12 Ocak 2010 Salı

Türkiyede İnternet Kullanıcısı Olmak

Türkiye, geçiş konumu, nüfusu, kültürel varlıklarıyla devamlı övülmekte olan nadide vatanımız. Fakat bir türlü içinde olduğumuzdan farkında değiliz diye de isyankar dış kuvvetlere maruz kalmaktayız.
İşin özünün içeride olduğunu bilmeyen harici düşünceler, aslında ülkede sistemin nasıl çalıştığını neyin ne olduğunu bilmekten acizler.
Ülkemizde sosyal ve siyasal özgürlükler adı altında sayfalarca kanun ve fıkraları mevcut. Tüm bunlara rağmen henüz hiçbirinden haberdar
olmayan vatandaşımız da mevcut. Bir takım aydınlar(!) haklarımızı aramakta pasif kaldığımızı düşünmekte. Buna rağmen aradığımızda da bir kısır döngüden ibaret olduğunu görmemiz de zor değil.
Konuya girişin geniş olması bilinç kavramının ülkemizde pek tıkırında işlemediğini anlatmaya çalışmamdı.
İnternet ülkemizin yaklaşık son 10-12 yıllık diliminde varlığını sürdürmekte. Hele ki günümüzde çok hızlı bir ivmelenme ile yükselmekte kullanım oranı ve değeri. 2000′li yılların başlangıcında fazla bir alakamız yoktu internet ile ülke olarak. Fakat giderek önem kazanması, ulusal çapta yankı uyandırdı.


Giderek artan kullanıcı sayısı, kentlisi köylüsü ile tüm yurdu sardı. Bu teknolojik gelişme yavaş da olsa etkisini gösterdi. Bu olumlu gidişat taa ki 2004-2006 yıllarındaki kısır döngüye kadar devam etti. Fikir özgürlüğünü yanlış anlamda sabote etmek, ulusal değerlere saygısızlık adıyla birkaç internet sitesi ulaşıma kapandı. Aslında arkasındaki kuvvet ulusal değerlere saygısızlığın fazla olmasıydı.
Bir grup kendini bilmez provakatörün video sitesine Türkiye aleyhtarı video yüklemesi sonucu başlayan çığırtkanlık zamanla tepkileri üstüne çekti. Bu olay özünde ulusal değerlere saldırıdır. Fakat ulusunu kısıtlayacak, onun ulusal çapta yer almasını engelleyecek bloklar yaşatacak kadar da büyük bir olay değil.
Kötüye ne kadar bakarsanız o kadar kıymetlenir. Ülke olarak kınadıkça büyüdü, saldırdıkça arttı ve şimdi aleyhte iş yapmak fenomen haline geldi. Oysa ki ilk kışkırtmada kimse kaileye almasaydı, şimdi durum böyle mi olurdu dersiniz.
Yöneticilerimiz bir kere aldıkları kararı ezdirip karizmayı çizdirmemek için, daha sonraki türevlerine hemen atgözlüğüyle bakıp kapatma ve kınama kararı aldılar. Tüm bu olayların neticesinde ülkemizde, binlerce video sitesi, birçok haber sitesi, ortak geliştirilen platformlara giriş yasaklandı.
Hatta o kadar komik hale geldi ki, kapatılan bir internet sitesi, aynı sebebten başka bir mahkeme tarafından daha kapatıldı. Sonuçta kanun değişmedikçe mahkemelerin sonuçlanmasını beklemek bir 10 yıl götürecektir.
Artık darboğaza gelinen İnternet ve Bilişim Suçları büyük bir sorun teşkil etmekte ve kullanıcılar tarafından protesto edilmektedir. Sistemin kısırdöngü içinde olması ve bilirkişiler tarafından hazırlanmamış olması bu sonucu doğurmakta.
Seçim meydanlarında oy toplamak konusunda becerikli olan yetkililerimiz, internetin ne olduğunu bilen insanlar tarafından oluşturulan bir platform ile eşzamanlı çalışma yürüterek
bilişim suçları ve internet yasası oluşturup, düzenlemedikleri sürecede çıkmaz yol olarak gözükmektedir.
Umarız en yakın zamanda birey olarak bizleride ulaşıma kapatmadan, kanunları kapatırlar…

Hiç yorum yok: