadi anladık helikopterler çok nazlı da orada uçamıyosunuz daha bi lazım olsanız yar*ağı yemişiz yani.

namaz dağına attılar bizi, zirveye yakın bir noktaya, namaz dağı diğer yerlere göre biraz daha güvenlidir bestler dereler tam arkasında kalır, namaz dağının tam karşısında da küpeli ve cudi bulunur. o bölgeye bıraktılar bizi, 200 kişiye yakın komando amk. pkk lı bulamıyoruz bide büyük ihtimalle ölmüş çocuğu arıyacaz. ölüm görevi resmen amk.

namaz dağının tepesine doğru çıkmaya başladık yaklaşık 2 saat falan sürdü, tepeye varında amk bestler-dereler gözüktü harbiden korkutucu bir yer gibtiğimin bölgesi.


bir fotosunu koyalım.





M. KETENCOĞLU & BRENNA MC CRİMMON - MİLO Mİ E MAGDE



insanın içini ürperten bir görüntü hakimdi, sanki bütün zorlukların üstüne üstüne bir de tuz biber olsun diye üzeri sisle kaplıydı mına kodumun yeri, rahmetli babanem küçükken anlatırdı akşam uyurken, işte dedesi zabitlik yapmış osmanlıda, selanikte yaşarken makedon dağlarında çete peşinde koşarmış devamlı. madalyası bile varmış, bulgar sırp çeteleri peşiden koşarmış. o dağları anlatırdı babanem, kocamaaaaaan bir kapkara makedon dagları kızancagızım derdi, benim böyükbabim oralarda çete kovalardı gavur kovalardı derdi.

lan dedim büyük dede senle aynı kaderi paylaşıyoruz ama başka yerlerde. babanem görse gurur duyardı torunlarıyla. o dönem ki dedelerimiz makedon dağlarında biz cudi küpeli namaz dağlarında çakal kovalıyoruz. büyük dedeme yakışır bir torun olduk dedim içimden.


yavaş yavaş patika yolu diyecem ama değil kendi yarattığımız yoldan diyelim, iki ayrı kol şeklinde bestler derelere doğru inmeye başladık. içimden diyorum lan nereden bulacaz biz bu çocuğu nereye bakıcaz amk 4 yıl sürer lan burada ki oyuklara mağaralara bakmak. çocuk öldüyse zaten kemiklerini buluruz ancak. bir yandan günahınıda almak istemiyorum çocuğun ama hakikaten örgüte kaçmış ve yakalarsak ebesini s*kecez yani.

çekilen çile değil bu başka bişey resmen, iniyoruz yavaş yavaş amk, bir bakıyorsun orman gibi bir alana giriyorsun, sonra bir anda çıplak kayalıklar arasından ilerliyorsun amk. etrafta hızlı hızlı oradan buraya koşuşturan fareler. eşşek kadar mınakodumun fareleri. hakikaten herşey üst üste gelmeye başlıyor yavaş yavaş, sonra çıkmaya başlıyorsunuz bir yerden bu sefer sisin içine doğru giriyorsunuz, zaten siste yürümek mümkün değil, birde nerede karşımıza mayın çıkacak acaba diye bekliyorsunuz. ulan hepimiz sağ salim çıksak bu sefer kafayı sıyıracaz resmen. b*ktan bir yer ama ne b*ktan.



Erdal Güney - Şafaktakiler

heryer haşere dolu çatır çutur sesler geliyor biraz ağaçlık bölge olunca, faresi bilmemnesi dal falan ne bulursa kemiriyor amk. en ufak çıt sesinde yere kapaklanıyoruz resmen. sis tepemize iyice çökmüş zaten, iyice paranoyak olmuşuz. bildiğiniz korku filmi seti yapsalar ancak bu kadar olur.  akşama kadar yürüdür bu haşere sesleri arasında, gece oldumu çöktük pusuya, bekliyoruz pusuya gelsinler diye, e be *mına kodumun ya diğer taraftan gelirlerse diye soruyorsunuz içinizden yani ne b*k yediğimiz belli değil, manyak gibi çocuk arıyoruz.

gece oluyor başlıyor çakalıydı bilmemnesiydi ulumaya, allahım bitsin amk diyosunuz  lan s*ktir olup gidelim buradan.  lan yanlış anlamayın o bölge öyle pis bir yer ki terörist unsurlar için de bela, yani onlar orada rahat biz diken üstündeyiz zannetmeyin, bir anda sis bir çöker tepenize en ufak tökezlenmede yuvarlanırsınız kayalıklardan aşağıya doğru.

böyle bir gece yok, bütün bestler dereler şaha kalkmış her yerden börtü böcek sesi, çakal sesi, kanat sesi, baykuş falan var mı bilmiyorum orada o tarz sesler, bütün şarjörü havaya boşaltmak geliyor içinizden. bir an önce sabah olsun istiyorsunuz yani. sabahta ayrı tak ama, sis olursa geceden daha kötü. sözde nöbetleşe uyuyacaz ama ne uyuması amk, gözünü kırpmıyosun, etrafımızda s*k*k s*k*k dere yataklarıda var, her an oradan çıkıp tepene çökebilirler. 

hani şuradan gelme ihtimalleri olabilir diyemiyorsun yani, kısıtlı bir alan yok, seçenek bol her yerden gelebilir adamlar. bizde bir anda her hangi bir noktadan çıkabiliriz karşılarına. yemin ediyorum orada geçirdiğiniz her saniye kafanızı yemenize sebep olur. bestler dereler bölgesi kimseye ait değil, doğaya ait yani bunu çok net hissettiriyor size. 

uzmana bakıyorum o bile gergin,

+ en çok buradan nefret ediyorum asteğmenim 
-  belli amk.

bahadırı merak ediyorum tam önümüzde ama görmek mümkün değil adamı. kim bilir o nasıl durumda, kesin bağlamıştır oda psikopata amk. merdiven şeklinde düşünün, öyle bir arazide yayıldık gece orada olacaz, benim tepemde üsteğmen ismail var, alt basamakta ben, benim alt basamağımda bahadır var, ama orası biraz daha açık bize göre daha b*ktan bir durum yani.

geçen sene 94 yılının sonbaharında bu bölgede bir operasyon yapılmış 14 şehit vermişiz, ve bizim pusumuza düşmüşler attığımız pusuda 14 şehit vermişiz amk. adamların zaten zaiyatı 60 70 civarı düşünün biz haftanin kampına yaptığımız baskında o kadar terörist öldürdük. buradan anlayabilirsiniz olayın vehametini, ilk gece böyle b*ktan bir psikolojide geçirdik saatleri, 

sabah oldu inanılmaz soğuk bir hava var, hani yere çiğ düşer mi öyle bişey denir, üstümüze düştü amk o bütün gece. hareket edemiyoruz amk. uzmana döndüm dedim,

-  abi burada bu çocuk hayatta kalamaz asla yani ölmüştür o boşu boşuna arıyoruz,
+ o zaman şehidimizi bulmak zorundayız dedi,

e öle deyince işin rengi değişiyo, madem çocuk şehit bulacaksın aga. gebersende bulacaksın. 

- e dedim ya örgüte kaçmışsa bu,
+ o zaman da bulacaksın
- efendi gibi geri dönemeyiz yani
+ çıkkk

yaptı kafasını havaya kaldırıp. yemin ederim hayattan soğutuyor bölge adamı. lan bir mağaralar var. oraya çıkmazsın yani düz bir duvar düşün 400 500 metre dümdüz bir duvar, o duvar üstüne çatlaklar var diyelim aha işte oralar mağaralar. lan zaten oraya adam nasıl çıkacakta nasıl mağaraya girecek, hadi girdi nasıl inecek amk. dümdüz bir yer lan tutunacak yer yok.

uzmanım dedi 
+ başka bir yerden giriyorlardır. 

ha birde labirent gibi birşey çıktı başımıza yani öyle mi amk. neyse sabah oldu, dediler 
+ durmadan 3 gece yürüyecez,

dedim şaka yapıyor olmalısınız sayın *mınıza koyduğumunun komutanı, harbi harbi bize ayrılan sürenin kalan tüm kısmında yürüyecez.

- beni vur 

dedim uzmana, 

- vur dedim, bitsin bu çile amk,

lan şimdi intikal yaparken tamam uzun bir intikal olacak gene g*tünden ter çıkacak ama yani tam olarak ne kadar yürüyeceğini bilmediğin için karşıda her gördüğün tepede heralde şurası, bence burası diye diye zamanı öldürüyorsun, ama zaman verince 3 gün 3 gece, aga ufacık tümsek sana oluyor 400 metrelik tepe amk. daha yürümeye başlarken küfür ediyorsunuz hay s*kicem intikalinide arama taramanıda amk.

neyse çıktık yola, bir b*k yok etrafta, 7 8 saat yürüdük, in çık in çık, bazı yerler çıplak, saklanacak yerde yok ayaklarımızın büyüklüğünde taşlar var sadece, açık arazi amk, etrafı dev gibi tepelerden oluşuyor onlarında üstü aynen böyle açık, lan bir geriliyorsunuz açıkta yakalanacaz diye o gerginlik 2 kilo verdirir adama.

o kadar yerden geçiyorsunuz, çoğu yer birbirine benzediği için istemsizce ''ulan buradan geçmedik mi?'' falan modlarına girmeye başlıyorsunuz. akşam oldu amk, hala yürüyoruz, böyle bir yürüme yok yani, baksan varya ne kadar mesafe yürüdük 10 km bile değildir amk. ama aralıksız 10 11 saat falan yürümüşüz,

gecenin bir yarısı durduk (gecenin bir yarısı diyorum artık zaman menfumuda kalmadı) aga ayaklarım sırılsıklam oldu, bir çıkartayım dedim ayaklarıma bakayım dedim, lan ayak tabanım var ya yemin ediyorm boydan boya kalkmış o sert deri kalkmış boydan boya. abi görünce daha da acımaya başladı, sıcak zaten yanıyo, bende krem sürdüm ayaklarıma sırf soğutsun diye kafaya bak amk. kendi kendinizin doktoru oluyorsunuz bir yerden sonra. ayak tırnaklarım mos mor, mos mor olmuş ayak tırnaklarım böyle bir görüntü olamaz yani.

beyler birde şu bilgiyi vereyim şimdi ''bestler-dereler'' ismi aslında bir kürtçe bir türkçe, yani bestler kürtçede dereler demekmiş, yani komple türkçeye çevirdiğinizde ''dereler-dereler'' anlamına geliyor.

yürüyüşümüzü yapmaya devam ediyoruz, mağaraların olduğu yerlere geliyoruz ama, mağaralar öyle bir yerde ki düz duvara tırmanman lazım oralara çıkman için, ki bu inanılmaz bir zaman kaybına neden olur, o yüzden aynen devam ediyoruz yolumuza, sanırsın dağcılık eğitimi alıyoruz amk, bir kişiye rastlamadık daha.

beyler helikopterlerle ilgili bişey anlatayım. orada asteğmen bir komser çocuk vardı, ismini vermiyim büyük ihtimalle şu anda şube müdürü falan olmuştur. çocuk çok gıcık kaptı bu helikopterlere ve dedi ki ben dönünce polis helikopteri pilotu olacam ki, hiç kolay değil. ama çocuk zehir gibi koleji 3.lükle falan bitirmiş akademidede ilk 10 da. neyse görüşürdük biz o zamanlar. çocuk girdi ilk 5 e kaldı. son mülakatlarda bu.

buna sormuşlar acil bir durum oldu şöyle bir mağara olan bölgede bizim personelimiz mağarada, o bölgeye inermisin? inersen helikopterle nasıl bir iniş tertip edersin. beyler istenilen cevap basit, helikopteri öncelik olarak düşünüp ona göre bir cevap hatta inmem demek bile yeterli olabilir.

bizim ki ''gerekirse o mağaraya helikopteri sokarım'' diyince aynen şut=)

molotov kardeşimden timimi teslim töreniyle aldıktan ve bayrak töreni akabininde istiklal marşının ardından, bölgeyi betimleye betimleye anlatarak hikayeme devam edeceğim=)
(beyler molotovdan timimi teslim aldıktan sonra gene başladık arama taramaya)



M. KETENCOĞLU & BRENNA MC CRİMMON - MİLO Mİ E MAGDE

yavuz abinin timinden kaçan veya kaybolan askeri (tam olarak bilmiyoruz durumu o an) bulmak için, 200 e yakın komando ve korucular ile bestler bölgesinde intikal yapıyorduk. bu grubun başında binbaşımız vardı.  ki olayın vehametini başımızda binbaşının olduğundan da anlayabilirsiniz,

binbaşı lan binbaşı, genelde ya çok büyük bir operasyon olacak ya da sınır ötesi bir harekat olacak ki gelsin. şimdi ye kadar bir veya iki kere arazide görmüştüm binbaşıyı, biri çelik harekatında biride bir pusu sonrası olay mahaline geldiğinde.

intikalimize uzun bir süredir devam ettiğimiz için çok bitkin durumdaydık. 2 gündür aralıksız yürümemize rağmen kimseye rastlayamadık. bu durum hem askerin sinirini bozmaya başladı hemde binbaşı ve diğer subayların. zaten az zamanımız var, ve olay da bir askeri bulmak, namus meselesi yani.  orada bir askerimiz kayboluyorsa sen ne s*kime orada askerlik yapıyorsun derler adama.

hele asker kaçıp pkk ya sığınıyorsa bu meslek ve askerlik hayatının bitmesi anlamına gelir. pkk o çocuğu alır kendi yayın organlarında öyle bir süsleyip püsleyip sunar ki, orduya ne güven kalır ne bişey. bununda stresi varken üzerimizde bu kadar zaman yürümek bu kadar gergin bir arazi ve bölgede yürümekte cabası tabii ki, ve tüm bunlara rağmen bir b*k bulamamak üzerimizde ki baskıyı arttırıyordu. birde yavuz abinin durumunu düşünün beyler. ben hayal bile edemiyorum.

zaten intikal sırasında bir defa rastlaştık, yavuz abi yürüyen bir ölü gibiydi,çok iyi hatırlıyorum bunu,

- ABİ İYİMİSİN DİYE SORDUM,

bana baygın gözlerle,

- YA BİZİM İNTİKAL EDECEĞİMİZ NOKTALARI BİLİYOR ORALARA GİTMEMİZ LAZIM ORALARDA BEKLİYORLARDIR BİZİ,

bu cevabı verdi, kafası pek yerinde değildi anlayacağınız. ama hakikaten neden o intikal noktalarına gitmedik bilmiyorum. gerçi bu kadar kalabalık bir vurucu güçken orada olsalarda bize ateş ederlermiydi onuda bilmiyorum. yani bir b*k bilmiyorum anlayacağınız.
arama tarama gününün son gecesinde nöbetleşe istirahat edeceğiz artık. ama mahvolmuş durumdayız resmen. hiç bir şey bulamamıştık. uzmanım sağolsun ilk nöbette o kalacak bende biraz uyuyacağım. uyku tulumunun içine girdim ve direk daldım beyler. yorgunluktan parmağımı dahi kıpırdatacak halim yok. bir an uyandığımda (konserveden ton balığı yemiştim) dibimde ki konservede fare var, dibimde amk, gözlerinin içini görüyorum resmen. ama ona vurup kaçmasını sağlayacak takat kalmamış bende. yani gelip kulağımı kemirse kemirir amk. karşı koyacak güç yok.

bir iki zor bela debelendim s*ktir olup gitti. o zamanlarda da günümüzde de, bir fare görmeye dayanamıyorum beyler. yemin ederim ufacık bir tane göreyim yolumu sokağı değiştiririm. artık buna korkmak mı dersiniz yoksa tiksinmek mi siz karar verin. öyle yorgunum ki bir süre omzumun oralarda gezinmesine bir tepki veremedim. s*kimde değil yani. 

ardından uyandım, ama üzerimde felaket bir ağırlık var. zor açtım tulumu, hava çok soğuk olmamasına rağmen felaket üşüyor ayaklarım. his gitmiş resmen yürümekten. akşama kadar hiç bir yere kıpırdamadık, olduğumuz yerde bekledik sadece.  akşam binbaşının emriyle geri dönecektik. yanlızca 4 tim bestler bölgesinde kalacak ve intikaline devam edecekti. 

bu timlerin arasında tabi ki yavuz abide vardı. komutan emretmişti. zaten dönmezdide. namus meselesi haline getirmişti yavuz abi. ama binbaşı o asker sağ ya da ölü olarak bulunana kadar bölgede tutacak gibiydi yavuz abiyi, 

hava tam kararmadan dereler köyü yakınlarında ki karakola gittik, karakola bölgede 4 timimiz olduğunu söyledikten sonra bölgeye helikopter istendi,  binbaşı isteyince hep nazlanan helikopter geldi 1 saate. helikopterlere binip geri döndük,

arkamızda yavuz abi, ilker i, teğmen hakanı ve (bir tim komutanı vardı teğmen onu hatırlayamıyorum) asker arkadaşlarımızı bırakıp geldik. arkadaşlar bilmiyorum ama o kadar kötü bir his vardı ki içimde, yavuz abiye bişey olacağını hissettim, karakola gitmeden önce yavuz abinin yanına gidip sım sıkı sarılmak istedim ama, böyle birşey yapamazdım.  yol boyunca hep aklımda yavuz abinin dedikleri geldi aklıma ''ya ben buradan geri dönemeyecem galiba'' derdi, hep sevdiği kızı yarı yolda bırakacam diyip dururdu. 

kendisinden daha çok o kızı düşünürdü. başka biriyle evlendirirler diye. yemin ediyorum içime öyle kötü bir his geldi ki, bölgede intikal yaparken o kadar içimi titreten bir his gelmemişti. üsteğmene gittim, dedim 

- KOMUTANIM YA ÇEKELİM YAVUZ ABİYİ ORADAN. HİÇ İYİ DEĞİL

hatta bir kaç kere ısrar edip ne olur dediğimide hatırlıyorum. üsteğmen de binbaşının emri yapacak bir şey yok, bişey olmaz merak etme falan demişti, abi içim içimi yiyordu resmen.

hava karardığında tugaya vardık, saat böyle 6 civarları, yemek falan yedik, ben tabib asteğmenin yanına gittim ayak tabanlarımı göstermek için, bir baktı böyle yüzünü ekşittiğini hatırlıyorum bom b*k durumda çünkü,

ayaklarına kan gitmiş dedi tırnakların ondan morarmış biraz git duvara doğru yasla kıçını ayaklarını havaya kaldır dedi, ayak tabanlarımada birşeyler sürüp bezle sardı, ben geçtim odaya ayaklarımı kaldırmış vaziyette yavuz abiyi falan düşünüyorum, ardından o şekilde yarı uykulu moda geçmeye başlayınca uyuyup yere düşüp kapaklanmamak için baya yattım yatağa ve uyudum. aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum muhtemelen saat 11 i geçmişti yalan söylemiyim, 
odama girdi asker dedi komutanım bestlerde timimiz pusuya düştü,

yarabbim kalbim yerinden çıkıcak gibi, çıplak o bezli ayaklarımla koştum yemin ediyorum. zaten çatışma başlayalı olmuş bir 10 dakika falan bana sonra haber verdiler, koştum çıplak ayaklarla allahım diyorum yavuz abiye bişey olmasın ne olur.



Erkan Oğur - Fırat'a Ağıt

bize direk bağlanan dereler köyü bölgesinde ki karakolun bölük komutanı üsteğmen. onlara telsizden haber vermişler, onlarda anında bize dönüş yapmış, yani net bir şekilde alıyoruz konuşmaları ondan, diyo bestlerde ki kod isimlerini vererek kovakaya mı öyle bir köy var boşaltılmıştı sanırım o köy o zaman. o mevkii yakınlarında bizim bizim bir timi pusuya düşürmüşler, 

diğer timlerimizde pusuyu yarıp timi çıkartmaya çalışıyormuş oradan. şehit var diyo adam. yüreğim ikiye bölünecek resmen. bildiğim ne kadar yarım yamalak dua varsa okumaya başladım. devamlı bismilllah bismillah dediğimi hatırlıyorum. allahım diyorum yavuz abinin timi olmasın ama ne farkeder ki ilkerinde olmasın teğmen hakanın da olmasın, hiç farketmez ve şehit de var diyor üsteğmen.

+ ACİL YARDIM İSTİYORLAR 

dedim

+  HADİ GİDELİM 

O an ki panikle 

+ HADİ, YA GİDELİM İŞTE HEMEN ATSINLAR BİZİ TEPELERİNE,  HAZIRLANAYIM,  KOMUTANA AMA TELSİZE ODAKLANMIŞ,

lan zaten nereye gidiyorsun amk. namaz dağlarını aşıp bestlere inmek en az 2 saat sürüyor ki bu karanlıkta daha fazla. hadi aştın bestler bölgesinin sonunda amk en az 1 güne yakın sürer gitmek. ayrıca helikopterden hem gece uçmasını isteyeceksin hem de bu karanlık olan havada çatışma bölgesine inmesini,

komutanlarımızda bölgeye en yakın timleri oraya yönlendirmeye çalışıyor. ama şehitlerimiz var. beyler hiç kendimi o an kadar çaresiz hissetmedim. üsteğmene bakıyorumda o bana bakmıyor haberleşmeye odaklanmış, yemin ediyorum sormaya korkuyorum artık dayanamadım istemsiz dedim 

- ABİ ALLAH AŞKINA SÖYLE ŞEHİTLER KİM, 
- YAVUZ ASTEĞMEN ŞEHİT DEDİ,

beyler hala anlatırken zorlanıyorum derin nefesler alıyorum şu anda, ben olduğum yere yığıldım, titreme geldi bana, ara ara kafa geliyo bahadırı gördüm duvara dayanmış ağlamaya başlamış oda, 

bir ara üsteğmenin sesini duydum bağıra bağıra,

-  LAN NASIL GİDİLMİYOR ORAYA S*KERİM BÖLE İŞİ,

bunu duydum, ağlıyorum bende amk, hani ağlarsınız ağlarsınız artık çeneniz çekilir ya ara ara o başladı, aklım almıyo amk. yavuz abi şehit oldu ve biz gidemiyoruz oraya, gel beni öldür orada yani gel beni vur.

YAVUZ ASTEĞMEN ŞEHİT,

dünyalar başıma yıkıldı resmen. allahım diyorum ne olur rüya olsun ya. yavuz abi şehit ne demektir ya. ben yere yığıldım beni tutan uzmanımın yakasından çekiyorum devamlı, 

- YAVUZ ABİ, YAVUZ ABİ 

diye bağırınmaya başlamışım beni direk götürmüşler. 

bütün tugay ayaklandı amk. istirahatte kim varsa hazırlandı. beni hemen uyuttular. uyuma esnasında küfür etmişim millete üsteğmene binbaşıya tabib asteğmene, yapışmışım uzmanımın yakasına yavuz abi yavuz abi diye bağrınıyorum. bırakın gidelim diye bağrınıyorum.

kaç tane sakinleştirici vurdular anlatamam ama kendimi kaybettim resmen. yavuz asteğmen şehit dedi en son onu hatırlıyorum net. ondan sonraları bana anlatılanlar.  sabaha kadar amk ya sabaha kadar debelendim durdum.

dedim lan 

- BENDE GELİCEM HADİ GİDELİM ORAYA.

ama nereye gidiyosun amk bu kafayla, keklik gibi indirirler seni, sabah oldu ben yarı ölü yatıyorum, ayaklarım yara bere içinde,




Şükriye Tutkun- Arda Boyları

sonradan öğrendik işte, sabaha kadar ne yardım gidebilmiş ne bişey. sabah olmaya başlar başlamaz 5 tim atmışlar oraya, 1 cobra gitmiş ama olan olmuş zaten,  teğmen hakan gelen üsteğmenin *mına koymuş zaten neredesiniz diye, yavuz abi almış götürmüş bizim intikal noktalarımıza gidelim oradalardı diye. 200 kişiyken gitseydik keşke o zaman gidilseydi gidilecekse, ama gitsek bunlar olurmuyodu bilmiyorum,

yavuz abi ve timi öncü olarak çıkarken tepeye önce arkada ki timlere ateş başlamış ki kıpırdamasın diye, yavuz abide timiyle geriye doğru hareketlenince arkasından bir grup gelmiş, önünde de bir grup çapraza tutmuşlar, asıl hedef bunlar, 

yavuz abiyle arkalarında ki 3 timle arasına girmişler, 

5 saatte yakın yavuz abiye ulaşmak için çatışmışlar, 5 saat boyunca yavuz abinin timi o çember içinde kalmış, el bombaları roketler bixiler kıyamet kopmuş orada, yavuz abicim benim onlara açılan ilk ateşte şehit düşmüş, bir el ateş edemeden kahpece vurmuşlar arkasına sızan grup tarafında. gece zifiri karanlık amk, arka gruba açılan ateşte yavuz abi arkalarından yakalarız diye hemen mevzilendiği yerden kalkınca ilk ateşte vurulmuş, 

tam 7 şehit beyler. 7 tane şehit, 6 sı yavuz abinin timinden.  sabah olup kendime gelir gelmez hemen sordum diye, dedi bitti çatışmalar getiriyorlar şehitleri,

-  KOMUTANIM YAVUZ ABİ NASIL? 

hala inanamıyorum amk,

+ BAŞIMIZ SAĞOLSUN

ya beni orada gömün beyler o anda beni oraya gömün yani elinden hiç bişey gelmiyor amk ya kafamı duvarlaramı vursam kendimimi yırtsam yani anlatamam size. ve en acısıda ne biliyomusun beyler, pusu yapan gruptan 5 tanesi ölü ele geçirildi, biri bu yavuz abimin timinden kaçan g*t veren.

yani bile bile yavuz abiye saygımak için yapmışlar her şeyi. bunu duyunca dahada beter olduk resmen. ben üzerimi giyindim olayın şokundayım hala, helikopterle getirdiler şehitlerimizi, yani nasıl anlatsam ki sizlere o durumu o vehameti, şimdi anlatsam mı anlatmasam mı ama, ya birader hepsinin gözleri açık, hepsinin, bir anda olmuş bitmiş herşey,

sağ kalan bir çocuk var konuşamıyo çocuk, bir çocuk var oda o biraz daha iyi, bu çocuk yanında 1 arkadaşı var. çatışmış çember içinde saatlerce ardahanlı çocuk, sabaha kadar çatışmılar yanında ki badisini şehit etmişler tek kalmış, teğmen hakana yalvarmış resmen komutanım mermim bitiyo öldürecek bunlar beni, komutanım ne olur gelin alın beni, en sonunda hakan abi diye bağrınıyomuş çocuk abi gel yardım et allah aşkına abi gel mermim bitiyor diye, bu orada bir çok kişinin başına geldi, bu çocuğunda başına geldi,

bu tek kalınca buna el bombası atmışlar biri patlamış arkasında beline taş mı şarapnel mi hatırlamıyorum şimdi bişey gelmiş saplanmış ama öldürücü yara değil, diğerinide yakalayıp geri atmış,  lan sana atılan el bombasını alıp geri atmak ne demek biliyomusun sen. orada ruhen çökersin lan. buna bağırmışlar demişler mehmetçik teslim ol bak sana bişey yapmıcaz. buda demiş tamam teslim olacam, teğmen hakan anlatıyo ona anlatmış, tamam demiş bu teslim olacam ama beni vuracaklar komutanım biliyorum demiş,

tamam demiş gelin alın beni buradan kıpırdayamıyorum, bunlar mevzilerinden çıkıp buna gelirken el bombası atmış 3 tane köpeği sermiş yere. öyle hayatta kalmış çocuk. yavuz abiyi çocukları getirdiler, gözlerini kapaya çalışmılar kapanmamış. sırtından almış bixi mermisi gövdenin ön tarafından çıkmış. dediler hastaneye götürecez otopsi ve cenaze işlemleri için

-  BENDE GELECEM,

atladık araçlara, yavuz abim ayaklarımın dibinde yatıyo, yüzüne bakıyorum, dokunuyorum sıcacık hala. uyuyomuş gibi ölmemiş gibi, götürdük hastaneye yaralarını temizlediler hep yavuz abinin yanında durdum hep zorlasalarda çıkmadım. yavuz abimin yarasını bir güzel temizlediler, anası son bir kez görmek isteyecek oğlunu tertemiz geri göndermemiz gerekir.

tertemiz ettiler yavuz abimi, üniformasını giydirdiler, çenesinden tutturup başını bağladılar, botlarını ben bağladım ama çok sıkmadım sanki canı acıyacak, künyesini çıkartılar yavaşça canı acımasın diye sanki, varis kağıdını getirdiler, babasına vermiş veraseti, gitmiştir şehit olduğu haberi, ne durumdalar acaba anası babası sevdiği kız. dünya başlarına yıkılmak ne kelime az gelir, bir gün bekledik başında, öyle morga kaldırmak falan yok lan ne demek morg. şehit bunlar,

7 tane aslan parçası, bir odada yatıyor, kapıda asker nöbette son görev. şehit bunlar, bunlardan daha üstü var mı? genelkurmay başkanını s*kerim orada.

sabah oldu, bir güzel yavaşça yatırdık tabutuna yavuz abimi, kapattık üstünü, al bayrağa iyice sarıp sarmaladık. gere gere, ay yıldız tam ortadan kesecek şekilde. en güzel şekilde göndereceğiz şehitlerimizi, aldık son tugayımıza götürdük, bütün tugay dışarıda, son selamımızı verdik, mavi berenin omuzlarında taşıdık ambulanslara, oradan helikopterlere, oradan hepsini analarının yanına yolladık.

ama gözleri kapanmadı hepsinin açık.

uzun bir aradan sonra tekrar 1995 senesine dönüyoruz beyler. tüm kaybettiklerimiz için gelsin, bizim oralardan bir parça gene;

Rena Dallia - Gul Bahar 


''HAYATIN EN ZOR ANLARI BİR GÜN KARŞINA ÇIKACAK OĞLUM”

öyle zor anlar ki bunlar,  şu yaşında bunu anlamanı beklemiyorum elbette. büyüyeceksin, o zaman hayat daha da zorlanacak.  o an geldiğinde, yani sevdiklerine en ihtiyaç duyduğun anda bir bakacaksın ki yoklar.  tek başınasın.  işte o anda güçlü olmak zorundasın.  küçük yaşta sana bunları söylüyorum kızanım ki, iyi oku derslerine iyi çalış, o an geldiğinde ayakta kalabilesin.''

derdi dedem, ders çalışmaktan gına geldiği zamanlarda. sıkıldığımda ders çalışmayı bıraktığımda. korkmaya başlardım bende,  
''NE?  TEK Mİ?!'' 

niye tek kalacakmışım ki annem babam var, sen varsın babanem var, halam var. halam atina da ama giderim yanına ne olmuş?

ama ondan bahsetmemişti dedem. sonra farkediyor insan. yanlız olduğumuz bir gün olacak. ayakta durmamız gerektiğini anladığımız anlar.  ama eminim dedem bile bu anın bu şekilde geleceğini tahmin etmemişti.

yavuz abim bir daha sevdiklerinin yanına dönemedi. hep bestlerde kaldı.  hala daha oradalar hepsi. inanın buna. ben inanıyorum. hala daha intikaldeler, nöbetteler. ama akılları hala sevdikleri insanlarda. o yüzden gözleri açıktı hepsinin. benim düşüncem bu. çok zor anlar geçirmiştik her birimiz.  özellikle ben insan hayatını derinden etkileyecek şeyler gördüğümü düşünmüştüm. 

kızmayın ama ara ara ''ULAN DÖNÜNCE ANLATACAK NE HİKAYE BİRİKTİ HAA'' dediğim bile olmuştu bahadıra. ama bunu hiç beklemiyordum beyler açık söyliyim. herşeye alıştım orada.  patika yollara, dağlara, kayalıklara, yamaçlara, oyuklara, barut kokusuna, yeşil renge, sıcağa ve soğuk havaya, nedendir bilmiyorum, yavuz abinin ölümü çok derinden çizik atmıştı kalbime ve beynime. 

yavuz abinin hikayesini yazdıktan sonra uzun bir süre çeşitli nedenlerden dolayı yazmadım biliyorsunuz. şöle bir rüya gördüm o arada beyler. bu hafta içerisinde. bilmem siz nasıl yorumlarsınız.
 askerdeyim gene. şırnak tayım ama şırnak a hiç benzemiyor, ağaçların arasında bir ev. yanımda babam ve halam var. yavuz abi de var. üzerim sivil. elimde bir bıçak. etrafta örgüt mensupları geziniyor ama yani nasıl diyim, bir sıkıntı yok öyle takılıyorlar, bizde yavuz abinin yanına gitmişiz. dışarıda teröristler geziniyor ama bende de bir tedirginlik yok sanki normal bir şey gibi. yavuz abinin yanına gidiyorum o son gördüğüm gibi aynı. aslan gibi. sonra ne oluyorsa artık yavuz abi bana ''geliyolar geliyolar olum geliyolar'' diye tedirgin bir şekilde konuşuyor. elimde bıçak var üstümde üniformam bir anda geriliyorum ama nasıl gerilmek elim ayağım titriyor, sonra bir anda benim ve yavuz abinin boğazını kesiyorlar. 
böyle bir rüya gördüm. bu rüyadan sonra da açıkcası işim çıkmasada biraz ara vermek niyetindeydim hikayeye.

bunu paylaşmak istedim. 

neyse dönelim tekrar konumuza.

yavuz abimi ve kardeşlerimizi memleketlerine gönderdikten sonra, boş boş oturmaya başladık. o kadar zaman şırnak ta bir asker olarak görev yaptığımız halde, en azından ben kendi adıma söyleyebilirim. oda da sigara içerken ilk defa ölüm anı, ölmek, vurulmak, ailene haber verilmesi, tabuta konulmak, gömülmek, şehit haberinin verildiği ilk an falan bunları düşünmeye başladım. 

nasıl oluyor falan diye,  ben hiç şehit haberinin verilmesine şahit olmadım beyler. ailenin o ''oğlunuz şehit oldu başınız sağolsun'' lafları ilk duyduğu anda neler yaşadıklarını hiç bilmiyorsunuz sizde eminim.  allah kimseye yaşatmasın zaten. 

merak edenler buradan bakabilirler.


AILEYE SEHIT HABERI



bakın kendi adıma konuşayım.  hayatımda askerden önce askerdeyken ve askerden sonra pek çok zor anla karşılaştım. kötü haber ölüm haberi bile vermek zorunda kaldım. ama şu videoyu çocuğun annesi ağlamaya başladıktan sonra izleyemiyorum.  muhtemelen,  yavuz abinin ve diğer şehit kardeşlerimizin aileleri o ilk haberi aldığında neler yaşıyor az çok tahmin edebiliyorsunuz. 

o gözlerin komutanlara bakışlarını görebiliyorsunuz heralde.  belli anlıyor zaten pek iyi bir haber değil ama bir umut işte.  kapınıza bir yada iki askeri araç, polisler ve ambulans yanaşır önce.  iki subay ve bir bayan astsubay veya subay, ambulanstan çıkan sağlık görevlileri gelirler yanınıza.  anlarsın çocuğuna, eşine veya her kimse amk işte, anlarsın bir pislik var.  ama bırak ''oğlum şehit oldu galiba'' lafını dillendirmeyi, ''oğluma bişey mi oldu?'' diye soramazsın bile,  düşünün şu hayatta ki en büyük korkunuz ne ise, he işte bu sorunun cevabı sizi öylesine korkutur ki en büyük korku falan kalmaz.  düşünmek bile istemezsiniz bırakın sormayı. ama sonrasında o anla yüzleşmek zorunda kalırsınız. 

hani dedem demişti ya 

''O AN GELDİĞİNDE AYAKTA DURMAK İÇİN ŞİMDİDEN ÇOK ÇALIŞMAN LAZIM DERSLERİNE İYİ ÇALIŞMAN LAZIM''

ben şimdiye kadar hiç bir diploma ya da makamın veyahut paranın bu anı göğüslemeye yardım ettiğini görmedim. boğaziçiliydi işte yavuz abi. diplomaysa kralı amk.  varsa gören bizi aydınlatsın. daha önce de bahsetmiştim size beyler. muhaciriz biz,  dedemin babası selanikten gelmiş edirneye,  sonra dedem istanbul yolunu tutmuş.  bir zaman sonra halam selanik e geri döndü, evliliğinden dolayı. enişte de mühendis atina dalar şu anda.

he bu arada,  bu mübadele zamanlarında,  babanemin annesi vefat edince hayrabolu da yaşayan bir adam babanemi evlat edinmiş,  bir subayda babanemin kız kardeşini evlatlık edinmiş onlarda izmire gitmişler,  babanenin babası nerede diye soracak olursanız makedonya dağlarında çeteci kovalarken şehit olmuş.  yıllar sonra birbirlerini buldular kız kardeşler.  fakat babanemin kız kardeşinin torunları buldular babanemi, vefat etmiş büyük babane yani.  kısmet mi artık kadermi bilemem. anlayacağınız benim hayatım istanbul, edirne, hayrabolu, izmir, selanik ve atina gibi yerlere gidip gelmekle geçti.

bunu şimdi ne diye anlatıyosun amk diyenler olabilir.  hem kendimi biraz daha tanıtmak istedim, hemde şırnak ve o bölgeyle alakası olmayan bir adamın oraya adapte olurken ne gibi sıkıntılar çektiğini anlamanızı istedim. oraya ilk gittiğinizde aşırı derece yabancılık çekiyorsunuz tahmin edebileceğiniz gibi.  ki size telsizden falan ve bir çok şekilde ''işgalci'' lafı geliyor.  bunu bilerek yapıyorlar zaten. ben ve benim gibi çocuklar daha da yabancılaşsın diye.  alışmakta epey bir zorlanıyorsunuz anlıyacağınız. 

farklı bir kültür, farklı bir ortam ve bunu asker olarak alışmanız gerektiği için oraları hep başka bir gözle görüyorsunuz.  geri dönebilenler ise orada ki anılarını anlattığında, buradakilerde daha bir ön yargılı oluyorlar o tarafa karşı. kısacası önyargılı olmayın orada ki insanlara karşı. eğer olursanız o zaman kaybederiz işte. neyse.

yavuz abim ve kardeşlerimizin şehit olmasının ardından, olay pek büyümeden üstesinden gelindi. fakat o kadar şehit verilmiş arkadaş.  bu kadar basit bitmedi elbette.  yüzbaşının kelleyi alıp sürdüler. 
nası sürgünse amk. daha ötesi yok ki zaten. heralde en güzel sürgünlerden biridir. şırnak veya hakkariden daha ilerisi yok zaten. 
e tahran a sürülecek hali de yok adamın amk.  geri hizmete alındı başka bir bölgede diyelim.  ardından binbaşıda kıdem tenzili yedi yanlış hatırlamıyorsam.  yeni bir yüzbaşı geldi beyler. 

adı savaş. 
adam ağır psikopat. 

bir söylenti çıktı zaten dedikodu diyelim.  doğruluğu yok yani.  en azından dedikodudan öteye gidemedi zihinlerimizde.  savaş yüzbaşı, bosna da bulunmuş diyenler oldu, orada bulunan bm gücünde çalışırken bosna lı polislere eğitim verilmiş gizliden gizliye. hatta sırp avlamış falan denildi.  arkasından biri çıktı yok efendim azerbeycan da bulunmuş karabağ da bulunmuş dendi. ermenilere karşı çarpışmış azeri ordusu bünyesinde. 

neler neler yani.  adamın psikopatlığını tescillemek için bir çok dedikodu.  zaten bu laflarada gerek yoktu. bir görseniz bu dedikoduları doğru çıkaracak şekilde bir fizik mevcut.  1.90 a yakın bir boy, belkide 1.90 tam bilemiyorum.  hafiften saçlar dökük.  cildinden midir bilmiyorum sanki devamlı biraz kirli sakal mevcut yüzünde.  gırtlar kanseriymiş gibi bir ses tonu. donuk bir bakış.  eller arkada ağa gibi dolaşan bir adam.  bazı binbaşıların abi çektiğini gördüm bu adama. 

oda kıdem tenzili yememiş ama lise ve akademiyi epey bir geç bitirmiş, çift dikişçi anlıyacağınız. aslen devreleri binbaşı olmuşlar bu yüzbaşı henüz.  komando ama anadan doğma amk.  doğarken ağızda kasaturayla doğmuş, kendi göbek bağını kendi kasaturasıyla kesmiş sanki o derece=)

şehit çocuğu bu savaş yüzbaşı.  o yüzden ne kadar sıyrık bir tip olsada döve döve sopa yiye yiye bitirtmişler lise yi ve akademiyi.  bi hikayesini anlatmıştı bizzat kendi;  ingilizce dersinde liseyi söylemiyim şimdi ama kuleli değil.  ingilizce dersine sivil bir bayan girermiş beyler. bu da zaten sayko bir tip olduğu için sabıkalı anlıyacağınız. ilk ders ingilizceydi, bende sınıfın en arkasına karton serer uyurdum amk, delirtirdim kadını demişti.  mezuniyet gününde kapıda hatıra fotosu çektiren üst devrede ki yaşıtlarına çatıdan balona su doldurup atan bir tip.  hatta akademiye geçtiğinde 1. sınıfta okurken, 3.sınıfta ki çocuklar bundan küçük beyler. düşünün amk ne kadar kalmış.  bir gün bahçede yaka açık geziniyormuş bizim ki, üst sınıftan bir çocuk(ama yaşı küçük bizimkinden) zemin katta ki bir pencereden buna seslenerek 

''sen benim önümden geçerken niye selam vermiyorsun lan?'' gibi bişey söylemiş. tahmin edebileceğiniz gibi savaş yüzbaşıda çenesini söküp eline vermiş çocuğun.  savaş yüzbaşı aynen şunu demişti, 

+ ÇOCUĞU CAMDAN ALDIM, YAKASINDAN TUTUP CAMDAN AŞAĞIYA ALDIM VE AĞZINI BURNUNU KIRDIM.

böyle bir adam gelmişti işte başımıza. tam bahadırın kalemi anlıyacağınız=)

savaş yüzbaşı gelir gelmez çözdük zaten adamı,  eller arkada, gözde güneş gözlükleri.  buraya geldiği için bir mutlu bir mutlu anlatamam. yıllardır bu anı bekler gibiydi sanki. topladı boşta ki bütün subay, astsubay ve uzmanları,  hem muhabbet etti hem de bilgiler edindi, hem bölge hakkında hem de bizi tanımak adına.  artvinliymiş kendisi, harbi laz yani. bunu duyunca aha dedim s*ki avuçladık. adam laz lan. 

bıraksan askerlik boyunca dağda tutar bizi.  zaten ne denli dengesiz bir adam olduğu bize ilk öğütlerinden ortaya çıktı. şu tarz şeyler söylemişti;

''KOMANDO TUGAYDA DURUR MU?
KOMANDO NUN YERİ DAĞ. KOMANDO KOĞUŞTA YATMAZ. ARAZİDE YATAR. SİZİN NE İŞİNİZ VAR BURADA? PUSU MU ATIYORLAR SİZE? GİBERİM PUSUYU. KOMANDO PUSU MUSU DİNLEMEZ YARAR GEÇER. BUNDAN SONRA İSTİRAHAT HARİCİNDE HASTALIK HARİCİNDE KİMSE TUGAYDA DURMAYACAK. BEN BİZZAT RAPORUMU HAZIRLAYACAĞIM. DEVAMLI GECE GÜNDÜZ HAREKETLİ OLACAĞIZ. DEVAMLI GEZECEĞİZ. KAHVALTIMIZI AKŞAM YEMEĞİMİZİ DAĞDA YİYECEKSİNİZ. DURMADAN YÜRÜYECEKSİNİZ. BENDE BİZZAT SİZİNLE GELECEĞİM. BURADA DURDUĞUMUZ SÜRECE BUNLAR GELİR BİZİ VURUR. ARAZİNİN HAKİMİ OLMAK İSTİYORSAK DEVAMLI ARAZİDE OLMAK ZORUNDAYIZ. ANANIZI BABANIZI KİM ARAYACAKSANIZ ARAYIM. ASKERLİK BİTENE KADAR ARAMAK YOK. YERİNİZ BURASI DEĞİL ARAZİ''

tabi bu çok özet hali.  hatırladıklarım.  1 buçuk saat bu tarzda bir konuşma yaptı. bide bunları konuşurken bizim g*t üsteğmenin yutkunduğunu hatırlıyorum.  o yutkundukça g*tü tutuştuğunu anladığım için biraz hoşuma gidiyor ama bir yandan da bu durumun beni de kapsadığından ötürü tırstım ne yalan söyleyeyim. 

yanlız bahadır ın savaş yüzbaşıya hayran hayran baktığını ve savaş yüzbaşının ''DAĞDA YATACAKSINIZ YILAN YİYECEKSİNİZ DOMUZU İKİ ELİNİZLE İKİYE AYIRIP ÇİĞ YİYECEKSİNİZ'' tarzı konuşma yaptıkca bahadırın daha da gaza geldiğini gördüm. adam harbiden dengesizleşti beyler.  yani bir saf bir psikopat.  şimdi gidin bakın karısının dizinin dibinde kedi misali kıvrılıp yatıyordur.  ama o zaman görseniz dağ adamı amk. 

o da daha önce bu tarz bir ortamda bulunmadığı için dengesizleşti. ben, ilker, feyzullah ve rahmetli yavuz abi falan biraz daha mülayim bir alışma süreci geçirirken (bu manyağa göre tabii),  bu dengesiz artık kendi içinde nasıl bir alışma süreci geçirdiyse, dağlarbaşı baho lakabını alacak kadar işi büyüttü. 

ileride anlatacağım zaten, bizim baho ve koray asteğmen savaş yüzbaşının en has adamı oldular mk. bu üçüde 3.dünya savaşını tek başlarına çıkaracak kıvama geldiler. mesela, geçirilen onca anı ve badireden sonra, özellikle kendi adıma konuşuyorum. pek normal bir insan olmadığımı ve geri döndüğümde, çok kötü bir psikolojide olacağımı düşünüyordum. artık rahatlıkla insanın midesinin kaldıramayacağı şeyler görmeye alışmış bir bünyem vardı bana göre.

bir gün tugay da ilker beni ve bahadırı dışarı çağırdı 
- ABİ GELİN ŞUNA BAKIN,
diye. çıktık, 

- BAKSANIZA ŞUNA
 dedi ilker, duvarın dibinde bir kedi ölüsü, ama amk havyan gibi, dedim lan
- BUNE BÖLE KEDİNİN NE İŞİ VAR BURADA?

ilker dedi
- ABİ KEDİ DEĞİL O FARE.

- ANANI AVRADINI S*KEYİM, 

zaten fareye karşı artı bir korku besliyorum,  karşımda roberto carlos un baldırı kadar fare yatıyo orada, başında bir iki asker,  hayatımda o büyüklükte bir fareyi görmediğim için ne kadar tiksinsemde biraz daha yakından bakmak istedim. bizim tugayın köpeği boğazlamış amk fareyi. 
yatırmış.  biraz yaklaştım yüzünü gördüm kuyruğu falan (ulan şu anda bunu yazarken bile titriyorum amk tiksindim resmen) 

daha fazla yaklaşamadım.  resmen midem bulandı. o anda ampul çaktı kafamda, aha dedim aga psikoloji pekte bozulmamış, hala miden yerinde iğrenç şeyleri kaldıramıyosun, bu iyi bişey dedim. 

bahadırda (yemin ediyorum benden daha hassas bir çocuktu) gitmiş yanına kadar, askerler var, aynen şunu dedi

+ LA MUĞAGODUĞUM KALDIRSANIZA ŞUNU LAĞN
Dedi. Çaaaat bir tekme attı hayvana g*tü başı dağıldı. ben direk uzaklaştım oradan amk,  midem daha fazlasını kaldıracak durumda değildi yani.ama bahadırın ne derece hayvanlaştığını anlayabildiniz sanırım.  ben 5 metre yakınına yaklaşamıyorum tüylerim diken diken olurken adam topa vurur gibi vurdu resmen. gram midesi bulanmadı heralde.  çok değişmişti beyler bahadır çok.

velasıl beyler, savaş yüzbaşı gerekli yazışmalar falan yapıldıktan sonra, tugayda ki her timi bir yere gönderilmesine karar verdi.  4 tim olarak bir bölgede belli karakollara bağlı olarak intikal yapacaktık. özellikle tehdit alan karakolların olduğu bölgelerde.  devamlı intkal halinde kalacaktık. sabahın köründe çıkacak akşama kadar belli aralıklarla dinlenip yaklaşık 10 ve 20 km çapında bir bölgede hareketli unsurlar olarak dolaşacaktık. 

amacımız terörist bulmaktan ziyede, alan hakimiyeti sağlamak ve bu muallaklerin manevrasını sıfıra indirmekti.  zaten belli bir zaman sonra bunlar yer değişikliği yapmak için devamlı bir timimize denk gelip çatışmak zorunda kaldı. g*tlerini kıpırdamaz hale gelmişlerdi.
Size biraz intikal noktalarından bahsetmek istiyorum. yanlış hatırlamıyorsam 4 gündüz 4 gece bir programıydı, sonra istirahat 1 günlük. yanlış hatırlıyor olabilirim bazı bölge isimlerini şimdiden söyleyeyim. bizim grupta, bahadır da vardı feyzullah da vardı ve bir arkadaş 4 tim olarak başımızda bölük komutanı olarak bir üsteğmen ama bizim g*t üsteğmen değil.  

bizim sorumlu olduğumuz bölge güçlükonak mevkii idi. gezdiğimiz noktaları söylemek istiyorum çekinmeden çünkü bu zaten bir sır değildi. kendi memleketimizde devriye atıyorduk. köylüsünden tutunda herkes biliyordu zaten hangi bölgede intikal yaptığımızı. güçlükonakta ki karakoldan çıkardık, dicle nehrini takip ederek, çevrili sanıyorum köyün ismi oraya gider ve sabah kahvaltımızı yapardık, 

oradan takribi bir 3 saatlik (oda en az) yürüyüş ile dicle ye (yani mardin şırnak sınır hattı) paralel bir şekilde dağyeli mezrasına doğru giderdik, bu bölgede beyler siirt ve mardin ilçe sınırlarının kesiştiği yer ki mardinden gelen timler siirtten gelen timleri belli tepelerde mevzilerde görmek mümkündü. hatta bir keresinde dicle kenarında foto çekinmiştik mardinden gelmiş bir timle. 

diclenin karşı kıyısında dururlardı biz diğer tarafta . zaten artık arazi hakimiyetini öyle sağlamlaştırdık ki, intikallerimiz ara ara hatıra fotosu çekinmek için dururdu. özellikle karakoldan çıktıktan sonra, dargeçit yolu vardı mardin e giden.  dicle üzerinde mesela o bölgelerde foto çekinirdi askerlerimizi. 

dağ yeli mezrasında bir 15 20 dakikalık dinlenirdik, ardından öğle yemeği için taşkonak köyüne uğrar orada öğle yemeğimizi yerdik.  ardından çıkar taşkonak köprüsü vardı sanırım ismi taşkonak köprüsüydü başka bişeyde olabilir ama o bölgede bir köprüydü,  orada ki yamaçlarda hatıra resmi çekinirdik. 

olaya bakın beyler şırnak turu yapıyoruz resmen. neden o kadar intikal yürüyüş yapılıyor anlayın. 
biz orada devamlı hareket ettikçe bunlar kıpırdayamıyorlardı. bunların işi gücü ani baskın pusu falan. 
öyle karşınıza çıkamazlar yani. öğle yemeği ve hatıra fotolarından sonra yağız köyüydü sanırım oraya gider akşamüstü dinlenmesine geçerdik. yer çok beyler gidilecek yer çok.  yürüyün yürebildiğiniz kadar.  fakat bir yerde uzun süre durmayın. devamlı hareket devamlı yürüyüş. 

yani adamlar bir timi bir yerde gördükten 2 saat sonra, aynı tim 7 8 km farklı bir yerde çıktığında yemin ediyorum beyin amcıklaması geçirirlerdi. çünkü diyorum ya bunlar işi gücü pusu, vur kaç. başka da bir b*k yapamazlar. öyle bizim gibi gezmek falan nerde amk. pusu atmadıkları sürece, baskın yapmadıkları sürece girdikleri mağaradan veya oyuktan burunlarını çıkaramazlar. 

siz bakmayın yol kestiklerine. kimlik falan sorduklarına. asker çıkıp gezmediği için bunlar o şekilde takılıyorlar bence. asker hep intikalde olmak zorunda. ama devamlı. asla ara vermeden. aksi halde hemen bir yere pusu veya mayın falan atar bunlar. fırsat vermemek lazım. dediğim gibi bir noktada asla uzun süre kalmazdık.  özellikle akşam üstü dinlediğiniz yerde o geceyi geçirmeye kalkarsanız sıçtınız. net söylüyorum yani sıçmak ne kelime avuçlarsınız o kadar diyim. biz akşam üstü dinlediğimiz yerden kalkar en az 6 7 km uzakta bir yere yürür orada akşamı geçirir gerekirse pusu atardık. 

ikinci gün beyler, yağızdan çıkar 1 2 saatlik yürüyüşün ardından, başka bir köye giderdik çok yakındı bu köy. ismini çıkaramıcam. ardından karageçit e doğru giderdik eski bir kaç küçük pkk kampı vardı sanırım orada. tam kamp değilde ufak ufak bölgeler. oraya giderdik ve o kamplara bakardık. boşalmış kamp tabii. öğle yemeği için seslice tarafına güneye doğru iner orada yemeğimizi yer köylüyle muhabbet ederdik. sanırım orada ki köy korucu köyüydü.

ardından akşam üstüne doğru kalkar, oradan güneşli köyüne geçer bir istirahatten sonra (gabar dağı eteklerinde sayılırız zaten), orada bir bölgede pusuya geçerdik. bir keresinde akçay köyü vardı oraya gidip çay içmiştik güveç falan vermişti köylü. hatta bi defasında mardin den gelmişlerdi askeri bir kaç tane tim. onlarla oturup muhabbet etmiştik.

kısacası güçlükonak merkez olmak üzere, gabar ve dicle nehirinin çevrelemiş olduğu bir alanda devamlı intikal yapıyorduk. inanın bu süre zarfından o bölgede en ufak bir olay olmadı.


Brenna McCrimmon - Dolama Dolamayı

daha önce ki bölümde anlattığım gibi beyler. yoğun bir intikal programına girmiştik. bölgede basılmadık taş, tırmanmadığımız tepe kalmamıştı. devamlı hareketliydik. devamlı yer değiştiriyorduk. amacımız örgüt mensuplarını bulmak değil, onları oldukları yere mıhlamaktı. hatta elimizde olsa açlıktan ölene kadar oldukları yerde tutmaktı diyebilirim. şunu çok net bir şekilde söyleyebilirim. arazinin hakimi bizdik. açık ve net. kuş uçurtmuyorduk. temmuz ayına girmiştik epey bir süre önce. güneş tepemizde. devamlı arazideyiz. hatta bazen hücum yeleğim dışında bir şey giymiyordum üstüme. kavrulmuştuk. kapkara olmuştuk resmen.

terledikçe toz toprak heryerimize yapışmıştı. pislik içindeydik anlıyacağınız. ayaklarınızda yanıyor resmen o postalların içinde. çorap zaten kalın. 4 5 çift çorapla gezdiğimi hatırlıyorum. devamlı çorap değiştirirdim. devamlı ped bağlardım ayak tabanlarıma. ayak tabanlarımın kalkmasına alışmıştım gerçi. ancak araya toz toprak kaçtığında inanılmaz bir acı veriyordu. o yüzden sıkı sıkıya bağlıyordum. çorabıda geçirince ayağınıza, o sıcakta postalın içinde kavruluyordu ayaklarınız. çorapsız giymek mümkün değil zaten. bir daha yürüyemeyecek hale gelir ayaklarınız. 

devamlı geziyorduk beyler devamlı. bir oraya bir buraya. girmediğimiz mezra kalmamıştı. ama tek bir kişi dahi çıkmıyordu karşımıza. kafayı yemek üzereydim artık. aylar boyunca bu şekilde gezeceğimizi düşünüyordum. s*ktir olup gittiler sanırım falan diyorduk birbirimize. kafayı yememek elde değil. 30 35 kilo techizatla güneş en tepedeyken geziniyorsunuz, düz yolda değil, devamlı tırman veya in. g*tümüzden ter akıyor resmen. gözlerimin içine giriyor alnımdan akan ter lan. terlerin göze girmesini engellemek için var olan kaşlarım bile illahlah etti oda bıraktı kendini amk. 

bu şekilde günleri geçirirken temmuz ayında garip olaylar olmaya başladı beyler. ama hakikaten çok garip olaylar. güçlükonakta 1 günlük istirahattayken, çok kötü bir haber geldi. hakkaride bir helikopterimizi düşürmüşler. 9 subay şehit olmuş. fakat garip birşeyler var. skorsky helikopterimiz, ısıya güdümlü bir roket mi füze mi öle bişeydi onunla vurulmuş. 

yani pkk nın silah envanterinde bulunmayan bir silah ile. inanılması güç bir şey. ve uçuşa güvenli bir bölgede vuruldu. haberlerde çok az yer buldu. ve arkadaşlar tam 2 gün sonra. k.ırak ta bir ırak askeri helikopteri düşürüldü. haberlerde dinledik. 

şimdi bi dakika beyler. şimdi garip bir durum yok mu sizce bunda?

k.ırak sınır ötesi operasyon olmadığı sürece uçuşa yasaklı bölge sinek bile uçamaz bu 1. hele hele saddam bir helikopterini k.ırak a hayatta göndermez g*tü yemez bu 2. ırak ın uçan bir helikopteri yoktu 1.körfez savaşından sonra kalmamıştı bu da 3.

e ne helikopteri o?

ayrıca bizim askerimiz tarafından vurulmuş ve asıl garip olan k.ırak ta vurulmuş sınırın ötesinde, sınırın ötesine açık açık girdiğimizi söylüyor haberler. şimdi bir garip olan şey ise, saddam ın helikopterini biz neden saddamın kendi toprağında vuralım bu savaş sebebidir yani.

savaş yüzbaşı demişti, 2 gün önce bizim helikopteri düşüren pkk değil, bu düşen helikopterde ırak helikopteri değil. beyler asıl bomba, bu olaydan 1 2 hafta sonra daha tayin zamanı gelmeden osman paşa tayini çıktı ve kıbrısa gitti sanırım. ki 2 tayindir özellikle erteliyor burada kalıyor. yani elinden gelse emekli olana kadar orada kalacaktı.
şu kadarını söyliyeyim. yüzbaşımızın dediğinden ben şunu anladım. osman paşa bizzat o helikopteri vur emri verdi. ki aslında ne helikopteri olduğunu söylememe gerek yok. gece uçuşu yapan helikopter pek fazla ülkede yok. amerikada rusyada falan var yani. osman paşa bizzat insiyatif kullanarak vurdurttu özel bir kuvvete o helikopteri.

ve tayini çıktı.

zaten önü çok açık olmasına rağmen emekli oldu. bunun sebebide kontrol edilemez olmasıdır bana göre beyler. daha tuğgeneral ken bu denli kararlar alan adam orgeneral olduğunda kimseyi s*kine takmaz diye yapıldı bence bu.

işte beyler bu medyaya çok ama çok az yansıyan ırak helikopteri mevzusundan sonra, süleyman demirel dönemin başkan, canlı yayında dedi yani bunu, ab ve abd pkk yı destekliyor. ki içeride ki örgütün siyasi kollarını ziyarete geliyordu ab nin bazı yetkilileri.  tabi biz askerden sonra öğreniyoruz. herşeyin başı osman pamukoğlunun yapmış olduğu çelik harekatıydı.

daha 2 hafta bile girip adam gibi operasyon izni alamazken natodan, adam kendi insiyatifinde askeri 50 güne yakın k.ırakta tutup anasını s*kmişti ortalığın. sırf bu yüzden bir helikopterimizi düşürdüler bence. gözdağı için. ardından bu ps*kopat generalimizde gitti bir tanede onlardan düşürdü bir gece. açık açık gidere gider yaptı tabiri caizse.


Cem Karaca - Kerkük Zindanı

savaş yüzbaşıdan biz bu helikopter mevzuunu duyunca çok heyecanlandık. hatta ''rüyamda'' savaş yüzbaşı gelmiş bize diyor ki amerikan özel askeri kuvvetleri peşmergelere özel eğitim veriyor. bu pkklılarda dağda terörist, ırak ta ki şehirdede peşmerge siz anlayın diyordu ''rüyamda''

lan biz bir heyecanlandık. bir heyecanlandık sormayın gitsin.  hatta ''rüyamda'' diyorum ki savaş yüzbaşıya, e komutanım gidelim o zaman amerikan askeri gücünü vuralım incirlikte ne duruyoruz dedim, oda bana kalsa şu dakika tepelerine inerim skorskylerle ama öle bi baba yiğit yok yukarıda dedi ''rüyamda'' dedi ama bunları hep yanlış anlamayın.

ardından tabi olan oldu gene. tuncelide 40 araca yakın bir konvoyumuza pkklılar roketlerle saldırdılar. ama çok büyük bir saldırı. anında tugaya çağrıldık. anında ama. hemen hareket ettik araçlarla tugaya doğru. tabi o kadar zaman sonra operasyona gidiyoruz düşüncesi bizi fena halde heyecanlandırdı.

tugaya gelir gelmez daha içeri dahi girmeye fırsat bulamadan iştima alanında toplanmamızı istediler. bizde toplanıp beklemeye koyulduk. saat sabaha karşı 5 e doğru geliyodu sanırım beyler. artık beklemekten bezmişken bir haber daha geldi, tuncelide ki konvoy saldırısında 18 şehit. morallerimiz çok bozuldu tabi, siirttende çatışma haberleri geldi. bizde tık yok ama amk. o kadar intikal yaptık o yüzden dememe kalmadan,

ardından şok bir haber daha geldi, beytüşşebapa yakın bir bölge olan uzungeçitte sınır jandarma timine pusu atılmış, çatışma devam ediyormuş hemen oraya intikal etmemiz gerektiğini söylediler. tabi helikopterler hep uçuşta amk. tamam onlara da hak veriyorum bir siirte uçuyor bir hakkariye bir tunceliye falan.

araçlara atladık çıktık yola. içime bir kurt düştü beyler anlatamam size. yolda ya bizim konvoyada pusu atarlarsa diye. yolda beyler beytüşşebap uzungeçit e daha yakındır. bu hatırladığım kadarıyla uzun geçit yoluda çok pis bir yol. tek yol var yani. uludereden sonra bir yol var başka bir yol yok. sadece o yolu kullanabilirsin araçla. yani pusu olma durumu yüzde bir milyon amk. 

bide derin bir vadi tarzı bir yerden gidiliyor oraya. uzmanımın çok rahatsız edici bir durumu vardı zaten o benim psikolojimi kat be kat bozdu. baktım buna ama bişey demedim, baktığımı gördü, yanımda zaten dedi,

+ çok pis bir yol çok pis 
dedi kafa sallayarak. 

şimdi beyler ben bişey itiraf edeyim, bazılarınıza komik gelebilir belki. ayetel kürsiyi bilmiyordum ben ezbere. ama orada ki psikolojiden bir kağıda yazdım ufacık bir not kağıdı. cebime koymuştum. uzmanım öyle deyince çıkarttım cebimden karanlık görebildiğim kadar okumaya başladım. 

çünkü bizim sayko uzman lan o yani rahatsız oldu. okumaya çalışıyorum zaten bir b*k göremeyorum, kurşun kalemle yazmıştım hafif silik, birde araç bir sağa bir sola sallanıyor, bir yandan da aklıma yağmur geliyor yavuz abi geliyor falan. çok iç karartıcı bir gece yani. her an bir pislik olabilir. 

dediğim gibi uzungeçit uludere beytüşşebap arasında bir yol var tek bir yol orada. yemin ediyorum 45 dakika o g*t kadar kağıtta ki duayı okumaya çalışarak geçirdim, uludereyi geçtik o uzun geçit yoluna girdik amk zart diye durdu konvoy, patır patır in in in diye bağrışma sesleri geldi benim kalbim yemin ediyorum g*tümde atıyo, inanın içimden dedim, heralde biz pusuya düştük önde ki araçlardan biri roket yedi, ben sesi farketmedim. allah canımı alsın araçtan bir atlayışım var, bir mevzi arayışım var anlatamam. tabi bu 3 4 saniyelik bir olay. ama çok kötü bir durum beyler. ulan biz pusu beklerken pusuya beytüşşebaptan gelen timler düşmüş, mayına basmış bir araç roket yemişler.

o haberi alır almaz bir indir araçlardan. e tabi gene intikal amk. ama hafif tempo koşu şeklinde. o kadar techizat, birde dik yol. hadi yolu s*ktir ettim yol olsa iyi araziye çıktık, çatışma alanına doğru ilerliyoruz. nefesim kesilmek üzere yani o derece. terden su oldum. birde şırnak ın ayazı pistir. terledikçe ıslandım rüzgarda var hafif amk bildiğiniz donuyoruz ben değil sadece. bütün asker donuyo. ağzımızdan buhar çıkıyo yaz ayında. rakımı epey yüksek bir bölgededir bu beytüşşebap bölgesi, yaz ayında bile kar bulabilirsiniz etrafta. yüzbaşı dedi, biz oraya gidene kadar gün açar, kenarda ki karı alıp yiyin.

nası yani amk?

kar ne alaka lan?

işte asker ocağı hergün yeni birşey öğreniyosunuz.  aldık bir avuç karı attık ağıza, nefes alıp verirken burundan ve ağzımızdan çıkan buharı kesiyormuş meğerse amk. belli olmasın uzaktan diye. yaz ayındayız bu arada he hatırlatıyım. manyak bir coğrafya yani.

ulan yürüyoruz. burundan nefes alıp veriyosun, ama yürüdükçe daha da çetrefilleşiyo yol, burundan alınan nefes ciğer için yetersiz kalıyo, bu sefer ağzıdan alıp veriyosun, o zaman ağızımızda nasıl kuruyor varya anlatamam size. yemin ediyorum yazarken susadım şimdi. e devamlı su içmek zorundasınız. ama içersende şişer tıkanırsın amk. bomb*k bir olay yani. harbiden bomb*k.
biz arazide yürürken gene uzaktan keleş ve g3 sesleri geliyo beyler takır takır takır tak tak tak tak falan. 

sesleri duydukça daha da maynaklaşıyosun. hadi amk hadi gelelim artık, hadi şu tepenin arkasında olsun, hadi şu kayalıkların arkasında olsunlar falan diye moddan moda giriyosun. normal yürüyüş yapıyoruz artık. iflahımız s*k*lmiş. tamam o kadar intikal yaptık ama bu sefer farklı yani. her yerde birbirimize girmişiz tunceli siirt hakkari mardin şırnak bingöl van falan güney doğu yangın yeri yani amk.

bir dar patikaya geldik benim timde grubun başlarında, önümde 2 3 tim var, hemen arkamda bahadırın timi var. lan o dar patika gibi bir yerden geçmeye başladık, bir taraf uçurum hatırlıyorum, bir yer var, tek elini bir taşa dayayıp geçiyosun diğer taraf uçurum amk. 

önümde ki timler geçti benim tim geçti, bahadır geçti arkasında 2 3 tim daha geçti sonra güüüüüm diye bir patlama sesi, en arkada ki timden bir çocuk mayına bastı. yemin ediyorum aynı yerden geçtik ya, yani o kadar adam geçti oradan basmadı o çocuk nasıl bastı hala kavrayamıyorum bu durumu. imkanı yok yani. ona gelene kadar birimiz basmamız lazımdı çok dari bir yürüyüş yolu çünkü, iki kişi yan yana gidemez öyle söyliyim.

e tabi panik zaten hat safhada, iyice contaları yaktım ben, bahadırda nooluyo lan diyo duruyo sonra gene nooluyo lan diyo gene duruyo ara ara nooluyo lan nooluyo lan falan diyo bu bağırmadan ama, silahıda stresten öyle bir kavramış ki anlatamam size. 3 timi geride bıraktık mecburan onlar geri dönecek o çocuk şehit olmadı ama sanırım bacağını kaybetti göremedim yani, çok gerideydi ip şeklinde ilerliyoruz.

yarım saat durduktan sonra gene devam ettim çatışma devam ediyo, diğer taraftan beytüşşebaptan gelen timler zaten pusuya düşmüş bizim gitmemiz lazım bizde gidemezsek sabaha kadar o çocuklar orada şehit olur allah korusun yani. saat 4 çıktık yola 10 da varabildik çatışma bölgesine, keloğlan mı kelmehmet mi öyle bir dağ kelli bişeydi ama. o bölgede, tobleron çikolara varya beyler. onu ters tut tersten üçgen aşaya doğru iniyor o dip kısmıda her iki eteklerde olmak üzere kayalıklar var. sanki köpek balığı dişleri gibi.

bizim çocukları tam çember olmasada baya bir çevrelemişler, saat 10 kadar sarmak üzerelerken etraflarını yatiştik. çöktük tepelerine şerefsizlerin.

yani göğüs göğüse girmedik tabi birbirimize takribi, 100 150 metre falan var aramızda, zaten net bir görüş alamıyosun ama duman çıkan yere basıyoruz mermiyi basıyoruz mermiyi. nişan almak olanaksız zaten amk. biz bölgeye vardığımızda ne bizim gariplerin ne de bu muallaklerin takati kalmış 5 6 saattir çatışıyolar zaten amk. 


bizde gelince bu it sürüsü g*tüm g*tüm kaçmaya başladı. bizim sınır timleride bunların kaçtığını görünce kaç saattir çatışıyo zaten amk o hırsla hücuma kalktı sanki amk. halbu ki bırak zaten kaçışları yok bu salakların. yani o şekilde kovalamak ölüm demek. manyak gibi koşuşturmamak lazım. açıkta kalıp vurulursun yani. bizim savaş yüzbaşı müdahale etti zaten ''sinin lan *mına koduklarım sinerek takipte kalın'' falan diye söylendi.

bizim nişancılarda ara ara ateş ediyolar ama, her ateşten sonra hey yavrum hey falan diyolar, hatta bir keresinde vay amk alnına şafak yazdım komutanım falan dediklerini duydum. biz bunları takip etmeye başladık. çatışa çatışa sine sine takip ediyoruz muallakleri. 

bunlarda ortasuya doğru kaçmaya çalışıyolar, oradan k.ırak a gidip kurtulacaklar. bizim yüzbaşı takip boyunca devamlı helikopterle tim indirmelerini istiyo arkalarına ki saralım kaçamazsınlar 70 80 kişilik bir grup zaten. bizi görür görmez kaçmaya başladılar arkalarına bir kaç tim indirsek varya keklik avı resmen amk.

ama yok. gelmiyolar. olumsuz yanıt verdikçe yüzbaşıda deliyo dönüyo basıyo küfür basıyo küfürü. o helikopterler g*tünüze girsin, sizin yapacağınız işi s*kiyim ben falan bir küfür anlatamam size. biz geleli 3 saat geçti hala takipteyiz. arayıda kapatamıyoruz tamam mı, saramıyoruz herifleri devamlı hareket halindeler. zaten çok keskin bir arazi, hızlı hareket etmek olanaksız. bide puştlar maymun gibi zaten. bizde bir ton tachizat g*tümüzü zor kaldırıyoruz, adamın elinde bir keleş bir kaç şarjör ve el bombası o kadar oradan oraya zıplıyo g*tler. 

e saramayınca etrafını bunlar çatışa çatışa geri çekiliyolar. ama geniş alana yayılamıyolar araziden dolayı. 4 5 grup halindeyken tek gruba kadar indirdik biz. dar alana girdi bu salaklar. yön tayini yapamıyolar beyinlerini s*ktiklerim. g*te basınca mermiyi yönlerini şaşırdılar davarlar. bunlar dar alanda toplanınca yüzbaşı g*tünden alev çıkartıyo ama ''bas rokeeet basss bas ulaaan rokeeetçiii bas roketti rokkeeeeeet kafasına roket bas rokettçiii''

yüzbaşı bağırınca çocuklar sanki düğünde havaya ateş açar gibi havare roket estiriyolar ama tepelerine tepelerine geliyo bazıları. içimizde ki cani ortaya çıkıyo amk. hepsi nokta atışı olsun kafasına kafasına isabet etsin istiyosun. biz roket basınca bunlar ateşide kesti. ateşi kesince biz baya gaza geldik amk. 

hele baho varya mevzilendiğimiz bir kayadan çıkar çıkmaz alla alla alla alla alla diye diğer mevziye koşup ilerlemeye başladı görmeniz lazım. savaş yüzbaşıda gördü, ha benim goçuma bak be goçuma bak bee falan diyo bu sanırsın 2 yaşında çocuk gereksiz yere etrafa atmaya başladı kendini. bu arada yemekhaneden çaldığı salatalığında cebinde parçalanmasından dolayı cebi sırılsıklam cebine sıçmış gibi toprakta bulanınca komik bir görüntü anlıyacağınız. adam yemekhaneden salatalık çalıyodu lan böyle dengesiz bir adam yok beyler=)

o manyak anlarda psikopata bağlaması çok hoşuma gidiyodu baho nun ama kıskanmadım lan neyini kıskanıcam deli s*kmiş gibi takılıyodu çatışma esnasında. =)

neyse beyler. biz bunlara roket attık 8 9 tane salladı çocuklar, devam ediyoruz takibe, bunlar ateşi kesince biz daha bir güvendik kendimize, artık daha rahat hareket ediyoruz, çok fazla sinmeden yani. tabi b*kunuda çıkarmıyoruz da öyle sine sine harekette azaldı.

zaten roketi attığımız yere gelince 2 tanesi yerde yatıyo yanmış vücutları, 3 4 tanede yan tarafta ki boşuğa düşüp kafayı patlatmışlar, roketçiler iyi iş çıkarmış yani anlaşılan.

zaten çok dar bir alana soktular kendilerini orada. kapan gibi amk. gabar aynası mevzu coğrafi şartlar falan hep onlara mı çalışıcak amk bi kerede bize çalışsın dimi. bu gerizekalılar ortasuya gideceğine yönlerini şaşırdılar yada belki ben öle düşündüm hakkari yönüne dağdibine doğru gitmeye başladılar. ulan varya yemin ediyorum bunların önüne sadece 1 tim atabilsek durdursak canlı bırakmayız baş baş üstüne komayız yani.

ama işte en gerektiği anda o s*ktiğimin skorskyleri yok piyasada. 2 saat falan daha geçti bunlara arada roket sallıyoruz gene amk. ama iflahımız s*kildi bizimde, e 5 dakika durayım diyemiyosun bırakamazsın takibi 2 dakika bırak anında kaybolurlar. 100 metre 150 metre 200 metre mesafede takip yapıyoruz. 

bazen tepeye tırmanıyolarlar ama kafaları gitmiş beyler, ruh sağlıkları yerinde değil yani. ben olsam bir sivri tepeye çıktığımda dönüp ateş ederim yani, hakim bir tepede olunca sayı farkı pek olmuyo. ama diyorum ya haplanmış mı ne b*k yemişlerse.  zaten bunlara bir emir ver o emiri yapmaktan başka bir b*k düşünmezler ki, insiyatif alacak kafa yok. düşünme yetileri yok çünkü.
velasıl bunlar dağdibi bölgesine doğru çekilmeye başladılar. ırak sınırına yaklaştıkça savaş yüzbaşıda ki sıkıntıda artmaya başladı. bu kadar örgüt mensubunu kaçırmak adama koyar yani. o kadar zaman bir tane bile bulamamışken bu kadar kişiyi elimizden kaçırmak olmaz yani amk.

bir türlü çeviremedik herifleri. zaten dağdibi bölgesini bir görmeniz lazım. nası anlatsam, koridorlarla dolu amk. toplamda 7 8 saat kovaladık biz bunlar 8 9 tanesini indirdik. ama ırak sınırından girdiler. bizde durdum maalesef. ilerlesek sınır ötesi. yani devletten izinsin orada operasyon yapıp ölürsen şehit sayılmıyosun bilmem bileniniz var mı bu durumu.

abi bunlar göz göre göre kaçıyorlar.savaş yüzbaşı hemen durumu bildirdi, yalvarıyo adam beyler. alla aşkına gönderin şu helikopterleri ne olur diye. yok ama amk. hepsi başka yerlerde. izin istedi bu ırak a girmek için, lan izin verdiler mi. haydi yürüyün lan dedi ırak a giriyoruz. 

devletten izin almadılar tabii ki, üstüne sordu girin dedi amk. girdik biz, tabi bizde ırak a girince bunların g*tü başı bir tutuştu ki sormayın. kurtulduklarını sanmışlardı çünkü. bakmayın girdik ırak a da 3 4 km giremezsin yani en fazla 1 saat 1 buçuk saat daha takip ederiz o kadar. tabi bunlar onu bilmiyorlar=)

bizde peşlerinden girince bunlar moral bozukluğuyla aralarından bazıları tek tük durup çatışmaya çalıştılar. en fazla 3 4 dakika oyalabiliyorlar ama bizi, sonra ağzına veriyor çocuklar mermiyi. sonra ilerliyoruz bu sefer 2 3 kişi yorgunluktan durup ateş ediyor gene ağzına alıyor mermiyi, gene devam.

yüzbaşıda yalvarıyo devamlı ama ne olur helikopterle tim gönderin yalvarıyo lan koca adam görmeniz lazım. devam ediyoruz öyle öyle öyle öyle 7 8 kişi daha telef oldu bunlardan. en sonunda beklenen haber geldi beyler. helikopter geliyormuş. yani tehlikeli olmasa hava zıplıcam sevinçten. tim getirecek skorsky değil ama cobra geliyormuş. canıma minnet amk.

biz tabi cobranın geleceğini duyunca şahlandık bildiğiniz şahlandık. dediler 15 20 dakika sonra orada olacak kobra dayanın.  lan bize tabi o 20 dakika bir ömür geldi. yani sanmayın korkudan zor durumdan. adamları kaçırıcaz diye ödümüz patlıyo. beyler arkamızda ki araziden o canım yaradanına kurban olduğum meleklerimizden biri cobra badabadabadabadabadabadabadabadabada diye ses çıkara çıkara bir gelişi var. gözünüzden yaş gelir amk. bir yandan da telsizden anons çekiyo,

arkadaşlar geldim biz hep yanınızdayız merak etmeyin, hepinizle gurur duyuyoruz falan diyo sonra yer teyit etmesini istedi yüzbaşıdan yüzbaşıda anında yeri söyledi. bu tabi her zaman ki gibi ''atış yapıcam sakin olun yerinizi koruyun, sesten dolayı kendinize hakim olun'' dedi.

lan olum diyorum sen orayı yerle bir et ben kulak zarımı burada bırakırım merak etme. bu bir başladı atışa o karşıda ki tepeyi cehenneme çevirdi beyler. darmadağın etti. dürbünle bakıyoruz yüzbaşı çıldırdı resmen adam orgazm oluyo sanki;

''harika harika süper aynen devam et o bölgeye atışa devam et devriliyolar harika atışlar harika''

hakkaten nokta atışı yapıyo cobra beyler. birde günde açmış görüş açısı mükemmel hafif çalılar ağaçlar var ama en ufak hareket eden şeye basıyo mermileri pilot. ağlamak geldi içimden resmen.


Cem Karaca - Namus Belası

ulan resmen sınırı geçmiş operayon yapıyoruz. yani hissedilen duygular tarifsiz. cobra bir iki daha sorti yaptı o bölgeye, sonra allah yardımıcınız olsun arkadaşlar hep yanınızdayız hep sizin için uçuyoruz bu vatan size minnettardır dedi, 

yüzbaşıda aynı şekilde karşılık verdi, ardından uçan meleğimiz döndü geriye. bizde hemen anında toparladık, geriye dönmeye başladık. ıraktasınız çok kalamazsınız. ama o s*ktiğimin muallakleri varya hani helikopterimizi düşüren puştlar anladınız işte. o g*t oğlanlarına inat ırak a girip s*k*p attık ya köpeklerini. bu gurur madalyadan daha büyük birşey bana göre.

giderse gider amk. kansa kan cansa can. buranın ağasıda biziz marabasıda biziz ulan dedi savaş yüzbaşı zaten. o anda kaplan kesildik zaten amk. hepimiz olmuşuz rambo.  o rangers mı delta force mu artık ne s*k*kse özel amerikan birlikleri, onlar o esnada çıksa karşımıza g*tlerini kesip kulanlarına küpe yapıcaz. kolay mı lan 9 saatte yakın takip iflahımız s*kilmiş, s*k*p atmışız bölgeyi, ırak a da girmişiz şimdi ki gibi kimseden izin almadan hemde. 

o dönem zaten orduda amerikaya karşı bir uyuzluk vardı zaten. yemin ediyorum varya bu pamukoğlu paşa orgenaral falan olabilseydi, o dağları dümdüz ederdi adım gibi biliyorum. neyse beyler tabi gidip sayamadık bu muallaklerin leşlerini hemen geri dönmemiz gerekti, ama dürbünden görebildiği kadar yüzbaşı 36 tane leş saymış. ırakta yorulup ateş açan 8 tane yi de ekle. beyinlerine roket yiyip olen kayalıklardan düşen 7 tane daha ekle. topla ne etti,

51, fena değil. buna karşılık bi gazimiz var. sınır jandarma timindende 3 şehidimiz var. beytüşşebapta ki pusuda 7 askerimiz şehit oldu.  bu takip ettiğimiz şerefsizlerden bir kısmı kaçsada uzun bir süre etkisinden çıkamayacakları bir gün yaşattığımızı düşünüyorum. zaten tahminimce diğerleride 3 4 aya geberip gitmiştir.


East Hastings - Godspeed You Black Emperor

geçmişte kalmış 20 yıllık bir hayatı unutmak nedir bilirmisiniz beyler.  çok garip bir duygudur. hatırlayamazsınız.  hatırlamak içinde çaba göstermesiniz gerçi, komik olan da bu zaten. kışlaya girdiğiniz o ilk anda hayatınız başlamıştır. kışla kapısının dışında kalan şeyler çok eski bir tarihte kalmış gibi hissediyorduk. paralel bir evrende yaşanılmış bir hayattı sanki o.yep yeni bir hayattasınızdır.

etrafınızda dağlar, kayalıklar, bulutlar, gökyüzü, ağaçlar, çıplak kayalıklar, çiçekler, çimenler, dereler, nehirler, bitmek tükenmek bilmeyen dağı çepe çevre sarmalamış panika yollar, karanlık, yıldızlar, kar, soğuk, yeşil renk bol bol yeşil renk, ortalikta gözükmeyen ama hissedebildiğiniz o dağların size vermiş olduğu huzur. o dağların vermiş olduğu korku, heybetlerine baktıkça içinizi ürperten somut bir his.

o dağlara baktıkça uzaklardan, o heybetine, bulutların bile ulaşamadığı dağlar. onlara baktıkça işte, içinizi bir huzur kaplar. ama rahatsız edici bir huzur.  şehirde büyümüş bir adam için rahatsız edici bir huzur, sessizliğinden dolayı etrafta ki rüzgar sizinle net bir şekilde konuşur sanki. doğanın sesini engelleyecek hiç bir teknolojik şey yoktur. yıldızları net görmenizi engelleyecek ışık topluluğu yoktur.

yağmur yağdığında toprağın kokusunu çok net alırsınız beyler. çimenin kokusunu çok net alırsınız. inanılmaz huzur dolu bir ortamdasınızdır.  ama sizi rahatsız eder bu huzur. dalıp gittikten sonra, kendinize gelirsiniz,  o yüce dağın bilmem kaç yerinde olan mayınlar, kafanıza isabet edebilecek bir mermi, her an ortalığın kıyamet yerine dönme olasılığı. devamlı bir iyiyi bir kötüyü düşünürsünüz. iyi ile kötü arasında gelip gidersiniz. belli bir zaman sonra geçmişteki hayatınızda kalan şeyşeri düşünmeye fırsatınız olmaz. korku ne demek, onu hissedersiniz. ama korku filmi izlemek değil. içinizde oluşan o muhteşem huzurun korkusu. ne manyak bir şey. huzurun getirdiği korku.

oraya has bi özellik olsa gerek.  hayatınız bir kaç ay önce başlamıştır ondan öncesi yoktur. hatırlamazsınız ondan öncesini, hatırlamak istemezsiniz zaten. özellikle hatırlamamak için çaba göstermeye başlarsınız bir zaman sonra.


Here Without You - Vitamin String Quartet

insan hayatında büyük değişikliklere gebedir oralar. dindar bir adam hayatta ki boşlukları irdelemeye başlar bilmeden. sivil hayatında saf, temiz ve biraz çekingen bir çocuk adam öldürmeye programlanmış bir psikopata dönüşebilir ''bilmeden''. dinle pek bir alakası olmayan, namaza dedesinin zoruyla bayramdan bayrama bazende yakalanırsa cumaları giden bir adam, genellikle namaz denilince, namaz kılan babanesinin çocukken boynuna asılıp bir aşağı bir yukarı inip çıkmasını hatırlayan bir adam, cebinde bir not kağıdına ayetel kürsi sıkıştırır. yıllar önce annesinin vermiş olduğu cevşeninin ara ara boynunda olup olmadığını kontrol etmeye başlar. sadece bir kaç ay önce o cevşenin varlığı veya yokluğunun hiç bir önemi yokken.

sevdiklerinin değerini anlarlar. kızgın olduklarına daha bir öfke kaplar içlerini. özlemin gerçekte ne demek olduğunu anlarlar.  çocukluklarında ki über kahraman rambo nun ne kadar yalancı bir o.çocuğu olduğunu kavrarlar. yeşilden tiksinirler artık. odasını, yatağını incin bırakmayı alışkanlık edinmiş bir adam, yatak toplama konusunda master yapar.  telefonun ne denli değerli bir şey olduğunu anlar, ve graham bell in ruhuna yatmadan önce bir dua çakar.

yürümenin ne demek olduğunu anlar. dışarıda sözde konumundan dolayı, iki laf dahi etmeye layık görmediği, kırosunu, entelini, küpeli muallaksini, cahilini, okumuş komunistini, faşistini, muallak fenerlisini, g*t beşiktaşlısını, yavşak galatasaraylısını, tanır muhabbet eder. sever, ona canını emanet etmeyi öğrenir. kimse bunu yapmasını istemediği halde yapmak zorunda kalır.


Julia Stone - Winter On The Weekend 

hepsi ayrı ayrı maskelere bürünür,

rambo vari kesilir,

operasyon için can atar,

kimi,

bir an önce dönmek ister,

dönemez..

kimi dönemeyeceğini düşünür,

döner..

birisi çıkar ''benim ps*kolojim sağlamdır der''

bir çatışmadan sonra gülme krizleri geçirir veya titreme illetine tutulur, kaşığı dahi tutamayacak duruma gelir..

birisi vardır saftır, korkaktır,

dağa çıkar, bir çatışmaya girer, kan görür barut kokusunu teneffüs eder ciğerlerine,

arkasından manyak olur, mermiye kafa atar, mayınla frikik çalışması yapar, havan mermileriyle beş taş oynar,

bu çocukların sayısı çoktur.

on binlerce hatta yüzbinlerce.

ama bir kaç tane ortak noktası vardır, bu noktalar hep aynıdır,

özlemek, düşünmek (bol bol düşünmek) ve korku.

görecektiniz orada ki halimizi,

dağdayken görecektiniz,

operasyonda,

intikalde,

çatışmada,

mermi sıkarken,

mermi yerken.

düşüncesiz insanlar haline döndüğümüzü görecektiniz.

tek düşünce, yaşamak ve yaşamak için etkisiz hale getirmek.

özlem yok, korku yok, çok pis kahramandık olum ondan korku yoktu falan diye değil, düşüncesiz biri nasıl korkabilir. korkacak anınız yoktur.

ama herşey sakinse,

o zaman da görecektiniz,

gözlerde hep bir hüzün.

hep bir özlem, korku.

hep bir ses duyma isteği.


Evgeny Grinko - Valse

farkına varmışsınız beyler. yavuz abinin ölümü bende bir çok şeyi aldı g*türdü. her boşlukta kafama mermi gibi giren yağmurun özlemi. artık yoktu. şimdi bile düşününce inanılmaz geliyor. ama yoktu.

hele ki kız hasta asıl o zaman mermi gibi ardı ardına girmesi lazımken kafama. ama bir süredir inanılmaz bir acı çeksemde, telefon etmeliyim aramalıyım, haber almalıyım diye bir düşüncem hatta isteğim bile yoktu. yukarıda dedim ya, yavaş yavaş eski hayattan kopmaya başlıyorsunuz. o eski hayatınızı hatırlatacak çok az şey kalıyor.
sonra kafama beton düşmüşcesine bir anda içimi inanılmaz bir özlem kapladı beyler. sanki sabah çok önemli bir randevuya geç kaldınız da yataktan daha beyin tam uyanmadan kalkma durumu vardır ya. aynen o şekilde.

tabi durup dururken olmadı bu. çok acaip bir şekilde oldu. bir koku sayesinde oldu. hep düşünmüşümdür bunu ilk defa paylaşıyorum. beyler bazen bir koku, beni daha önce yaşadığım ve unuttuğum çok güzel, çok kötü veya çok gereksiz bir anıma g*türür. aklıma getirir. yanımda bahadır bir kaç papatyam parçası almış eline, oynuyordu.

papatya kokusu burnuma geldi beyler. bir anda zıng diye bir hatıra canlandı.
büyük adaya gitmiştik, hala daha vardır muhtemelen, 23 nisanda kutlamalar olur ve bazı kişiler papatyadan taçlar yapıp satarlar. ondan almıştım yağmura, daha yeni yeni geziyoruz. sarılmıştım buna, kafasını göğsüme yasladığında saçları burnuma girmişti, burnum kaşınıyordu manyak gibi, papatyalar ağzıma giriyordu resmen.

ama rahatsız olduğumu sanıp kafasını çekmesin diye bildiğiniz çin işkencesi yaşamıştım.

fakat dünyanın görüp görebileceği en güzel çin işkencesi,

kıpırdamadan 15 20 dakika durdum.

o esnada ağzıma ve burnuma dolan papatya yapraklarının kokularını çok net aldım.

işte o kokuyu da alınca bir anda.. (harbiden burada ne yazacağımı bilemedim lan duraksadım)

bir anda bişey oldu işte amk. garip birşey. hatıralarım canlandı diyelim ama bu kadar basit açıklanamaz. yanında olmayı ölesiye istedim. sesini duymayı. kokular bazen beni alır geçmişe bir anıma götürür beyler. bilmem aranızda bu olayı yaşayan var mı? evet bana da olur diyen. Bir parfüm kokusu veya herhangi bir koku işte.


Wake Me Up When September Ends Vitamin String Quartet tribute to Green Day

özellikle bu tip ortamlarda nadiren hissedilen ve farketmesenizde şiddetle ihtiyaç duyulan insani duygular, normalde pek s*klenmezken o esnada aşırı bir duygu patlamasına dönüşebiliyor beyler.

işte ilk defa o zaman başladı sol elime titreme gelmesi. dışarıdan farkedilecek kadar bir titreme değil. ama birde bana sorun. zangır zangır titriyorum. ara ara olur. doktor arkadaşıma sorduğumda tansiyondandır demişti. 22 yaşında tansiyondan ellerim titremeye başladı. ani ruh hali değişikliklerinde oluyor hala. ama öle kendini kaybetme tarzında değil. belli etmeden kimseye titriyor namussuz. kendi içinde yaşıyor sıkıntısını, delikanlı yani=)

bu özlem içimi kaplar kaplamaz bir şeyler yapmak istedim, bahadıra döndüm, çay içiyorduk demir tastan, demir tas ve yeşil renk görmeye tahammülüm yok amk.

bahadır yağmuru arıcam ben gelsene sende. şaşırdı tabi bu gelsene diyince, yani ben sevgilimle konuşmaya gittiğimde niye gelsin ki dimi, bakışlarından anladım şaşırdığını. ama aslan kardeşim hiç soru sormadı tamam hadi dedi. yağmurun durumunu biliyordu, kötü bir haber almam beni yerle yeksan edebilirdi, destek olmak için geliyor diye düşünüyorum. ya da bilinçsiz bir öküz olduğu için eyi geleyim de demiş olabilir o esnada bahadırı çözmek zor. odada sıkılıp ;

+ BEN BİRAZ YÜRÜYECEM HACU YA DEĞİŞİKLİK OLSUN

diyen bir rahatsızdı beyler. haftada en az 80 90 km yürüyüş yapıyoruz, bu değişiklik olsun biraz yüriyim falan derdi tugayda. salatalığa karşıda manyak bir sempatisi başladı. biri demiş buna salatalık susuzluğunu dindirir şişkinlik yapmaz bol bol ye diye, buda belde silah kasatura hücum yeleği elde de salatalık gezinirdi.


Apocalyptica Feat. Sandra Nasic - Path Vol. 2 W. lyrics

santrale gidip telefon etmek istediğimi söyledim,  artık yasak yoktu.  evlerinde kimsenin olmadığını bile bile önce evlerini aradım. ben telefonu çeviriyorum bu arada da arkamda bahadır sessiz sessiz salatalık yiyor. nasıl sessiz yer katur kutur ses geliyo demeyin. iyice suyunu almak için bir ısırıktan sonra uzun bir süre emerdi bu gerizekalı=)

telefon çaldı ve aysun teyze annesi açtı telefonu, çok şaşırmıştı benim aradığımı duyunca, ağlamaya başladı, kötü birşey olduğunu düşündüm, yağmurun öldüğünü, dedim ya çok hassas bir dönemdeyiz diye, ama bir şey yokmuş çok şükür.

- SENİ ÇOK MERAK EDİYOR EVLADIM

iyiye gitmiş biraz hastalığı

- SÖZ VERMİŞSİN SEN İKİMİZEDE BİŞEY OLMICAK DİYE ONUNDA DİRENCİ ÇOK ARTI ŞÜKÜRLER OLSUN. EVLADIM SENDE KENDİNE ÇOK DİKKAT ET BAK SANA BİŞEY OLURSA YAĞMURDA DAYANAMAZ EVLADIM

 falan diyodu ağlaya ağlaya ama beyler. hiç birşey diyemedim. yemin ediyorum hiç birşey diyemedim. evet orada genellikle insanlar dönecekleri sevdikleri için hayata tutunurlar dirayet gösterirler ama, ben hakikaten sevdiğim kişi için hayatta kalmam gerekiyordu. hatta sapa sağlam olmam. yani derler ya sana bişey olursa ölürüm diye. hakikaten ölecekti. ben buna bir şartlandım amk anlatamam. o anda kafamda plan yaptım, dedim görevlerden kaçabildiğim kadar kaçmalıyım. sanki birileri kafamda ki bu düşünceyi duydu arkasından bom b*k  bir haber geldi,

bütün istirahattekiler hazırlanacak 30 dakikada tugayda kim var kim yok tam techizat iştimada olacak. daha operasyondan geleli 2 ya da 3 gün mü ne olmuştu. sebep ne peki?

vanda pkk lılar 12 tane sivili öldürmüş, 2 tane polisi şehit etmiş. en başta van olmak üzere, siirt, şırnak ve hakkari tam teyakkuzda amk. e tabi bunlar şırnak veya hakkariye gelmez direk mor dağından irana kaçar ama işte yollarını şaşırır falan ayağına. hem belki yolda birilerini buluruz. şansımı s*kiyim diye diye hazırlanmak için koşmaya başladık.  o sıralar şansıma epey bir küfür ediyordum beyler.


Rachid Taha Barra Barra

gene herşey tam tersine dönmüştü. operasyon demiyeceksin sen adama. o kadar süre arazide binbir türlü manyak olay yaşayan adama operasyon dersen kan kokusu almış köpek balığı gibi gözlerinin rengi değişir, şuursuzca kana doğru hareketlenir.  hele bahadıra operasyon demiceksin arkadaş. operasyon var dendi, adam salatalığının kabuğunu kasaturayla soymaya başladı.

ilk defa yaz ayını geçiriyoruz orada. yaz ayları çok hareketli. ama yani tahmin edemeyeceğiniz kadar çok. hafta da 1 kez gelen istihparat hergün gelmeye başlıyo. hatta gün içerisinde 3 4 tane geldiği bile oluyordu.hazırlandık tabii ki.

savaş yüzbaşıda gelecek, adam her operasyonda var. bir kere bile askeri gönderip arkada telsizde komuta ettiğini göremedim. devamlı olayın içinde.e tabi bu askere güven de veriyordu güzel bişey açıkcası. normalde operasyon öncesi veya görev öncesi az çok kaç gün ne kadar süreceği söylenirdi. ama savaş yüzbaşının bu huyu yoktu. hep şunu derdi hareketten önce,

+ KAÇ GÜN SÜRER FALAN BİLMİYORUM, GEREKİRSE TEZKEREYE KADAR DAĞDAYIZ DÖNMEYİ UNUTUN ONA GÖRE, ŞİMDİDEN SÖYLİYİM SONRA SIKINTI OLMASIN, ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN

der hareket ederdik. bu sefer helikopterlerle bayrak tepe yakınlarına gidecektik, beytüşşebap tan da timler gelecekti. korucular falan çok kapsamlı bir operasyondu. bahadır başka bir bölgeye gidecekti teğmen hakan falan da onlarlaydı. 3 4 tim bölge bölge arazide arama tarama ve pusu atma yapacaktık. van şırnak sınır hattı boyunca denetim yapılacaktı işte. benim olduğum grupta ilker vardı samimi olduğum.  o güzelim helikopter sesleri ve çıkarttığı toz toprak arasında sıra halinde kafaları eğerek doluşmaya başladık helikopterlere. skorsky ve uh 1 ne var ne yok uçabilen ne varsa asker taşımaya başladı.

bu sırada anlatmadan geçmiyim, helikopterleri beklerken dedim ya bahadır kasaturayla salatalığın kabuklarını soyuyodu, hepimiz kamufulahlıyız zaten yüzümüz gözümüze boya çektirmiş yüzbaşı kafada bandanalar falan, o tipde bu da kasaturayla salatalığı soyuyor ama kabukları cebine koyuyor,

- BAHADIR ALLAH AŞKINA SEN NE ÇEŞİT BİR MANYAK OLDUN LAN, ATSANA ŞU KABUKLARI,

dedi ki;

+ YOK LAN AÇ KALIRSAM BUNLARI YİCEM, 

sanırsın 7 ay lık operasyona çıkıyoruz amk. adamın kafa yapısına bak, aç kalırsa salatalığın kabuklarını yicek. hep diyorum hepte diyeceğim. bu bahadırın o hallerini eşi okusa varya inanmaz yani. gerçek olduğunu anlasa boşanır =) 
bu onu terk eden kızı basmaya gittiğinde kafeye, sezar salatası yiyordu kızın yanında ki bir çocuk, bu direk çocuğun salataya dadanıp salatalıkları yemeye başladığında demiştim ben aha dalacak bu çocuğa, (bahadır çocuğa kafa atmadan 3 saniye önce) =)

velasıl, atladık helikopterlere beyler, öğlen 11 gibiydi sanırım saatler. güneş tam tepede değildi yani. o sıcaklarda en çok sevilen şey helikoptere binmekti. bir nevi klima amk. yarım saat bile olmadan bizi atacakları noktaya geldik, bayrak tepe nin yakınlarında ki bir tepeye atılacaktık, oradan da arama tarama yapa yapa bilmem kaç rakımlı bir tepeye çıkıp mevzi alacaktık. ulan helikopter bizi bir yere bıraktı. bildiğiniz çanak düşünün onun en dibi amk. zaten her b*ktan nem kapan bir kafa yapısına sahinim. çok rahatsız olmuştum etrafa bakınca. 

artık helikopterden inmeyide öğrenmiştim bu arada. düşme tehlikesi yaşamıyordum, ceylan gibi atıyordum kendimi. helikopter inerken mevzi arar olmuştum hatta, indiğim anda şuraya koşarım diye. öyle yapıyorduk, iner inmez helikopteri çevreleyecek şekilde bir yere gidip kısa süreli güvenlik önlemi alıyoruz helikopter tekrar havalanınca hemen harekete geçiyorduk. gökse mi gökçen mi öyle bir köy vardı ama boşaltılmış olabilir o dönem, ilk o tarafa gitmemiz gerektiğini söylemişti komutanımız. korucularda önümüzde biz 3 tim hemen intikale başladık.

ulan benim bir karnım ağrımaya başladı beyler. ama şöle bir ağrıma, bağırsakları üşütmüşüz yani o şekil.  gurulduyor devamlı, işkence resmen amk. nereye sıçacaklar diyen bir adam vardı ya. he dediğim yere götürün koyun onu, o zaman şükür namazı kılar sıçacakları yerler için. lan bir guruldamaya başladı karnım, hareket edemiyorum amk. intikaldesin bide, beyler bir duralım ben bir sıçıyım denir mi?

tamam amk yani altına yapacak halin yok ama utanıyosun yani. o kadar askerin arasında. millet dicek sonra adama bak sıçmaya gitti falan. ilker var bir tek zaten diğer takım komutanını tanımıyorum, üsteğmenlede pek muhabbetim yok amk. mecburen devam ettik, ama sıçmadım altıma yani merak etmeyin. cehennem azabı çektim resmen varya çok fena bir durum. o köye kadar dayandım amk.=) 2 saate yakın.


Cem Karaca-Unut Beni


ne güzel demiş beyler cem karaca ''unut beni, sakla bu mendili''. bu lafı sevdiğine diyebilmek her baba yiğidin harcı değildir. kimse öyle unutulmak falan isteyemez. hep hatırlanmak ister.bizlerinde derdi buydu. unutulmamak. aslında ''unut beni'' tarzında yapılmış tüm şarkılar ve şiirler bana göre büyük bir ironiden ibarettir. 

aksine dibine kadar ''hatırla beni, kalbinde öyle bir yere demir atayım ki hiç çıkmayayım'' demek ister. bizimde derdimiz buydu. hatırlanmak. 

ACABA BENİ DÜŞÜNÜYORMUDUR? 
ACABA ŞU ANDA BENİ ÖZLÜYOR MU? 
ACABA DÖNDÜĞÜMDE BENİ NASIL KARŞILAYACAK? 

işte beyler can alıcı bir nokta;

acaba döndüğümde beni nasıl karşılayacak?

bu sözü söylüyorsanız eğer ne mutlu size.

çünkü geride bekleyeninizin olduğunun bir kanıtıdır.

ananızdan babanızdan bahsetmiyorum bu ''bekleyen'' derken. anladınız kimler olduğunu. bana göre en güzel aşk hikayelerinden birisidir, askerde ki sevgilisini bekleyen kız, veyahut askerde sevgilisini düşünen erkek, ona sarılmayı dört gözle beklemek, o anı iple çekmek. fakat çok nadirdir, 

sevgilinin ölüm haberini beklemek. hele askerde ki çocuk için.  yani normalde sizin yaşayıp yaşamadığınızı, sağ sağlim dönüp dönemeyeceğinizi beklemesi gereken kişi o iken, sizin onun yerine geçmeniz. duygularınızın allak bullak olduğu anlar, aklınıza üzülmek ve ağlamak dahi gelmez. kafanız hep karışıktır. anlatılması çok zor bir durumdaydım. normalde o kötü haberden sonra kendime zarar vermek için elimden gelen herşeyi yapmam gerekiyordu.

ama yağmur akıllı kızdı. en hafif hasarla atlatmamı sağladı o keskin virajı. bunu bana bir sorumluluk bir görev vererek yaptı.  tıpkı ölmeden önce atayı annesini bana emanet etmesi gibi. o zaman geri dönmem gerektiğini kendisinin yaşaması için yaşamam gerektiğini söylemişti, benim başıma gelebilecek en kötü şeyin onun ölümü olacağını söylemişti. 

mecazi anlamda değil, hakikat böyle. bu tip hastalıklarda moral motivasyon gittimi tamam. azrail hemen pusuda zaten. hayatta kalmam gerekiyordu.  zaten hayatta kalmam gerektiğini biliyordum yağmura kavuşmak için ama işler bu sefer çok ciddiydi. ben ölürsem o da ölecekti. ölmezsem ölmeyecekti. bana söylediği tek yalan. 

yaşamam gerektiğini bildiğim için, sanki 1995 yazında daha da azmışlardı köpekler, 3 gün içerisinde 2 operasyona girmiştik.  bu seferde vanda ki saldırılarından dolayı bayrak tepe mevkine gitmiş, ufak bölükler halinde şırnak van sınırı boyunca belli noktalarda mevzi alıp intikal yaparak arama tarama görevimizi yerine getirecektik. hava felaket sıcak beyler.  kafamızda bir dünya soru problem birde terör belası.


Cem Karaca - Karabağ

bölgeye iner inmez, şırnak van sınırına doğru arama tarama yaparak intikal yapmaya başladık. hava dediğim gibi epey bir sıcak.

amacımız,  olur ya bunlar vandan çıkar şırnak üzerinden k.ırak a geçip gider bizde onları karşılarız.  tüm amacımız buydu. anlıyacağınız, van, şırnak, hakkari, siirt özellikle bu 4 ilde ki tüm askeri personel ayaklanmış teröristi pusuya düşürmek için hareketlenmişti, çok büyük bir arazi elbette.

belki aranızdan gelip geçerler ve siz farkına varamayabilirsiniz, özellikle o gün intikal ve arama tarama yapan bir çok noktada siirt ve hakkaride vanda ki eylemi yapmış grup haricinde başka unsurlarla karşılaşıp çatışan timler olmaya başladı. bunun haberleri gelince biz daha bir gerginleştik.

şimdi diyebilirsiniz ki, ''ya amk o kadar çatışma gördün en ufak b*kta gerginleşiyosunuz'' öyle değil işte o.

bir sonra ki her çatışmanız, daha da pisleşiyor, daha da ölüme yaklaşıyorsunuz.  biz akşam üstü 4 5 e kadar intikal yaptık, van ilçe sınırına doğru. zaten yol falan yok bizim bölgemizden vana. yani olduda çatışmaya girdik ve acil destek istememiz gerekti, tek gelebilecek şey helikopter. öyle araç askeri bir yere kadar getirir sonrası o çocukların yürüyerek bize ulaşması. işimiz allaha ve helikoptere kalmış. zaten helikopter falan gelir diye beklemeyin amk. nazlı kızımız bizim skorskyler.

hele ki aynı anda bir kaç yerde çatışmaya girdiyseniz şunu çok iyi bilin. en büyük desteğiniz arkadaşınız ve g3ünüz. birde allaha sığınırısınız tamam. bahadırın bulunduğu grup ise bestlerin bittiği karadayı bölgesi, sırtlarını bestler dereler bölgesine vermişler van sınırına doğru gidiyorlar.  olurda onlar çatışmaya girerse, allah yardım etsin yani.

biz van ilçe sınırına 1 2 km kala durup mevzi aldığımızdan yaklaşık yarım saat sonra, bestler bölgesine sırtını vermiş olan bahadırların taciz ateşi yediklerini, siirtte ki bir bölüğün bestlerden gelen bir grup teröristle ağır çatışmaya girdiği haberini aldık.  fakat bunlar vandaki eylem yapan şerefsizlerle bir alakası yok. sonradan öğreniyoruz ki o gün geniş çaplı bir eylem yapıyorlarmış. biz heran bir b*k olacağını anladık.

her an bir kayanın arkasından birinin çıkıp kafamıza kafamıza ateş edeceği hissi varya yemin ediyorum çok pis bir durum. birde askere de şunu söylemedik, olduğumuz bölgeye desteğin havadan gelmediği sürece, destek birliğin en az 7 8 saatte yanımıza geleceğini (yani hiç gelmeyeceğini) söylemedik. bunu bilmeleri onlarda moral bozukluğu yaratabilir ve moral motivasyonun düşmesini kesin sağlardı. öle ''kahraman türk askeri bir kişide olsa farketmez, kürşatın torunlarıyız'' falana ayağı yapan fanatikler varya. he onları ben toplayıp bestler derelerde görmeyi çok isterdim beyler.

18 20 yaşında çocuk bunlar, ben 22 yaşındayım komutan sözde. öyle olmuyo işte o işler, can korkusundan ziyede, inanın sevdiklerini görememek korkusu var adamın içinde. öyle bir gergin durumu daha önce bestler-dereler bölgesinde intikalde yaşamıştım. ama orada acelemiz olduğu için pek korkmaya fırsatımız olmamıştı.  burada ise rahat rahat korkuyu ölümü düşünme fırsatımız oldu.

çünkü ardık van ilçe sınırında olduğumuz için intikali kesmiş mevzi almış ve beklemeye koyulmuştuk. komutanlar hariç herkesin konuşması yasaktı. e komutanlarda bir yerde oturup pişti oynamıyor, onlarda belli aralıklarda mevzide gözleme yapıyor. ölüm sessizliği anlıyacağınız.

bu sessizliği, kutins mezrasında bulunan (yani bizim tim ile bahadırın timi arasında bir bölge) feyzullah asteğmenin ve timinin olduğu gruba yoğun ateş aldığı ve karşılarında grubun gene bestler tarafından geldiği arkalarından saldırdığını ve sıkıştırdığı haberini aldık. pek ne yaptık?

ne yapıcaz amk, ne yapabiliriz ki, feyzullahın komutanı üsteğmenin feryat figan helikopter desteği isteğini telsizden dinlemekten başka birşey yapamadık. bizde özellikle telsizden izin istedik gidelim mi diye. ama amk her taraf pkk lı kaynıyor. heryerde ama. arkasından şırnak merkezde ki polis lojmanlarına namaz dağının oralardan roket atıldığı ve cizrede askerlik şubesine ateş açıldığı haberleri gelmeye başladı.

lan ne oluyo böyle demeye kalmadan, beytüşşebap ta polis noktasına saldırı olduğu ve şehitlerin olduğu haberi geldi. güçlükonakta da bir timin saldırıya uğradığı ve şehitlerin olduğu haberleri geldi. yemin ediyorum kaskatı kesildiğimi hatırlıyorum. her yere saldırı başladı beyler. ama her yere her noktaya.
ben telsizi açmıştım, olurya frekansımıza girer bu muallakler yakınlarda olduklarını anlarız hafif açıp dinliyoruz. zaten her yere saldırı taciz atışı falan geldiğini duyunca biraz da olsa helikopter umudumu tamamen kaybettim amk. öle karşıda ki araziye bakıyorum sözde amk. uzmanımla askere dedim dört açın gözlerinizi dört açın. o anda ilker bitti yanımda, bi dürttü beni, yerimde zıpladım amk. o kadar sıkmışım ki kendimi, dürtünde korktum. onlar bizim biraz daha aşağımızda ki yerde mevzilenmişlerdi,  aşağlarından sesler gelmiş, bir askerini aşağıya yollamış, benim üstümde bizim bölük komutanımız var üsteğmen, oraya çıkarken benim olduğum yere geldi,

+ ABİ AYAK İZLERİ VAR AŞADA,

abi diyo ama benden yaşça büyük bu arada. devre farkı ve tecrübe farkı istemsizce dedirtiyo bunu çocuğa.

-  LAN NE DİYOSUN EMİNMİSİN,
+ EMİNİM ABİ, AYAK İZLERİ TESPİT ETMİŞ ÇOCUKLAR,
-  YA, EMİNMİSİN NE AYAK İZİ LAN İZCİMİ SENİN ASKERLERİN AŞADA TOPRAKTA AYAK İZİ TESPİT ETSİN,
+ UZMANIM ETTİ
deyince o bana dostum çeken p*z*venkde olsa uzman aga.

-  LAN SEN İN AŞAYA BEN ÜSTEĞMENE GİDİYORUM,

lan kalbim ağzımda çıkıcak nerdeyse, ayak izi tespit etmek ne demek. bide yaz. toprak, rüzgarda var. bu durumda ayak izi öyle çok kalamaz kaybolur. demek ki çok uzun zaman geçmemiş falan diye kendimce yorumlar yaparak daha da tedirgin olamamı sağlıyorum. ben uzmanımı aşada bırakı bir iki asker aldım yanıma, hemen üsteğmenin yanına çıkmaya başladım. 15 dakika sonra falan yanına vardım,

-   KOMUTANIM, İLKERİN TİMİ AYAK İZİ BULMUŞLAR,
+  OĞLUM EMİNMİSİN,
-   UZMANI TESPİT ETMİŞ KOMUTANIM,

telsizden haberleşmemiz söylenmişti, çok acil durum olmadığı sürece ne olur ne olmaz diye,

- ÜSTEĞMEN NE TARAFA DOĞRU GİDİYOR İZLER PEKİ TESPİT ETTİLER Mİ?

demeye kalmadan beyler zııuuppp zıuuupppp iki tane mermi patladı başımızın üstünde ki kaya parçasına toz kapladı amk.  üsteğmen beni tutup omzumdan bir çekişi var, kumaş parçası elinde kaldı anlatamam size. hayır çekmesede bir b*k olacağı yok, ama refleks mi dersiniz reaksiyon mu artık bilemem.

bu bağırmaya başladı yat oğlum yere yaat. neye uğradığımız şaşırdık amk. mermi nereden geldi görmedik, direk telsize sarıldı üsteğmen,

+ ATEŞ ALDIK, ATEŞ ALAN VAR MI?

yok amk ateş alan falan sesi bile duymamışlar,

üsteğmen dedi
+ YATIN DİKKAT EDİN YERİNİZİ BELLİ ETMEYİN,

şimdi kafamızı çıkarıcaz bakıcaz görüntü almamız lazım. ama belli keskin nişancı zıpp diye ıslık kanas attı pünönünk, e hadi g*tün yiyosa çıkar amk bak zaten baksanda görmen mümkün değil. üsteğmenle göz göze geldim beyler o esnada, ikimizde çok iyi biliyoruz kafamızı çıkarmamız lazım. aranızda hadi sen çıkar komutanım diyebilecek var mı?

ya da askerine hadi sen çıkar kafanı diyebilecek?

o kadar pis bir durum ki. tamam amk, karşımızda ki de kapıda ki düşman filminde ki rus sniper cı değil ama, tırsıyosunuz işte amk. üsteğmen dedi ki beyler,

+ MUHTEMELEN SEN BURAYA ÇIKARKEN GÖRÜNTÜ VERDİNİZ ONDAN BURAYA ATEŞ ETTİ,

ben mesajı aldım tabi, sizin yüzünüzden o yüzden yapman gereki biliyosunun askericesi,

- BEN BİR BAKIYIM KOMUTANIM

g*tüm g*tüm kalkmaya başladım. bir kaç saniyelik birşey kafamı kayanın yukarısına çıkartmak ama o saniyeler içerisinde bildiğiniz sıçmanız için yeterde artar bile. allahım dedim lütfen bu şekilde ölmiyim ya lütfen. g*tüm g*tüm çıkarttım kafayı.

hiç bişey olmadı, biraz daha çıkarttım, araziyi net bir şekilde gördüm, hiç bir b*k yok. hiç bir şey yok ama.
- KOMUTANIM BİŞEY YOK.
+ NERDE BU AMK MUALLAKLERİ, BULMAMIZ LAZIM

lan içimden beni yem olarak kullanmasın şimdi bu falan geçiyo beyler ama öle bişey olmadı tabi, film seti mi lan burası.

- KOMUTANIM YOK.
+ YA S*KİCEM KAFAMIZI ÇIKARTAMIYORUZ SIKIŞTIK AMK
dedi bu. üsteğmenin postası çocuk vardı.

+ KOMUTANIM ATEŞ AÇALIM KARŞIKİ TEPEYE BELKİ GÖRÜNTÜ ALIRIZ.

senin o akıl küpü aklını s*kiyim ben demek geldi içimden.bu arada da bahadırlarında çatışmaya girdiği haberi geldi aynı şekilde bestlerden gelen bir grupla çatışmaya girmişler ama feyzullahın bulunduğu yerde çatışma çok büyüdü.

+ KOMUTAN ; TAMAM, ÖYLE YAPALIM.

lan benim kendi takımımın yanına gitmem lazım. ama gelde git gidebiliyosan.


Behzat Ç. 2012 Dizi Müzikleri – Sabbah


-  KOMUTANIM BENİMDE TAKIMIMIN YANINA GİTMEM LAZIM, ATEŞ AÇACAKSAK AÇALIM BİZDE O SIRADA KOŞARAK İNELİM AŞAĞIYA.

aşağıya dediysem koşmayı bir dene orada kafa üstü uçarsın aşaya doğru.zaten yürümek zor amk nereye koşuyosun.
+ ÜSTEĞMEN;  LAN NE KOŞMASI DÜŞERSİNİZ,

ayrıca 15 dakika falan ateş açamayız mermi yakarız mermisiz kalırız.

- KOMUTANIM ATEŞ AÇTIĞINIZDA BİZ HAREKET EDİCEZ, SİZ ARTIK AÇABİLDİĞİNİZ KADAR.

timin yanına inmemiz gerekiyor beyler, allah korusun çatışma çıksa, şehit versem, hesabını vermem, adama sorarlar sen nerdeydin? ben başka bi yerdeydim dediğiniz anda askeri mahkeme. ayrıca herşeyden önce yanlarında olmak istiyorum yani.

+ TAMAM OĞLUM GİDİN

yanımda getirdiğim çocuklara döndüm, bana öyle bir bakıyorlar ki anlatamam amk.

+ KOMUTANIM, GİTMEK ZORUNDAMIYIZ.
- ARKADAŞLARIMIZIN YANINA GİDİCEZ ORADA OLMAMIZ LAZIM, AYRICA VURAMAZ O MUALLAK BİZİ HAREKETLİ İÇİNİZ RAHAT OLSUN.

yalan diyorum tabi, alnımıza biji serok apo yazar tecrübeli bir keskin nişancıysa. lafımı ikiletmediler ama çocuklar. allahtan sırt çantaları aşağıda bıraktık, üzerimide hücum yeleği var ve içinde ki mühimmat onlar yetiyo zaten zor manevra yapmanıza, çantada olsa sittin sene inemezsiniz oradan.

-  KOMUTANIM BİZ HAZIRIZ, SİZ ATEŞE BAŞLAYINCA BİZ İNMEYE BAŞLICAZ.

bu demez mi,

+ BAK OLUM BU KORUMA ATEŞİ DEĞİL, BİZ ARA ARA ATEŞ AÇARIZ GÖRÜNTÜ ALAMAZSAK. ATEŞİ KESTİĞİMİZDE SİZ BİR MEVZİ YADA GİRECEK BİR YER BULUN YATIN UZUN SÜRE HAREKET ETMEYİN VURUR BU SİZİ.

- TAMAM KOMUTANIM ATEŞİ KESİNCE BİZ GİRECEZ BİR MEVZİYE,

geçtik köşeye üçümüzde, çocuklara anlattım durumu, dedim,

- ADIMINIZI ATTIĞINIZ YERE DİKKAT EDİN, SAKIN DÜŞMEYİN, PEŞİMDEN AYRILMAYIN. ATEŞ YERSENİZ SAKIN DURUP ATEŞ ETMEYE KALKMAYIN, ÇAPRAZ ŞEKİLDE HAFİF TEMPO KOŞUN. BENİM HIZLANDIĞIM YERDE HIZLANIN. DURMAYIN SAKIN, ATEŞ BİTTİĞİNDE İLK GÖRDÜĞÜNÜZ YERE ATIN KENDİNİZİ,

+ TAMAM
dediler helalleştik bekliyoruz ateş açılsın diye. bekliyorum ateş açılmasını, çıkıcam yerimden aşağıya doğru incelen ve genişleyen yarı kayalık yarı patika yoldan gitmeye başlıcam beyler. hayatımda ilk kez cevşenimi çıkartıp orada öptüm. sonra cevşenimi boydumdan içeri doğru sokmaya çalıştım girmiyo amk bir türlü, takıldı yakama girmiyo,

hadi amk gir derken ateş dedi üsteğmen yangın yerine döndü etraf,  o anda kafa cevşende heralde kalktığım gibi yere kapaklandım amk,  arkamda ki askerim tuttu kaldırdı,  başladım inmeye aşağıya doğru,

üsteğmenin olduğu mevzinin yanından dolaşıp tam altına geliyo yol, oraya indik kafamızın üzerinden ateş ediyolar, kafamıza boş kovan gelmeye başladı, bir de yakıyor bazıları saçım yandı orada kafamı kazıtmak zorunda kaldım amk, sonra çıktı neyse ki, neyse kafamıza kovanlar geliyo amk yana sekip taşa vurup aşağıya düşüyolar,  biz iniyoruz aşaya,

bağırıyorum
- OĞLUM KOŞ, OĞLUM KOŞ, BAKMA ÖNÜNE, BAK KOŞ DİKKAT ET
falan, tabi koşma denirse, yukarında aşağıda ki bizim timimizden onların aşasında ki ilkerin olduğu mevzilerden,  geniş alana girdik, ben başladım sağa sola doğru çapraz koşuya, önümde ki çocuk tökezledi ayağını vurdu taşa çocuğun bozunun altı kalktı amk, tuttum bunu iniyoruz aşağıya doğru, her yer yıkılıyo ama.

+ KOMUTANIM, NEFES NEFESE BOTUM PARÇALADI,
- AYAĞIN KOPSADA DURMA KOŞ,

2 3 dakika boyunca ilerledik,  ateş keser kesmez attık kendimizi bir yere. g*t kadar kayalık yer vardı kafamı soktum oraya, olurda bu muallak görürse kafamdan vuramasın bari diye. lan girdim kayanın dibine, çocuklara bağırıyorum,

- İYİMİSİNİZ, DURUMUNUZ NASI İYİMİSİNİZ SES VERİN,
+  İYİYİZ
bayram vardı malatyalı çocuk, dedi
+  KOMUTANIM BOTUMUN ALTI YIRTILDI,
-   S*KİCEM BOTUNU S*KTİR ET ONU SEN ÇIKARMA SAKIN KAFANI,
+  KOMUTANIM BOTUM YIRTILDI YA,
-   LAN OLSUN BİŞEY OLMAZ,

yavrum diyo
+  KIZMASINLAR ÜSTÜME ZİMMETLİ,

lan içim bir burkuldu orada,
-   ASLANIM KIZANIN S*KERİM BEN SAKIN ÜZÜLME, BEN KONUŞURUM SEN SAKIN KAFANI ÇIKARMA.

bekliyorum g*t  kadar yer tilki oyuğu kadar minicik bir yer o kadar sıkışık ki, hadi diyorum amk ya ateş açın gene. ama yok. kaldık orada. telsizden tabi koşan grup olduğumuzu belli etmemek lazım biri varsa karşıda direk bize ateş eder.

dedim
- KOMUTANIM YER BELLİ OLDU MU?

ses yok.

sorumu s*kiyim zaten, hee belli oldu diyecek hali yok adam yerini değiştirir, e belli olmadı da denmez. düzelttim sorumu,

- KOMUTANIM ATEŞ EDELİM Mİ TEKRAR DEDİM O NOKTAYA SANKİ TESPİT ETMİŞİZ GİBİ,

gene ses yok.

hay amk ölücem burada olmayan klostrofobi olayı başlayacak. 20 dakika beyler, 20 dakika orada b*k çukurunda durmak zorunda kaldık. belki adam gitti amk, öle serseri kurşun attı bize denk geldi. yoktur lan olsa görürdü biz inerken açık arazide gösterdik kendimizi falan demeye başladım.

işte beyler bu düşünceler bir keskin nişancının beklediği düşünceler.  bu muallak keskin nişancılar o kadar sabırlı adamlar ki, taş olsa ikiye bölünür bunlar bekler.  sende sıkılırsın girdiğin yerden lan bir bakıyım kafa mı kaldırım dersin anında güm!

yemin ediyorum bir sıkıntı bastı beni bir sıkıntı bastı. kafayı yicem resmen, nefes alamıyorum bildiğiniz, hadi amk hadi ateş açın derken, gene açtılar ateşi biz gene zıpladık amk yerimizden, başladık gene oradan oraya atlayarak inmeye, bize ateş açılıyo mu oradan ateş geliyo mu? inanın bilmiyorum farketmeniz mümkün değil çünkü o adrenalin o heyecan falan kafanızda roket patlasa anlamayabilirsiniz, hele ki o kadar asker ateş açmışken.

zıplıyoruz oradan oraya iniyoruz amk, taaak gene kesildi ateş gene attık kendimizi bir yere. bu sefer daha rahat bir yere attım kendimi, sırtımı verdik bir taşa uzattım ayaklarımı nefesin açıldı resmen. lan yazarken nefesimi tutmuşum bu arada amk.

- GENE SORDUM OĞLUM NASILSINIZ BİŞEY VAR MI?
+ KOMUTANIM BOTUMU ÇIKARTTIM BEN HAREKET EDEMİYORUM AYAKLARIM KAN İÇİNDE,

lan o kadar kötü bi durum ki,
-  OLUM DEDİM ÇORAP VAR MI YANINDA ?
+ YOK, KOMUTANIM
-  DİĞER AYAĞINDAN ÇIKAR ÇORABINI BOTSUZ AYAĞINA GİY BAYRAM
dedim, bizde çıkarttık çorabımızı, üç çift çorap attım buna doğru, bu 6 tane çorabı giydi. ayakları mahvolur yürüyemez yani bir daha çocuk. tabi biz çorapsız kalınca botlar dakikasında vurmaya başladı, ben ayaklarıma bir baktım ki zaten tırnaklarım mosmor amk yürümekten. ayak tabanlarıma dokundukça sıva gibi dökülüyolar resmen.

bayram demez mi
+ KOMUTANIM AYAĞIM ÇOK KÖTÜ BASAMIYORUM (O ESNADA DENEMELER YAPIYO ÇOCUK)
-  OĞLUM, O KADAR ÇORAP VAR YERİ HİSSEDİYOMUSUN HALA,
+ EVET KOMUTANIM,

boynumda ki komando bandanası vardı kafama bağladığım, aldım onu taş koydum attım, eldivenlerim vardı parmak uçlarını kesmiştim iyi kavrayamıyodum silahı, onu da attım, dedim
- ELDİVENLERİ İÇİNE SIKIŞTIR İYİCE,
 diğer çocuğada söyledim oda elinde ne var ne yok attı bayrama,

- BAYRAM İYİ SIKIŞTIR OLUM ÜSTÜMDE BAŞKA BİR B*K KALMADI DONUM KALDI BAYRAM PAŞA ( GÜLDÜ BU SESİNİ DUYDUM)
- OĞLUM İYİCE SIKINTIR YAPRAK FALAN VARMI AL ONLARIDA SOK AYAĞINA İYİCE SIK KOÇUM BURADA KALAMAZSIN
+ TAMAM KOMUTANIM, İYİCE BAĞLADIM,

yani o anda tek istediğim şey birinin arkada kalması s*ktiğimin yolunu bir an önce almak istiyorum. bu sefer gene bir 20 dakika kadar bekledik başladılar ateşe, biz gene çıktık amk olduğumuz yerden, atlaya zıplaya gidiyoruz, bayrama baktım bir ara lan o ayağı davul gibi olmuş koşuşturuyo sekiyo ama çocuk koluna girdim bunun hadi dedim yürü, bi baktım bir elinde silahı diğerinde parçalanmış botu bırakmamış onuda almış amk. oradan oraya zıplıyoruz resmen.

bizde çorapsız botlarla değiş zıplamak ayakta zor durulur, ayaklarımız parçalanacak ya yok böyle birşey, benim zaten ayak tabanları ikide bir kalkıyo amk, başladı ayağımda ki botlar gevşemeye ayak tabanlarım nasıl yanıyo beyler varya anlatamam sizlere.gene ateş kesildi, bu sefer bayramla aynı yere girdik biz, bayramın ağrısından ben kendi ağrımı unutmuş vaziyetteyim,

çocuk ağrısından ağlamaya başladı, komutanım da demiyo,

-  ABİ, AYAĞIM YANIYO,
+ ÇIKAR ÇORAPLARI ÇIKAR BAKICAM,

lan ayak varya mahvolmuş zaten yürümekten perişan vaziyette, birde kayalara basa basa çorapla koştu kan revan içinde, çorapların dayanması mümkün değil,

- BAYRAM VER BOTU BANA S*KİCEM ŞİMDİ ŞU BOTUNU,

aldım botu ben çıkarttım bağcıklarını, benim bağcıklarımı çıkarttım, ayağında ki çorapların bir kısmını çıkarttım amk, tabanından botu iplerle iyice bir bağladım, ben diğer ayaklarımızda ki ibleri çıkarttım, iyice bağladım bota, sardım sarmaladım içini giydirdim,

- BAK OĞLUM, AYAĞIN DA KOPSA DURMA BEN YANINDA OLACAM MERAK ETME,

lan bacılarında çıkartınca bizim botlar oldu palet amk, ayaklarımızdan çıkacak. allahım dedim şu ızdırap bitsin, hareket edememek demek orada ölüm demek amk. ağlıyo bu hala,

- AĞLAMA LAN, KIRACAM KAFANI SUS, MERAK ETME Bİ B*K YOK, SEN HİÇ Mİ ÇIPLAK AYAKLA BASMADIN TAŞA DEDİM,

+ BASTIIM
- E TAMAM AMK SIK BİRAZ DİŞİNİ AZ KALDI
+ AMA ABİ AYAĞIM ÇOK KANIYO ÇOK AĞRIYO,
-  bayram, bak sus bak sus öldürücem kendimi bayram bak lütfen oğlum sus.

bu gözlerini sildi bende kafasından tuttum
-  OĞLUM, BAK İNECEZ MERAK ETME BİŞEY OLMAYACAK.
+ TAMAM KOMUTANIM

gene ateş başladı,  ahh lar vahhlar arasında bayramın iniltileri arasında inmeye çalışıyoruz, yakup ta dedim

- OĞLUM DİKKAT ET SENDE ETRAFA BAK ATEŞ GELİRSE GÖRDÜĞÜN YERE SIK,

hızlı gidemiyoruz zaten omzuna girmişim bayramın, çocuk sakat kalacak yoksa, g*t*m g*t*m iniyoruz. 15 dakikada aldığımız yolu 1 saatte alamadık bir türlü. benim ayaklarım da bom b*k  durumda çorap yok bişey yok, pedler vardı onlar sırt çantasında yanımızda olanlarda bayramın ayağında. benimde taban iyice kalktımı,  araya çakıl taşı toprak girdimi, gözümden yaş geliyo beyler ağrıdan, gözümden yaş geliyo anlatamam size, biri çıkıp vursun kafamdan istedim böyle bir ağrı yok, sinirlerime dokunmadan biri derimi soyuyo sanki, bütün kılçal damarlarım alarm veriyo amk.



Behzat Ç - Hayalet - Bahçada Yeşil Çınar



bayram feryat figan ama bağırmak yok, ağlıyo çocuk iç çeke çeke, lan bende başladım ağlamaya, canım yanıyo beyler, canım yanmasından ağlıyorum koca adam amk.

- OĞLUM, BAYRAM ASLANIM SIK DİŞİNİ,  

bu ağlıyo çocuk, ayaklarımızda çorap yok, o eşşek kadar bot darmadağın olmuş, ayaklarımda taşlar dolmuş, derimi soyuyolar sanki,

+ bayram, çok yükleniyosun üstüme bayram bayraam 
diye bağırmaya başladım, 
- bayram çok yüklenme olum düşücem 
der demez, ikimizde yığıldık yere, bayıldı bu üstüme doğru yığıldı, sürükledim bunu bir kaya vardı, 
- yakuuuup yakuup 
diye bağırıyorum amk, yakup önde zaten duymadı, g*tümü yırtıyorum lan yakuuup yakupppp laan diye, gözden kayboldu bu, üstüme düştü bayram iyice yığıldık amk, llaaaaan diye bağırıyorum bende, ateş kesildi, ben acınında verdiği durumla g*tümden alev çıkıyo,

- laaan yakuuuup diye,

ses verdi bu,

- bayram bayıldı olum gel buraya,

+ komutanım geliym mi

-  s*kicem lan geeel kıpırdayamıyorum üstüme yığıldı,

ayaklarımı kıpırdatamıyorum resmen, yakup geldi  dedim
- bayramı al, silahını tak omzuna botuda al 
dedim,

+ parçalanmış bot komutanım ne yapıcam bunu,

sözünü bitirmeden bağırdım ben,

- al lan al şu botu, yardım et

bayrama döndüm,

- evladım falan yüzünü sıvazlıyorum,

su ver dedim suyla ovdum yüzünü canım nasıl yanıyo ama, yakup unda ayaklar patates ama tık yok, aslan gibi çocuk, ben bitmiş vaziyetteyim bayram da yerle yeksan zaten,

- bayramım kalk oğlum kalk koçum 
uyandı neyse ki, dedim
- bayram kalkabilecekmisin oğlum 
+ kalkarım komutanım

- yakup, yüklen sende, bayramın yürüyecek hali yok,
- o ayağını kaldır havaya taşıyacaz seni,

benim ayaklarım varya beyler, kopsa daha iyi, kalktık biz ayağa..

ama sıkıntı şu, ateş açılmamıştı ki daha.. ateş açılmamıştı daha,

biz kalktık, bir iki adım attık, aklıma geldi,

yemin ediyorum gözüm karardı beyler, yakup diyo,

-komutanım komutanım yatalım komutanım,

ağzımdan tek kelime çıkmıyo, ter içindeyim, ayaklarım kan içinde, her adımımda bütün sinirlerim kılçal damarlarım şahlanıyor, bayram desen yarı bilincini kaybetmiş çocuk hem ağlıyo hem sekiyo, her yerim titremeye başlamış beyler gücüm tükenmek üzere, bayramda bana yüklendikçe yükleniyo, 
yakubum da ne yapsın silahla etrafamı baksın bayramın botunu mu tutsun, silahını mı tutsun,

- yakup; komutanım yatalım allah aşkına komutanım,

hiç bişey diyemiyorum beyler, içimden tek geçen şey birazdan mermiyi yiyecez teker teker, ben kilitlendim resmen, kendime bayramın kelime-i şaadet getirmesi getirdi,

bu başladı eşşedü enlaa falan diye, arkadan yakup getirmeye başladı, ben titriyorum resmen bayramı tutmaktan, kelimei şaadet getire getire iniyoruz aşağıya doğru, ölümü varya damarlarımda hissettim, bayram ağlıyo çocuk bir yadan eşşedüü diye bağırıyo, allahım dedim nasıl bitiyorsa bitir ama bitir şunu, derken bizimkiler gene ateş etmeye başladı, biz biraz olsun kendimize geldim hadi dedim hadi hadi hızlandık biraz daha.
1 buçuk saat beyler 1 buçuk saat, kelime-i şaadet getire getire, bayram ağlaya ağlaya, indik bizim mevzilerin olduğu yere, bizim çocuklar bizi o halde gördü ya, yüzlerinde bir ifade vardı tır çarpmışa döndüler belli. uzmanım hemen atladı, dedi 
+ ne oldu vuruldunuz mu?

bende ses yok, yakup dedi 
+ sanırım yok 
falan bişeyler anlattı, ilkerin timide komutan yukarıya çekmiş aşada görüntü vermesinler diye, ilker beni tuttu ben yığıldım ilkere doğru dedim ;
- vurdunuz mu?

yok, vuramadık ama ateş ediyo,

lan aklımdan şu geçti bizi nası vuramadı derken…
ilkerin timinde ki çocuklardan biri biz görünce yardım için yakubun yanına gelmiş kafasından oracıkta vurdular çocuğu, ilker hemen beni sürükleye sürükleye mevziye çekti, bayramın bir elinde botu silahı da yok bağırmaya başladı,

bende sus bayram diyorum ama kendi sesimi bile duyamıyorum sus bayram diyorum buna, allah belasını versin bizi açık alanda vurmadı orada iki dakka çıkan çocuğu vurup şehit etti.

kafam yerinde değil,

elim ayağım kesilmiş,

ilker kafasını çıkaramıyor,

sonra bütün bölük ateş etmeye başladı,

şehit olan çocuğu çektiler oradan,

bakıyorum ileride kenarda, ayaklarını görüyorum sadece,

yattım yere iki büklüm ayaklarımı tedavi etmeye başladı uzman, bişeyler sürüyo buz gibi onu hissediyorum sadece dokunmasını falan hissetmiyorum,

ayaklarıma bakacak cesaretim yok. göz ucuyla bir baktım, paramparça gibi geldi içimi bir korku kapladı, kopan parça ayak tabanımda ki deriymiş, kan revan içinde ayak tabanım, bayramın durumu daha fena, ayak denilen bir şey yok. yakubunda ayaklar içler acısı ama bizden daha iyi durumu.
bir ses sadece beyler, zııuup güp.

sonra çocuğun kafasının geri sert bir şekilde sekere yere serildiğini gördüm, kafasının yanından aldı mermiyi, ben tabi hiç bir b*k yapmadım,

ne bağırabildim, ilker olmasa olduğum yerde kalırdım, yarı bilinç kaybı vaziyetteyiz zaten, çocuk düşünce yere millet feryat figan ilkerin timinde ki çocuklar, sonra ateş ediyolardı onu hatırlıyorum bir, bayramın ağlamıyo ama bağırdığını hatırlıyorum elinde botuyla, muhtemelen tedavi oluyodu ondan bağırıyo olabilir, 

yakubun ateş ettiğini hatırlıyorum,

ayaklarımın çok üşündüğünü hatırlıyorum,

uzmanın ayak tabanımı yırtıp aldığını hatırlıyorum etimi koparttılar sanki öyle acıdı, sonra gözlerim kapandı 20 25 dakika baygın kaldım. 

uyandım sonra baktım bayramda yatıyo, ilker telsizde devamlı yaralımız var şehidimiz var helikopter istiyoruz,

sonra öğrendim üstümüzde ki üsteğmen ve timleri destek ateşi ala ala karşı ya doğru ilerlemiş kimseyi,

1 2 saat sonra geldiler zaten kimseyi bulamamışlar,

helikopter tabii ki gelmedi uzun bir süre,

o gece orada kaldık, 

sabaha yukarıda ki tepeye tekrar çıktık 15 dakikada, 

1 saat kadar uzmanımı omzunda yürüdüm,

botlarımız eski haline gelmiş bayramıda taşıyo çocuklar,

helikopter geldi sonuda bindik en şehidimizi koyduk arkadan ben yakup ve bayram bindik,

benim timi aldılar, hareket ettik tugaya, bizim ilkerin timinde ki çocuk ve dahil o gün 9 şehit verdik, siirt, hakkari, şırnakta, vanda ki 12 vatandaş ve 2 polis hariç, buna karşılık kaç kişi öldürüldü diye sorarsanız bilmiyorum, s*kimde de değil zaten.


Selda Bagcan Sivas Ellerinde Sazim Calinir

evet beyler, tekrar hep birlikte 1995 yılına şırnak van ilçe sınırında bulunan bölgeye gidiyoruz.

ayağımın yandığını hissettim beyler. bilincim yerinde değildi. ilker in beni mevziye çektikten sonra ki olayları parça parça fotograf karesi gibi hatırlıyorum. kafasından vurulup şehit olan çocuğun ayaklarını gördüğümü hatırlıyorum. bayramın çıplak ayaklarla bağırdığını ve benim olduğum yerden çok ses çıkartamadan susması içi bağırdığımı hatırlıyorum. ardından son safhada yaşadığım stresten ötürü, helikoptere bindiğinde havadayken baygınlık geçirdim. helikopterde ki astsubayın yüzümü yıkadığını hatırlıyorum. ardından koluma serum takmaya çalışan uzmanımı hatırlıyorum, şehit olan arkadaşımızın yüzünün örtülmüş vaziyette olduğunu hatırlıyorum. tam yanına yatırmışlardı benide.

çocuğu yanımda görünce ''acaba?'' sorusu çaktı beynimde.

acaba bende mi?

yakubun başımda durup başımı dizine koyduğunu hatırlıyorum. ardından helikopterde ki astsubayın bana serum taktığını hatırlıyorum, onunla birşeyler konuştum ama ne diye sorsanız cevap veremem. Devlet hastanesine gittiğimizde biraz kendime gelebilmiştim. bayram ı sordum diyarbakır a gönderilmiş. ayaklarından ziyade psikolojik destek alacakmış, yakubun tedavisi yanımda yapıldı ayaktaydı. ardından uykuya daldığımı hatırlıyorum, ağzım çok kuruydu, yutkundukça boğazıma birşeyler batıyordu, su içmek için doğruldum, yanımda ki dolabın üstünde duran bardağı almak için biraz kalkayım dedim, gördüklerim karşısında şok oldum beyler.

anlatamam size o manzarayı, oda da ben hariç 2 asker daha tedavi görüyor, biri uyuyor, diğeri bana öyle bir bakıyor ki, sanırsınız birazdan üzerime atlayıp gırtlağıma çökecek,  üzerinde bembeyaz bir çarşaf gözlerinin altı mosmor çocuğun ve bacakları yok.

- ALAMADIN MI SUYUNU ASTEĞMEN
dedi, ben subay sandım öncelikle,
- OMZUM AĞRIDIDA KOMUTANIM
dedim, güldü bu,
-NE KOMUTANI AMK YAA
falan dedi, yüzü kan kaybından dolayı olsa gerek bembeyaz ve gözlerinin altları korkunç derecede mordu. tövbe tövbe sanki karşımda bir ölü vardı beyler. sudan bir yudum aldım direk yattım tekrar.  sanki morgtayım ve morgta bulunan diğer cesetlerle muhabbet ediyor hissine kapıldım bir anda. saçma gelecek ama, idrak etme yeteneğimi kaybettiğimi farkettim, devamlı ölmüş olmıyım lan ben falan diye sordum içimden. bir de bacaklarıma yokladığımı ve yerlerinde olup olmadığına baktığımı hatırlıyorum.
sol ayağımın tabanı öyle bir kalkmış ki beyler, orada bulunan ölü deri tamamen çürümüş vaziyette ve direk damarlarım çıkacak dereceye gelmiş. o yüzden bir iki gün müşade altında tutma kararı almışlar, o sinir o stres altında bayramında üzerime yığıldığı için onu taşıma maksadıyla harcamış olduğum enerji vücudumda inanılmaz su kaybına neden olmuş,

ben o çocuğu gecenin bir yarısı sadece dışarından gelen ışığın aydınlattığı bir odada o vaziyette görünce uyuyamadım. o kadar yorgundum ki beyler, yan dahi dönemediğimi hatırlıyorum, sırt üstü yatıyordum, ve gözlerimi kapatmıştım, uyuyor numarası yaptım, uyumadığımı anlasa çocuk birşeyler söyleyecek bakmaya tahammülüm yoktu, kafayı yiyecektim resmen. kıpırdayamıyordum, gözlerimi açamıyordum, yazarken nefesin daralıyor amk nefes alamıyodum sanki amk. tabuttaymışım hissinin gelmesimi dersiniz, bacaklarımı ikide bir yoklayıp bacaklarımı kaybettim korkusu mu dersiniz, cama vuran rüzgardan dolayı perdenin ucu cama vurdukça kanas atılıyor hissi mi dersiniz, şehit olmuş olmıyım lan sorularımı dersiniz. yani anlayacağınız o gece kafayı yedim. başım nası zonkluyordu anlatamam.

ardından odanın kapısı açıldı, ışık yandı, tabib asteğmen çocuk vardı o girdi içeri, yemin ederim o ışık yandı ya, dünyam aydınlandı. zor bela doğrultmaya çalıştım kendimi, çocuğa göz ucuyla baktım ışık yanınca daha normal gözüktü gözüme,

tabib dedi,
+ NASISINIZ
falan çocuk cevap vermedi, dedim
-  NE OLDU NİYE YATIRIYOSUNUZ BENİ,
+ MERAK ETME SABAHA KADAR BİRAZ SERUM YE BİŞEYİN KALMAYACAK SABAH GİDERSİN,
-  AYAKLARIMIN DURUMU NE
dedim anlattı,

+ BUNDAN SONRA SOL AYAĞINI DEVAMLA PEDLE KORU, BÜTÜN TABANINA BU İLACI SÜR, ÇİFT HATTA YAPABİLİRSEN 3 TANE ÇORAP GİYMEDEN ÇIKMA BİR YERE.
-BAYRAM NASI,
+ İKİ TIRNAĞINI ÇEKTİLER AMA BİRAZ PSİKOLOJİSİ BOZUKTU. ONDAN DİYARBAKIRA YOLLADIK AMA İYİ OLUR SEN MERAK ETME.

yakubu sordum onu yollamışlar zaten tugaya.
-  ASTEĞMENİM AİLEME HABER VERDİNİZ Mİ?
+ YOO, VERELİM Mİ?
-  YOK YA SAKIN VERMEYİN ALLAH RAZI OLSUN.

ulan şimdi onlara haber gidecek, zaten diken üzerindeler, tırnağım kırılsa onlar bacağım kırılmış gibi tepki gösterirler, hele yağmura gitse haber neler olur allah bilir yani.

-  ASTEĞMEN, BEN SABAH GELİCEM SİZ DİNLENİN BİRAZ
ulan dicem diyemiyorum, beni başka odaya aldır diye. çok tırtım o çocuktan yani ne bileyim tırsmak değilde çok huzursum oldum. hatta komik gelecek lan asteğmen bununla konuşmadı acaba bi ben mi görüyorum falan moduna girdim ama sabah asteğmen gelince onunla da konuştu=)

allahtan çocukta uzandı sonra, bende uzandım yarım yamalak bir uyku çektim. tabi dışarıdan çıt sesi gelse zıplıyorum yatağımda. uyku denilirse buna. sabahı zoru zoruna ettik. giyindim, biraz kahvaltı ettim, ilk konvoya atlayım tugaya geri döndüm,

ne yapacaktım falan diye söylediğimi hatırlıyorum, öle mal gibi nizamiyenin orada durdum bir süre, sonra içeri girdim, komutanıma gittim, yüzbaşı savaş a, geldiğimi söyledim, çay söyler heralde yarı gaziyiz modundayım ama ne çayı amk. bir gün öncesinde şehitler var.

takımıma görünmemi istedi, üsteğmene gitmemi istedi birde. üsteğmene gittim, o çay söyledi içtik,

-   KOMUTANIM NE OLDU O NİŞANCIYI BULABİLDİK Mİ? NASI ÇIKTIK ORADAN?
+  YOK BULAMADIK, BEKLEDİK BEKLEDİK SES GELMEDİ YA VURULDU O YA DA S*KTİR OLUP GİTTİ, BİZDE ÇIKTIK ORADAN GERİ DÖNDÜK HATIRLAMIYOMUSUN HELİKOPTERİ ?
-   HATIRLIYORUM DA BÖLÜK PÖRÇÜK,
+ DÜN EN ŞANSLI OLAN BİZDİK, FEYZULLAHIN OLDUĞU BÖLÜK BAHADIRIN OLDUĞU BÖLÜK FALAN BAYA BAYA ÇATIŞMALARA GİRMİŞLER.

takıma gözüktüm, koğuşta hepsi istirahatte. beni görünce bir kaçı doğrulmak istedi, dedim bozmayın hiç, onlarda çok yorgun düşmüşler tabi. bayrama üzülmüşler, onu sordular, dedim
- MERAK ETMEYİN BİŞEYİ YOK, GELECEK.

yakup uyuyordu, birde saz gördüm amk dedim
-  BU NE LAN?
+  ERDİNÇ; BENİM KOMUTANIM
-   LAN SEN SAZ MI ÇALIYOSUN?
+  EVET,
-  E NASI SOKTUN BUNU BURAYA?
+ YÜZBAŞI ALDIRMIŞ MERKEZDEN,
-  ALLA ALLA SEN MÜZİSYENMİSİN ERDİNÇ ?
+  KOMUTANIM DAYIM SAZ ÇALMASINI İYİ BİLİR BENDE KÜÇÜKLÜĞÜMDEN BERİ ÇALARDIM, ARA ARA DÜĞÜNLERE GİDERDİM ARKADAŞLAR SAZCI ARADIĞINDA,
-   NE GÜZEL İŞTE MİS GİBİ MESLEĞİN VAR,
+  KOMUTANIM SAZIM YOK , DAYIMINKİNİ ALMIŞTIM BABAM BİR GECE SİNİRLENDİ KIRDI, SONRA ALACAK PARAM OLMADI, ARKADAŞLAR SAZ ÇALAN KİŞİ GELEMEYİNCE BENİ ÇAĞIRIRLARDI. SAZI ALSAM BENDE GİDERDİM ÇALMAYA PARA KAZANIRDIM HEM EVLENİRDİM
 falan dedi bu.
-  SENİN Mİ ŞİMDİ BU?
+ YOK, DEĞİL GALİBA YÜZBAŞI BANA EMANET ETTİ.
-  ÇALDIN MI HİÇ ?
+ YOK FIRSATIM OLMADI,
-  VAY AMK ERDİNÇ SANATÇI VARMIŞ ARAMIZDA, BİR ARA ÇAL DEĞİŞİKLİK OLUR ..

sonra ayrıldım yanlarından. bahadır istirahat ediyordu bende kantine geçtim tv açık çay içtim hakan peker çalıyodu ama hangi şarkı hatırlamıyorum. sonra odaya geçtim, bahadırda uyanmış, ilker falan da geldi, ama ilkerin yüzünden düşen bin parça. bahadır aynı bir b*k yok. sanki bir başkası bölgede askerlik yapıyor. o kadar rahat ki anlatamam.  saçı başı incin düzeltmeye bile yeltenmemiş,

arada gene bir kaç tim arama tarama falan için tugaydan ayrılıyordu. biz daha yeni geldiğimiz için çıkmayacağımızı biliyordum.

bahadır gene sigaramdan aldı, dedim,

-   BAHADIR ABİCİM SEN EMSENE SALATALIĞINI AMK BIRAK SİGARAMI ARTIK,
+  SAĞANE AMUĞAGOYIYIM
falan gibi bişey dedi sanırım. tam anlamadım,

- İLKER KARDEŞİM, ÇOK ZOR BİLİYORUM AMA DAYANMAN LAZIM ASKERLERİN VAR MÜSTERİH OL KARDEŞİM
 falan diyorum. 1 gün önce çocuk timinden şehit verdi,

+  ABİ ARTIK DAYANAMIYORUM, NASI GEÇİCEK, EN UFAK GÜRÜLTÜYE DAHİ TAHAMMÜLÜM KALMADI, BEN BIRAKIP GİDİCEM ARTIK VALLA FALAN DEDİ,

-  OĞLUM SAÇMALAMA BAK DİRAYETLİ OLMAN LAZIM
alan diyodum buna, sözlüsü vardı ilkerin,
- BEN SÖZÜ ATTIM BİRAZ ÖNCE
dedi, ben sandım ki kız bıraktı ilkeri, genelde öyle olurdu çünkü oralarda. çocukların kızı bırakmaları söz konusu olmazdı g*tümüz yemezdi yani. tam sövecektim kıza ki ilker allahtan kendisinin arayıp sözü atmak istediğini falan söylemiş onu dedi.

- LAN MANYAKMISIN NİYE BÖLE BİŞEY YAPTIN,

bu bir çözüldü karşımda anlatamam size, ağlamaklı ağlamaklı konuşuyo,

- ABİ YAVUZ ABİNİN ŞEHİT OLMASI BENİ ÇOK ETKİLEDİ, AYLA DENİLEN KIZLA EVLENEMEDİ O KIZIN DA HAYATI KARARDI, BENİM TİMDE ŞEHİT OLAN ÇOCUK EVLENMİŞ ÖLE GELMİŞ, ŞİMDİ BEN ŞEHİT OLURSAM PERİŞAN OLACAK KIZ. DEVAMLI BANA BİŞEY OLDUĞUNA ONA HABERİN GİTMESİNİ DÜŞÜNÜYORUM, ONUN HABERİ NASI KARŞILAYACAĞINI NE YAPACAĞINI KESTİRMEYE ÇALIŞIYORUM. BUNLARI DÜŞÜNMEKTEN İNTİHAR EDİCEM ABİ, VALLA KAFAMDA BİN KERE FARKLI FARKLI DÜŞÜNDÜM HEP FARKLI ŞEKİLDE HABERİ ALMASINI CANLANDIRDIM, DÜŞÜNSENE ABİ AYLA ABLANIN DURUMUNU ŞU ANDA, O İLK HABERİ ALDIĞI ANDA Kİ HALİNİ, BEN HEP BUNLARI DÜŞÜNÜYORUM O YÜZDEN AKLIM BAŞKA YERDE.

- E, ŞİMDİ DAHA MI İYİ OLDU, KIZ ÜZÜLMEDİ Mİ?

- ABİ ÇOK AĞLADI ÇOK YALVARDI AMA BENİ UNUT ARTIK FALAN DEDİM, NASI UNUTIYIM FALAN DEMİŞ KIZ İLKERE AĞLAYA AĞLAYA, NE OLUCAK KIZIM BİR UNUTURSUN BEN UNUTTUM BİLE FALAN DEMİŞ BU BİZİM SALAK.

- İYİ B*K YEDİN İLKER, SALMA OĞLUM KENDİNİ
falan dedim ben buna.

- YOK ABİ DEDİ BEN KALDIRAMICAM YOKSA O YÜZDEN BÖYLESİ İYİ OLDU.

bildiğiniz sözlüsünden ayrılmıştı hemde en çok ihtiyaç olduğu anlarda.  bu şarkı kardeşim ilkere gelsin. acaba ne yaptı merak ettim evlendimi sonra o kızla;


Selda Bağcan - Unutursun Mihriban


o sırada bahadır da sigarayı içerken külü düşürmemeye çalışıyordu, up uzun kül kalmıştı sigara, dedi bu

- S*KTİR ET İLKER YA İYİ OLMUŞ BAK BANA AYRILDIM NE KADAR RAHATIM,

a a *bneye bak lan ayrılmışmış, hareketlere bak, baktım ben bunun yüzüne öpücük attı uzaktan bana. yemin ediyorum aklımdan şu geçti, bir gün bu herif alacak g3 eline tugayı basacak hepimizi vuracak amk.

sonra aklıma yağmur geldi, lan o kadar farklı bir konumdaydım ki size anlatamam, yani hayatımı kaybedicem diye ayrılmak ne kelime, eğer ölürsem yağmur ölecek, hatta ölmesemde ölebilir, ucu karanlık bir tünel. ne olacağı nereye çıkacağı belli değil.  zaten askerlik hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor adama. devamlı arıyorum yağmurla görüşemiyorum, evi arıyorum anamı babamı hep iyi oğlum merak etme falan diyorlar. sanırsınız yağmur askerde ben yolunu gözlüyorum. karmakarışık bir durum.

mektup yazayım falan diyorum, mektup gidip gelene kadar askerlik bitecek zaten amk. anacığım tişört don mon yollamış, don bir geldi kapkara olmuş küflenmişmi bişeyler olmuş yolda. 2 ay önce yolladığı yeni gelmiş yani.yani fiziksel olarak uğraştığın bir çok şey varken birde psikolojik olarak uğraştığın pek çok şey eklenince içinden çıkamaz hale geliyor.

zaten ben o ilk hastalık haberini aldığımda kendimi vurmadıysam, ilk çatışmada kendimi merminin önüne atmadıysam yağmurun ''ölürsen benide öldürürsün'' lafındandır yani. o lafa deli gibi tutunmuşum resmen. hayata tutunmamı sağlayan tek dal. olmasaydı, allah korusun askerliğimin bitmesine daha 4 5 ay varken yağmur vefat etseydi şu anda bunları yazıyor olurmuydum inanın bilmiyorum beyler.

neyse biz ilkerle dertleşirken akşam yemeğimizi yemeğe gittik, yemek duası falan ondan sonra yemek yedik yemekte ne vardı bilmiyorum ama yoğurt vardı onu hatırlıyorum, hatta bahadır küp şekerleri tuz edip üstüne dökmüştü bizim yoğurtlarında sözde çengelköy yoğurdu yapmıştık =)

ardından bir kaç gün geçti bir akşam yemekten sonra yine yüzbaşı falan bizi kantine aldı, ilkeri beni bahadırı 1 2 tane üsteğmen teğmen vardı, bizim timlerde ki çocuklar, erdinç e sazı al gel dedi, vay anasını ulan erkin koray konsere gelse ancak bu kadar mutlu olurdum heralde.
erdinç saz çalacak yüzbaşının talimatıyla da eşlik edeceğiz, programımız bu=) askerin eğlencesi işte.

saz çalacak olan erdinç benim takımdan olunca ben bi gururlandım tabii, sanki yıllardır ben çalıştırmışım çocuğu bu an için hazırlamış gibi=) asteğmenlerin birine dedim
- ZATEN BENİM TAKIMDA BU ÇOCUK,
 iyi amk napıyım der gibi baktı,
+ SAVAŞ YÜZBAŞI;  KÜTAHYALI BENİM SANA DEDİĞİM ŞARKILARI ÇALIŞTIN MI?

alla alla ne ara almış çalıştırmış çocuğu amk,

- ÇALIŞTIM KOMUTANIM. AMA BİRAZ DEĞİŞTİRDİM BİZE GÖRE,

+ NASIL DEĞİŞTİRDİN LAN,

- SÖZLERİNİ DEĞİŞTİRDİM KOMUTANIM

ver bakayım sözleri dedi baktı bu kağıda, şimdi durup dururken askeri eleştiren bişeyler yazacak bu güme gidecek eğlence kendisinide diskoda bulacak. baktı yüzbaşı güldü bazılarında, inceledi,

+ TAMAM LAN İYİ BAKALIM EVLADIM İLK PARÇADAN BAŞLA SİZDE BİLDİĞİNİZ KADARIYLA EŞLİK EDİN
dedi bize,

- EMREDERSİNİZ KOMUTANIM
dedi erdinç, başladı çalmaya, ilk parça yalan dünyayı çaldı bu şarkıydı,

selda bağcan

yalan dünya yı çaldı,

ama sazla biraz daha farklı bulamadım ben;


Selda Bağcan (Moğollar) - Yalan Dünya

selda bağcanı askerlikteyken sevdim zaten daha önce dinlememiştim adam akıllı,

sözlerinide şöyle değiştirmiş,

oy dünya yalan dünya
yalan yalan yalan dünya
mecnun leyla ya vurulmuş
kerem aslı ya kul olmuş
ferhat şirin le yoğrulmuş
''ayla'' yı ''yavuz a'' vereydin ya
(yavuz abiyi biliyosunuz) zaten bunu bi dedi ben komalık oldum amk,

birde son nakarat kısmında değişiklik yaptığını hatırlıyorum aslında bütün sözlerde az biraz değişiklik vardı ama aklımda kalanlar 1 2 tanesi

biraz umut vermedin ki
zalimi yere sermedin ki
haktan yana olmadın ki
yüzünü ''askere'' döneydin ya
yalan yalan yalan dünya

güzel şarkıdır beyler. sazla çalınmış halini bulan olursa göndersin.

kendimizce moral gecesi veriyoduk, e oraya gelip moral verecek bir sanaçtı yoktu o dönemlerde. anca istanbulda klip çekerek vatan millet ayağı yapardı zaten bu şarkıcı denen *bneler. takılıyorduk öyle, nadir geçen güzel akşamlardan biriydi, hatta o kadar zamandır orada olmama rağmen, ilk kez güzel bir akşam geçiriyorduk.  o sırada erdinç dağlar duman olur diye çok yanık bir türkü çaldı, savaş yüzbaşı çok kötü oldu, sonra açıkladı bize.

- 1994 TE HAKKARİDE KARAKOLA SALDIRDI BUNLAR, ORAYA GİDEMEDİK, HELİKOPTERLER KALKAMADI ÇOK TEHLİKELİ OLDUĞUNDANMIŞ DEDİ KÜFÜR ETTİ BOL BOL. VE ÇOK ŞEHİT VERİLMİŞ KARAKOLDA O GECE, BU ŞARKIDA O DÖNEM BOL BOL KOMANDODAN HELİKOPTER BİRLİKLERİNE GÖNDERİLMİŞ,
belki bilenler vardır aranızda, hala var mı bu şarkının muhabbeti bilmiyorum. tek tek anlamınıda anlattı hatta,

Pınar başından bulanır canım oy
iner ovayı dolanır canım oy (helikopter inmeden önce bir kaç sorti atar)
Sende çok haller talanır canım oy (senin yüzünden çok kişi talan olur)

Dağlar duman olur (sen gelmezsen dağalar duman olur)
Çayır çimen olur (seni beklerken çayırlar çimen olur
ben yari görmezsem (sen gelemezsen biz bir daha sevdiğimizi göremeyiz anlamındaymış bu son üç bölüm)
Halim yaman olur
Halim yaman olur vay vay

Hiç ovaya inmedin mi (inemiyor ya bunlar her yere ona itafen)
Aşk oduna yanmadın mı
Can yakmaya doymadın mı (gelmedikleri zaman şehit verme şansımız çok yüksek oluyor ona itafen

Dağlar duman olur
Çayır çimen olur
Ben yari görmezsem
Halim yaman olur

Yaz görmemiş kışa benzer canım oy
içmişde sarhoşa benzer canım oy
Dert görmemiş başa benzer canım oy (bizim derdimizi siz anlayamazsınız diyormuş bu bölümde de)

Dağlar duman olur
Çayır çimen olur
Ben yari görmezsem
Halim yaman olur
Halim yaman olur vay vay

bunu anlattıktan sonra bir daha dinledik, aşırı derecede etkilenmiştik beyler, ama çok kötü olmuştuk yani. hakikaten çok ihtiyacımız vardı helikopterlere bazı zamanlar. yani abi nası anlatayım ya, seslerini duymak yetiyordu bizim için daha ne denilebilinir ki.

şarkıda bu, ama kısa versiyonu sanırım;


Selda Bagcan - Daglar Duman Olur

beyler kendinizi askerin yerine koyun, bazı bölgelere yürüyerek dahi gelmeniz mümkün değil. pusuya düştüğünüzde sizi tek kurtaracak şey helikopterleriniz. neden çok dua edilip çok beddua edilir onlara anlayın. bazı durumlarda gelmezlerse öldüğünüzün resmidir. bir daha düşünüyorum da hakikaten çok uyuyor bu duruma. savaş yüzbaşı ve o dönemin subayları bol bol telsizden radyodan helikopterlerin olduğu birliklere gönderirmiş dinlettirirmiş. bizde de yaptı o bir kaç hafta sonra, şırnak merkez çok yakındı bize, oraya telsizle bağlanıp dinlettirmişti operasyondan bir kaç gün önce.
darmadağın olmuştuk erdinç in çaldığı türkülerle, bir yandan yeter artık amk derken bir yandan da devam etmesini istiyodum resmen. yüzbaşının selda bağcan hayranı olduğunu o gece öğrendik sizinde anladığınız gibi, zaten psikolojimiz bozuk iyice dağıtmıştı bizi, sevdiklerimizi düşünmeye başladık. zar zor alıştırmıştk kendimizi yokluklarına ama şimdi herşey eskiye dönmüştü, en azından kendi adıma konuşayım deli gibi yağmuru arzuladım. askerden dahi kaçabilirdim yani. ilker zaten ağlıyor gizli gizli, timimizdeki askerler patates olmuş, bahadır bile ağlıyor hafiften.

yüzbaşının niyetide oymuş, sonra üsteğmen söylemişti, özlem duygusunun dibine vuralım ki o zehir çıksın vücudumuzdan. o yüzden o gece tabiri cazise azımıza sıçtı, dağlar duman olur bitti, bundan sonra şarkısı başladı, zaten sözlerini iyi dinleyin diyor, sözlerine kulak kabartınca daha da komalık oluyoruz,

sözlere bakarmısınız, ''olsan cennetin sıratı,geçmem seni bundan sonra''


Selda Bağcan - Bundan Sonra

ardından acem kızına bir girdi pir girdi erdinç, biz olduğumuz yere mıhlanmış gibi kala kaldık,


Selda Bagcan-Acem Kizi

(bunun üzerine tanımıyorum, erkin baba kızmasın ama selda bağcan deyince akan sular durur)

ayrıca ilker asteğmen içinde bunu çaldırmıştık, çocuğu canlı canlı gömdük sanki, daha yeni sözlüsüne beni unut demişti telefonda;


Selda Bağcan - Unutursun Mihriban

son olarak ''neredesin sen'' ile noktayı koydurdu yüzbaşımız, artık saat zaten 1 falan, bizde kafamıza mermi yemiş gibi olduk, ağlıyomuyuz gülüyomuyuz anlamadık resmen. bu son parçayı hepbirlikte söylemiştik.


Selda Bağca - Nerdesin Sen

çok güzeldi, hepsi yanımızdaydı,

yavuz abi ve takımı,

ibrahim üsteğmen,

üst devremiz ibrahim,

diyarbakırlı,

ilkerin timinde şehit olan çocuk,

benim malatyalı bayram,

yağmur, ayla abla, ilkerin sözlüsü, annem oradaydı sanki, inanılmaz sıcak bir ortamdı beyler.

ilk ve tek güzel gecemizdi, başka da güzel gece olmadı zaten.
ardından bitirdi erdinç çalmayı, bizde bitmiştik, sandalyelerimize tutkalla yapıştırılmış gibiydik,

erdinç yüzbaşımıza gitti, sazı iade etmek için,

+ ASLANIM BUNDAN SONRA BU SAZ SENİNDİR, DÖNENE KADAR GÖZÜN GİBİ BAK, BENDEN SANA HATIRA OLSUN, GİDİNCE ÇALARSIN EKMEĞİNİ ÇIKARTIRSIN.

erdinç nasıl sevinmişti anlatamam. ekmek kapısıydı. lan belki kaset bile çıkartırdı çocuk beyler. benim mg3 çü deli gibi saz üstadı çıkmıştı. istediği yerde çalar hatta bana göre davetler alırdı. o sevdiği kızlada evlenebilirdi, iyi para kazanırdı. tabi dönebilseydi.

bu şarkıda timimde ki tek şehit erdinç için gelsin, çok güzel çalmıştı bunu o gece.


Selda Bagcan-Acem Kizi

güzel bir geceydi, bütün özlemlerimiz, arzularımız, isteklerimiz tavan yapmıştı o gece. tüm zehri dökmüştük resmen. savaş yüzbaşının talimatlarıyla erdinç in sazından çıkan nameler, darmadağın etmişti bizleri, ufak çapta ki konserimiz bittiğinde koğuşlara dağılmıştık, uyuymak için. o gece sadece ben bahadır ve ilkerin uyuyamadığını düşünmüyorum. o kantinde olan herkes o gece uyuyamamıştı. delicesine arzuluyorduk beyler telefondan sevdiğimiz kişileri aramak için. ama artık saat 1 2. bu saatte aranır mı? insanlar zaten her telefon sesinde yürekleri ağızlarına geliyor. birde bu saatte gelen telefon. hala daha sevdiklerimizi düşünüyorduk.

sigara yakmak için bahadırın kalktığını gördüm, onu görünce bende kalktım. karanlıkta kalktığımı farketmemişti, camı açtı, sırtını duvara yasladı, düşünceli düşünceli sigara içmeye başladı, dışarıda ki ay yüzünü kestiği için her halinden bir b*klar düşündüğünü anlamıştım.

full metal jacket filmini bileniniz var mı beyler? o aklıma gelmişti nedense. orada bir asker gecenin bir vakti tüfeği kapıp kafasını patlatıyordu. tedirgin oldum lan resmen. bahadır zaten pek normal değil. şimdi şiişt falan diye seslensem baho falan desem zıplıcak yerinden.

beklenmedik seslere ani tepkiler veriyoruz zaten.

o yüzden önce öksürdüm sanki öksürük uyandırmış gibi yaptım.

öksürük arasında konuşulur bilirsiniz o tarz işte=) dedim
- LAN UYUMADIN MI SEN?

cık diye ses çıkarttı,

yere oturmuş bir elinle parmağında ki şeytan tırnaklarını yiyor, diğer elini dizne yaslamış, sigara tüttürüyor.

ayağına botlarını giymiş, bağlamış falan.

dikkatimi sonra çekti o ama,dedim
- NİYE UYUYAMADIN?

+ ÇOK SIKILDIM YA
dedi,

- HAYIRDIR NE OLDU
dedim bende, amına kodumun yerinde sıkılmak için binbir türlü sebep varken sorduğum soruya bak.

+ YA NE OLUCAK İŞTE BİLİNDİK ŞEYLER
dedi bu, bende bir sigara yaktım, terlikler ayağımda yanına oturdum,

- LAN ANLAT HADİ İKİ ÇİFT LAF EDELİM OLUM, DERTLEŞELİM LAN
+ OLUM LAN İÇİMDEN ÖLECEZ LAN BURDA DİYE DÜŞÜNÜYORUM, AMA GARİP GELMİYO BU BANA, NE BİLİYİM GARİP DİİLMİ BU?
- BAHADIR NE DİYOSUN OLUM SAÇMA SAPAN. NE GARİP GELİYO SANA ÖLECEZ DEMEN Mİ? DEME O ZAMAN AMK YA.
+  YA ABİ, YANİ HER AN ÖLEBİLİRİZ, AMA ÇOK SAKİNİZ ARTIK BU DURUM KARŞISINDA, NE BİLİYİM MESELA HER OPERASYONA ÇIKTIĞIMIZDA NASIL GERİ DÖNÜYORUZ ŞAŞIRMIYOMUSUN. OPERASYONA GİDERKEN LAN BEN ÖLÜRMÜYÜM ACABA BU SEFER DEMİYORUM. BAŞLARDA ÇOK DİYODUM ALLAHIM YA ÖLÜRSEM YA ÖLÜRSEM ÖLMİYİM NOOLUR DİYE AMA DEMİYORUM ARTIK S*KİMDE DEĞİL
- EEE YANİ ÖLMEK Mİ İSTİYOSUN?
+ YOO İSTEMİYORUM AMA NE BİLİYİM OLUM BİRAZ DEĞİŞTİM BEN
-  BAHADIR KENDİNE HAKSIZLIK ETME, NE DEĞİŞMESİ (İRONİNİN AMINA KOYUYORUM BURADA)
+ YOK YOK DEĞİŞTİM BEN BELLİ OLMUYO AMA DEĞİŞTİM
 demez mi amk, belli olmuyo ama değiştim diyo,  devam etti sonra bir hikayesini anlattı,

+  OLUM MESELA Bİ GÜN ERKAN VARDI BİZİM OKULDA ONUN EV KUŞTEPEDEYDİ, KÜPEM VARDI, BİR GECE GİDERKEN BİR İKİ TANE G*T  ARKAMDAN LAF ATTILAR LAN *BNE FALAN DİYE,

-  EE SEN NE YAPTIN,
+ KOŞTUM LAN KOŞMAYA BAŞLADIM, ARKADAN GELİP BIÇAKLARLAR FALAN DİYE, BİR DAHA O SOKAĞA HİÇ GİRMEDİM,
-  EE YANİ
+ ULAN NE YANİSİ DÜŞÜNSENE ŞİMDİ ÖYLE BİR DURUM OLSA NE YAPARIM SENCE BEN?
-  BAHADIR O SOKAĞI YAKARSIN HERALDE,
+ NE SANDIM A*INA KOYAYIM
- E İŞTE NE GÜZEL BAHADIR FENA MI?
+ YOK LAN BEN BİR DAHA İSTANBULA ALIŞMAM SÖYLİYİM, TAŞŞAK GEÇİYOSUN YA BENİMLE DAĞLARBAŞI BAHO DAĞ ADAMI BAHO, BİR ŞEYİ KIRK KERE DERSEN OLURMUŞ AL OLDU İŞTE,
- NE DİYOSUN LAN HIYAR, BEN DEDİM DİYE Mİ OLDU? BEN Mİ DEDİM ADAMIN AĞZINA KELEŞ SOK DİYE,
+ YOK DEMEDİN AMA O MİNVALDE BİŞEY YAPTINIZ YANİ, ÇOK GAZA GETİRDİNİZ,

adam resmen bizi suçluyodu lan, sizin yüzünüzden böle oldum falan diye, o gece konulardan konulara girdik beyler, unutulmaz bir geceydi, boğazda rakı balık eşliğinde yapsak bu kadar olmazdı. her konuda dertleştik ama. bir süre devam ettik, ardından kapı çaldı, bir an irkildik ama, lan komutan içeri kapıyı çalacak biz gir diyecez öle bir durum olurmu, ses çıkarmadımi uyudu sansınlar diye, devam etti, bir kaç kere daha, kalktım açtım kapıyı, bir baktım ilker,

-  NE OLDU İLKER DEDİM?
+ ABİ DEDİ BEN UYUYAMADIM HİÇ YA SİZ UYUDUNUZ MU?
-  GİR İÇERİ BEBEĞİM GİR=)

buda geldi aramıza, sigara içmezdi ilker ama başladı tabii orada, ne sigara tutmasını bilir ne içine çekmesini ne içmesini, bom b*k ederdi sigarayı bahadırda kızardı, ziyan etme amk ya düzgün iç şunu diye.

ÖYLE BİR YERDEYİZ Kİ BEYLER, HAYATLA İLGİLİ NE DÜŞÜNÜYORSANIZ ÇÖPE ATIN GİTSİN,

HERŞEYİ DİBİNE KADAR YAŞANAN BİR YER ORALAR.

SEVİNÇ DİBİNE KADAR,

HÜZÜN MÜ? ANASINI S*KERSİNİZ HÜZNÜN ORADA,

KORKU, ÖLÜMÜNE AMK,

ÖZLEM Mİ? TARTIŞMAYI DAHİ KABUL ETMEM.

SEVGİ AŞK... MECNUN U FERHATI GETİRİN BÖYLE AŞKIN IZDIRABINI GİBERİM DER ÇEKER GİDER,

ADRENALİN? BANGİ JUMPİNG İN İPSİZ YAPILANI,

ÖYLE BİR YER Kİ BEYLER,

DOSTLUĞUN EN BABASI,

O GECE BİZ DOSTLUĞUN EN BABASINI YAŞAMAYA BAŞLAMIŞTIK,

SANIRSINIZ YATILI OKULDA 3 TANE ÖĞRENCİYİZ, ÖYLE BİR TENHADA SİGARA İÇİYORUZ HER AN MAHMUT HOCAYA YAKALACAKMIŞ HİSSİYLE,

ÖYLE BİR YER Kİ, BÜTÜN HİSLERİN EN DİBİNİ GÖRÜRÜSÜNÜZ,

ÖYLE BİR YER..
Ahmet Kaya - Öyle bir yerdeyimki
başladık üç astek muhabbete, bir ilker anlatıyo bir ben anlatıyorum araya bahadır giriyo saçmalıyo falan.

ilker dedi,

+  ABİ ERDİNÇ NE GÜZEL SÖYLEDİ YA,
-   AYNEN LAN, İÇİMİZDE ÖYLE BİR CEVHER VARMIŞ Kİ ANLATAMAM,
+  KOMUTANA SÖYLEYEYLİM BU GİTSİN MORAL EKİBİNDE ÇALSIN BURADAN GÖNDERSİNLER,
-   GİTMEZ O AMK ŞİMDİ KOMUTAN DESEDE GİTMEZ,
+  İLKER; KEŞKE BİRAZ DAHA DİNLESEK ABİ DOYAMADIM VALLA,
+  BAHADIR ; GİDİP GETİRSENE ÇOCUĞU,
-   UYUMUŞTUR LAN, KALDIRMAYALIM İSTİRAHAT ETSİN MANYAKLAŞMA,
+  LAN UYUMUYODUR O ŞİMDİ,
+  İLKER; EVET ABİ YA GETİRSEK YA BURAYA,
-   LAN OLUM SESLENİCEM ÇOCUĞA DİĞERLERİDE KALKICAK NE DİCEM,
+  BAHADIR;  ÇİŞE KALDIRIYORUM DERSİN,

yemin ederim kahkahayı g*tümüzden attık amk ama sessiz=)=)=)=)
+  OLUM GİT GETİR LAN, BİR ŞEYLER UYDURURSUN,
-   BEN GETİREMEM,
+  BAHADIR, BEN GETİRİYİM,
-   NASI GETİRİCEKSİN,
+  ÜSTÜMÜ GİYİNİYİM, EMİR VARMIŞ GİBİ KOĞUŞ KALK KALK KALK FALAN KALDIRIRIM KOĞUŞU SONRA ERDİNÇ İ ALIRIM,
-   OTUR AMK BİDE OPERASYONA GÖNDER ÇOCUKLARI BEN GETİRİRİM,

çıktım ben ayakta terlikler, ayağımda sargı olduğu için sarmış iyice terlik ayağımı çok ses çıkmıyor mermerde taşta şapalak şapalak diye o avantaj, girdim koğuşa millet uyuyor erdinçin oraya gittim, ama kesiyorum etrafı, lan şimdi dürtücem çocuğu nooluyo amk diye fırlıcak ayağa kaldırıcam milleti onuda istemiyorum,

beyler yaptığım manyaklığa bakın,

sırt üstü yatıyordu bu,

bir elimle ağzını şaak diye kapadım,

bu gözleri açtı debenlendi kısa bir süre, dedim suss amk sus gülüyorum bir yandan da,

-  OĞLUM SUS BİŞEY YOK GEL BENİMLE,
+ NOOLDU KOMUTANIM,
-  GEL AMK İŞTE YA SUS,
+ ÜSTÜMÜ GİYİNİYİM Mİ
-  LAN GEL,  SES ÇIKARMA
hala botunu arıyo, tuttum bunu baktım diğerleri mırın kırın edip hafiften uyanıyo, çıktık hemen,
+  NE OLDU KOMUTANIM YA BİŞEY Mİ OLDU
-   ERDİNCİM KUSURA BAKMA OLUM, GEL MUHABBET EDİYORUZ SENİDE ALALIM DEDİK,
+  NE MUHABBETİ KOMUTANIM,
-   GEL OLUM DERTLEŞİYORUZ İŞTE SENDE GEL,
+  HEE?

falan yaptı bu güldü,

- OĞLUM KUSURA BAKMA VALLA, UYKUNDAN ETTİM
+ OLSUN KOMUTANIM

bu sanıyomuş ki bizim takımda ki çocuklar falan var,

lan odaya bir girdi iki tane daha asteğmen,

ben oturdum yere,

bu ayakta,

-  LAN OTURSANA
+ OTIRIYIM MI?
-  LAN OĞLUM BU AKŞAM KOMUTAN YOK ABİLERİNLE MUHABBET EDİCEKSİN,
+  EMREDERSİNİZ KOMUTANIM DEDİ,

bahadır da,

+ HAA ŞÖLE AMK

 falan diyo, içki içmeden sarhoş gibiyiz resmen =)


Selda Bagcan Niye - Cattin Kaslarini

beyler bir başladık biz, muhabbete, bahadır anlatıyo sevdiği kızı, ilker sözlüsünü anlatıyo bende başladım yağmurla olan anılarımı anlatmaya,

şöle yapardık buraya giderdik diyorum,

bahadır atlıyo aynen lan bizde gittik oraya,

şunu içmiştik diyo ilker,

ben atlıyorum aynen abi ya bizde içmiştik, hatta yağmur çakırkeyif olmuştu falan,

lan erdincimde garibim oturuyo öle orada,

biz tabi 3 istanbul p*çi,

-  KOÇUM SENDE ANLATSANA BİŞEYLER,
+ NE ANLATAYIM KOMUTANIM,
-  YOK BURDA KOMUTAN ABİLERİN VAR ANLAT, SEVDİĞİM KIZ VAR VERMİYOLAR DEMİŞTİN ONU ANLAT,
+  VALLA VERMİYOLAR İŞTE KOMUTANIM YANİ ABİM, İŞİM YOK DİYE,

bahadır da atlıyo ara ara deli dumrul ya bizim ki amk,

+ O. ÇOCUKLARI İŞTE AMK,

diyorum
- Bİ SUS BAHADIR,

+ ABİM İŞİM VARDI BİZİM, İLÇEYE İNER KURUTEMİZLEMECİ VARDI ORADA ÜTÜ YAPARDIM İŞ BULMUŞTUM, GENE VERMEDİLER ANASI İŞİ BEYENMEDİ ZATEN AZ PARA VERİYOLARDI, SONRA Bİ MESLEK ÖĞRENEYİM DEDİM KUAFÖRE ÇIRAK OLDUM GENE VERMEDİLER, İSTEMEDİK AMA KIZ SÖYLÜYODU,

dedim
- İSMİ NEYDİ KIZIN ERDİNÇ,

+ SUNA İSMİ ABİ,

- SEVİYOMU PEKİ SENİ KIZ,

+ SEVİYO ABİ KAÇALIM DEDİ BANA KAÇIRACAM ZATEN BİR DÖNİYİM,

- OLUM,  NE KAÇIRMASI, SAZIN VAR BAK DÖNÜNCE ONUNLA DÜĞÜNLERE GİDERSİN, DAVETLERE GİDERSİN ÇALARSIN PARANIN *MINA KOYARSIN,

bu durdu durdu,
+ KAÇIRIYIM ABİ SONRA GENE ÇALARIM BEN,

+ İLKER ; NEREYE KAÇIRICAN LAN KIZI NEREYE GİDİCEKSİN,

bahadır da,

+ BİZE GETİR, BENİM AİLE ANKARADA BENLE KALIRSINIZ,

+ ERDİNÇ; VALLA MI ABİ
 falan dedi, bahadırda gaza geldi tabi,

+ TABİ OLUM GEL KIZIDA AL,

lan bişeyde diyemiyorum, bahadırın beyni yerinde değil ki, erdinç kızın anasını kaçıracam dese ona da eyvallah der. erdinç te zaten gencecik heveslendi,

+ ABİ BAK GELİYORUM O ZAMAN.

dedim
- ERDİNÇ ÖLE ŞEYLER YAPMA SEN İŞİNİ ELİNE AL MECBUR VERİCEK SANA KIZI ZATEN,

+ ABİ,  VERMEZ ZATEN TELEFONLA KONUŞTUM BEN BİR KERESİNDE, İSTEMEYE GELECEKLERMİŞ BİRİLERİ KIZI, ABİ KIZ GİDERSE BEN ÖLÜRÜM,

- OĞLUM ÖLE DEME LAN ÖLÜRÜM FALAN.

akıl veriyoruz çocuğa, çocuk askerden kaçarım diyo, ben diyorum olum bak öle şey yapma allah korusun esir düşersin benide yakarsın bak yavuz abine ne oldu falan diyorum,

+ BAHADIR; KAÇ LAN KAÇ GİT S*K  BELASINI O MUALLAKLERİN AL KIZI GETİR BURAYA

kızı alıp çakırsöğüte getir diyo,

+ İLKER; AYRIL BENCE SEN O KIZDAN
diyo falan, akıllara bak amk çocuğun beynini s*ktik gece gece.
sonra askerden sonra ne yapacağız onları konuşmaya başladık,

- BEN DEDİM YAĞMURLA EVLENECEM,
 (tabi aklımdan o sırada binbir türlü film şeridi geçiyor, acaba bişey olacak mı? kurtulacak mı falan)

- SONRA, İŞ KURACAM, BİR KIZIM OLACAK İSMİ ÖYKÜ OLACAK, SARIŞIN MAVİ GÖZLÜ ANASI GİBİ, AMA BÖLE DOLAPLARIN TEPELERİNDE TOPLICAZ ONU O KADAR YARAMAZ OLACAK, BEN EVE GELDİĞİMDE AYAMA KUALA GİBİ DOLANACAK BEN ÖYLE YÜRÜMEK ZORUNDA KALICAM UZAKTAN KUMANDALI ARABA BİLE ALICAM DEDİM (Kİ DAHA YENİ YENİ ÇIKMIŞŞ UZAKTAN KUMANDALI ARABA, BİZ ÇOCUKKEN GÖRDÜĞÜMÜZDE AKLIMIZ ÇIKMIŞTI AMK, Bİ KERE YİĞENLERE ALIYIM DEDİM, BU NE AMCA YEAAA CD ALSAYDIN YA FALAN DEDİ, DEDİM HADİ LAN ORDAN P*Z*VENKİN ÇÜKÜ)

bahadır başladı sonra, dedi
+ BENDE YURT DIŞINA GİDİCEM GELMİCEM Bİ DAHA, ORADAN DA YABANCI HATUNLARLA TAKILICAM MESLEĞİMİ YAPAMAZSAM BAR AÇICAM AMK ÖLE BİR KIZA TUTULUP S*KMİCEM HAYATIMI, KARI KIZLA YATIP KALKICAM ER*İNMAN OLUCAM LAN

not: askerden 8 ay sonra nişanlandı bahadır, ilk o evlendi 2 çocuğu ve güzel bir karısı var, eşinin dizinde ankara kedisi gibi yatıyor ve mesleğini icra ediyor, er*ine başlamayı bırak, sigara bile içemiyor davar. yurt dışına çıkma hayalini gerçekleştirdi,

ardından ilker dedi,
+ BEN DÖNERSEM EĞER (ŞÜPHE VAR ÇOCUKTA) BİRİKTİRDİĞİM PARAYLA TATİLE GİDİCEM, 5 YILDIZLI OTELE GİDİCEM (O ZAMAN DAHA YENİ YENİ BU 5 YILDIZLI OTELLER MODA AMK) SONRA DÖNERSEM SÖZLÜMDEN AF DİLERİM, HEMEN NİŞANLANIRIM ONUNLA TATİLE ÇIKARIM,

+ BAHADIR; B*K ÇIKARSIN ANNESİ NE DİCEK,

+ ANNESİDE GELİR ABİ
dedi bu, ilkerin askerliği bitmeden, sözü attı diye kızın babası çok kızdı, ilkerin askerliği bitmeden kız başkasıyla nişanlandırıldı.

sonra erdincime sıra geldi,
+ ABİ DEDİ BEN İŞ BULACAM SONRA SUNAYI ALMAK İÇİN HERŞEYİ YAPACAM, BENİMDE BİR KIZIM OLSUN İSMİNİ GÜL YA DA BAHAR KOYACAM.
- NİYE ERDİNÇ?
+ BAHAR AYLARINDA SUNA GÜL GİBİ OLUYOMUŞ,
vay amk aşka bakın.

+ BİDE ABİ BEN ÇAVUŞ OLSAM SONRA TESKERE BIRABİLİRMİYİM?
- EVET ERDİNÇ,

bu bir yapıştı bana yalvara yalvara ama,

+  ABİM ALLAH RIZASI İÇİN BENİ ÇAVUŞ YAP, ASKER OLURSAM BABASI VERİR, ASKERDEN KORKAR ONLAR, MESLEĞİM OLUR ABİM ALLAH RIZASI İÇİN,
-  ERDİNÇ OLUM BAK BURADA KALIRSIN 3 SENE ZORUNLU HİZMET,
+ ABİM SUNA YI ALAYIMDA 10 SENE KALAYIM BURDA NE OLUR ABİM,
-  OLUM SAÇMALAMA HAYATIN KAYAR,
+  ABİ HAYATIM KAYMIŞ ZATEN,
-  OLUM BAK SAZIN YOKTU SAZIN OLDU BOŞVER,
+ ABİM NE OLUR KOMUTANLA KONUŞ,
-  TAMAM, ERDİNÇ KONUŞACAM,

ne yaptık ettik çavuş yaptık erdinç i, teskere zamanına kadar dayanabilseydi astsubay uzman erdinç olacak, üniformayla gidip kızı babasından istemeyecek alacaktı.

kısmet olmadı.

erdincimi ve sunayı anlatan yavuz abi ve ayla ablayı anlatan daha güzel bir şarkı var mıdır? araya benide katın lütfen;


KAZIM KOYUNCU & ŞEVVAL SAM KOYVERDİN GİTTİN BENİ

anlayacağınız gibi hepimizin uyku problemi vardı. ben hala üzerimden tam atabilmiş değilim. o dönemde uyku sıkıntımız yüzünden özellikle bahadır ben ve ilker bol bol oturup muhabbet ederek giderirdik, araziye çıktığımızda istirahat zamanında yarım saatlik uykularla gidermeye çalışırdık.

hatta bir anekdot daha kondurayım şuraya buda bahadırın en büyük bombasıdır,

bahadır ın uyku problemi o kadar üst boyutlara ulaştı ki bir ara halüsilasyon görmeye başlamıştı pencerede adam falan görüyordu, yüzbaşı dedi

+OĞLUM NASIL YATIYORSUN?

 diye sordu, bu ne demek, yani hani şekilde yatıyorsun ya da çok yorgun mu yatıyorsun anlamında?

bahadır ne anladı sizce, verdiği cevaba bakalım,

- TEK YATIYORUM KOMUTANIM YANLIZ BAŞIMA,

bütün şırnak yerlerde bu sefer=)

dağlarbaşı bahoya gelsin,

adamın yanında her an ne olacağı belli değildi, her an bir b*k olacak edasıyla takılıyorduk adamın yanında, pasif bir şekilde duruyor dersiniz alır keleşi adamın ağzına sokar, botlar sıktığı için tugayda botları çözer kafasında ki bereyi cenazede keplerini ters takan amcalar gibi takıp elleri arkada bağlar salatalık yiye yiye gezinir. uzaktan öpücük atar, elinde salatalık la gezer, yerde ki fare ölüsüne domi vole şeklinde şut çeker, mevzide kafamızı kaldırmaktan çekindiğimiz anlarda, kalkıp ayakta uçuruma doğru işer, rüzgar alır etrafa yağdırır o sidiği, bestler de elinde ki kipritle oynayarak ağaçları tutuşturmaya çalıştırır aklınca bütün ormanı yakarsam saklanacak yerleri kalmaz diye, elinde ki g3 namlusuyla burnunu karıştırmaya çalışır, helikopter havadayken bağırır duyacakmış gibi
''biraz da bize yardıma gelin huuuooooppp lan *pneee'' falan der, asla evlenmem diyip aylar sonra nişanlanır, varis kağıdını uçak yapıp atar pencereden sonra kaybeder çıkar bahçede onu ararız,

bin bir türlü b*k ne olacağı belli olmaz yani,

hey gidi baho reyiz hey

cem babanın dediği gibi bindik bir elamete gidiyoz kıyamete,
Cem Karaca - Bindik bir alamete, gideyoz kıyamete
kaç gündür çok kötü olduk beyler, biraz bahadır la bitirelim de az da olsa neşelenelim.
bahadır la ben beyler, aynı gün tuzlada yedek subaylık sınavına (formalite icabı bir sınavdır) girdik, ardından izmir foça ya gidecekken ısparta eğirdire düştüğümüzü öğrendik. normalda jandarma komandolar izmirde acemiliklerini yapmasına rağmen eğirdire düşmemizi hiç ama hiç garipsemedik,

neden derseniz, zaten bir b*ktan haberimiz yoktu, izmir foça ne? eğirdir komando okulu ne? jandarma ne piyade ne ikisi neden farklı farklı komando çeşiti falan haberimiz yoktu.

elimizin altında bir tıkla bilgi edinmemizi sağlayacak bir veri olmadığı için kulaktan dolma bilgilerle gitmiştik, normalde izmirde jandarma komando yetiştirilirken, ısparta da piyade komando yetiştiriliyordu, ancak bizim dönemlerimizde kısa dönem (8 aydı kısa dönemlik) neredeyse çok az alınmaya başlanmıştı, üniversite mezunlarının neredeyse %85i %90ı yedek subay olarak ordu bünyesine alınıyordu. o dönemlerde üniversite mezunu olupta kısa dönem yaptım 8 ay diyene çok az rastlarsınız.

özellikle izmir, istanbul, ankara gibi büyük şehirlerde üniversite okumuş kişilerin asteğmen olmama gibi bir seçeneği yok gibi bişeydi,(zengin binlerini bunun dışında tutuyorum)

bundan dolayı, o kadar çok yedek subay birikmişti ki, manisa izmir ısparta aralarında jandarma veyahut piyade gözetmeksizin alım yapıyordu,

tuzla piyade ise bu saydığım 3 komando eğitim birimlerinden (jandarma da dahildi o kadar aşırı alım vardı) refüze olanları alıp orada eğitim veriliyordu.

nedir refüze olmak, şöyle örnek vereyim,

ısparta eğirdir dağ komando okuluna gittiğimizde, yanlış hatırlamıyorsam 1 ve 3 hafta aralığında bir ön eğitime tabii tutuluyorsunuz, ve muayene oluyorsunuz, eğer bu eğitimi geçebilirseniz artık geri dönüşünüz yok demektik, s*ke s*ke eğirdirde dağ komando olmak zorundasınızdır.

geçemezseniz, eğer aynen tuzla şutlanıp etek giyetsiniz, bu etek mevzuuda şudur, biz üzerimizdeki kıyafetimizi pantolonun içine sokar kemeri öyle takardık, bunlarda içeri sokmatan kemeri bağlar ve kemerin altından çıkardı kıyafetlerinin uçları, biz buna etek derdik.

neyse beyler,

size biraz bahadırla nasıl münasebetimiz bu kadar ilerledi onu anlatayım, istanbul da okuyordu buda biliyorsunuz itü mezunudur, ailesi ankardaydı, fakat ikametini buraya aldırmıştı çeşitli evrak falan gerektiği için, birlikte eğirdire gittik,

heralde eğirdirde 80 veya 90 küsür jandarma asteğmen adayıydık, biz bahadırla ikimiz takılıyorduk çoğunlukla,

iki jandarma piyade arasında geziniyorduk,

bu şarkı da bizim şarkımızdır bahadırla çift jandarma,


Yavuz Bingöl - Çift Jandarma

biz giderken (özellikle bahadır) asteğmen olarak gittiğimiz için, baya komutan havasına girmiştik, ama eğirdire gidince öyle olmadığını anladık, bildiğiniz timlere dağılıp normal er olarak muamele görmeye başladık,

bahadırda o zamanlar daha contayı yakmamış taze,

zaten jandarma komando olarak kaydırılmışız eğitim için, piyade çocuklarla burun buruna geliyoruz intikallerde ondan sonra gerginlik, s*kermisin sabaha mı bırakırsın modu.

sivri tepe vardır eğirdirde, biz bahadırla ilk gittiğimizde, bahadır,

''vaaay ne güzelmiş lan şu tepeye bak'' demişti,

tepede ''komandoyuz güçlüyüz cesuruz hazırız'' gibi bişey yazıyordu.

bende dedim, ''hakkaten çok güzel abi ya baksana tepeye ne kadar sivri, doğal yaşam falan baksana ne güzel yazmışlar yazıyı''

bu konuşmalarımızdan da anlayacağınız gibi, sanki eğirdir gölüne tatil için gitmiş iki kafadar gibi hissediyorduk kendimizi,

ardınan, o sivri tepeyi çıkacağımızı öğrendiğimizde, ben bahadır ve diğer devreler dahil hala da öyledir, ''s*ksen çıkamayız abi biz burayı'' diye tepki verdik,

arkasındna eğitim komutanlarımız önce s*kti sonra çıkarttılar bizi.
şimdi zaten orası piyadelerin eğitim yeri, bizde jandarmayız ya amk, davaro gibi muamele yapıyorlar, tabi komutanlar değil yanlış anlamayın sakın, orada ki yeni gelen yedek subaylar.

bizde onlardan tiksiniyoruz, bu piyadeler de neymiş, jandarma olmasa bir b*k yiyemezler falan diye, ulan daha bilmiyoruz ki oraya gidince hepimiz aynı b*kuz.

o dönem çakırsöğütte hem jandarma vardı hem piyade komandolar.

hatta çakırsöğüte ilk gittiğimizde ''jandarma'' komando tugayı yazınca, biz piyade arkadaşlara yaa gördün mü yavşak, acemilikten sonra ki adımda jandarma devreye girer hey yavrum hey diye takılırdık.

tabi aramızda bu kadar çekişme olmasının sebebide eğitimlerdi,

mesela eğitimlerin birini anlatmak isterim,

biz jandarmalar olarak bir tim oluşturduk, başımızda eğitim subayımız, dedi alın size harita alın size pusula şu noktaya gideceksiniz, ondan sonra tatbikat operasyonu yapacağız. dedi ve gitti,

ben varım bahadır da var 17 kişilik timiz,

karşımızda sivri tepe, akşam 7 amk.

lan haritanın neresinde olduğumuzu bulmamız 45 dakika sürdü birde yolumuzu bulacaz.

e timi kim idare edecek. hepimiz er gibiyiz orada. ben olayım diye atlayacam ama o eğitim gecesinde roketçi benim roketçiden tim komutanımı olur amk. varol diye bi çocuk vardı 45 dakika sonunda bulunduğumuz yeri o tespit edince onu seçtik=)

biz tatbikat operasyonuna başlamak için gitmemiz gereken noktaya ulaşmak için yola koyulduk. yani s*kimiz taşşağımızda, taşşağımız elimizde salak gibi gidiyoruz, timde 2 tane uzman var sadece ama hiçbir şeye karışmıyor maksatları hani bir yerlerden düşüp ölmeyelim o kadar.

en arkadan geliyorlar,

2 saat falan yürüdük, bakın 2 saatçik, ben dedim ölecem amk çok terledim hasta olucam lan duralım.

durduk 2 saatlik yürüyüş için,

başladık gene yürümeye amk.

yürüyüşün 8.saatinde hala varamadık a*ına kodumun yerine,

bu tim komutanı tayin ettiğimi varol ''kaybolduk galiba yaa falan dedi'' uzmanlarda kıs kıs gülüyolar amk arkada.

toplandık amk bir araya (şırnakta böyle bütün tim bir araya toplan sülalenizi s*kerler sizin bu ilk eğitim o yüzden olaya adapte olmamız isteniyor)

bir yol tespit ettik, oradan gidelim dedik.

45 dk kadar yürüdük, ileride sanırım 60 70 metre kadar bizim piyadeler onlarda orada takılıyor, dedik böle olmıcak oraya gidelim. sanırsın okul gezisindeyiz amk. bunlarda bizi görünce bize doğru geldiler zaten,

bir araya toplanmışız, 40 kişi kadar. mal gibi meydanda takılıyoruz.

lan nası gidicez siz nereye gidiyosunuz haritanın neresindeyiz, antalyaya gelmiş olmayalım amk falan derken,

lan bir ateş başladı.

roket atmaya başladılar, roketin basıncını ilk defa o gün hissettim yüzümde,

beyler 40 a yakın salak oldumuz yerde yere yattık,

uzmanlarda bağırıyo mevzi alın şuraya geçin buraya geçin, bizde öle salak gibi atıyoruz kendimizi oraya, bildiğin taranıyoruz amk anlatamam size.

operasyon başladımı acaba falan diyorum ben. ama daha varmadık ki gideceğimiz noktaya.

bahadırda yanımda zaten, terörist lan bunlar falan diyo, ilk eğitim olduğundan gerçek mermi yok. dağa taşa ateş ediyoruz, bende rpg var öğretildi nası kullanacağım ama roketi yok amk. öle ateş ediyoruz etrafa. zaten mevzi alayım derken bahadırla çarpışmışız miğfer kaymış kafada önümü göremiyorum amk.

bildiğin pusuya düştük.

tabi olay şu, eğitim amaçlı pusuya düşürmüşler bizi,

biz o noktaya ulaşmak için dolanırken bunlar pusunun ne olduğunu öğretmek için pusu hazırlamışlar bize, biz zaten gideceğimiz noktayı çoktan geçmişiz,

zaten tatbikat operasyonu falan da yok. eğitim pusu ne menem bişeydir onu göstermek. e şimdi sizi pusuya düşürücez çocuklarda demeyeceklerine göre.

o gün o pusu eğitim değilde gerçek olsa orada ne kadar piyade jandarma varsa hepimiz aynen morga giderdir.

işte o günlerde başladı bizim bahadırla dostluğumuz.
orada bize ''ben piyadeyim artislik yapmayın'' ya da ''ben jandarma mavi bereyim g*tünü keserim senin'' falan diye takılmamamız gerektiğiniz, ateş altında hepimizin aynı b*k olduğunu göstermek istemişler.

gösterebildiler mi?

hemde nası amk.

1000 taneye yakın piyade jandarma yedek subaylarından inanın 750 800 arası asker ilk 3 haftada refüze oldu.

kalmak isteyen çocuklar kalamadı, refüze olmak için her b*ku deneyenler ise s*ke s*ke komando yapıldı.

örnek?

ben ve bahadır.

şöle geyikler vardı,

''abi refüze mi olmak istiyosun, bol bol viziteye çık, birde muaynanede doktoru kafaladın mı tamamdır''

viziteye çıkamadık çünkü gerekçemiz yoktu,

son muaynanede, bahadır doktora (ki herif gata mezunu binbaşı amk bir bakışta çakıyo adam neyin ne olduğunu) muayne sonunda,

benim ayak bileklerim çok hassas dizim çıkmıştı önceden falan dedi,

doktorda s*ktir git bacaklarını kırarım seni diyip ''eğitime elverişli damgasını vurdu''

bahadır ağlamaklı ağlamaklı komando brovesi almak için eğitimlerin yolunu tuttu.

bana sıra geldiğinde, raporlarımı verdim, raporlarıma 5 6 dakika kadar göz attı,

dedi rahatsızlığın varmı?

dedim benim astımım vardı komutanım havaya karşı toza karşı astımım var benim,

dedi burasının havası temizdir doğal ortam sen burada kal iyi gelir dedi güm diye vurdu eğitime elverişli damgasını.

bende sivri tepeye baka baka tahrip kapı yokuşuna baka baka s*kilmeye hazır vaziyette bahadırın yanına gittim.

hiç barfiks çekemeyen ben, eğitim sonunda 14 barfiksle tamamladım. 20 şınavı zor çeken ben 60 70 arası şınavla bitirdim, bahadır tek elle şınav çekiyordu düşünün.

usta birliğinize takımınızın başına gittiğinizde üstünüzde görecekleri komando brövesi o kadar önemli ki beyler. kafadan otorite kuruyorsunuz bir kere saygıları oluyor.
neyse beyler, o eğitim günlerinde bu günlere gelmiştik, bahadır ve ben. son gecemizden sonra ayakta uyur vaziyette yeni güne başlamıştık.

tekrar intikallerin başlayacağı söylendi, biz gene güçlükonak falan mardin siirt şırnak ilçe sınırlarının oralarda intikal yapacağımızı düşünüyorduk. öyle olmadı.

yeni intikal yerimiz, bester bölgesi dendi, tek tesellim bahadırla birlikte olacağımızdı, bestler bölgesinde mercimek dağının eteklerinde ki askeri birimi üs bölgesi olarak alacağız, ve vardiya şeklinde 4 4 ayrılarak etrafta intikaller yapacağız pusu atacağız.

150 kişi civarındaydık,

bu sefer namaz dağından değil, kuzeye doğru yani siirte doğru askeri araçlarla g*türüldüki kaymakamlık bölgesine geldiğimizde araçlardan indik, namaz dağının eteklerinde bulunan geçitlerden intikale başladık,

8 timi 2 şer timlere bölerek, toplamda 4 grup halinde her gurubun arasında 30 ar metre olmak üzere ip şeklinde intikale başladık, başımızda üsteğmenimiz var teğmen hakan da var.

allahıma şükürler olsun biz yol boyunca kesin çatışmaya gireceğiz diye beklerken hiç birşey gelmedi başımıza. zaten çok yakin bir zamanda vanda ki saldırılardan ötürü bestlerde arama tarama yapıldığı için operasyonlar olduğu için bir sıkıntı çıkma ihtimali düşüktü. elbette her zaman o ufak ihtimal gerçekleşebilir ama olmadı birşey.

biz dağın eteklerinden dik bir şekilde uzanmış olan tepede ki üs bölgemize gittik,

uzun enleri çok ufak ama uzunluğu eninin aksına epey fazla olan bir diktörtken düşünün ince bir şekilde uzanmış teğeye dağın eteklerinden alana doğru girmiş bir tepe,

dağın tepesinden saldırı yerseniz hiç bir şansınız yok, ancak alanın 4 te 3 ne çok iyi hakimiyeti var bölgenin. zaten üs bölgemizde ki komutanımızda bize muhakkak 7 24 vardiyalı olarak 2 timin mercimek dağının tepesine çıkmasını ve orada beklemesini istedi,

orayı güvenlik altına almalıydık, mantıklı olarak, terör örgütü saldırmaya kalka sadece o dağın tepesinden gelerek yapabilir, başka bir şansı yok çünkü üs alanın diğer bölgelerinde kuş uçurtmaz çok hakim bir tepe.
biz tepenin zirvesine çıkarak mevzi hazırlıklarına koyulduk, zaten tehlikeli bir bölge içierisinde bestlerin tehlikeli olmayan yeri yoktur zaten. orada sabahın erken saatlerinde başlayarak mevizler hazırladık, özellikle aşağıda bulunan üs bölgesini arkamıza alarak ters istikametine bakan mevziler hazırladık.

bu sefer tepenin güvenliği için hazırlamış olduğumuz mevzilere bakan başka tepeler ortaya çıktı, bu güvenlik için kurulmuş mevziyi korumak içinde 70 80 metre ileride ki tepeye bir mevzi daha hazırladık, ardından onunda ilerisine bir mevzi daha.

yani biz sadece üs bölgesini korumak amaçı tepede 200 300 metre çapında ki bir alana küçük küçük mevziler hazırlayarak zincir oluşturduk.

e şimdi bunlara birer tim yerleştirsen intikal yapacak tim kalmayacak. 2şer 3er askerleri bu küçük mevzilere yerleştirdik.

hepsine tek tek şifreli isim koyduk, daha doğrusu numaralandırdık, işte 2.tepe 3.tepe falan,

bu en uçta yani üs bölgesinin en uzağında ki tepede bir gece bende kaldım, beyler naylonlarla falan örttük üstlerini biz o mevzilerin. benim kaldığım o gece bir rüzgar vardı taşlarla durmasına rağmen o naylonlar paramparça oldu anlatamam size.

bazı geceler, çakal sesleri, börtü böcek sesleri falan kafayı yersiniz, bazende hiç ses olmuyordu tek bir çıt bile çıkmıyordu, işte o geceler en berbat olan gecelerdi,

her an bir yerden birşey gelecekmiş gibi hissedersiniz, paranoyak olursunuz amk.

ki şunun için dua ettiğimi biliyorum yani,

terörist üs bölgesine saldıracaksa bizim mevzileri fark etsin bize saldırsın, çünkü, bizi farketmeden geçip gitmeye kalkarlarsa iç içe gireriz, etrafımızda bir anda 30 40 tane terörist bulabiliriz, bağlantımız kesilir 2 3 kişiyiz zaten tek roketle ölür gideriz, hani gelmeden farketsizlerki ateş mi açıyolar ne açıyolar, ya ilk ateşte ölelim yada o mevziden çıkıp geri mevzilere gidebilelim yolumuz tıkanmasın, çembere girerseniz kurtulma şansınız neredeyse sıfır yani.

o g*t kadar mevzilerde muşamba altında toz toprak böcek sinek içerisinde beklersiniz, sabah olur bir nebze rahatlarsınız, çıkarsınız üs bölgesine gidersiniz, akşam tekrar mevzilere, sinir olurdum amk, üs bölgesinin kendi askeri var bölge dışına adımını atmaz, biz her gece tepeye çıkarız ki tepeye çıkmak ölüm zaten, 1 saatte yakın sürüyor,

çok ağırlık alarak çıkmazdık mevzilere, işte günlük yiyeceğimizi alırdık, çoraptı bilmemne, zaten uyku tulumu almazdık uyumayacağımız için.

orada yemek yedikçe kalan artıklardan dolayı bol bol sinek toplanırdı. hele ton balığı yemeye görün amk saniyesinde gelirdi *pneler.

ben özellikle mevzilerin temiz olmasına özen gösterirdim, çok askerin azına sıçmışlığım vardır orada bulunduğum süreçte, nöbet esnasından b*k içinde bırakıyor sonra gelen asker sineklerle böceklerle uğraşıyor. lan adam nöbet mi tutsun boceklerle mi uğraşsın amk.

intikaller zaten ayrı bir bela, bestlerde intikal demek her an ama yani her an bir pislik bir pusu demek.

zaten, güçlükonakta olduğumuz gibi geniş alanlarda arama tarama yapamadık, hem arazi şartları pek elverişli değildi, hemde üs bölgesinin güvenliğini aldığımız için yeterli sayıda asker intikale çıkamazdı her zaman.

araçlar için yol vardı üs bölgesine, o yüzden açıkcası içim çok rahatlamıştı o yol görünce, yani gelebilecekleri bir yol var en azından.

helikopter için bir alan yapalım dediler, hatta bu konu yüzünden asteğmenler uzmanlar falan üsteğmenle çok ayrı düştük ortam gerildi,

üs bölgesinin komutanı dedi askerlirinizi çağırın yapalım,

biz dedik mevziyi biz kuruyoruz, intikali biz yapıyoruz, nöbeti biz tutuyoruz e gelip birde s*ksin bari, yaptırmayız askere dedik, üs bölgesinin kendi askeri yapsın.

baya bir gerilmişti ortam üs bölgesininin kendi askeriyle, garipler vardı zaten sınır jandarma askeri, biz mavi bere höt dese timden bir asker çıkar s*ker belasını.


üs bölgesi bestler dereler bölgesiyle siirt il sınırı arasında bir yerde.  daha yeni yeni kurulan bir üs bölgesi, mercimek dağının eteklerinde hemen köyün yanına yapılacak bir üs bölgesi, ilk başta aklımız almadı tabii, bu kadar riskli bir bölgeye ne akla üs bölgesi kurulur ki?

e tabi aklımıza gelmedi buraya tanklar için üs bölgesi kurulduğu. çok büyük bir arazi, diğer yerlere nazaran düz bir arazi, etrafında dağ silsileleri mevcut.  yaklaşık 4 5 km karelik bir alan. kritik bir nokta. özellikle bestler bölgesine hakim olmak istiyorsanız bu bölgeye konuçlanmak oldukça önemli beyler.

şimdi bestler öyle b*ktan bir bölge ki,  siirt ve van illerine sınır olsa bile, etrafında siirt eruh ve çakırsöğut komando tugayları olmasına rağmen kolay bir şekilde operasyon yapmak mümkün değil, bir kere herhangi bir kara aracının gidebileceği bir yol yok.  ya helikopterle intikal yapacaksınız ki zaten okuduklarınızdan da anladınız bu her zaman mümkün değil ya da askeri yürüteceksiniz, 

fakat askerinde manevra kabiliyeti yer yer çok düşüyor. dediğim gibi tek açık arazi ve düzlük alan bu üssün kurulduğu bölge olmasına rağmen, inanın beyler 1000 kişi o alanda hareket etse farketmezsiniz. neden derseniz, her taraf çalışık kayalık ağaçlar çataklar oyuklar. çok zor bir arazi, şırnak ilçe merkezinden başlayan toprak yol, üs bölgesinin kurulduğu köye kadar geliyor ve daha ileri gitmiyor, o biten yere de üs bölgesi kuruluyordu,

dediğim gibi, başlarda olayın ne olduğunu bilmememizden ötürü, burada ki üste kalacak askerler için çok üzülmüştüm, çünkü burası basılmak için o kadar müsait bir yer ki anlatamam sizlere beyler. zaten bestler bölgesi terörist cirit atıyor, ki bölgede jandarma sınır timleri (garipler) olacak.

fakat sonradan öğreniyoruz tankların zırhlı araçların geleceğini, zaten tankların geliş biçimlerini görmeliydiniz, o ne heybet, yerdeki en ufak toprağa kadar herşey oynuyordu. insanın içine hakikaten kuvvet veriyor, biz de bu bölgeye üs bölgesi kurulana kadar etrafın güvenliğini almak için gelmiştik, yaz sonuna doğru başlaya üs çalışmaları, kış olmadan bitmeliydi, çünkü kış bastırdımı bütün yollar kapanıyor arkadaşlar. teröristte zaten mağarasına çekiliyor, peki biz ne yapıyoruz, bizde kışlada oturmuyoruz elbette, bu sefer yaz hazırlıkları başlıyor, yol açma çalışmaları başlıyor, ve köylere erzak taşıyorduk.

neyse beyler ben o zamana geri döneyim,

biz üs bölgesinin kurulduğu tepeye bakan dağın tepesinde mevziler hazırlamıştık söylemiştim, o mevzilerde sabah akşam nöbet tutup etrafı gözlüyorduk, yanlız bu tepe diğer yerlere nazaran sivri kayalıklardan oluşan, etrafı uçurumlarla dolu bir yer değil, güzel ve muntazam bir şekilde çıkmak mümkün, hele hele eğirdirde sivri tepeye nazaran bildiğiniz halı saha.

biz orada bulunduğumuz süre içerisinde hemen hemen hergün, aşağımızda bulunan köyden çobanlar hayvan otlatmaya çıkıyordu, oraya askerin gelmesi köylü için büyük bir avantaj teşkil etti, birde tanklar gelmiş, pkk buraya adımını atamaz yani,  ben dün gece tepedeki mevzide nöbetimi tuttuktan sonra, aşağıda istirahat ettim, ardından tekrar mevziye çıkmadan önce, etrafta takılıyorum öyle ve uzmanımla muhabbet ediyorum,

beyler ulan ileride bir karartı var gözüm ona takıldı, önce ben çalı ağaç falan zannettim sonra baktım hareket ediyor, ama çok hızlı hareket ediyor.o zamanlar yaşadığımız ruh halinden ötürü istemsiz elim silahıma gitti, uzmanımı uyardım abi baksana şu ne diye, 

beyler şimdi açık konuşalım, komando sınır timlerine, topçuya tankçıya helikopterciye falan benzemez, aldığımız eğitim sonrası, hareket eden herşey düşman gibi hissedersiniz, o yüzden derler ya komandonun şakası olmaz diye, hemen dribünle baktık ki, aman allahım o ne öyle, 

5 6 tane canavar ama böyle bir şey yok, çoban köpekleri ileride ki sürüyü bırakmış bize doğru geliyor, 

ağızlarını açmışlar salyalar akıta akıta geliyorlar bize doğru, 

ben köye yöneleceklerini zannetim ama baya baya bize doğru gelmeye başladılar, 

sonra köpeklerin çıktıkları tepede çoban ve sürü belirdi zaten,

ben direk kule vardı, oraya attım kendimi, ama uzmanıda çağırdım hani oradan bir gözetleyelim b*k sürdürmicez ya erkekliğe kuleye çıkmamla köpeklerin bir alakası yokmuş gibi davranıyorum,

aga köpekler dire bizim ileri mevzi için kurulmuş kulenin altına geldiler nası havlıyolar ama, nöbetçi çocuk var kulede bizim uzman dedi 

+ OLUM KUMANYAN VAR MI YANINDA EKMEK BİŞEY, 
- YOK DEDİ 

haliyle 2 saat nöbet ne kumanyası amk, baktım bizim uzman atladı aşağıya köpekleri seviyo, ama köpek değil yani, bende yukarıdan izliyorum bunları, dedi 

+ ASTEĞMENİM İSTANBULDA HİÇ KÖPEK YOK GALİBA GELSENİZE,
-  İSTANBULDA KÖPEK VAR AMA CANAVARA PEK RASTLAMADIM BEN BÖYLE İYİYİM,

ekmek getirdi uzman ıslattı, çobanda genç bir çocuk,  bana dedi 

+ KOMUTANIM ISIRMAZ MERAK ETME GEL İN AŞAĞIYA 

çocuğun omzunda keleş var korucu köyü zaten, lan baktım nöbetteki çocuk gülüyo mecbur indik, uzman ekmek veriyo ben kasıldım amk her an bir ısırık bekliyorum g*tümden,

çocuk gene dedi

+  KOMUTANIM EKMEK YEDİRİN BAK ALIŞACAK SİZE SONRA SENİ BİR KERE DAHA GÖRDÜMÜ TANIYACAK, BİŞEY YAPMAZ ASKERE, HEM TANIYO ASKERİ,
- NERDEN TANIYO ASKERİ 
+ TANIMAZMI SABAH ARAMA TARAMA YAPARKEN BUNLARDA GELİR BİZLERLE,
-  VAY AMK ÇOBAN KÖPEKLERİYLE AVA ÇIKIYO KORUCULAR HELAL OLSUN.

aldım ıslak ekmeği verdim köpeklere beyler lan bunlar saniyesinde götürdü ekmeği bacaklarımın arasından falan dolanıyo kuyruğunu sallaya sallaya falan anlatamam size,

dedim bak çikolata var veriyimmi, 

ver dedi çocuk,

verdim şalapat onuda götürdü devamlı etrafımda dönüyo bişeyler arıyo,

ama görmeniz lazım çok güzel hayvanlar, gece bunları köyde salarlarmış bunlar arazi boyunca takılır sabaha gelir sonra hayvanları otlatmaya,

akşam bildiğiniz korucu için arama tarama yapıyor hayvanlar. ki bizim gördüklerimiz yarısı bir 5 6 tane daha var yavrularda cabası.

çok etkilenmiştim bu hayvanlardan ondan anlatayım dedim,

bir kaç gün sonra ben gene aynı yerde bekliyorum.

baktım gene geliyorlar ama uzaktan bu sefer köye doğru aramızda var yani bir 50 60 metre, yemin ederim bir tanesi gördü beni, bir durdu tamammı, bana bakıyo kulakları dikti böle, dedim tanıcak mı acaba.

lan tanıdı amk=) bana doğru koşmaya başladı sonra hepsi koşmaya başladı, lan dedim tanıdı diye koşuyo heralde yoksa saldırı amaçlı değil sanırım falan diyorum çelişki içerisindeyim,

yaklaştılar baya hala koşmaya devam ediyorlar, dedim barış bu dakikadan sonra istesende kaçamazsın dua et tanıdıkları için koşuyorlar. bu arada bahadırda yanımdaydı o çıktı kuleye amk.

sonra hemen etrafımda bacaklarımın arasında dönmeye başladılar derin bir oh çektim,

ekmek aldım hemen ıslattım biraz, 3 4 tane bütün ekmek verdikçe veriyorum bıkıp gittikleri yok. 

bu sefer o genç çocuk değil yaşlı bir amca,

bana uzaktan bağırmaya başladı,

dedi

+  OGLUM OGLUM ONLAR DOYMAAAZ DOYMAAAAAZ,
-   AMCA NE YAPICAM,
+  GÜNDER OGLUUM GÜNDER BU TARAFA,

lan nası göndericem, gidin bakıyım dedim el kol yaparak hiç biri s*kine takmadı, bahadır da tepemde ekmek atıyo hala bunlara, dedim

-   ATMA AMK GÖNDERİCEM,
+  KORKMUYOMUSUN LAN 
-   NE KORKUCAM OLUM NE GÜZEL HAYVANLAR, (ARTİSLİĞE BAK 2 GÜN ÖNCE G*TÜM G*TÜM KULEYE ÇIKAN BEN DEĞİLİM SANKİ=) )

neyse amca geldi aldı bunları götürdü, görmeniz lazım beyler o kadar güzel hayvanlardı ki allah özene bözene yaratmış, asker gibi ya akşam etrafı tarıyor köpekler çok güzel yani.
aklıma geldi onu da anlatayım,  aynı bölgedeyiz gene sanırım 9.gün mü 10. gün mü öyle bişey, mevzide sabah gene etrafı gözetliyoruz. ben yanıma volkmen varya onu almıştım giderken, intikal olamayacak pek bölgede güvenlik açısından bekleyeceğiz falan denmişti uzun bir zaman bekleyeceğimiz söylenmişti, bende akşam falan yatarken dinlerim demiştim. başıma gelene bakın.

mevzideyiz biz, öğlen sıçağı amk yazın son dönemleri ama bulut yok bişey yok, sıcaktan g*tümüzden ter akıyo, ben zaten hücum yeleğini atmışım bi köşeye üstümde sadece yeşil tişört var onuda çıkarttım başıma sardım kafamıza güneş geçmesin diye, muşambayı falan attık güneş muşambaya vurunca mevzi oluyo hamam amk, silahta bir kenarda, bahadırda aynı mevzide askerde var zaten,

biz takılıyoruz öyle, benim volkmenin şu özelliği vardı beyler, kullaklıkları çıkatınca gene ses veriyodu, yani radyo gibi,

erkin korayın kasetini taktım sarıp sarıp dinliyoruz amk, zaman geçmiyo bir türlü, 

telsizde belimde amk, 

lan volkmenden şu şarkıyı dinliyoruz beyler, erkin koray karlı dağlar,


Erkin Koray - Karlı Dağlar

olaya bakın şimdi, ben yaslamışım uzatmışım ayakları ağızda sigara sanırsın cigara çekiyorum o moddayım beynim haşlanmış sıcaktan zaten, azıcık rüzgar esse cennet bahçesi amk,

volkmeninde sesi biraz açık çok açık değilde biraz açık=) 

telsizden anons gelmeye başladı, benim kod toprak 8 bahadırın kod da toprak 7 üs bölgesine gelince yeni kodlar belirledik, anons aynen şöyle beyler,

+  MANDALI TAKILAN İSTASYON, MANDALI KONTROL ET!

s*kimize dahi takmadık beyler, çünkü ara ara oluyor hatta sık sık, bu konuşmak için telsizin mandalına bastıktan sonra parmağı çekince takılabiliyordu zira toz toprak kaçıyor arasına ara sıra, hatta telsiz anons çekince ben azcık daha açtım sesi umursamazlığa bak, tekrar anons geldi amk,

+  MANDALI TAKILAN İSTASYON, MANDALI KONTROL ET TEKRAR EDİYORUM MANDALI KONTROL ET,

bizim askerlerden biri tanıdım zaten sesinden, bu sefer gene umrumuzda olmadı, hatta bende erkin koraya eşlik ediyorum amk bahadırda başladı söylemeye,

gene devam ediyoruz, gene aynı anons,

+  MANDALI TAKILAN İSTASYON, MANDALI KONTROL ET! ÇOCUĞUN SESİ BU SEFER YÜKSEK ÇIKTI,

bende içimden diyorum kim bu *mına kodumun malı hala mandalı çekmedi, beyler 4 5 saniye geçti, bizim bölük komutanı, baş telsizden anons geçti;

+  LAN *MINA KODUMUN MALI! TOPRAK 8, MANDALINI KONTROL ETSENE P*Z*VENK S*KİCEM KARLI DAĞLARINI,

=)=)=)=)=)=)=)=)=)=)=)=) hatırladıkça yarılıyorum amk, ağzımda ki sigarayı yuttum resmen amk, baskın yesek yerimden bu kadar zıplamazdım, meğer benim mandal takılmış, bütün üs bölgesine erkin koraydan resital veriyoruz, bu arada biz anonsları bahadırın telsizden alıyoruz, hayda elim ayağım boşatı volkmeni kapatmayı bırakın kırasım geldi amk=)=)

meğer benim timde ki asker demiş

+  BARIŞ ASTEĞMEN BU DİYE, DEDİM 
+  LAN NEREDEN ANLADIN, KOMUTANIM ERKİN KORAY ÇALIYO ERKİN KORAY=)=)=) YERLERE YATARSINIZ AMK... 

bahadıra sorarsınız, olduğu yere çivilenmiş gibi donup kalmıştı mevzide=) şok olmuştuk ikimizde resmen bizim kodlar geçince, ardından aradan tam bir gün geçti, bu seferde siirtte çatışma çıkmış (hatta çok samimi olmasamda eğirdirde devrem bir çocuk vardı şehit oldu o çatışmada)

tabi biz siirt bölgesine çok yakınız, bestlerden çıkıp giden bir grupla çıkmış çatışma,  bizim oraya gelemezler diye düşünüyorum, tanklar var çünkü, öle bir şey yapmaları intihar olur da şimdi bunlar salak yanlışlıkla gelir diye de düşünmeden edemiyorum, bütün gece beyler ben ve benim timim mevzilerde bekledik, diğer timler araziye dağıldılar, yani tamam bestler bölgesi en riskli bölge olduğunu biliyoruz ama, şimdi kış ayı soğuk havalar geliyor, bunlar o dönemde kamplarına çekiliyor normalde, şimdi ise bestler bölgesinde 100 kişilik bir grup var. 

tedirginlik hat safhada anlıyacağınız, bizim mevzi kurduğumuz tepenin tam karşısında beyler, bir tepe daha var ama, bizim bulunduğumuz yerin aksine çok sert bir bölge, yani sert bir bölge derken nedir bu?

arazi çok çetin, zaten zirvesini bir görseniz, mantarı biliyorsunuz, tepesi aynen öyle, ve mantarın uçlarını sarkıklarla dolu o şekilde, bizim arazide arama tarama yapan tim 2 gün sonra geri döndü, o gece beyler mevzideyiz her zaman ki gibi, ama terörist unsur bölgede cirit attığı için, aşağıya inmiyoruz 2 3 gündür, sabah tepemizde yakıcı kavurucu güneş, akşam bir rüzgar var ki sormayın gitsin, manyak olursunuz, sabah terden su akşam sıtmaya yakalanmış hayvan gibi titriyorsunuz,

arada uyku tulumuna giriyoruz mat var onu koyacaz ama, mat koyunca uyku tulumunun içi oluyor 30 derece, uyku tulumunun dışı -5, uyku tulumundan çıkarsanız ani hava değişikliği bitirir sizi aynen serumluk olursunuz yani, zaten geceler uyku tulumuna girdiniz diyelim, ani bir baskın oldu, o uyku tulumundan çıkana kadar ölüp gidersiniz, şimdi madem bölgedeler arasanıza niye bekliyosunuz diyebilirsniz,

ama öyle değil, bizim olduğumuz bölge nispeten düzlük ve bulunduğumuz yer araziye çok hakim, fakat hakim olduğu halde ağazlar çataklar oyuklar çalılar falan iyi kamufule olmuş 1000 kişi geçse farketmezsiniz diyorum ya, kaldi ki bestlerin diğer yerleri, en iyi yeri burası düşünün, diğer yerleri daha kötü, bütün ordu yan yana geçip gezsek gene bulamazsınız.

neyse,

timlerin gelmesinden 1 gün geçti beyleri, gece 9 10 civarıydı sanırım, çünkü daha yeni yeni karartmaya geçilmişti, frekanslarımıza girdi bunlar, frekansta üs bölgesiyle konuşuyor *pne, ama sırf propaganda,

işte kod ismini falan söylüyor tam hatırlamıyorum ama kod ismi g*t diyelim biz, işte ben g*t teslim ol tc askeri, 2 gün önce siirtte 200 düşman askerini öldürdük teslim olun, kürdistandan defolun gidin emperyalist işgalciler,

alışığız zaten amk artık, bizim komutanda aşağıdan cevap veriyor buna, anca telsizde bik bik ötersin zaten *mcık yüzünü gösterde ağzına veriyim senin s*kilmiş *pne, falan diyor, gülüyoruz bizde mevzide ama çok tedirginiz yani.

e gelemiyorda üs bölgesine *pne, tank var biliyor, ama bizim tepede olduğumuzu biliyor mu bilmiyor mu o belirsiz, 

başta da dedim, inş biliyordur diye, hani saldıracaksa bilerek saldırsın, bilmeden gelirse iç içe geçeriz, 

tanklar falan geldiği için o bölgeye devletimiz zahmet edip 2 3 tane gece görüş göndermiş,

biz tepeden gece görüşlerle etrafı kesiyoruz,

yani çok iyi bir noktadayız,

sayısal gücümüz ateş gücümüz falan onlara göre düşük,

100 civarı bu *pneler, biz tepede mevzide 35 40 kişi kadarız, ama biz hakim bunlar mahkum, 

bu iki terimide açıklayayım beyler,

hakim şu demek,

bir tepedeyseniz eğer o tepede mevzilenmişseniz, siz hakimsiniz ve bütün insiyatif sizdedir, karşınızda ki de mahkumdur, 

mahkum demek de ölü demek, çünkü tepede ki hakim sizi farkederse allaha dua etmekten başka bişey yapamazsınız, (eğirdir ders 1)

hakim olan taraf biz olduğumuz için içimiz rahat ama bunlar da gelmezler zaten,  tek sıkıntım, gelirlerse de biz farkedemezsek,  şimdi araziye bakıyoruz, korucularda var yanımızda, bunlar dedi
+ O KARŞIMIZDA Kİ TEPE VARYA MANTAR ŞEKLİNDE, YA ORADALAR YA DA ONUN YEMEN ARKA TARAFINDA ETEKLERİNDE,

şimdi aşağıda sınır timlerini komutanı var, biz komandonun komutanı var, tankçılar falan var, tabi onlarda farkında nerede olduklarından, *pneler zaten biz geldik falan diye haber veriyor, ama gidip de bakamazsın, yani sen gidene kadar adam oradan ırak a gider amk. hatta sana pusuda kurar, hakim olan taraf biz olduğumuz için mantıklı olarak bekleme kararı aldık, 

fakat arazi çok acaip, 

+ ÜSTEĞMEN; BİZ AŞAĞI ÜS BÖLGESİNDEN AYDINLATMA ATACAĞIZ, YUKARIDA KİLER YERLERİNDEN KIPIRDAMASIN BELLİ ETMESİN KENDİNİ,

ben anladım o zaman bunlar bizim yerimizi bilmiyor, beyler şaka gibi gelecek ama, bunlar aydınlatmayı nereye attı dersiniz, bizim tam tepemize attılar amk, *mcık gibi çıktık ortaya, ben nası küfür ediyorum ama telsizden, anlatamam size, *mcık gibi çıktık ortaya amk. herşey besbelli göründü iyimi.

ben telsizden anons çekiyorum devamlı,

-  TOPRAK 8 TOPRAK 1 YERİMİZ BELLİ OLUYOR ATIŞI KES YERİMİZ BELLİ OLUYOR AMK ATIŞI KESİN ARTIK

s*kecem ya duymuyo p*z*venk ya da bilerek yapıyo 5 tane aydınlatma attılar,  sonra kestiler, sinirden kendimi s*kecem resmen amk,  hadi dur şimdi o mevzide bütün gece durabilirsen, adam gelmiş burnumuzun dibine kadar sen mal gibi yerinide belli etmişsin, g*t kadar mevzi amk ya tek bir roket beyler tek bir roket yeter o mevziyi yerle bir etmek için,

abi napıcaksın, mal gibi bekleyecek halin yok,
dedim
-  ÇIK MEVZİDEN ÇIK ÇIK ÇIK,

çıkarttım mevziden, bir arkadaşımız daha vardı asteğmen o da çok sinirlendi bu duruma haliyle, dedim

- SENDE ÇIKAR TİMİ,

biz mevzileri boşalttık, biraz daha geri doğru gittik, ortamda mevzide adam gibi yok amk, çıplak bir arazi, ne yapıcaksın, tepenin arka sırtına gittik, yattık yere, diyorum içimden ha bastı basacaklar şimdi burayı, e şimdi orayı bırakıp aşağıya inmek demek, bütün köy üs bölgesi falan ne kadar köylü asker varsa ölümü demek, bulunduğumuz tepeye bir yerleşirlerse varya bixi falan kevgire çevirirler amk bölgeyi, bizim çocuklara dedim,

- HAREKET EDEN BİR ŞEY GÖRÜRSENİZ ATEŞ EDİN, ATIŞ SERBEST, HAREKET EDEN NE VARSA VURUN AMK,

lan şimdi bizim askerlerden biri gelecek onunda vurulma tehlikesi var ama, yani bir anlık duraksama demek varya bittiğinizin resmidir. arkadaşlar biz beklemedeyiz, bekliyorum ya başlıyacak şimdi kıyamet kopacak, ve hepimiz şehit olacaz, bütün güçleriyle buraya yüklenecekler kesin, çünkü bu tepeyi aldılar mı üs bölgeside alınmış anldıbına gelir,  dua ediyorum yani allahım bize yardım et diye,

yemin ediyorum size korku bir yana, aklımda hep aşağımızda ki üs bölgesi var, tepeyi kaybetmek var, ve tabi şehit olmak ölüm falanı geçmişiz hepimiz, arkada bıraktıklarımızın üzülmesi var aklımda, aşağıda ki mallar kestiler aydınlatma atışını çok şükür,  lan aşağıdan köpekler havlamaya başladımı,

kesin diyorum bir b*kluk var, lan o esnada bir yağmur başladı beyler, bardaktan boşalırcasına kelimesi az gelir, nasıl yağıyor ama iri iri, sadece 15 dakikada çamur etti heryeri,  yağmur damlasının vurduğu yerden toprak havalanıp ağzıma giriyor resmen, e hadi kalk g*tün yiyosa pançoyu giy,

yapamadık tabi, çıkarttık bir panço iki kişi girdik altına bekliyoruz, belkide o yağmur o gece bir çoğumuzun hayatını kurtardı beyler, o yağmurun yapmış olduğu çamur etrafı bataklığa çevirdi, ama bu sefer yıldırım şimşek falan, arkadaş, bir yere bir yıldırım düşer anlarım, iki tane düşer anlarım, 3 tane düşer hadi tamam, 23 tane düşmesi ne demek lan, hana topu gibi düştüğü yere booom diye ses çıkartıyor allahsız,

kafamıza düşse orada hakkın rahmetine kavuşacaz yani, kıpırdayamıyoruz bir yere, bekliyoruz terörist kurşunu değil yıldırım öldürsün bizi diye,

ferdi tayfurun bir şarkısı var ya emmoğlu, ben bu dağların nesine geldim, aynen o hesap, ne işim var lan benim burada dedirtiyor insana bu yağmur, zaten orada çok modaydı bu şarkı;


Ferdi Tayfur - Emmoglu

sözleri varya tam orada ki asker için yazılmış sanki, neyse beyler 23 tane düştü saydım asla unutamam o görüntüyü, etrafı birde nası aydınlatıyor görmeniz lazım, kalksan bir dert kalkmasan bir dert, binlerce kez şükürler olsun hiç bir şey olmadı, yanlız bir tanesi tam benim yanımda bulunan mevzinin tepesine düştü, orada biri olsa şansı yok yani, allahın takdiri işte, vaden dolmamışsa gitmiyosun bu,

terörist gelmese durduk yere şehit verecez, yağmur yağmasa bu sefer terörist gelecek gene şehit verecez, şanslı olduğumuz gecelerden biriydi, çok şükür ki sadece hastalandık üşüttük o kadar. tabi ateşimiz çıktı ama, olacak o kadar. hayır tamam komandoyuz orada, aşağıda ki sınır timi, bize güveniyor bize emanet e bizde allaha emanet anasını satayım. harbi harbi komando çocuklar varya, asıl garip onlar. çocuklar cidden şansa takılıyorlar, allaha emanet yaşıyorlar orada.

bizim aşağıda bulunan embesil üsteğmen, bize karşı ki tepelere doğru atış yaptırtacakmış, sınır timlerinin komutanı vardı yüzbaşı o engellemiş allahtan amk,  düşünceside şu, atış yaparken izli mermi gidip bir bölgeyi vuruyor ya, olurya oradadırlar yer tespiti yapılır tank ateş eder düşüncesindeymiş,

eyvallah mantıklı bir düşünce aslında ama, lan biz ateş edince zaten belli olmuşuz iyice bu sefer adam nokta belirleyecek, şimdi ki gibi değil, şimdi ki silahlar atış yaparken izli mermi namludan çıktıktan 50 metre sonra falan görüntü veriyor, ama 95 te direk namlu ağzını tespit edebiliyordun. yani olurda bizi gören bir yerde olsa adam nokta atışı yapacak.

askerin hayatı komutanının iki dudağı arasında amk. o yüzden harbi komutan adam orada arazide görev yapmalı. bütün gece beyler,

yağmur yağdı, allahım nasıl bir yağmur anlatamam size, sabah oldu, biraz daha şiddeti hafifledi ama devam ediyor bir de yanında bir rüzgar başladı, yağmurdan korunalım diye naylon çekicez çekemiyoruz tutamıyoruz amk naylonunu, sabaha karşı bunlar frekanstan çıktı s*ktir olup gittiler diye düşündük biz, sırılsıklam olduk amk, yani bir yer yapıp üstümüzü değiştiremiyoruz mevzi üstüne naylon çekemiyoruz, her yer çamur zaten, hareket etmek imkansıza yakın, felaket yoruluyorsunuz biraz yürüseniz bu çamurda,

durumumuzu belirtelim dedik, yoksa hastalanacaz burada, durumu belirttik, dedi

- TİM GÖNDERİYORUM YUKARI, GELDİKLERİNDE SİZ GERİ DÖNÜN,

o s*ktiğimin timi 2 saatte geldi, bahadıra bol bol küfür ettim geldiklerinde,  titriyorum amk anlatamam size, köye indik, üsse girdik, çay falan yapmışlar o sıcak çaya iki elimle yapışıyorum ellerim ısınsın diye tesir etmiyor o kadar üşüdüm ki beyler, rüzgar çok şiddetli esiyordu, kafamıza yağmur yağıyor, suyun yapıştığı yerde suyu donduruyor hafif hafif, elimi zaten kulak mememin oraya bir attım, takır tukur kırıldı su damlası kulağımın arkasında donmuş resmen. mosmor kesilmiş dudaklarımız.

hemen sıcak su falan vücut ısımızı falan dengelemeye çalışıyoruz, allah korusun hipotermiye bir girersin sonra aynen morga. akşama kadar biz yavaş yavaş kendimize geldik, hapşırık tuttu beni ilaç falan ayakta zor duruyorum,  komutanlar dedi

- O BÖLGENİN ARKASINDALAR ORAYA OPERASYON YAPMAMIZ LAZIM, BEKLERSEK VURACAKLAR BİZİ BUNLAR,

ne diyebilirsiniz ki arkadaşlar, ayakta zor duruyorum hayır çok kötüyüm olmaz mı diyeceksiniz, ne diyebilirsiniz ki, ilaç milaç iğne derken kendimize geldik hafiften, bu sırada komutanlarımızda operasyon için izin aldılar, biz üstümüzü kuruttuk, temizlendik, değiştirdik üstümüzü falan,

hazırlandık, kamufulaj falan yaptık yüzümüze kapkara olduk, zaten hastayım yüzüm gözüm şişmiş amk, birde siyah boya sürünce iyice arap bacıya dönmüşüm, gucuk beyimiz ne ister falan moduna girmişim ayna karşısında, biz şimdi çıkacaz ama yukarıda 2 tim var, e şimdi 100 civarı adam var diye biliyoruz daha da fazla olabilir, 30 35 kişiyle operasyon yapacak halimiz yok. kafamıza sıkın daha iyi,

sınır timleride gelecek, lan sınır timlerinin komutanı demez mi

+ BİZ GELEMEYİZ,

al buyur buradan yak amk,

- NE DEMEK GELEMEZSİNİZ KOMUTANIM

 dedi üsteğmen,

+ BENİM TİMİM OPERASYONEL PERSONEL DEĞİL, KOMANDOSUNUZ SİZ, SİZ GİDİN,

birde yatır köşeye s*k diyesim geldi amk resmen, üsteğmen diyo

-  komutanım yani az kişiyiz bu operasyon için adamım yetersiz e yukarıda ki mevzide adamımız var, onlar burada kalacak,

dedi bu

+  ONLARIDA AL,

e be *mına kodumun çocuğu, onlarıda al diyosun o mevziyi kim tutacak diyince bık bık ediyosun, senin askerin insanda biz binmiyiz amk. ama hata bizde sen millete komando şöle komando böle diyip verirsen gazı böyle olur.

- ÜSTEĞMEN ;  TAMAM KOMUTANIM BEN MEVZİDEN ASKERİMİ ALICAM, KORUCULARIDA ALACAM, SİZ NASI TUTACAKSINIZ MEVZİYİ,

bu işte kıvırıyo,

+ BENİM ASKERİM OPERASYONEL PERSONEL DEĞİL AMA SİZ GELENE KADAR BİZİM ASKER MEVZİDE BEKLER,

e bi zahmet amk ya beklesin, hayır o çocuklara sorsanız bizimle gelir, can atıyorlar zaten, inanılmaz heyecanlanmışlardı ama bu *bne yüzbaşı aman başıma bişey gelmesin, batıya gidecem yakın zamanda şimdi durduk yere sıkıntı çıkmasın. niye asker oldun o zaman amcık s*ktir git başka iş yap amk.

neyse biz sınır timini aldık yanımıza korucuları falan, yukarı çıktık tepeye mevzilere, sınır timini bırakacaz oraya bizim mavi bereleri alacaz operasyon yapıcaz karşımızda ki o s*ktiğimin mantar tipli tepesine. yapıcaz yapmasına da o yağmur durmuyor ki amk, her yer çamur. bekliyoruz mevzilerin orada, yağmur biraz dinsin çıkalım diye, ama dinmiyor aksine yağdıkça yağıyor, zaten mevziye çıkana kadar her yerimiz çamur olmuş, zor hareket ediyoruz,  şimdi karşıda ki tepeye gitmek için iki yol var, ya dümdüz giderek aşağıda ki alanı kullanacaksın ki karşı tepede hakim bir şekilde mevzilenmişslerse ölüsün o kesin,

ya da

mevzilerin bulunduğu tepeyi takip ederek, dere yatağına doğru ineceksin o da ayrı bir b*k amk, çünkü bunlar çoğunlukla dere yataklarında çaylarda falan bulunurlar,  işte o dere yatağına inip, açıktan değil biraz daha güvenli bir yol izleyerek o karşı tepeye çıkacasın. şimdi olay gün ışımadan o tepeye çıkmak, izleyeceğimiz istikametten dolayıda yol biraz uzuyor, ama en güvenli yol olarak düşündü komutanlarımız, takribi bir 5 6 saatlik bir yürüyüş yapacağız sözde, o yüzden de en geç 12 gibi yola çıkmamız gerek, ama yağan yağmur yüzünden dağlar geçit vermiyor, bekliyoruz biraz dinsin diye, ama dineceği, saat 1 oldu 2 oldu yok amk, hala devam ediyor, dolayısıyla gene iptal amk, ama biz kıpırdayamıyoruz biliyoruz ki onlarda kıpırdayamıyor, çünkü imkan yok dağ geçit vermiyor,

burun buruna bekliyoruz amk. ikinci gün oldu gene akşam vakti, gene tık yok, şehirde olsak sel götürür ortalığı, ama toprak çekiyor, bu sefer çamur olarak geri dönüyor, ya hani artık bir an önce gidelimde ne olacaksa olsun diyoruz, bu tepenin arkasıda en riskli bölge, yavuz abinin şehit olduğu arazi bestlerin en b*ktan yeri o tepenin arkasından itibaren başlıyor, ama yok amk kıpırdayamıyoruz yerimizden,

e şimdi yağmur diner dinmez yola çıkacaz ama bunlarda s*ktir olup gidecekler, yada pusu kuracaklar bize,  üsteğmen dedi

-  ÇOCUKLAR GİDECEZ MECBUR BAŞKA YOL YOK, BEKLEDİĞİMİZ HER DAKİKA BİZİN ALEYHİMİZE,  HEM BU YAĞMURDA GİDERSEK BEKLENMEDİK ŞEKİLDE BASABİLİRİZ, ZATEN ORADALARSA HAKİM TEPEDELER BİZ MAHKUM KALICAZ, EN AZINDAN HAZIRLIKSIZ YAKALAYALIM TEK ŞANSIMIZ BU,

iptal etsek falan diye söyleyemiyosun amk, okul gezisi değil ki yağmur yağdı iptal edelim diyemezsin. zaten eğirdirde hava ne kadar kötüleşse o kadar çok eğitim yaptırırlardı. evet bekleyebiliriz saldırmalrını ama,  üs bölgei yapılıyor ve kış olmadan bitmesi lazım, şırnaktan gelen tek bir toprak yol var araçların kullandığı, biz oraya operasyon yapmazsak beklersek, bunlar etrafımızdan dolaşıp o yola pusular atarlar, şırnak la bölgenin tek iletişim yeri o yol, o yol kapandımı sıçtık. mecbur yapmamız gerek.

ayrıca bunlara operasyon yapmazsan, kış aylarında bestlere bir yerleşir bu *bneler, bütün kış yol mu açacan köylüye erzak mı götürecen yaz hazırlığımı yapacan bunlarla mı uğraşacaksın. mecbursun yani.

hep denir ya amerikan ordusu mu bu diye o hesap işte. fakat anlamak istemiyorsunuz sanırım, binlerce kez ben söyledim, orada görev yapmış arkadaşlarda söyledi, televizyonlarda da söylendi, kitaplarda da söylendi, filmlerde de denildi, o s*ktiğimin helikopterleri normal zamanlarda bile kalkmazken, şiddetli yağmur ve rüzgarın olduğu bir ''gecede'' oraya gelebilirler mi? aklından bile geçmiyor helikopter çağırmak.

komutanlarımız karşımızda ki tepelere operasyon yapma kararı almıştı beyler, gerekli çalışmaları haritalar üzerinde yapmış ve o zamanlar vardı şimdi var mı bilmiyorum biz onluk kordinat derdik, bu şu demek, 10 metre 10 metre aralıklarla topçu havan veyahut tankçılara kordinat verirdik, bunlarda o noktaları bombalarlardı, eğirdirde bunun eğitimini almıştık ama kullanmak hiç kısmet olmadı, genelde muhakkak bir üstümüz olduğu için onlar kullandılar. operasyon yapacağımız esnada, aşırı derecede bir yağmur söz konusu olduğu için, yerlerini tespit edeceğiz ve 10 luk kordinat ile topçu ateşine tutacaktık bulundukları bölgeyi,

özellikle biz hakim tepede olacaklarını bekliyorduk, zaten hakim tepede yakalanırsanız, topçu desteği veya helikopter desteği almadan hareket etmeniz imkansızdır.  yağmur yağması, etrafın çamur deryası olması, komutanlarımızı bu plana göre hareket etmeye itmişti belli ki, yapılan operasyon planı üstlere bildirildi ve kabul edildi,

aslında ilk başta yağmur yağmadığı bir akşamda intikal edip bölgeye gidecektik, ama durmadan yağan yağmur bunu yapmamızı engelledi, hem komutanımızın da dediği gibi, bizim bu yağmurda gelmemizi beklemeyeceklerdi, o yüzden ne kadar gözetleme yapsalarda üzerlerinde ister istemez bir rehavet olacaktı, bu da bize bir şans doğuracaktı, 10 luk kordinatları verebilecek kadar yaklaşabilirsek, geri kalan işi topçu yapacaktı, biz sadece topçu işini görene kadar onları o bölgede tutacaktık..

yağmura göre hazırlığımızı yaptık, normalde üs bölgesinde bulunan sınır timlerinden de asker gelecekti ama yüzbaşı bunu engelleyince operasyona sadece komandolar katılmak zorunda kaldı ve tabii ki komandonun vazgeçilmez ekürisi, köy korucuları. 4 tim ve yaklaşık 20 25 arası korucu, sayımız 100 kişiyi biraz geçiyordu anlıyacağınız,

intikale çıkmamıza saatler kala, ertelendi, nedeni ise, savaş yüzbaşının bu operasyona bizzat komuta etmek istemesi ve operasyona bizzat katılmak istemesiydi. bu bize çok moral verdi beyler. komutanların bu tip atılgan ve istekli davranışları askeri pozitif anlamda etkiler beyler. komutanınızı bu kadar istekli gördüğünüz zaman sizde istekli olursunuz ister istemez.  askersiniz neticesinde, gün sayan asker,

komutanınızın gözlerinin içine bakarsınız dağda, kötü birşeyler hissettiğinizde komutanınızı incelersiniz,  onun yüz ifadesi ruh hali rahatsa sizde rahatlarsınız, gerginse tedirginse sıçarsınız.  o yüzden subay ve astsubaylara (buna asteğmen eğitimlerinide katabiliriz) komando eğitimi verilirken bu kendini kontrol edebilme eğitimine çok önem verilir, ani bir çatışmada sakin kalabilme durumu. o yüzden eğirdirde zırt pırt pusuya düşürürlerdi bizi, o yüzden 12 saat aralıksız tepelere tırmandıktan sonra yatağınıza ulaştığınızda, kafanızdan tüm o yorgunluğu tam atacakken ve daha yatağınıza yatalı 15 dakika bile olmamışken, koğuşa bir komutanın girip; kalk kalk kalk kalk kalk kalk kalk kalk kalk 20 dakika içerisinde tam techizat iştima alanında operasyona çıkıyoruz kalk lan kalk gibi olaylarla karşılaşırdınız sürekli.

yani 15 dakika sonra ne olacağı tam bir meçhuldü sizin için, ne olacağını asla kestiremezdiniz, 15 dakika önce sıcak yatağınızda yatarken 15 dakika sonra yüzünüz gözünüz kamufulajlı elinizde gecenin soğuğundan daha soğuk bir silah, üstünüzde dağdan daha yeşil bir panço, sırtınızda her adımda daha da ağırlaşan bir çanta ile kendinizi dağa tırmanırken bulabilirdiniz, tam bir meçhul alemiden takılırdık anlıyacağınız.


Erkın koray - Meçhul

o yağmurda beyler, o zifiri karanlıkta, şırnak merkezden, bir btr içinde, arkasında bi kamyon komando ve bir zırhlı araçla geldi yüzbaşı, gecemize ışık gibi doğdu. o anda anlıyorsunuz beyler, neden komando diğerlerinden ayrı oralarda. neden bu terörist *bnelerin bu kadar garezi var komandolara. o *bneler bile o hava şartlarında burunlarını bile kıpırdatamazken, komandolar pusuya mayına bakmazsızın çıkıp bestlere gelmeleri, insana öyle bir gaz veriyorki anlatamam,

2 saatte o yarı toprak yarı asfalt yoldan çıkıp gelmişlerdi, tepede gelen o çocukları gördük ya, ne saatlerdir yağmur altında beklememiz koydu bize ne de saatlerdir beklemenin verdiği sinir kaldı zihnimizde. bizim için gelmişlerdi beyler. herşeyi göze alarak bize yardım etmek için çıkıp gelmişlerdi. herşeyi göze alarak.

o bölgede konvoy yapmak adamı ne kadar gerer size anlatamam. 15 20 araçlık konvoylarda gündüz ilerlerken bile o kadar gerilirsiniz ki, çünkü her an bir mayına denk gelme olasılığını düşünürsünüz. hele ki komuta kademesinde bulunan bir askerseniz,

şimdi ki gibi değildi o zamanlar. şimdi daha kötü konvoyların durumu. şimdi p*z*venkler uzaktan kumandalı tuzak kurduğu için canı hangisini isterse o aracı seçip patlatıyor.

o zaman öyle bir durum yok.  mayını döşer hangi araca deng gelirse, o yüzden koca konvoyda 2 tane kumanda aracı bulunur. bu araçlarda komutanlar olur, bir araç konvoyun en önünde diğeri de en arkasında.

Sebebi; Olurda en önde ki patlarsa komutan şehit olursa arkada ki komutan o askeri pusudan çıkartsın diye, aynı şey en önde ki komutan içinde geçerliydi,

konvoylar adamı sinir eder beyler. ama ona rağmen o hava şartında o gecenin karanlığında sırf operasyonda bize destek vermek için bir avuç asker çıkıp gelmişlerdi. konvoy bize doğru gelirken nasıl dua ettiğimizi görmeliydiniz, bir an önce gelebilsinler bişey gelmesin başlarına diye. ki biz konvoyu gördükten sonra konvoyun güvenli üs bölgesine gelmesi sadece 2 ya da 3 dakika sürmesine rağmen bize 3 saat gibi geldi.  eğer onlara gözümüzün önünde bir şey olsaydı, o operasyonu unutun. o psikolojisyle şunlara bir ders verelim moduna gireceğimiz için, hepimiz tek tek şehit olurduk.

çok şükür ki hiç bir şey olmadan vardılar bögleye, ardından 1 buçuk saatte bizim olduğumuz tepeye tırmandılar, onları geldiğinde, yüzümüzde ki gülümseme, 32 dişin aynı anda ortaya çıktığını görmeliydiniz, sanki aylardır görmediğimiz sevdiklerimize kavuşmuştuk herbirimiz, hele savaş yüzbaşımızı görmek bize büyük moral sağladı, yanına gidip boynuna sarılasım gelmişti lan.

yanımıza gelip,

+ NABER LAN, HAZIRMISINIZ BAKALIM?

demesi bizi bizden alıp götürmeye yetmişti beyler, höt dese, karşı ki dağa uçarak gidip o dağı ters çevirip dönmeye hazırdık resmen. ne üşüme kaldı adamda beyler, ne sinir. zaten o kadar ay geçirmişiz korku düşüncesi kafadan çıkmış artık. komando andından denir ya ''korku nedir bilmeyiz'' o korkmayız anlamında değil, onun anlamı şu;

b*ku çıktı artık zaten ne olursa olsun modudur. tek korku arkamızda kalanlar o kadar.

yanında getirdiği askerlerle birlikte biz olduk 130 140 kişi, üsteğmenimiz teğmenlerimiz biz astekler falan ufak bir birifing verdik yüzbaşıya, üsteğmenimiz operasyon planını anlattı, teğmenlerimiz ve bizde, timde ki askerin durumunu silah envanterini falan anlattık, ardından korucu başlarıda, arazinin yapısınız, ilerlenmesi gereken yolları ayrıntısıyla anlattı,  savaş yüzbaşı hareket edilecek noktaları tekrar belirlerdi, intikal boyunca öncü timleri sırasıyla kimler olacağını söyledi,  ve bismillah diyip çıktık yola..

komandonun vazgeçilmez şarkılarındadır beyler;


Barış Manço - Ölüm Allahın Emri

ölüm allahın emri ayrılık olmasaydı..

Akşam olunca kuşlar dönerken bir hüzün çöker dolar gözlerim
Issız ovaya yağmur inerken bir hüzün çöker dolar gözlerim
Kim aramış kim bulmuş dertlerine çare
Ölüm Allah'ın emri ayrılık olmasaydı off off

Gün batısında sular kararır bir hüzün çöker dolar gözlerim
Karlı dağlardan aşan yollarda bir hüzün çöker dolar gözlerim
Kim aramış kim bulmuş dertlerine çare
Ölüm Allah'ın emri ayrılık olmasaydı off off

Yıllarca seni bekledim durdum göç vakti geldi artık yoruldum
istemem tatsın aşk acısını her kim anarsa
Barış adını
Kim aramış kim bulmuş dertlerine çare
Ölüm Allah'ın emri ayrılık olmasaydı. off off

şarkının içinde barış ismi geçtiği içinde benim üzerimde artı bir motivasyon olduğunu belirtmek istiyorum beyler=)

besmelemizi çektik,  çıktık yola beyler, yağmur damlaları o kadar büyük ki, taş amk taş. çap çap iniyor başımıza, biz kafamızı yağmurdan korumak için pançomuzu kafamıza çekmeye çalışıyoruz ikide bir,

savaş yüzbaşı kesin emir verdi, kafanızı açın pançolarınızı çantanıza koyun. komandosunuz lan siz, yağmurda eriyen şekerler ege sahillerinde askerlik yapıyor, bu işi yapayacak olan söylesin kendi ellerimle göndericem oraya, e hadi bakalım şimdi kafanı yağmurdan koruyabiliyorsan koru. öl dese ölünecek komutanlardan aslan yüzbaşı, bir gaz verdi ki beyler, değil yağmur üstümüze çığ düşse, mezarlarından kalkan ölüler gibi o çığın içinden çıkar gene yola devam ederdik,

yürüyüşümüz ip şeklinde sürüyordu, sivri bir tepe üzerinden belki iki kişinin geçebileceği bir yoldan ilerliyorduk, deli gibi yağmurun altında, ben zaten yağmurdan yana bir sıkıntım yok, rüzgar sıkıntı yaratıyor, hem yağmur yağıyor lan üzerime, bedenime ''yağmur'' dokunuyor ne gibi bir sıkıntım olabilir,

saat 1 buçuk gibi başlamıştık intikale, 2 saat sonra, daha düz ve geniş bir alana indik, yayla gibi bir yer, biz mevzilerimizin olduğu tepeden aşağıya doğru inerken, karşımızda ki dağın heybeti daha da büyüyordu. namuzssuz, sanki gözümüzü korkutmak için her adımımızda daha da korkutucu hale geliyordu o dağ. yağmur yüzünden bir de tepesinde toplanmış bulutların içinde çakan şimşekleri bir görseniz, sanırsınız korku filminin içindesiniz beyler. ama biz gazı almışız amk, değil terörist, katil bebek çaki çıksa ağzından S*kicez o derece.

(neden çaki diyrorum o dönemde ki en ünlü korku filmi kahramanı=) ).

o yayla gibi alana inince, etrafımızda ki arazi daha bir riskli hale geldi beyler.  bulunduğumuz açık alanın sol tarafından aşağıya indiğinizde bir dere yatağı var devam ettiğinizde ise, büyük bir tepenin zirvesine çıkmış olursunuz. yani o tepede birileri olsa, bizi kevgire çevirirki sormayın gitsin, insan tedirgin oluyor ister istemez,  açık bir alandasınız, sol tarafınızda büyük bir tepe,

zaten yüzbaşımız hemen 1 timi ve 6 7 tane korucuyu o tepeye gönderdi ki sol tarafımızdan bir ateş almayalım, bir olduğumuz yerde yarım saat kadar durduk ki bu sol tarafımızı koruyacak tim oraya biz inmeden ulaşabilsin, onlar yola çıktıktan yarım saat sonra bizde yola devam ettik, o tepeden aşağıya doğru inmeye başladık ama yan yan iniyoruz, normal düz bir şekilde inmek mümkün değil,

aşağıda ki dere yatağı zaten gitmemiz gereken dağa doğru gidiyor,  o dere yatağına doğru indik, o dere yatağı oldu amk bildiğiniz dere amk.

çok şiddetli olmasada su biraz sert akıyor e rüzgarında vermiş olduğu ivmeyle, ama insanı sürükleyecek kadar sert değil, fakat sıkıntımız şu. su bildiğiniz buz beyler buz. böyle soğuk bir su yok heralde dünya üzerinde, biz derenin olduğu yere indiğimizde, sol tarafımızı koruması için gönderdiğimiz timde tam üstümüzde ki tepeye varmıştı, o yüzden karşıya geçerken bir tehdit falan olmayacaktı bu biraz olsun iç rahatlatıcı birşey,

+ SAVAŞ YÜZBAŞI; BURADAN GEÇECEZ, GERİ DÖNECEK HALİMİZ YOK,

 dedi önden korucuları gönderdi, e korucu oranın insanı amk, tak diye geçtiler,

ee biz?

komandoyuz bizde, o adam geçti sen su soğuk yeeaa falan diyecek halin yok.

bizde tak diye geçtik,

ne olur ne olmaz diye de, geçen koruculara ip verildi ipe tutuna tutuna geçtik karşıya dizlerimize kadar girdik suya,e o dizler artık ne yapsın, takat kalır mı o dizlerde, buz gibi sudan çıktık bir rüzgar esiyor diz kapaklarım çatur çutur diye çatlıyor soğuktan amk.

sanki yürürken durup dururken kırılacakmış gibi hissediyorsunuz, bir adım sonra dizlerinizin bağı çözülüp yığılacakmışsınız gibi hissediyorsunuz ama o dizler düşmüyor işte, devam etmenizi sağlıyor,

geçtik dereyi biz. yolumuza tırmanarak devam edeceğiz bu sefer, dik bir yokuş ama çıplak bir arazi, heryer çamur çıkmaya başladık, o *mına kodumun dağının eteklerindeyiz artık, o mantar tepeli dağ bildiğiniz üstümüze çökmüş durumda. ancak geriye doğru bakmanız lazım ki gökyüzünü göresiniz, dağa bakarak kafanızı ne kadar kaldırırsanız kaldırın gökyüzünü görmeniz imkansız.

dik, sivri, çıplak, kayalıklarla taşlarla toprakla dolu bir dağ, tam komandoya yakışır anlıyacağınız. bir taraftan donuyorsunuz, dizleriniz titriyor, bir adım daha atamayacağım diye korkuyorsunuz, sırtınızda ki 30 kiloluk çanta da yağan yağmurdan olmuş 1000 kilo amk. soğuktan eldivenlerinizin ucundan çıkan parmaklarınız g3 ün buz gibi metaline yapışmış. ama durmak yok, niye?

komandoyuz ya amk. devam..

bu mantar başlı s*ktiğimin dağının eteklerinden 1 2 saat kadar sırtlara doğru çıktık beyler, yürüdükçe daha da dikleşiyor *mına kodumun yeri, dar bir geçitten geçtikten sonra, geniş bir alana geldik, ama 3 4 futbol sahası genişliğinde, fakat düz sanmayın ha, 20 30 metre tepelerle dolu bir alan, o dağa göre alan işte amk=)

yol çatallaştı bir yerde, o çatallaşan yerdede bizim sol tarafımızı korusun diye gönderdiğimiz timde geldi, çünkü sol tarafımızda tepe o noktaya inip bitti, artık her yer tepe, bir tarafımızı korusun diye adam yollasak hepimize yetecek kadar tepe var yani. bu çatallaşan yolda diğerine göre biraz daha dar olan sağ yoldan gitmeye karar verdik, bu arada saat 5 i geçiyor g*tüm g*tüm aydınlanıyor hava, biz bırakın zirveye çıkıp pkklıların bulundukları dağın diğer sırtını gözetlemeyi tepeye bile varamamışız, hafiften aydınlandı hava, ama sadece dağın doruk noktalarını görecek kadar.  biz o yoldan devam ettik, beyler bir görüntü vardı anlatamam sizlere,

sağ tarafımızda o dağ 3 başlı tepeden oluşuyordu, sağ tarafımızda dağın bir başı var, sanırsınız o baş patlamış ve etrafa yayılan toprak donmuş öyle duruyor, hani havai fişek patlar ve şemsiye görünümü alarak aşağıya doğru bir şekil oluşturur ya o şekil amk. her an üstümüze yıkılacak gibi bir görüntü var. yağmurda şiddetini biraz azalttı, biz tabi daha hızlı hareket etmek zorunda kaldık, bu plan tamamen yağmurun yağmasına göre yapıldı, yağmur durup hava açarsa sıçtık, yağmur yağacak ki bunlar oldukları yerde kalsın, manevra yaparlarsa bizim için işler çok zorlaşacak,

biz bu yolu kullanarak gene bir çatallaşmış yola geldik, sağ taraftan yola devam ettik, bu sefer dahada dikleşti yol ve etraf kayalıklarla dolu, yani bir yere tutunmadan yürümek mümkün değil, kendimizi önümüzde ki herhangi bir kayanın ucuna tutunarak yukarı doğru çekmemiz gerekiyor, biz g*tümüzü kasa kasa çıkarken o kadar yükle, yağmur tamamen durdumu amk. hadi burdan yak, bir an önce tepeye çıkmamız lazım, bizden önce onlar çıkarsa sıçtık yani ölüyüz ve en fenası, aynı anda çıkmamız ve tepede karşılaşmamız, o da kötü, kan gölüne döner ortalık.  hadi beyler, hadi koçlarım hadi aslanlarım diye diye son bir gayretle tırmanmaya devam ettik,  hızlı olmanız lazım, hakim tepeye onlar geçerse işimiz onların insiyatifine kalır, dua ede ede tırmandığımı hatırlıyorum beyler.
bütün gece yürümüşüz, dağın da önemli bir kısmını aşmışız yani, fakat sırılsıklamız, çantamızda ki her şey şişmiş iki katı ağırlığa ulaşmış, ayak tabanlarımız bir kayaya bağlıymış gibi, her bir ayağımızda 20 kilo çamur var, ayağımı kaldırana kadar akşam oluyor tabiri caizse. fakat yapacak bişey yok, yapmanız lazım, o tepeye çıkmanız lazım, bakmayın namuzsuz o tepe, ne zorluklar çıkarttı bize, tepeye varana kadar ne nazlandı ama sonuçta o tepe bizim tepemiz amk. ite bırakıp gitmek olur mu? bırakacaksak evde yapalım askerliğimizi,  bunu neden diyorum, savaş yüzbaşının yol boyunca dediklerinden dolayı, o tepe bizim, o tepe bizim evimiz, o tepeyi benden alanı o bu dağa gömerim, yorulan bayılan olursa burada bırakırım, arkama dönüp bakmam, göreyim bakayım benim komandolarımı, komandoyum diye hava atarken iyi, hadi bakalım görelim nası komandoymuşsunuz, 

biraz off poff sesi gelmesin beyler, hemen basardı küfür, 
+ ASKERLİĞİN *MINA KOYDUNUZ *MINAAA, YORULANI ACIKANI VURURUM BAK SÖYLEMEDİ DEMEYİN, EVE GİTMEYİ UNUTUN, YA BURAYI EVİMİZ YAPACAĞIZ YADA ÖLECEĞİZ, 

yüzbaşının hemen arkasında hangi tim var dersiniz, ağzının içine bakan?

bahadır asteğmen tabii ki=)

adam olmuş terminatör.. tek eliyle tırmanacak neredeyse, ama benim durum öyle değil, ayaklarımın durumunu anlattım, fakat savaş yüzbaşı veriyor gazı veriyor gazı, gözümüzden yaşlar çıkıyor artık baldırlarımız yanıyor resmen, gözlerde yaşlar ağızda dualar çıkıyoruz dağa, eğirdirde ki eğitim neymiş amk dedim içimden resmen. eldivenler kayalara tutunmaktan paramparça oldu, g3 ü naylona sarmışım, bir elimde o duruyor, felaket susamışım ama su buz gibi, su içecem ama erteliyorsunuz hep, şu tepeye bir çıkayım orada içerim, dur şu kayaya bir tutunayım içerim diye, dağa tırmanıyoruz ölümüne tırmanıyoruz,

bir kaç sene önce kendince entel adrenalin tutkunu bir arkadaş ''yaa abi trekking yapalım ya macera olur'' dedi bu dağa tırmanıyorlar ya, ondan yapmak istiyor. ağzına kürek sokasım geldi kürek.. bu sefer beyler, yukarı doğru çıkan geniş bir alana geldik, ama düz çıkmak imkansız, doğanın belirlediği bir yol var. oradan gitmek zorundasınız, s çeklinde tek sıra halinde çıkmaya başladık, yağmur tamamen durmuş, tek bir isteğimiz var, dağın tepesi sisin içerisinde, o sis ne olur kalkmasın,

hava iyice açarsa sıçtık, hele o tepelerdeyseler bildiğiniz öldük, s şeklinde tımanıyoruz bu sefer,

o kadar sinir bozucu bir yürüyüş şekliki, yarım saat yürürsünüz sadece 1 adım mesafesi kadar ilerlersiniz, saat olmuş artık 8 buçuk 9 amk, açık hava olsa, gidemezsiniz, hava şartlarını iyi hesaplamışız allahtan, bunda arazinin yapısını çok iyi bilen korucu abilerimizin katkısı çok büyük, adam sis olacak dedi, oldu. olmasa bitmişiz,

bahsettiğim 3 başlı tepenin tam orta noktasına vardık sonunda, zirvesine çıkacağımızı tahmin etmiştim ama mümkün değil, çünkü tırmanmak imkansız,  şöyle tarif edeyim,

son 40 50 metreye geldiğinizde, zirve ucu öyle bir hal alıyor ki bu 3 baştada, düz bir duvar düşünün, o duvar yukarıya doğru aşağıya dönüyor, ters j gibi bir şekil, çıktığınızda tavanda yürümeniz gerekli öyle diyim,karşımızda bu dağın en zirve noktasını oluşturan bu 40 50 metrelik bir tepe çıktı,biz ikiye ayrılarak bir grup sağdan bir grup soldan olmak üzere, dağın arka tarafına bakan sırtlara doğru ilerledik, 

bunun sebebide, arkamızdan dolaşıp gelir *bneler. bunu engellemek, 
etraf sizi amk, 15 metreyi zor görüyorsunuz. 55 60 kişilik iki kol halinde iki yoldan devam ettik, 

çıt dahi çıkarmamız yasakladı yüzbaşımız,

çünkü, onlarda tepeye akşamdan çıkmış olabilirler ve iç içe girmiş olabilir farkında olmadan. o kadar sessiz yürüyoruz ki, nefes alıp verişim gürültü çıkartıyormuş gibime geliyor, daha yavaş ve sessiz nefes alıp vermeye çalışmıştım. biz dağın ırak a bakan sırtlarının en tepesine ulaştık beyler, tam ucuna geldik yani,  fakat alana bakıyoruz ama sis olduğu için tam bir gözetleme yapmak mümkün değil,

biz o noktaya ulaşana kadar kafamızda hep ''acaba onlarda zirvedeler mi'' diye tedirgin olmuştuk. çok şükür yoktular, artık etrafımızda pusu atabilecekleri tepede kalmamıştı, iki yanımızda tepeydi ancak dediğim gibi şekillerden ve sarkıklardan dolayı oraya çıkmak mümkün değil, gerçi biz sonra o tepeye helikopterle inmiştik ancak o şekilde.

saat artık 11 olmuş 12 ye geliyor, yavaş yavaş sis kalkmaya başladı beyler, gözümüz devamlı sis kalktıkca daha ileriyi kesiyor, dribünle falan etrafa bakıyoruz, amk yok göremiyoruz birşey, görebildiğimiz yerde bir b*k  yok zaten, daha aşağısı ise sisle örtülü,

saat 4 de doğru siz tamamen kalktı, beyler bir manzara var anlatamam, bütün bestler bölgesi karşımızda uzanmış yatıyor,  
5 te tamamen kalktı sis, biz tepeden araziyi izliyoruz, hareket yok,  100 kişi falan değil 1000 kişi olsa iyi gizlense göremezsiniz. ama bakıyoruz işte amk,

sonra sol taraftan giden koldan atış sesleri geldi ilk başta tek tük, hemen telsizle bağlantı kurduk, hareket eden 1 2 tane şey görmüşler, artık domuzmudur yoksa domuzdan da öte teröristmidir anlamamışlar ama hareket ettiği için ateş etmişler, çalılıkların arasına düşüp kaybolmuş, 

yüzbaşı dedi 
+ HAREKET EDEN NE VARSA ATEŞ EDİN, 

bizde telsizden dinliyoruz, 10 15 dakika geçmedi, sol tarafımızda ki grup bir çatışmaya girdi beyler off diyorum yani

bunlar çalılıklara sinmişler 15 20 kişi kadar varlar, ve bizim korucu abiler farketmişler, 1 2 el izli mermi atmışlar oraya, bu salaklarda farkedildik diye sanıp karşılık verince kızılca kıyamet koptu tabi, bizim üsteğmen var başlarında 
+ YÜZBAŞI;  DESTEĞE GELELİM Mİ?

ayrılmayın, o tarafa doğru geliyorlar, 
hadi dedim ya allah, gördüğünü indir bu sefer, bahadırda yere yatmış el bombalarını dizmiş muntazam bir şekilde onları atacak.

roketçi çocuk benim erdinç falan mg3 ü hazırladı falan, görüş alanımıza girene nefes aldırmıcaz yani,

görebildiğim kadarıyla yarım saat sonra 4 5 tanesi bizim görüş alanımıza girdiler, girdikleri gibi düştüler zaten, ben 2 el ateş edebildim 3 yü etmeden düştüler amk. benim atışım nereye gitti göremedim bile, 2 3 dakika bir atış yapıldı o kadar, arada bizi tepeye atış geliyor ama izli mermi falan atıyorlar, izli mermi atılan yere biz ölüm kusuyoruz resmen,

çok sakin olduğumu hatırlıyorum beyler, yani öyle heyecan korku adrenalin falan yok. çok rahattım nedense, sonra yüzbaşı demez mi,
-  BAKIN BU *BNELERİN DURDUĞU YERİN HEMEN ALTI YAVUZ ASTEĞMENİN VE ASKERLERİNİN ŞEHİT EDİLDİĞİ TEPE,

ben sadece yüzbaşıya bir bakış attım beyler, o kadar, kafamdan aşağıya kaynar sular indi, öyle birini görmeksizin izli merminin geldiği yere basıyorum mermiyi basıyorum mermiyi, tabii benimle birlikte herkes, ama sanki benim atışım daha şiddetli gidiyor, yok öle bişey tabii ama o anki ruh halim intikam almak arzusu, yavuz abimin öcünü alma hissi, ben bir ara yattığım yerden mevziden biraz ayağa kalktım farketmedim kalktığımı yemin ediyorum, erdinç beni aşağıya bir çekti kemerim çıktı amk, dedi 
+ NAPIYOSUN KOMUTANIM 
diye inanın farkında değilim ne ara kalktım ne ara aşağıya çetki. fakat hiç öle 100 kişi falan yoktu, 20 30 kişi falan vardı, zaten kıpırdayamadılar yerlerinden hakim bizdik çünkü onlar mahkum, tamamen bizim insiyatifimizdelerdi,  en ufak bir şey kıpırdasın hemen bir iki el ateş arkasından gelen izli mermi ve oranın yangın yerine çevrilmesi, 

100 kişilik grup basıp gitmiş dün gece, hatta bize çok yakın bir tepeden siirt bölgesine doğru fakat yağan yağmurdan ve havanın sisli olmasından hiç farketmemişiz birbirimizi amk. sabaha kadar beyler, orada kaldık sabah 10 a kadar hareket eden, hareket ettiğini sandığımız herşeye ateş ettik, gece daha bir ps*kopat oluyor manzara, havada uçusan mg3 ün izli mermileri, birde ikide bir aydınlatma fişeği atıyoruz, attığımız yere mg3 ler bixiler ölüm kusuyor, ha birde bahadır hiç el bombası atamadı o kadar yakınımızda birşey görmedik çünkü, sol tarafta ki kolda bulunan birlikte bir askerimiz sadece gelen serseri bir merminin sektirmiş olduğu taşla alnından çok hafif yaralandı 2 3 dikişlik bir şey. 

tabi bize o anda küçük bir olay gibi geldi ama, şimdi düşününce çok sakat, ona doğru gelen serseri mermi 30 cm daha yukarından gelse kafasını patlatacak. ama işte o zaman adama ufak bir olay gibi geliyor,

bir gün sonra öğlene doğru hava iyice açınca biz bir kaç kol halinde araziye doğru indik, cesetleri bulduk 30 civari belki o kadar yoktur. işte beyler hakim tepenin önemi, orada değil 30, 130 kişi olsa sonları aynı olurdu, hakim tepede olunca insiyatif tamamen sizin elinizde, kıpırdatmazsınız onları. hakim tepenin avantajını sonuna kadar kullandık o zaman.

çoğunun üzerinde 20 30 a yakın mermi izi var. bir kaç defa o yere ateş edilmiş demekki, zaten görüş açımızda olan bütün araziye mermi yolladık, tek bir tam dolu olmayan şarjörüm kalmıştı düşünün. ki mg3 ve bixininde mermilerinin büyük bölümü bitmişti, roket kalmamıştı. kevgire çevirdik o sırtı. telsizler keleşler 2 tane kanas vardı onları ele geçirdik, mahkum yerde kanas bir işe yaramıyor tabi amk. sonra aynı yoldan beyler geriye döndük, gidiş dönüş yolu toplamda 21 saat sürdü.

21 saat sadece intikal, 17 saat operasyon. 38 saatlik bir buçuk gün dinlenmeden devamlı hareket halinde bir operasyon. bu varya küçük bir operasyon.  

üsse döndük, kurban kesmiş köylü, hepimizin alnına kan sürdüler. üsse girdim aynaya baktım yüzümde ki kamufulaj toprak çamur falan tanınmaz haldeyim amk. kabasakal olmuşuz zaten. yeminle böyle gece mevzileri gezsem terörist diye vurulurum. bu şarkı eşliğinde tekrar.


Barış Manço - Ölüm Allahın Emri

mercimek dağının karşısında ki mantarlı tepeye yapmış olduğumuz küçük çaplı operasyondan sonra bölgede elle tutulur birşey olmadı. artık yaz ayı yavaş yavaş geride kalmaya başlamıştı. bölgeye hafiften hafiften kar çökmeye başlamıştı,  bizlerde üs bölgesi tamamlanmasına yakın çakırsöğüte geri döndük, yerimizi başka timlere bırakarak.  
jandarma komandolar olarak, belli bir süre kış tertiplenmesinden dolayı yeni gelen kamufulajlarımızı falan aldık, araziye yayılmış olan timleri çoğu kendi üs bölgelerine karakollara ve tugaylara çekildi, sadece piyade komando timleri arazide bir süre daha kalacaklardı. jandarma komando timleri hazırlıklarını tamamladıktan sonra, araziye jkomandonlar ağırlık verecek, bu süre zarfında piyade komandolar kış tertiplenmelerini yapacaklardı.

bu bahsettiğim süre beyler 3 bilemedin 4 gün. biz tugaya döndüğümüzde rezil vaziyetteydik, sol kulağım resmen taş kesilmişti. anlatamam sizlere, büksem çaat diye kırılacakmış gibime geliyordu kıkırdağı.

hayatımda ilk defa o kadar soğuk hava ve bir o kadar şiddetli rüzgarla muhattap olmuştum, tabi şırnak ın en pis kışını görmediğimiz için bize bundan ötesi olamaz dedirtmeye yetmişti bu soğuk. bölgede kış ayı, yaz ve bahar aylarına nazaran rahat geçerdi, 

sizinde tahmin edebileceğiniz gibi beyler, bunlar kış aylarına uygun gerekli techizat ve manevra kabiliyetinden yoksun olduğundan kışın burunlarını saklandıkları mağaralardan ve kamplarından çıkaramazlardı. bizde kış ayı boyunca, bunların kaldıkları mağara, kaya ve tilki oyuklarını aramakla meşgul olurduk. bunun yanında, yolu kapanan köylerin yolunu açar, erzak sıkıntısı olan köye helikopter yoluyla erzak taşırdık. köy ayırt etmeksizin, bu son lafıma dikkatinizi çekerim, köy ayırt etmeksizin, en ağır tipide dahi aciliyetine göre intikal yapar gerekli yardımı ulaştırmaya çalışırdık. ha bundan gurur duyarmıydık, bazı köyler vardı ki onlara yardım ulaşabilsin diye, allaha dua ede ede çırpındığımızı bilirim. ama bazı köyler vardı ki yardım ederken ne küfürler ettiğimi.

açık konuşuyorum kusura bakmayın.

velasıl beyler,

tugaya dönüp buz gibi suda temizlendikten sonra, aynada traş olmak için hazırlanırken kendimi zar zor tanıdığımı farketmiştim. size olurmu bilmem bana hala olur o günlerden sonra, özellikle aynaya uzun süre baktığınızda kendinize, bir yabancılaşma gelir, konuşursunuz ses tonunuz yabancı gelir, 

işte ilk orada başlamıştı bende. kirli bir sakal, göz altlarımda göz çukurlarım daha da derinleşmiş, saçım hiç olmadığı kadar düzensiz ve çirkin. dişlerim sararmış.  bom b*k  bir haldeyim. 
omuzlarım yara içinde ve mosmor, taşıdığımız sırt çantasından ötürü. artık tam olarak ne şekilde biteceğini bilmiyorsunuz.  askerlik bitecek mi? ne kadar kaldı, yani 

şafak comolokko, dediğiniz o askerliğin cicim ayları geride kalmış, ne kadar kalmış s*kinizde değil, zaten aklınıza bir zaman sonra, 

''ben geri döneceğim, eve döneceğim'' 

düşüncesi gelmiyor, sanki oraya aitsinizmiş ve bundan önce ve bundan sonra bir yaşamınız olmayacakmış gibi takılıyorsunuz.  tugayın koridorları bahçesi falan dar gelmeye başlıyor, devamlı elinizde silahınız olsun istiyorsunuz. devamlı arazide kalmak intikal yapmak istiyorsunuz. 

elinize silah aldığınız vakit kimse size zarar veremez gibi geliyor, öldürme hissi tek tatmin kaynağınız olmaya başlıyor, 
sosyolojik bir araştırmaya göre beyler, bu bölgede askerlik yapıp şiddetli çatışmalar içinde bulunmuş askerlerin %45 %50 arasında bir oranda, şu gözlemleniyor, yolda yürürken tedirginlik ve hep köşelerden yürürmek, güvenli yol için önceden gidilecek yolu planlamak, ve bana en garip gelen, 

yaşanılan şehirde en hakim tepe neresiyse çoğunlukla oraya gitme arzusu, orada bulunma arzusu. ben bu araştırmayı okuduktan sonra bir nebzede olsa kendimi bu grubun içerisinde buldum beyler, 
çünkü ben istanbula döndüp evden dışarı çıkmaya başladığım zamanlarda çoğunlukla yüksek tepelere yürümek arzusu içersindeydim, çoğunlukla ya çengelköy sırtlarına çıkardım veyahu çamlıca tepesinde, aşağı semtler ve bölgelerde çok daraldığımı ve tehlikede olduğumu düşünürdüm, bu tarz insanları aramak isterseniz, şehrin yüksek tepelerinde bulunan çay bahçelerine göz atmanızı tavsiye ederim. 

ayrıca bölgede askerlik yapmış kişilerin çok düşük bir kesim içerisinde olsada, aşırı derece tehlike arz ettiği söylenmekte, bu gazi arkadaşlarımız, içerisinde devamlı öldürme içgüdüsü ile yaşamaktadırlar, yani yolda giderken bize çok saçma gelebilecek birşey onun dikkatini çekebilir, bizim dikkatimizi bile çekmeyen bir şey ona tehlike arz edebilir, 

ve ne yazık ki bu durumda, bu arkadaşlarımız karşısında ki masum kişiyi öldürmeden o anda yaşadıkları krizleri atlatamıyorlar. veyahut bu kişiler, çok sıkıldıkları ve kriz geldiği anda, evdeki çocuklarını öldürme hissine kapılabiliyorlar.

hiç duydunuz mu bilmiyorum, gerçi bu haberler çok var. fakat dikkat çekmiyor,

''astsubay önce ailesini öldürdü sonra intihar etti'' diye, çoğunluğu g.doğuda askerlik yapmış kişilerdir, özellikle dikkatimi çekipte iyice araştırdığım bir tanesini anlatmak istiyorum,

sakaryada ailesini katledim kendisini silahıyla vuran astsubay,

ailesini müstakil evinin bahçesinde pusu kurarak öldürdüğünü biliyormusunuz,

bildiğiniz çapraz pusu atmış bahçesine 2 kızını 1 oğlunu karısını ve kayınpederini öldürmüş, sonra intihar etmiş.

hep diyorum ya, askerlik teskere günü bitmiyor orada ki asker için. şehitlerimiz gazilerimiz ve normal döndüğümüzü iddiaa eden bizler, hala orada yaşıyoruz, hala o dağlarda pusu atıp intikal yapıyoruz. sanmayın ki oradan döndükten sonra, eski hayatımıza geri dönebiliyoruz, aralarında en normallerinden biriyim, hala gece dişlerimi sıkar sabah diş etlerimin kanaması yüzünden uyanırım, helikopter sesine dayanamam, yolda yürürken ani seslerde sesin geldiği yeri tayin etmeden duramıyorum.


Erkin Koray - Sanma 

insan öldürmek için, birilerini yaralamak için, büyük bir karşılık vermen gerekir, önce kendi vicadanınızı öldürmeniz gerekir oralarda, sonra hayal bile edemeyeceğiniz korkunuzu yenmeniz gerekir, 
bu korkuyu düşünceyle değil, yüzleşerek yenersiniz önce, arkasından aynı korkuyla defalarca karşılaşırsınız, bu korku, artık korku olmaktan çıkar, yerine en büyük isteğiniz en büyük arzunuz haline gelir, insani duygular köreltiliyor orada deniyor ya, çok üzgünüm ama beyler, o duyguları köreltmezseniz eğer ölürsünüz açık ve net.

acemilik günlerinizin başında, (bunu hepiniz için söylemiyorum komando olan ve olacaklar için veya sınır karakollarında bulunacaklar için)

herşey bir oyundan ibaret gibi gelir, geçen günlerde olayın ciddiyetine varırsınız,  zıpkın gibi bir komando olduğunuzda herşeyin farkında olan bir askersinizdir artık, neyle karşılaşacağınızı oraların sizlerden neler alıp g*türeceğinin farkına varırsınız, 

görev yeriniz belli olduğunda ne olacağını net bir şekilde bilirsiniz, ardından görev yerinize gidersiniz, bütün bildiklerinizin aslından bir b*k olmadığını görürsünüz, hiç bir yerde öğrenemeyeceğiniz, eğitimini alamayacağınız şeylerle karşı karşıya kalırsınız, ardından sağ kurtulup dönebilirseniz, sivil hayatta devamlı o anları arzularsınız delicesine.

sivilde belinizde elinizde silah olmadan inanılmaz bir korku kaplar içinizi yolda yürürken, çoğu arkadaşımız bu hisse yenik düştüğü için en kısa ve kolay yoldan bir silah edinir kendine, yolda yürürken belinizde silah, her hangi bir sokaktan yokuş yukarı çıkarken kendinizi intikalde sanırsınız, hele karlı veya çamurluysa yol iyice moda girersiniz,

kafanız orada değildir artık,

rüyalarınıza şehit olmuş arkadaşlarınız girer, 

ben şehit oldum ben şehit oldum, siz nesiniz demeye başlarlar,

bazen öfke kusarlar, 

bazen yardım isterler, yardım et, kurtar beni, yardıma gelin diye,

şehit arkadaşınızın kabir yakınınızdaysa gidip başında bir dua etmeniz bir süreliğine sizi rahatlatır.

şehitliklerden çıkmak istemezsiniz, çoğu insanın yanından geçerken bile tedirgin olup tırtığı şehitliklerin içi size gül bahçesi gibi gelir, oralarda rahat hissedersiniz kendinizi, sizden önce veya sizden yıllar sonra askerlik yapmış asteğmenler silah arkadaşınız gibi gelir, onbaşılar erler subaylar her türden asker kardeşiniz gibi görürsünüz, 

o askerlik hiç bitmez anlıyacağınız.

gel teskere gel teskere diye sayarken o düşünceden hiç kurtulamazsınız. o çukurdan hiç çıkmamazsınız ölene kadar.

gel teskere gel teskere şarkısı batı daki asker için çalar, 

Esmeray - Gel Teskere
sizin şarkınız da ben ölürsem saçlarını yolma gayrı olur.

Selda Bagcan Niye - Cattin Kaslarini
derler duymuşsunuzdur, oralar teskereye 90 gün kala nöbetten düşenlerin yeri değil, 9 saat kala şehit olanların yeridir diye. bu anlattığım durumlarla karşı karşıya olan kişiler, kimler diye merak ediyorsunuzdur. aynaya bakın beyler, en yakın aynaya bakıp hayal edin, sizin yaşınızdaydım o zamanlar belkide bazılarınızdan daha ufak. 

ilerleyen zamanlarda şu anda aramızda bulunan birileri bunları yaşayacak. 

başına gelenlerden o bile haberdar değil,  burada okudukları ona az da olsa bir yol gösterecekse eğer, bu mutluluğu trilyonlara değişmem. şu anda terör yok, müzakereler yapılıyor saldırı falan olmuyor falan diye sakın rehavete kapılmayın,

önümüzde ki yaz ayında bu dediklerimi hatırlarsınız, zaten çatışma nedir, çatışma çok ufak bir bölümü, asıl sinir bozan çatışmayı basılmayı beklemek. yoksa çatışmaya girmek ne amk. çatışma çıksın diye yalvaracaksınız dua edeceksiniz, bu dediklerimi bir kenara yazın.

neyse beyler, dönelim anlatacaklarıma,

biz kış ayına girerken yavaş yavaş bölgeyi beyaz ölüm (kar) kaplıyordu, tugayda yeni görevlerimiz için hazırlık yaparken, kış tertiplenmesinden dolayı yeni kıyafetlerimiz yeni malzemelerimizi hazırlarken, cizde ilçe merkezinden ptt müdürlüğüne askerlik şubesine, çarşı içine, polis lojmanına ve dağ komando tugayına saldırı haberi geldi,

dağ komando tugayı genellikle piyade komandoların yani bu bizim birbirimize uyuz olduğumuz 
(sözde tabii=) ) 
bitlilerin yerine saldırı olmuş, e çocukların çoğu arazide olduğu için bizde bölgeye hareket etmemiz gerektiği söylendi, hemen hazırlandık tabi, 20 25 dakika içerisinde tam techizat hazırlanıp, o an hazırda ki kamyon ve araç ne varsa hareket ettik, şırnak merkeze de saldırı olabileceği haberi geldiği için, bir kısım personel şırnak merkeze indi,

yaklaşık ilk etapta 3 4 tim sanıyorum o civarlarda, cizre bölgesine hareket ettik, savaş yüzbaşıda bizimle ilk grupla hareket etti, bahadırlar ilker falan şırnak merkezde kaldılar, onlarda daha sonra geldiler, biz yola çıktığımızda özellikle arabaların yakıldığı haberi geldi, ve polis noktalarına roket atıldığı haberi gelmişti.

tabi yola çıkar çıkmaz cizre de neyle karşılaşılacağı değil, yola kurulmuş olası bir pusu veya mayın. tedirgindik dememe gerek yok heralde. o zamanlar arzum, öleceksem eğer, bu mayın veya pusu değil normal çatışmada şehit olmaktı.
şırnak cizre arası yol, özellikle şırnak beytüşşebap yoluna göre biraz daha düz bir alan, gene ufak ufak geçitlerden geçiyorsun ama bu beytüşşebap veyahut güçlükonak mardin arası dargeçit yolu kadar değil.  

tek sıkıntı ki aslında büyük sıkıntı, şırnak ve cizre arasında ki en büyük sorun cudi dağı, cudi dağının sanırım kuzeye bakan eteklerinin yanından kıvrılarak gidiyorsun. işte sırasıyla kömürhavzası, tophaneydi sanırım ismi o mevkii, ikizce (ki cudinin dibi *mına kodumun yeri), ikizcede bir de kumçatı yokuşu vardır s şeklinde ama en kavisli s benim diyen halt yemiş, dön allah dön, yürüsen amk 2 dk döne döne gitmekten yarım saat sürerdi,

ardından biraz daha gelişmiş olan nasırhana gelirsiniz, burası daha ferahlatır adamı. tabi yolda giderken ilçenin merkezinden geçtiği için yol, arada taş atan pezevegler olabiliyordu, nasırhan dümdüz sayılacak bir yer, yanlız buranın sıkıntısı, şırnak mardin yolu üzerinde giderken mardin istikametine doğru, sol tarafınızda cudi olduğu yetmezmiş gibi, bu sefer sağ tarafınızda küpeli yani gabar dağları peydahlanır.

ardından kasrik geçitine gelirisiniz, kasrik köyü vardır burada, cudi dağının bittiği ve başka bir tepenin başladığı nokta ki aynı zamanda güçlükonak ve mardin dargeçite de bu yol ayrımından dönerek gidersiniz, v şeklinde bir oluşumun en dibindedir bu köy ve iki sivri tepenin arasından geçerek gidersiniz.

kasrikten cizre yoluna girdikten sonra belli bir mesafe gidersiniz ve sağ yanınızda güzelim dicle belirir, kurtuluş aşağı dere ve kurtuluş mahallesine gelip geçersiniz, sağ tarafınızda dicle, sol yanınızda cudi, zaten bu noktadaysanız cizreye geldiniz demektir. cizre köprüsünden geçerek, ilçe merkezine hızla gitmeye başladık, etrafdan silah seslerini duyuyorduk.

biz gelene kadar zaten olan olmuştu, piyade komandolar bölgede olmadığı için bunlar meydanı boş bulmuşlar oraya buraya saldırmışlar ve kamu daireleri, polis lojmanları öğretmen evleri önünde ne kadar araba varsa yakmışlar, polis lojmanının önünde bulunan çocuk parkına el bombası atmışlar,

ayrıca polis lojmanında nöbet tutan memuruda ağır yaralamış şerefsizler,

ilçede bulunan özel harekat polisleri hemen cudi dağına doğru operasyona çıkmışlar, polis lojmanının önüne gelmiştik bizde, dikkatimi şu çekmişti, bütün pencerelere battaniyelerle çarşaflarla örtmüşlerdi öğretmen evide keza öle, sebebide cam patlarsa hem içeridekileri korusun hemde cam parçalarının etrafa mermi gibi yayılıp saplanmasını önlesin diye,

sokaklarda ne kadar çöp konteynırı varsa devirip yıkmışlardı, öğretmen evini taramışlardı, batıdan her türlü tehlikeyi göze alıp gelmiş gencecik öğretmen kızların oradan alığ zırhlılara bindirip tugaya gönderilecekti, yüzlerini görmeliydiniz beyler, bembeyaz kesilmişlerdi, daha tecrübeli olanlar ise öğretmenleri telkin edip yürümelerini sağlıyorlardı. 

erkek öğretmenlerden biri, bizim yüzbaşıya dönüp allah razı olsun dediğini gördüm, ilçede ki polisler zaten fellik fellik bu *bneliği yapanları arıyorlardı, ilçeye komando geldiğinde bunlar etrafa dağılıp kaybolmuşlardı, özel harekatçı polisler de dağa operasyona gitmiş piyade komandoda arazide meydan bunlara kaldığını sanmışlardı, ama jandarma komandonun eli armut toplamıyor elbette,

hatta savaş yüzbaşı, piyade komandonun mekanını kollamaya geldiniz sizden ötesi yok falan demişti pek bir gaza gelmiştik,  biliyorsunuz piyade komando jandarma komando arasında tatlı bir rekabet var=)

hele şunu anlatayım size olaya bakın,

akşam hava karardıktan sonra saat 6 7 gibi, ortalık durulduktan sonra, ki 8 9 tim daha geldi bizden, bu *bnelere inat, ilçe merkezinde ki çarşıda tekmil ata ata ayakları yere vura vura göz dağı vermek amacıyla yürüyüş yaptık,

jandarma komando marşıyla,

şimdi siz bu dağ komandolarının marşını biliyorsunuz,

bir kar yağar ince ince 
komandonun hali nice
bir operasyon var bu gece
vay paraşütçü komando
vur vur dağcı komando..

ee biz jandarma bin mi?

bizim marşımız yok mu?

var hemide kralı var=)

şimdi bu marşı herkes söylüyoru gerçi ama aslen jandarma komandonun marşıdır,

marşı şu şekilde beyler piyade komandoyada gönderme=)

dağlara atarız pusu,
yine haram oldu gece uykusu,
komandoya bir yudum su,
vermezmisin şırnak kızı (genelde bulunan bölgeye göre değişir, aslen izmir foça olduğu için izmir kızı derler)

şırıl şırıl suyun akışı,
belinede bağlamış al nakışı,
komandonun bir bakışı,
yetmezmi sana şırnak kızı,

buraya dikkat en sevdiğim yer=)

kiremitten baca olmaz,
''piyadeden'' koca olmaz,
alacaksan jandarma al,
küt küt vurur hiç yorulmaz,

bakın burada videosu var,

ama biraz değiştirilmiş, komando yerlerinde çoğunlukla jandarma deniliyor.


Jandarma Marşı

işte bu şekilde beyler, *bnelere inat bağıra bağıra ayakları yere vura vura çarşıda gezdik, piyade dostlarada biraz ayıp oldu ama olacak o kadar=)

biz o çarşıda bağıra bağıra yürürken, özellikle lojmanların camından gelen alkış sesleri hala kulaklarımda ptt şubesinden bravo diyim camdan bayrak sallayan kadınları hala gözümün önünde beyler.

orada askerlikten daha zor birşey varsa, memur olmak, öğretmen olmak, polis olmak, normal hayatını sürdürmeye çalışan eş çocuk olmak,  ekmek vermiyorlar yeri geldiğinde tehdit edildikleri için, konuşacak biri bulamıyorlar kendi arkadaşları dışında, polis eşi asker eşi veya öğretmenle konuştuklarında birileri tehdit ediyor, orada yerli halkla muhattap olmuyor diyorlar ya. o diyenlerin amk ben. ekmek vermiyor lan pide vermiyor bazı şerefsizler bu insanlara.

artık kış tamamen çökmüştü güney doğunun üzerine. sanki bir o eks*kmiş gibi dünyanın bütün karı üstümüze yağıyormuş gibiydi, herşeyin en dibini yaşarsınız oralarda demiştim ya. bu dediğimi ispatlarcasına ölümüne yağmış ve yağmaya devam ediyordu beyaz ölüm.

herşeyin dibini yaşamak lafının ne demek olduğunu orada öğreniyor öğrenmesi gereken yaştan çok önce genç bedenler.  mesleği askerlik olanlara lafım yok. ancak gün sayan bizler için (asteğmen, çavuş, er ve erbaşlar).

boş kaldığınız anlarda, pencereden dışarı baktığınızda, bembeyaz bir arazi karşısında, düşünüyorsunuz. 

(başka bir b*k  yaptığınız yok gerçi)

geçmişte kalan sizi, sanki hiç olmadığınız geçmişteki sizi ve hayatınızı,  ileriyi düşünememeye başlıyorsunuz. hayatınız buradan ibaret gibi işleniyor kafanıza. sonra cebinizde ki cüzadanınızı çıkarıyorsunuz, içinde geçmişte ki, önce ki hayatınızdan kalma bir kaç kağıt parçası arıyorsunuz, 

elinizi atıyorsunuz, sevdiğiniz kızla gittiğiniz bir lokantanın yemek fişi çıkıyor, ya da gitmiş olduğunuz bir sinema bileti, onu okşuyormuş gibi okşuyorsunuz tek bir parmağınızla bileti, o anı hatırlıyorsunuz yavaş yavaş,

el tırnaklarınıza bakmadan, gözünüzü tırnaklarınızıdan kaçırıyorsunuz, kapkara ve tırnaklarınızı kesmenize rağmen bütün halde pislik içinde, o görüntüden gözlerinizi kaçırarak bilete bakakalıyorsunuz. arkasından bir otobüs bileti buluyorsunuz, o dönemlere otobüs biletlerini bileneler bilir, ufacık s*t kadar bir saman kağıdı. otobüse atmadan önce yırtılmaması mümkün olmayan bir kağıt. 

nereden aldığınızı nereye gitmek için aldığınızı hatırlamaya çalışırsınız. arkasından annenizin babanızın kardeşinizin liseden üniversiteden arkadaşlarınızın olduğu vesikalık resimler bölmesine sıra gelir, tek tek uzun uzun bakarsınız onlara. en önem verdiğinizi en sonra saklarsınız. 1500 defa en önemli olan resme bakmanıza rağmen ona sıra gelene kadar heyecanlanırsınız her seferinde.

en sonunda yağmurun vesikalığına gelirim, uzun uzuun bakardım, kafamda bin bir soru gelir, onları sorar kendim cevaplardım.

orada onun için kendi canımı sakınıyordum, bin bir kere aramama rağmen ulaşmam mümkün olmamıştı. belki ölmüştür benden saklıyorlar diye düşünüyordum ara sıra. bende burada ölsem ne olur ki diye düşünürdüm, 

nasıl olsa ben şehit olursam cennete gideceğim, oda cennete gider, olurda cennete gelmezse, cehenneme sınır ötesi operasyon yapıp alırdık onu yavuz abiyle ve diğer arkadaşlarla, yapmadığımız şey mi? 

ama ölmemişte olabilir, anneme soruyordum birşeyi yok oğlum merak etme sen diyordu. çok iyi sağlığı diyordu.


Canım Kardeşim Film Ve Müziği - Cahit Oben


 (bu kısmı bu şarkıyla devam edelim)

hastane numarasınıda almıştım, ama bir kaç kez arama şansı bulduğumda düşmemişti bir türlü,

resmine bakarken bir kez daha denedim şansımız, 

çalmaya başlamıştı, 

en ufak bir heyecan yoktu, kalbim bırakın hızlı atmayı, çoktan ölmüşte atmıyormuş gibiydi,

açıldı telefon, 

bir hemşirenin sesi,

+ HAYDARPAŞA NUMUNE HASTANESİ?

- BEN ŞIRNAKTAN ARIYORUM ASTEĞMEN BARIŞ .. 
(Asker olduğunu subay olduğumu söylersem belki hemen ilgilenirler diye düşündüm, aksi halde vatandaşı s*kine taktıkları yoktu o zamanlar, şimdi varmış ama yersen tabii)

+ BUYRUN NE İSTİYORSUNUZ 
dedi biraz sesi gidip gidip geliyordu, zaten kar yağıyor tipi halinde hat koptu kopacak,

dedim 
- YAĞMUR ... SİZİN HASTANENİZDE KANSER TEDAVİSİ GÖRÜYOR ODA NUMARASI ŞU ŞU, BEN NİŞANLISIYIM ŞIRNAKTA ASKERİM HEMEN BAĞLARMISINIZ LÜFTEN HAT KOPABİLİR
(bağlasınlar yakını olduğumu anlasınlar diye dedim, ama içten söyledim henüz nişanlamamıza fırsat olmamasına rağmen) 

şırnak ta asker olduğumu telefonda söylemem ne kadar doğruydu bilmiyorum, ama işe yarar diye düşündüm,

+ BİRAZ BEKLETİCEM SİZİ BEYFENDİ 
dedi, 

- ALLAH RIZASI İÇİN BEKLETME BENİ HEMŞİRE HANIM, VAKTİM YOK BAĞLA YALVARIRIM,

+ TAMAM BEKLEMEDE KALIN 
dedi,

sonra o s*ktiğimin bekleme müziği,

1 2 dakika falan geçti, kapatacaktım artık sinirlenmiştim ki o esnada ses geldi avizenin öbür tarafından,

YAĞMUR:  ALOOOOO 
(o kadar içten bir aloo sesiydi ki belli ki kimin aradığını söylemişler,

4 5 saniye duraksadım, deli gibi aşık olduğum kızın sesini tanıyamadım, yaşananlardan dolayı bellek geçmişte ki hayatı siliyor kafanızdan demiştim ya, bunun dememde ki en büyük sebep buydu, 

tanımamıştım yağmurun sesini, başka birisi sandım, annesi sandım, hemşire sandım, tereddütte kaldım, acaba yağmur mu diye?

BARIŞ : ALO 
(diyebildin sadece)

YAĞMUR : BARIŞ, SEN MİSİN?

şaşkın ve sanki hafızanı kaybetmiş gibi sesiyle yavaş yavaş geçmişte ki hayatım canlanıyordu, ama öyle kolay değil elbette kıvrana kıvrana yavaş yavaş,

dolayısıyla barış sen misin? sorusuna sadece,

BARIŞ : EVET,

diyebildim, 

hala sesini anlamaya tanımlamaya çalışıyordum beyler, deli gibi sevdiğim insanın sesini tanıyamamak nasıl bişeydir? anlatmam kelimeler için yetersiz kalır. 

sonra sessizlik oldu, koptu hat sandım, ama o can alıcı lafıyla kendime geldim?

YAĞMUR : ALOOOO ASTEĞMEN ÖLDÜN MÜ SES VERSENE YAĞMUR BEEEN ALOOO 
(ardından gelen gülücükler)

kendime geldim bu laflarından sonra bende gülmeye başladım beyler gözlerim dolarak,

BARIŞ : YAĞMUR SEN MİSİN?

YAĞMUR : HERALDE BENİM YOKSA YANLIŞLIKLA MI ARADIN BENİ, BAŞKA BİRİSİNİ Mİ ARIYACAKTIN EŞEK

kendime geliyordum, o askerden önce ki eski halime,

bende gülerek ve gözlerimden yaşlar akarak konuşuyordum beyler, vay amk o anı yaşıyor gibiyim.

BARIŞ: YOK BEE SENİ ARADIM SESİN KESİK KESİK GELDİ ALAMADIM DA SESİNİ,

YAĞMUR : HEE ONA GÖRE YANİ BİLELİMDE, SENİ ÇOK ÖZLEDİM BEN YA NE ZAMAN GELİCEKSİN ARTIK,

karşımda kini teselli edemiyordum artık, net ve kısa cevaplar verebiliyordum artık,

BARIŞ: VAR BİRAZ DAHA YA, AMA MERAK ETME GELİCEM, SEN NASISIN ASIL ONU SÖYLE BANA,

aşkım sevgilim bitanem lafları etmek geride kalmıştı farkındaysanız, diyemiyordum öyle şeyler, çok uzaktı benim için o yaşam tarzı,

YAĞMUR : İYİYİM BEN AŞKIM, MERAK ETME, HASTANEDE KALIYORUM AMA İYİYE GİDİYOR HERŞEY 
(saçlarını kesmişler dökülüyormuş kesilmesini istemiş, bana söylemiyor tabii)

YAĞMUR : ASIL SEN NASISIN AŞKIM DURUMUN NASI, BİR ŞEYİN VAR MI?

BARIŞ:  YOOO ÇOK İYİYİM BENDE, BİRŞEY OLDUĞU YOK, ÇOK SOĞUK DIŞARI BİLE ÇIKMIYORUM SIKILDIM OTURMAKTAN, 

YAĞMUR :  YALANCI, DOĞRU SÖYLE, YALAN SÖYLEME BANA.

BARIŞ: YOK YA NE YALANI NİYE YALAN SÖYLİYİM?

YAĞMUR :  YALANCISIN İŞTE, HEP YALAN SÖYLÜYOSUN BANA, GİDECEĞİN YERİ BİLE YALAN SÖYLEDİN,

tek diyebildiğim şey şuydu, biraz sessiz bir şekilde,

BARIŞ:  SÖYLEMEDİM..

YAĞMUR :  BARIŞŞŞ SÖYLEDİN, SEN NİYE SESSİZ KONUŞUYOSUN, YANINDA BİRİLERİMİ VAR?

BARIŞ: YOO KİMSE YOOK.

YAĞMUR :  SENİ SEVİYORUM DE O ZAMAN 
(bu kızlar ölüm döşeğinde bile adamı cileden çıkartır beyler=) )

BARIŞ: YA ŞİMDİ NE ALAKASI VAR?

YAĞMUR :  SEN BENİ SEVMİYORSUN, AL İŞTE ÖLİYİM DE KURTILIYIM,

bu lafına çok sinirlenmiştim beyler, kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu, çok kızmıştım,

BARIŞ: SALAK SALAK KONUŞMA YAĞMUR, SİNİR ETME BENİ, BAK VALLA ÖLE DEME,

YAĞMUR : HEMEN SUYUN ÜSTÜNE ÇIKMA ASTEĞMEN, BEN EMİR VERDİĞİN ASKERLERE BENZEMEM YOLARIM SENİ KOPARIRIM O DİLİNİ,

BARIŞ: AMA SENDE ÖLE ŞEYLER DEME,

YAĞMUR : DİCEM, SEN DEMEZSEN DİCEM, ÖLİYİM ÖLİYİM ÖLİYİM ÖLİYİM ÖLİYİM,

BARIŞ: TAMAM TAMAM SENİ SEVİYORUM,

YAĞMUR : NE? ANLAMADIM? NE DEDİN?

BARIŞ: SENİ SEVİYORUM..

YAĞMUR : DUYAMIYORUM? SESLİ SÖYLE.

BARIŞ: YAĞMUR !!!

YAĞMUR :  ÖLÜYORUUUUUUUUUUUUM ÖLDÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜMM.

BARIŞ: YA TAMAM BE SÖYLÜYORUM, 
( o kadar içten söyledim ki anlatamam size) 
BARIŞ: SENİ SEVİYORUM YAĞMUR.

YAĞMUR : BENDE SENİ SEVİYORUM AŞKIM, YANİ ASTEĞMENİM..

(karşılıklı gülücükler) benim gözler yaşlar içinde ama,

biraz daha konuştuk, durumu iyiye gidiyormuş öyle dedi, asıl yalancı o beyler asıl başından beri bana yalan söyleyen o,

konuşmamızın sonunda çok açık ve sert konuştuk, ona şu soruyum sordum,

BARIŞ: SEN ŞİMDİ ÖLECEKMİSİN YAĞMUR?

cevabı daha fena,

YAĞMUR : SEN?

BARIŞ: BEN ÖLMEYECEM,

YAĞMUR : SÖZ MÜ ASTEĞMEN EFENDİ?

BARIŞ: SÖZ VALLA.

YAĞMUR : O ZAMAN BENDE ÖLMEM, HEM BEN ÖLÜRSEM BAŞKASINI BULUCAKSIN DİMİ ASTEĞMEN EFENDİ KIRARIM KAFANI, ÖLMİYECEM MERAK ETME. SEN ÖLMEDEN BEN ÖLMEM.

BARIŞ: SÖZ MÜ? 
(dedim bende)

YAĞMUR : SÖZ AŞKIM SÖZ, SEN GELİNCE BENİ BURADAN ÇIKARTICAKSIN, SENİN GELİP BENİ ALMANI BEKLİYORUM,

BARIŞ: DAYAN SÖZ GELİP ÇIKARICAM SENİ.

yetişemedim, çıkaramadım onu, ömür yetmedi, yenik düştü.. yenik düştük.. ömrümüz yetmedi... bu onunla son konuşmamız oldu,


Müslüm Gürses - Bir Ömür Yetmez ki


Sezen Aksu - Yalnızlık senfonisi


Propaganda Film Müziği - Yanlızlık Senfonisi

günler geçiyordu, bir b*k olduğu yoktu, kar öyle bir çökmüş ki bölgenin üzerine, öyle bir tipi vardı ki dışarıda, canlı hiç bir şey iki adım atamazdı.  biz hariç tabii ki. yollar açıyor, erzak sıkıntısı çeken köylere erzak yetiştirmeye çalışıyorduk, köy ayırt etmeden. sıcak havalarda, terörist ile uğraşıyor, bu tip havalarda doğayla. doğa ana çetin, terörist kim ki onun yanında?

o istemedi mi aş bakalım dağları aşabiliyormusun, geç bakalım geçitlerden geçebiliyormusun. geçmek zorundaydık ancak. orada yanlızsınızdır. siz ve halk. halkın yanında olduğunu söyleyen şerefsizler havalardan ötürü yoktu ortalıkta. bize küfür eden taş atan çocukların evlerine erzak g*türüyorduk, ısınmak için malzeme hatta soba bile. sobalarını bile kurduğumuzu bilirim. tabi sobaları olmayan ya da sızıntı yapan sobaları olan evlere.

yollarını açıyorduk. ama nafile, biz açıyorduk doğa ana bir gün içerisinde gene kapatıyordu. biz halk ve doğa başbaşaydık. başka da bir b*k yoktu. bir gün kötü bir haber geldi. hakkaride çığ düşmüştü köye erzak g*türen timlerin üzerine. ölümler bitmiyordu ki. asker için ölüm çok çeşitlidir orada derlerdi. hakikaten doğruydu.

çığ düşmüş timin yardımına gitmişti helikopterlerle askerler. 

9 askerimizi alıp götürmüştü kör olasıca kar. 

şehitlerimizi o tipide 13 saatte varan bir çalışma sonucu çıkarabilmişlerdi. ardından 9 şehidimizi taşımak üzere helikopter geldi ve bizim oraya cizre ye götürdü. tekrar dönmek zorundaydı, bölgede çalışan timleri almak için helikopter. döndü o hava şartlarına rağmen. dönerken askere yardıma gelen köylüye erzaklar getirdi. o helikopter pilotu orada ki askeri aldı geri götürmek için o şartlarda havalandı. vertigoya yakalanan helikopter bir daha düştü. 

7 şehit. 

doğa ana bizden o gün 16 şehit aldı. kimden soracaksınız hesabını?

kime isyan edeceksiniz?

cizreye getiriyordu o askerleride. şırnak ta düştü cudi nin hakkariye bakan sırtlarına. şerefsizler gelip helikopterde ki şehitlerimizi alıp götürebilirdi. yaralılarımız vardı. onlara acil yardım gerekiyordu. hemen hazırlandık, helikopterimizin düştüğü yeri tespit ettik, ardından harekete geçtik. bir helikopterin uçması imkansızdı o hava şartlarında. 

yürüyerek bölgeye gitmek zorundaydık. en ufak mırın kırın eden yoktu. şehitlerimizi almaya gidecektik, yaralı arkadaşlarımızı alacaktık. timimden kimse mırın kırın etmedi. eden olursa orada azını yüzünü s*kerdim orada zaten. kimsenin de aklından geçmediğine eminim. hepsi anadolu çocuğu, şehit nedir hepimizden daha iyi biliyorlar.

''şehidimiz var'' 

''şehidimizi almaya gidiyoruz''

dedin mi, iş biter. tek bir itiraz duymazsınız. değil -20 -200 dahi olsa, öleceklerinden emin dahi olsalar. çıkarlar yola.

çıktık bizde,

yolun belli bir kısmını araçlarla aldık, 3 tim, 40 50 kişi kadardık.

ardından indik araçlardan. tırmanmaya başladık, akşam üstü 5 i geçiyor saat. kim bilir kaç saat sürecek yürüyüş. zaten normal hava koşullarında 6 7 saat süren yol o hava koşullarında 20 saate kadar çıkabilir. bize 3 günlük kumanya vermelerinden anladık zaten.


Neşet ERTAŞ - Karlı Dağlar

gözlerimiz hariç her yerimizi sardık. her yerde kar var. baktığınız her yer bembeyaz. yön duygunuzu kaybedip yuvarlanmanız an meselesi.

bol bol silahlarımıza ayaklarımıza, bakmalarını söyledim time, farklı bir renk bir nebzede olsa yön duygumuzu geri getirebilirdi.

yürdükçe yürüdük, etrafımızda karların aralarından çıkmış kayaların sivri uçlarından başka bir şey yoktu. bütün dağ karla kaplanmış.

karlı dağ geçit vermiyordu. ama şehidlerimize ulaşmamızı kimse engelleyemez beyler. o motivasyonu size anlatamam. 

bu bir operasyon değil, bir arama tarama faaliyeti değil, bir kurtarma operasyonuda değil, şehitlerimizi almaya gidiyoruz. daha öte birşey var mı? orada bırakacak değiliz. bırakacağımıza öldürün bizi daha iyi.

başka bir bölgeden de piyade komandolar tırmanıyordu bölgeye doğru.

üstümüze inanılmaz bir tipi yağıyordu. 

olur ya dağa çıkarken bir kayanın üstüne tırmanmak zorunda kalırız diye, iplerimiz vardı.

emir verdim ipleri belimize bağlayın diye.

bu tipiden dolayı göz gözü görmüyordu. hava kararacaktı. daha kötü olacaktı görüş açısı

belimize bağlayarak birbirimizi bağladık askerlerimle. ve bütün bir kol şeklinde.

olur ya kayboluruz. görüş açımızı yitiririz. biri bir yerden yuvarlanıp düşer. bunları engellemek için.

manevra kabiliyetimiz sıfır. 

biri çıksa bizi bixiyle tarasa. hiç bir şansımız yok.

gerçi onu yapabilecek kimsede yok o havada.

hava karardı. iyice karanlık başladı. allahtan kamufulajlarımız kış kamufulajı. üşümüyor değiliz üşüyoruz ama. donmamızı engelliyor.

karda yürürken 2 kat daha fazla yoruluyorsunuz. nefes alıp vermeniz zorlaşıyor.

akşam 10 a kadar yürüdük. 

mecburen dinlenmemiz gerekti.

her yer bembeyaz birşey görmek mümkün değil.

belki bir adım önünüz uçurum. 

iple bağlanmış vaziyette gidiyoruz.

dinlenicez ama uyumıyacaz yanlış anlamayın.

uyku tulumuna girip matı açıp uyuduğunuz anda. uyanıp tulumdan çıkar çıkmaz ölürsünüz. mat sizi ısıtır ama o denli hava değişikliği kan pompalamasında sıkıntı yaratır ve kalbiniz durur.

öbür türlü de uykuya izin yok. donarsınız. 

o karanlıkta biraz olsun ısınmak için sigara yaktırdım askere. tabi izin alarak komutanımdan. 

sigara içmeyen asker 1 ya da 2 tane zaten. onlarda o gece mecburen başladı. 

azda olsa ısınalım diye. 

su içeceksiniz su donmuş. 

her timde bir asker termos taşıyor. 

sıcak çay ve su var içinde.

çay içiyoruz.

kaynamış çay amk. elimiz dahi hissetmiyor sıcağı. o kaynar çayı fondip yapsanız yanmazsınız. zaten 2. yudumda soğuyor s*ktiğimin şeyi.

çayımızı içiyoruz. kaynamış suyu içiyoruz.

ama çok içmek yok. yasak. kaç gün kalacağız bilmiyoruz. mahsur bile kalabiliriz. o kumanya bize yetmek zorunda. 3 günlü kumanyamız var biz 6 gün yetecek şekilde kullanma konusunda eğitim almışız. ama askerede izin vermemiz söz konusu değil. hayır birşey değil açlıktan ölürüz.

susuyoruz su içecez su donmuş beyler. susuzluğunuzu sıcak suyla gidermeyi denediniz mi? allah bu durumu göstermesin.

sussuzluğunuz daha da artıyor.

bilenler bilecektir. 

intikal esnasında istesiğiniz zaman osuramazsınız. onun bile bir zamanı vardır.

bu intikalde herşey serbestti. tek yasak uyumak.

uyumak ve kumanyadan günlük istikakından fazla yemek.

fazla dinlenmenizde söz konusu değil. 1 saat oturursunuz. o soğukta. bir daha hareket ettirecek bir bacağınız olmayabilir. donar.

her zaman hareket ve kanın damarda hareketi.

önemli olan bu.

tekrar kalktık yürümeye başladık.

durmadan sigara yakıyorum.

yakarken çakmağımızdan çıkan ateş azıcıkta olsa elimin küçük bir yerini ısıtması için. 

kıyafetlerimiz çok iyi. üşüyoruz ama donmuyoruz. önemli olan bu.

yürüyoruz devamlı.

beyaz. 

ölüm beyazı.

ayaklarınızı her attığınızda boşluğa gelmesin diye dua ediyorsunuz. 

asıl en büyük korku çığ düşmesi üzerimize. 

sırf bir şerefsiz çıkıp ateş edebilir, tepemize çığ düşsün diye.

allah korusun bir çatışma çıksa ateş edilse tepemize inecek çığ. 

ses bile çıkaramıyoruz. hızlı yürüyemiyoruz, 

sadece yürüyoruz.

her yer bembeyaz beyler. boşlukta hissediyormusunuz diye soruyorum arada çocuklara.

hisseden varsa. direk durduruyorum timi, yanına gidiyoruz, kendine gelmesini sağlıyoruz. 

uçuyormuşum gibi oluyor komutanım diyor çocuk.

sanki boşlukta yürüyormuş gibi.

1 dakika içinde kendine getiriyoruz.

geniş bir yürüyüş kolunda hiç askerinin elinden tutup intikal yapan komutanlar duydunuz mu?

ben çok duydum. bizzat sedat ın elinden tutup yürüttüm. kış ayında intikal yapan timlerde bir çok komutan da bunu yaptı.

elinden tuttum koluna girdim sedatın kendine gelene kadar öyle yürüdük. keza duracak onun kendine gelmesini bekleyecek kadar vaktimiz yoktu.

akşam üstü 5 5 buçuk gibi başlayan intikalimiz yarın sabah öğlen 11 12 ye kadar sürdü.

20 den fazla 5 er dakikalık istirahatker vererek.

hava aydınlanmıştı, kar durmuştu. akşama nazaran daha rahat bir yürüyüş yapıyorduk.

helikopterin düştüğü bölgeye geldiğimizde, ortada helikopter diye birşey yoktu.

bizden bir 20 dakika sonra diğer bölgeden gelen piyade komandolarda bölgeye ulaştı.

gruptaki dedektörler yardımıyla etrafı aramaya başladık.

10 15 dakika içerisinde dedektörlerin yardımıyla helikopteri bulduk,

helikopterin düştüğü bölgeyi mevzi kazmak için kullandığımız küreklerle kazmaya başladık,


Tekbir - Erkan Oğur

önce kuyruğu çıkmaya başladı ortaya, 

heyecanlandık, 

rütbe farketmeksizin, hepimiz bir olmuş şehit kardeşlerimizi çıkartmaya çalışıyorduk, sonra kuyruktaki türk bayrağı çıktı donmuş, piyade komandolardan biri üzerinde ki donmuş parçayı silmeye başladığını gördüm arkasından bayrağa bir öpücük kondurduğunu.

kara kuvvetleri yazısıyla arkasından jandarma yazısı çıktı,

bir şehidimize ulaştık,

arkasından bir tanesine daha, 

bir tanesine daha, gözlerinin bir tanesi açık, şehit olmuşlar ardından bedenleri donmuş.

bir tane daha,

bir tane daha,


bir tane daha,

bir tane daha çıkardık,

ilk etapta 7 şehitdimiz ve bir o kadar yaralımız vardı. 

yaralı askerimizde şehadet şerbetinden içmişti. 13 şehit çıkardık.

hava güzeldi bir helikopter gelmek zorundaydı. gelecekti. bu herhangi bir operasyon değil, bir kurtarla olayı değil, arama tarama değil. şehit bu şehit başka bir şeye benzemez.

gelecekti helikopter.

gelene kadar dua ettik başında. daha çok dua bilen asker durmadan dua ediyordu.

helikopterler geldi 2 tane. arkadan bütün şehitlerimizi çok dikkat ederek helikopterlere koyduk. çok dikkat ederek canları yanmasın diye.

gönderdik şehitlerimizi. 

bizi almaya gelecek helikopteri beklerken şu haber aldık. helikopter enkazı için başka bir yerden nato dan bir helikopter gelecekmiş.

o gelip enkazı kaldıracakmış. bizde bulunmuyormuş.

bu yüzden orada beklememiz gerekiyormuş. 

2 gün bekledik. enkazın kaldırılması için. 2 gün sonunda kaldırıldı enkaz. olur ya bu süreç içerisinde gelip zarar vermesinler diye.

kim gelecekse amk o havada.

sırtlarlara 2 tim daha getirilikdi, 3 günlük artı kumanya daha verildi. 2 gün denildi 6 gün bekledik, nato helikopterini getirecek ispanyol pilot bir türlü inemedi oraya.

hava biraz düzelince geldiler enkazı kaldırıp gittiler. arkasından bizide aldırlar. bizde geriye döndük. 

1996 nın ilk ayları. askerlikten yüzden düşeli çok olmuş, şehit olunan zamanlara girilmiş. 1 aydan daha kısa bir sürem kalmış teskereye. 

17 ay. 

dile kolay. 

17 ay önce doğmuşum sanki. ondan öncesi yokmuş gibi. en başta dediğim gibi. kahramanlıklar öyküsü, bir destan değil bu anlatılanlar. gerçekler. 

yarın, şu an aramızda bulunan bazı arkadaşlarımızın kardeşlerimizin karşılaşacağı şeyler. yıllar önce abilerinizin karşılaştığı şeyler.

unutulmayan hadiseler. 

unutulmaması gereken hadiseler.

bambaşka bir hayat. 

bu insanlar içinizde arkadaşlar. bu olayları yaşayan insanlar hergün yanınızdan geçiyor, belki selam veriyorsunuz yüzüne dikkatli bakmadan. hergün aynı otobüste yolculuk ediyorsunuz bu insanlarla. 

size bir tanesinin adresini vereyimmi.

istanbul da, mecidiyeköy okmeydanı - aksaray yedikule arası otobüslerde yolculuk yapanınız hiç oldu mu?

okmeydanı mecidiyeköy istikametinden aksaray ve yedikule giderken, shell benzin istasyonundan kasımpaşa nın dar bir yoluna girersiniz, daima trafik vardır orada. o yolda bir adam var.

genellikle asker elbisesi giymiş, başında bir miğfer yoldan geçen arabalara kendince yön gösteriyor, elinde bir düdük, geçen jandarma minibüslerine polis arabalarına selam veriyor. ona dalga geçmek için selam veren insanlara hazır kıta durup selam veriyor.

etrafınca ''deli'' olarak adlandırılmış bu adam. sizce neden ''deli''. 

o adam da bu anlattığım şeyleri yaşamış insanlarından bir tanesi. arıyorsunuz ya etrafta. görmüyorsunuz. işte onlardan biri.

bir gün yolunuz düşerse dikkat edin. çoğunlukla oradadır.

hatta biraz dikkat ederseniz, hep bir şeyler mırıldığını farkedeceksiniz. hep aynı şeyleri mırıldanıyor;

Hem okudum hem de yazdım
Yalan dünya senden bezdim oy
Dağlar otağını gezdim
Yitem yavrum bulunur mu

Bak şu kaşa bak şu göze
Yandı yürek döndü köze
Mehmetimi bir top beze
Saran dünya değilmisin

El veriyor el veriyor
Ortadirek bel veriyor
Döndüm baktım sağ yanıma
Mehmetim can veriyor 

mehmet e ağıt bu mısraların ismi,


Cem Karaca - Mehmet'e Ağıt

yaklaşık 8 9 gündür arazideydik, son diye düşünüyordum. çakırsöğüte döndükten sonra artık tezkere alacak asker olacaktım ve bitecekti arazide intikal yapmak veya operasyonlar.

gün sayabilirdim yağmuruma kavuşmak için.

son bir kaç haftadır pekde iyi olmayan haberler alıyordum. yağmura ulaşmak imkansız olmuştu. ne zaman hastaneyi arasam ya hemşire müsait olmadığını söylüyor veyahut annesi çıkıyor uyuduğunu söylüyordu beyler.

annemde oğlum merak etme, herşeye hazırlıklı olmak lazım, hem senin hem onun için. az kaldı zaten. sen kendine dikkat et sen iyi olursan oda iyi olur falan diye birşeyler söylüyordu.

akl-i selim düşününce durumun vehametini anlayabiliyorum şimdi beyler ama o zaman kötü şey getirmiyorsunuz aklınıza. 

tek düşündüğüm, benim iyi olmam gerektiğiydi. o kadar. bana bişey olmazsa ona da bişey olmayacaktı.

aylardır bölgedeydik askerlerimle. onca şey yaşamıştık, k.ırak a bile girmiştik defalarca. bişey olmamıştı.

inanırmısınız aramızda dalga bile geçer olmuştuk azraille.

bizi kesin unuttu amk,

bizi teğet geçti,

azrail bile illallah etti bizden hey yavrum hey,

gibi dalga geçip gülüşüyorduk.

biz ne bilelim, bizim için pusuya yatanın azrailin ta kendisi olduğunu. 

son arazi arama tarama görevimiz, yavaş yavaş kış bittiği için, yaz tertiplenmesi boyunca sınır jandarma timlerinin bölgeleri arasında intikal yaparak geçiriyorduk.

özellikle ortaklar kureyşin arasına kadar gidiyor, ırak topraklarına 1 km kadar girip tekrar hat boyunca düğün dağına dönüyorduk. düğün dağında ise çeşitli mevkiilerinde (arazinin uyumuna göre) istirahat edip tekrar aynı hat boyunca yola koyuluyorduk. yaklaşık  7 6 kol halinde 300 e yakın komando olarak intikal yapıp arama tarama görevimizi yerine getiriyorduk.

herşey gayet normaldi. yani o bölgenin durumuna yaşadıklarımıza göre normal. yoksa günde 12 13 saat yürümek normal olabilir mi? olabileceklere bizim beklentimize göre normaldi.

taki o *mına kodumun gecesine kadar.

düğün dağından, habur 2 sınır karakoluna doğru intikal için son hazırlıklarımızı yaparken, yemişli dağdibi ve gülyazı bölgesinden istihparat geldi.

bölgede kalabalık bir militan grubu görüldüğü, ve beytüşşebap-bestler bölgelerine doğru gittiği en yakın birliklerin de bölgeye derhal hareket etmesi gerektiği çağrısını aldık tabi şifreli ve doğru kodlarla.

sınırda bulunan bizler, beytüşşebapta bulunan uzungeçit mevkiinde ki komando birlikleri hatta siirtten de bestler bölgesine timler kaydırılıp bir kıskaç harekatı yapılacağı söylendi.

bu unsura en yakın grup bizdik,

hazırlıklarımızı daha hızlı tamamlayarak yola çıktı.

arazi hakkari ye yakın bir bölge olduğundan en taktan arazi beyler. bir karış düz yer yok diyebilirim.

biz zaten tam sınır taşlarının olduğu bir bölgedeyiz, düğün dağının kuzaye bakan sırtları türkiye, güneye bakan sırtlarıda ırak. biz tam tepe noktalarında bulunuyorduk.

hemen tarlaş mezrasına inip oradan, gülyazıya geçmek için tempolu (artık o arazide ne kadar tempolu derseniz) intikal yapmaya başladık.

telsizlerimizde an be an, şifreli olarak tabii istihparat raporları geliyordu.

tahmin ettiğim kadarıyla bunlar köylere uğraya uğraya gidiyorlardı yoksa tek tek bu şekilde bir istihparat vermek mümkün değil. dağlarda kamera yok ki amk.

işte yaban domuzları şuralarda. işte tugayda hareketlilik var, önemli misafirlerimiz yoldalar ilerliyorlar falan filan gibi telsizden devamlı birliklerin başında ki bölük komutanlarına anonslar geçiyordu.

fakat özellikle telsizde hareketlilik olmasın diye kesik kesik anonslar çekiliyordu. zaten bizden telsizleri kapatmamız istendi. olurda bazı mallar (mesela ben=) ) mandalı açık unutur ne yaptığımız yayılır diye.

yanımızda korucular da vardı, zaten devamlı aynı yoldan intikal yaptığımız için yolun güvenliği konusunda bir tereddütümüz olmadığından tarla mezrasına 1 1 buçuk saatte varmıştık, ortasu köyüne varmamızda uzun sürmedi, ancak köye girmeden hatta mümkün olduğunca köy ahalisine gözükmeden gülyazı mevkiine doğru hareket ettik. zaten karanlık iyice bastırldığı için bu konuda pek sıkıntı çektiğimiz söylenemezdi.

işte bu intikalde mesela sigara içilmesi yasaktı. öyle gelecek bir kanascı vuracak falan değil işte amk. yer belli olmasın manevra yapan birlik iz bırakmasın diye.

yanlız normal seyirden bir anda değişti,

acilen yemişci köyüydü sanırım (ki bu köyde ki müstakil evlerin arazilerinin bir kısmı ırak sınırı içerisindedir iç içe geçmiş bir yer yani) oraya gitmemiz gerektiği söylendi nedenini dağdibi mevkkinde tespit edilmiş bir takım unsur o bölgede ki uzungeçit in hemen yanında ki penaper dağının tepesine doğru hareket ettiği söylendi.

bizde yemişci bölgesinden o dağa doğru tırmanıp önlerini keseceğiz. amacımız bu.

akşam sanıyorum saat 9 10 gibi biz yemişci (yemişli de olabilir) bölgesinden bu penaper dağına tırmanmaya başladık.

bir dere yatağından yukarı doğru yol aldık, belli bir mesefe boyunca, bölgede ki sınır jandarma timlerinin kurmuş olduğu mevziler vardı. ancak bir süre yol aldıktan sonra bunları geride bıraktık. her türlü saldırıya açık bir iki tarafı tepe olan bir dere yatağından yol alınca, mecburen öncü timler seçildi. önden gidip yol güvenliğini sağlayacak, arkadan birlik geçecek ve geri gel emriyle öncü birlikte tekrar birliğe dahil olacak.

tabi o g*tveren üsteğmen o gece hep ben ve timimi öncü tim yaptı.


Erkan Oğur - Dağlar

o zamana kadar bestler, cudi, küpeli ve namaz dağlarında intikal yaptım, ama o gece çok farklıydı beyler. içime doğdu heralde. tırmanırken o dağ beni boğuyormuş gibi hissediyordum resmen. içimde çok b*ktan bir his vardı. hemen arkamda erdinç timin en arkasında uzmanım vardı. bahadır da arkalarda bir yerde.

üstümüze öyle bir çökmüştü ki o dağ, sanki üstümüzü örtecekmiş gibime geliyordu.

gece 11 12 ye kadar devamlı öncü tim biz olduk.

en önden gidip, güvenli olduğunu söyledikten sonra birlik gelip geçiyor arkadan üsteğmenin gelin emrini bekliyorduk.

her defasında ki bana stresten öyle geliyor olabilir, daha geç gelin emri veriyordu sanki. bir türlü telsizden gelmemizi söylemiyordu. zaman akmıyordu amk.

artık ben, telsizden anons çekiyordum

+ KOMUTANIM GELELLİM Mİ?

+ KOMUTANIM HAZIRSANIZ ÇEKİN BİZİ

diye.

ama her defasında daha bir bekliyormuş gibime geliyordu *mına kodumun yerinde.

dağ dibi bölgesine bakan sanırım 260 lı bi tepeydi, oraya geldiğimizde bitmiş vaziyetteydim, yorgunluktan değil, delirecektim. resmen. içimde öyle bir his vardı ki, kalbim duracakmış gibi hissediyordum, miğdem büzülüyordu sanki.

sigara içmek istiyordum deli gibi,

devamlı aklıma benim ölümüm değil, yavuz abi gelmeye başladı ve nedensizce yağmurun ölümü gelmeye başladı.

dağdibi bölgesine bakan tepelere vardık ancak bir b*k yoktu.


bu sefer penaper dağının en zirve noktasına kadar tırmanmamız gerektiği söyledi, ben hayatımda bu kadar s çizerek yürüdüğümü hatırlamıyorum lan. sanki olduğumuz yerde yuvarlak çiziyoduk amk.

kafayı yiyecektim resmen. kendimi bacağımdan vurmayı bile düşündüm diye bilirim.


Sami Özer - Merhaba Bahri - Mücrimim Biçareyim

devamlı öncü tim olarak en önden biz gidiyorduk ve ardık bizi hakikaten geç çekmeye başladığını farkettim, devamlı

+ KOMUTANIM BİZİ ÇEK BURADAN KOMUTANIM ÇEKİN BİZİ

diye anons geçiyordum, dağın önemli bir kısmını tırmanmıştık, fazla birşey kalmamıştı, yani saat 3 gibi falandı, bir kaç saat içerisinde bölgenin en tepe noktasına ulaşacaktık,

saat 3 gibi işte amk, yolun çatallaştığı bir yere geldik, kayalık bir tepenin üstüne çıkmamız ve bölgenin hakim tepesine mevzilenmemizi istedi bizim, öncü tim olarak oraya çıkacaktık ve birlik geçene kadar orada mevzilenip güvenliğini daha doğrusu sağ tarafının korumasını yapacaktık, bizle beraber sol taraftaki tepenin sırtlarına bir tim daha gönderdi,

içim içimi yiyo amk şunları yazarken.

biz çıktık o tepeye, mevzilendik, sol tarafımız 15 20 metrelik bir kayalık boşluk var, sağ tarafımızda bir sırt var.
biz tam o arada kaldık orada mevzilendik, sol tarafımız boşluk bir kaya silsilesi olduğu için oradan herhangi bir sıkıntı gelmez, biz tepeden yolu görüyoruz zaten, oradan geçti gitti bizim birlik,

15 dakika geçti,

+ KOMUTANIM ÇEKİN BİZİ DEDİM

, ses gelmedi

+ KOMUTANIM HADİ ÇEKİN BİZİ DEDİM,

- BEKLE

dedi,

erdinçe dedim ki

+ SEN SİLAHI AÇ KIPIRDAYAN NE VARSA VUR,

içim  içimi yemeye başladı, nefes alamıyodum,

yarım saat boyunca

+ HADİ ÇEKİN BİZİ BURADAN

falan diyorum ve sesim yükseldi, benim o halimi gören takım da tedirgin oldu çalı kıpırdasa ateş edicez, dedim

+ HEPİNİZ KIPIRDAYAN BİŞEY OLURS VURUN SERBEST,

ki yanlışlıkla ateş etseler yerimiz belli olsa operasyonun içine sıçılır ve benim askerliğim yanar. ama stresten artık dişlerimi sıkıyorum çenem ağrıyor, hava soğuk değil elim ayağım titriyor çok kötü his var içimde,

erdinç in yanındaydım, dedim

+ KOMUTANIM ÇOK KÖTÜ BİR HİS VAR ÇEKİN BİZİ ARTIK...

derken kayalığın yanına gidip aşaya bakmak istedim bizimkiler nerede diye,

+ KOMUTANIM, NE OLUR ÇEKİN ARTIK BİZİ BURADAN

diyip daha tam ayağa kalkmamışken..

erdinç şehit oldu,

dizimin üzerinde çöktüm, üzerimize onlarca izli mermi gelmeye başladı,

bizimkiler çığlık atmaya başladılar.

selim vardı, bağıra bağıra çığlık ata ata kelime-i şaadet getirmeye başladı,

bu dediğim hadise 7 8 saniyelik olay. erdinç in kafasının yere sert bir şekilde vurduğunu gördüm, etrafına mermiler düşmeye başladı ben 1 2 saniye orada olsam şu anda bunları yazıyor olamayacaktım,

tamamen bilinçsiz bir şekilde ayağa kalkıp mevzi arama için ayaklarım burkula burkula koşturmaya başladım, etrafıma mermiler düşüyordu, izli mermiler geçiyordu heryerden, ben tabi kayalık bölgenin olduğunu unuttuğum için oradan aşağıya yuvarlandım, uzmanımın sesini hatırlıyorum sadece, komutanım diye,

ayağım boşuğa düşünce kayarak düşmeye başladım kafamı sağ tarafını vurdum dik bir açıyla topuğumu taşa sapladım, ayağım bir anda sımsıcak oldu, sağ kulağım ıslandığını hissettim,

bir iki dakika falan hatırlamıyorum, sonra süründüm biraz kafamı basket topu büyüklüğünde belki biraz daha büyük bir kayanın oraya soktum ki kafamdan tek geçen şey şuydu kafamdan vurulmıyım, bayılıyorum ayılıyorum çığlıklar falan geliyor, tepede bize ateş ettikleri yerden adamları net gördüm, net gördüm ama uzaktan, tepede oldukları için gökyüzüne yansıyan kısımlarını seçiyordum, bana ateş ettiklerini beni gördüklerini net bir şekilde hatırlıyorum, bizim takım aydınlatma fişeği atmaya başladı,

omuzlarımın yanına ateş gelmeye mermi düşmeye başladı,

sağ kulağımı tuttum bir ara kanadığını görünce kafamdan isabet aldım sandım. vuruldum sandım. bayıldım sonra tekrar ayıldım. telsiz çayır çayır yanıyordu, utanmıyorum bundan. bağıra bağıra bahadıra falan,

+ KURTARIN BENİ BURADAN,

üsteğmenin yanında hakan teğmen vardı,

+ HAKAN ABİ YALVARIYORUM ABİ KURTARIN BİZİ, ABİ ÖLÜCEZ ABİ NE OLUR ALIN BİZİ BURADAN. ABİ ÖLÜYORUZ ABİ KURTARIN

diye feryat figan bağırmaya başladım. tabi bizimkiler tepemde kafalarını kaldıramıyorlar.

kimse gelemedi o gece.


Altin Hizma - Ruhi Su


ben tamamen kan kaybından bilincimi kaybettim, o kadar b*ktan bir çukura düşmüşüm ki, sabaha karşı beytüşşebap uzungeçitte gelen tim bunların arkalarından geldiği için saldırıyı kesip kaçmışlar 8 tane leş bırakmışlar, benim timi çekmişler, benim uzman 2 şehidimiz var demiş, erdinç ve beni söylemiş,

beni oradan o çukurdan inip alamadılar, ve bu şehit olduğum haberi tugaya verilmiş, haber gittikten sonra benim ölmediği yaralı olduğunu anladılar, benim timi çoktan tugaya g*türmüşler, şehit durmaz çünkü orada, erdinç i ve timi çekmişler oradan. üzerimize bütün cephanelerini göndermişler. bir ara sırt üstü döndüğümü kelime-i şaadet getirdiğimi hatırlıyorum öleceğimiz ve yağmurunda öldüğünü düşünmüştüm huzurlu gidiyordum. ama mukatterad işte. ölemedik,

o gece de yağmur çok ağırlaşmış, çok kötü olmuş iki üç kere acil müdahale etmişler, artık kesin ölecek diyorlar, bir ara kendine gelmiş ne alakaysa sapancaya gitmek istemiş,

hiç gitmemişti oraya. bahsi bile geçmemişti,

o sırada haberlerden geçmeye başlıyor şırnakta şehitlerimiz var bir çok yerde çatışma çıkmıştı o gece 8 9 şehit vardı. isim vermemişler,

annem huylanmış yağmurda duymuş yalvarmış son isteğim falan demiş arayın orayı.

aramışlar bizim tugayı bir kaç seferde düşürmüşler,

bütün aileler arıyor çünkü,

telsizde kim varsa beddua etmek istemiyorum ama, anneme şunu diyor barış asteğmenin timi döndü iki şehitleri var bir şehidi getirdiler, ama barış asteğmen dönmedi,

olacağı varmış, diyeceği varmış demek ki.

annem çığlık çığlığa bağırıp feryat figan yığılmış odanın ortasında yağmurun gözlerinin önünde.

tabi konuyu tam bilmediği için yağmur annesi şehid olduğumu sandılar. gerçi ben o gece şehit olmam lazımdı. olmalıydım.

yağmurun zaten bitmek üzere olan vücudu anında iflas ediyor o görüntü karşısında. o gece yağmurum vefat etti.

beni aldılar, 2 gün sonra yaşadığımı öğreniyorlar. ben diyabakıra getirildim, bir helikopterle giderken hatırlıyorum bir sedyede giderken yüzüme çarpan hastane koridorunun tavan florasanlarını.

bir ara kendime geldim, yağmurla yavuz abi camın dışından bana bakıyorlardı. bu anı hiç unutmuyorum. yüzleri donuktu. mimik yok. bana bakıyorlardı. hayal meyal erdinçle konuştuğumu hatırlıyorum. yağmur canım dışında hep oradaydı.

dedim ben yağmur öldü galiba.

10 gün hastanede kaldım, iç kanama şüphesi olmuş düşünce ayağım çok kötü olunca acıdan duramam diye devamlı uyutuluyorum. hep yağmur yanımda ama hep.

dedim öldü yağmurum. ölmek için can attım can. ölmek istedim. ölemedik, kenan komutan varya videosu. onun sonu bana çok acı gelir. diyor ki
+ O ÖLDÜ BU ÖLDÜ BİZ HALA YAŞIYORUZ

kendimi düşünürüm hep.

ben ölemedim,

YAĞMUR ÖLDÜ,

YAVUZ ABİM ÖLDÜ,

İBRAHİM KOMUTANIM ÖLDÜ,

SEZAİ ONBAŞI ÖLDÜ,

ERDİNÇ ÖLDÜ,

BEN ÖLEMEDİM.

DİYARBAKIRDAN BİR DAHA DÖNMEDİM ŞIRNAK A.

EVE GÖNDERDİLER,

3 ay odamdan dışarı çıkmadın, annemle konuşmadım, kimseyle konuşmadım,

intihar etmeyi düşündüm, ama yağmur bana mektup bırakmış annem ve kardeşim sana emanet. küfür bile ettim yağmura ölemiyorum çünkü.

bir sabah balkonda uyandım, akşam kendimde olmadan balkona gidip yatmışım, helikopter sesi her geldiğinde kafamı duvarlara vurdum.

rüyalarımda hep yağmuru gördüm, o yüzden uyanmak istemedim.

3 ay sonra bahadır geldi. beni aldı dışarı çıktık, biraz konuştum, çiğdem geldi yağmurun arkadaşı dershaneden onunla konuştum. bahadırla beni babam tatile g*türdü, öğlen uyurken odanın sehpasında olan çakmağa güneş yansıdığı için patladı ben kendimi oradan oraya atıp bağırırken buldum,

yağmur her gece rüyama girdi, erdinç girdi, yavuz abi girdi,

hep yüksek tepelerde kalmak istedim, yere inmek istemedim,

kalabalık yerlerden kaçtım, sokaklarda duvar dibinden yürüdüm,

yağmur hep kulağıma bişeyler söylüyordu.

ölemedik işte amk.

sonra çiğdemle bahadır birlikte olmaya başladılar evlendiler,

beni yağmurun annesi kendime getirdi. direndim, yağmuru her gece rüyamda gördüm uzun yıllar.

öle b*ktan bir hayatım vardı. çok tembeldim başlarda. bişey yapmak istemiyordum. istanbuldan gitmeyi düşündüm. geri dönmeyi şırnak a.

dönemedim, ölemedim. öle yaşadım.

o gece gerçekten benim timim iki şehit verdi, biri erdinç asteğmenim komutanım derdi, biri yağmurum oda asteğmen efendi derdi.

o gece iki canımı şehit ettiler. benimda ölmem lazımdı ama ölemedim, azrail bir yanlışlık yapmıştı o akşam.


hepsi bu.


Kayahan - Yağmur


DİNLEDİĞİNİZ İÇİN EYVALLAH, SAĞOLUN.

Tüm anlatılanlar burada sona eriyor. Mekanın Cennet olsun Yağmur yenge :/

Ve sonrası..

BÖLÜM 3 - ARDA KALAN (Eklenecek)

18 yorum:

Sinan dedi ki...

Dostum Selam,

Teşekkür ederim emeklerin için. Yeni bölümü de en kısa sürede yüklersen sevinirim. Ayrıca, son kısmı iki kere eklemişsin.

Sinan dedi ki...

Dostum tekrar selam,

Yeni bölümü eklemişsin ama yeni bölüm eklendi yazısını en sona yazmışsın.

Her şey için Astek Barış kadar senin de eline emeğine sağlık.

Görüşmek üzere...

Unknown dedi ki...

AĞLAYARAK OKUDUM KARDEŞLERİM BÜTÜN ŞEHİTLERİMİZE ALLAH RAHMET EYLESİN BU VATAN BİZLER YİĞİT MÜSLÜMAN TÜRKLER VAR OLDUKÇA ALINAMAZ BÖLÜNEMEZ DİRİ KALMAMIZ İÇİN BU SAVAŞ KIYAMETE KADAR BİTMEZ DÜNYA DA ŞER BİZ DE ER TÜKENMEZ

Adsız dedi ki...

bunları anlatan kişi asteğmen olamaz arkadaşlar. iştima nedir? 4 yıllık üniversite mezunu adam bu kadar çok imla ve yazım hatası yapamaz. yengemize üzüldüm her türlü, o ayrı konu.

Unknown dedi ki...

Ulan kit cocuk yil 1995 sen ozaman ne bekliyordun hep dogudan olum haberi oraya giden oluydu anladinmi yasama garantisi yoktu kiz bile vermiyorlardi oglun olcek die sen kalkmis yok bumu vardi yok yazim imla yapamaz adam bir ton olay yasamis sana burda yazim imla muhabbetimi yapicak o odamin yasadogi olayi cogu insan yasayamaz anlatirken bile kim bilir laz kez agladi bu satirlari bize yazarken sevdiklerinin oldugunu anlatirken simdi burda kalkipda sacma sapan yorum yapma kardesim

Adsız dedi ki...

Bu hikayeyi yazan büyük ihtimal bir uzman çavuş ama ezilmeyi gurununa yediremeyip hikayeyi süslemiş ve kendini asteğmen olarak yazmış.
Arkadaşın dediği gibi 4 yıl Üniversite eğitimi alan ve 40 yaşına gelmiş bir muhasebeci bu kadar çok yazım yanlışı yapmaz.
Arkadaş hikayede kendini üstün göstermek istemiş ha bu olayların çoğunun olduğna da pek inanmadım

Unknown dedi ki...

Yeni bolum varmi varsa nasil ulaşa bilirim lutfen soyleyin ne zamandir bekliyorum bakıyorum devamını istiyorum bilen varsa lutfen soylesin veya atsin

Unknown dedi ki...

Arkadaşlar lutfen 3.bolum varmi varsa.lutfen atin ne kadar suredir bekliyorum lutfen atin varmi var deyin.lutfen

Unknown dedi ki...

Ne alakasi var . Adam kac sayfa yazi yazmis ona mi bakacak. Kitap yazmiyor sonucta sozluge yazmis zamaninda. Fazla TAKİLME.

Unknown dedi ki...

Kardesim arda kalani lutfen ekleyin 1 yila yakındır bekliyorum lutfennnnnnnn

Unknown dedi ki...

Baris Astegmen sen de bu vatan ugruna hayatinin en guzel yillarini feda etmis isimsiz kahramanlardan birisin. Diline, yuregine, emegine saglik. Hakkini helal et.

Unknown dedi ki...

Dilinize, gonlunuze saglik. Harika olmus.

Unknown dedi ki...

Gerçek veya değil bilmiyorum ama gerçek bir olaydır muhtemelen bende askere yeni gidecem ve komando olmak istiyorum hikâyenin sonunda ağladım istemsizce belkide evli ve çocuğun olduğu için ağlamışımdır

Adsız dedi ki...

Şırnak Uluderede idik bizde, bunu geç oldu görüp okumam ama olsundu be.

Unknown dedi ki...

Bölüm 3 yok mu?

Can Şahiner dedi ki...

Ayda bir girer bakarın nerden baksan 4 yıla yakın oldu ayda bir kontrol etmem arda kalan bölümü eklemesini ama halen eklenmedi bilen varsa lütfen söylesin bana

Adsız dedi ki...

devamını bulan varmı arkadaşlar?

Adsız dedi ki...

Anlatılanlara hikaye ya da abartı diyenler sanıyorum bedelli asker. O dönemlerde asker olan abilerine bir sorsunlar durumu. Gazete arşivlerine de baksınlar.