25 Ocak 2010 Pazartesi

TEKEL İşçisi Nasıl Savunulur?



Radikal gazetesi yazarı Akif Beki, Tekel işçilerini savunacağım derken sapla samanı birbirine karıştıran Baykal için bir yazı yazmıştı. Özetle, İstanbul'daki kutlamalarda harcanan parada Tekel işçilerinin hakkı var diyen Baykal'a Tekel işçileri böyle savunulmaz diyordu yazısında Akif Beki. Ben de bu yazıyı bir adım ileri götüreceğim, ve Tekel işçilerinin nasıl savunulması gerektiğini söyleyeceğim.


Tekel işçilerinin bugünkü mağduriyeti, esas sorunun çok küçük bir parçasıdır. Meselenin özüne inmeden sırf Tekel işçilerini savunmak, paramparça olmuş bir elbisedeki söküklerden birine yama dikmeye benziyor. 

Deniz Baykal, Tekel'i kaç paraya kimlere sattınız diye soracağı yerde, elbisedeki küçük bir söküğe yama dikmeye çalışıyor. Tekel'in özelleştirilmesi, tütün fabrikalarının Amerikan sermayesine devredilmesi, ve bunların sonucu olarak tütün ekemeyen ve üretemeyen bir ülkeye dönüşecek olmamız Baykal'ı pek ilgilendirmiyor. Çünkü bu konular ortalama memleket insanının pek ilgisini çekmiyor, dolayısıyla oy getirisi de yok. Oysa CHP'nin esas üzerine düşen, ülke ekonomisinin her alanda Amerikan sermayesi ve diğer yabancı sermayenin hegamonyası altına girmesinin karşısında durmaktır. Üstelik CHP yıllardır iktidara gelemediği için, bütün bu özelleştirmeler ve peşkeşlerde parmağı yok. Gerçi fırsat bulsalardı onlar da aynı şeyleri yapacaklardı, bunda kuşkum da yok ama neticede bu fırsatı bulamadıkları için de olsa, CHP'nin bugünkü tablodaki payı yalnızca olan bitene seyirci kalmakla sınırlı. Kimse çıkıp da "siz de şunu sattınız" diyemez. Bu ironik fırsatı nasıl değerlendirmiyorlar, bu ayrıntıyı nasıl siyasi bir çıkar haline getirmiyorlar anlayamıyorum...


Tekrar eylemci Tekel işçilerinin durumuna dönelim:


Bu işçilerin ortalama giydirilmiş ücreti 3000 TL'nin üzerinde. Dolayısıyla, fabrikaları çalıştığı dönemde emeklerinin karşılığını hakkıyla almışlardır. Bu, Türkiye'de öyle her işçi kesime nasip olacak bir durum değil. İki yıldan beridir de hiçbir iş yapmadan aynı maaşları almaya devam etmekteler. Değil iki yıl, 10 yıl böyle devam etse hiç seslerini çıkarmayacaklar, memlekette asgari ücretle iş bulabilmek için çırpınan milyonlarca insan varken oturdukları yerden bu yüksek maaşları ceplerine indirmekten hiçbir rahatsızlık duymayacaklardı. Şimdi başlarına gelen ise, koşullarının ülke ortalaması düzeyine gerilemesinden ibarettir. Bu işçilerin her biri ortalama 40 bin TL civarındaki tazminatlarını alarak, eğitim durumlarına göre 770 ile 950 TL maaşlarla yeni işlerine geçebileceklerdir. Yani, hiçbiri gerçek anlamda mağdur olmayacak. Hiçbirinin koşulu, bu memleketteki esas mağdurların koşullarıyla bir olmayacak. Üstelik bu işçilerin çoğunun zamanında torpil marifetiyle Tekel işçisi olabildikleri de bilinen bir gerçek...


Burada yapılması gereken, işçisi emeğinin karşılığını hakkıyla alan bir kurum olan Tekel yıllar içinde nasıl tasfiye edilmiş, tütün fabrikaları Amerikan sermayesine nasıl peşkeş çekilmiş, ve memleketteki diğer milyonlarca işçinin koşulları neden Tekel işçilerinin yıllardır sahip olduğu koşullara denk değil, bunların hesabını sormak. Oysa CHP ve diğer popülist-işlevsiz-sözde solcular bu Tekel işçilerinin koşullarının ülke normalleri seviyesine gerilemesinin derdine düşmüş. Yani bu işçilerin koşulları yeniden eski durumuna getirilse sanki bütün sorun çözülecekmiş gibi...


Herneyse, blog sayfam gittikçe Tekel işçilerinin eylemine karşı yayın yapan bir sayfaya dönüşmeye başladı. Fakat söylemem gereken laflarım vardı, ve sanırım söyleyebileceğim herşeyi söyledim. Bu yazıyı hazırlamadan evvel Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın internet sayfasını ziyaret ettim. Site mübarek online alışveriş sitesi gibi. Bir tek "sepete koy" fonksiyonu eksik. Gidin görün. Bu konuda da yazasım var...alıntı


1 yorum:

Yörüngesiz dedi ki...

İyi de bu benim yazım!
Bari altına bir yere yazsaydınız yazının sahibini... Anonim olmuş gitmiş...