18 Temmuz 2010 Pazar

KÜLHANBEYI DEYiMLERİ

külhanbeyi deyimleri

KÜLHANBEYI DEYiMLERİ

Türkçede bulunan deyimlerin bir kısmı da «külhanbeyi deyimleri» dir. Bunlara «külhanbeyi ağzı>, ya da «argo>’ diyenler de vardır. Argo, Türkçe değildir, Fransız dilinin bir özelliğidir. Bu bakımdan «külhanbeyi deyimi» yerine «argo>’ demek doğru değildir.

Eskiden, geceleri fenersiz sokağa çıkmak yasaktı. Yasağa uymayanlardan giymiş ve davranışları bozuk olanlar, kolcular tarafından yakalanır, külhanlara hapsedilirlerdi. Hamam sahipleri, bunlara odun taşıtır, külhan ocaklarını temizletirlerdi. Sabahları evlerine yollanan bu kimselere, kılık kıyatetlerinmn külhanlarda biraz daha kirlenip bozulmalarından dolayı alay yollu «külhanbeyi» denirdi. Sonraları, bazı esnaf çırakları, işsiz-güçsüz serseriler de giyinişleri, konuşmaları, alışkanlıkları bakımından bu adlaanılıroldular. Bunlar, aralarında, kendilerine bir çeşit deyim «Argo>’ adı verilen sözcüklerle külhanbeyi deyimlerini karıştırmamak gerekir:
«Aftos>’, «avanta», «beleş», «bozum’> «cicoz>,
«dıkız», «moruk’> ... gibi.

Külhanbeyi deyimleri ise:

«Aitmiş altıya bağlamak», «ayak yapmak», «ayıp sallamak’>, «beleşe konmak’>, <‘boş vermek», «caka satmak’>, «cartayı çekmek» ... gibi.
uydurmuşlardır. Gerçek deyimle bir ilgileri yoktur. Buna rağmen günlük konuşmalar sırasında kullananlar çoktur.


Eğer sizde bu bilgiyi faydalı buluyorsanız yorum olarak bizlere iletin

Hiç yorum yok: